Avrupa bu skandalla çalkalanıyor... 'Rusya sırrı' 8 yıl sonra deşifre oldu
Rusya'nın Ukrayna'ya saldırıları devam ederken Avrupa Birliği 350 milyon euroluk skandalla çalkalanıyor. 2014'te Rusya'ya silah ambargosu kararı alan AB'nin bu kararına rağmen başta Almanya ve Fransa'dan olmak üzere Moskova'ya silah satışının devam ettiği yıllar sonra ortaya çıktı.
Ukrayna'daki savaş can almaya devam ederken Batı, Kiev'e askeri yardımını sürdürüyor.
Rusya'ya karşı bir dizi adam atan AB Moskova'ya karşı yaptırım kararı almıştı. Ancak İngiliz medyası bu kararların ne kadar kolay bir şekilde ihlal edilebileceğini gözler önüne seren bir haber yayınladı.
2014 yılında Ukrayna'nın Kırım bölgesini ilhak eden Rusya'ya karşı silah ambargosu alan AB, üye ülkelerin Moskova'ya satış yapmasına yasak getirmişti.
Ancak AB'nin bu kararına rağmen başta Almanya ve Fransa olmak üzere AB ülkelerinin bu yasaktaki bir açıktan yararlanarak silah satışına devam ettiği ortaya çıktı.
2014 yılından sonra en az 10 AB üyesi ülkeden Moskova'ya 350 milyon euro değerinde silah satıldı.
ASLAN PAYI ALMAN VE FRANSIZ ŞİRKETLERDE
İngiliz The Telegraph gazetesinin haberine göre, bu atışın yüzde 78'i Alman ve Fransız firmalar tarafından gerçekleştirildi.
Aynı habere göre, Rusya'ya satılan silahlar arasında bomba ve füzeler de yer aldı. Söz konusu silahların Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinde kullanıldığı düşünülüyor.
ALMANYA'YI KARIŞTIRAN İDDİA
Alman Bild gazetesi ise Ukrayna'ya gönderilmesi onaylanan ağır silahların Scholz’un ofisi tarafından listeden çıkarıldığını ve onaylanan envanterin daha önce vaat edildiği gibi 1 milyar Euro değil sadece 307 milyon Euro olduğunu sayfasına taşıdı.
Gazetenin haberi ülkede büyük yankı uyandırırken Başbakan Scholz hem muhalefet hem de kendi partisinin içinden sert eleştiriler aldı.
ALMANYA HİÇ BU KADAR İZOLE EDİLMEDİ
Scholz geçtiğimiz günlerde Ukrayna’nın Donbas savunması için kurulan uluslararası koalisyona katılmayı reddetmiş, Almanya’nın maddi yardıma hazır olduğunu ancak Kiev’e tank ve zırhlı askeri personel göndermeye henüz hazır olmadığını belirtmişti.
Muhalefetteki Alman siyasetçiler Scholz’un bu tutumunu eleştirerek “Almanya daha önce hiçbir uluslararası krizde bu kadar izole edilmedi ve bu kadar tepkisiz kalmadı” yorumunu yaptılar.
Bild geçtiğimiz haftalarda yaptığı haberinde ise Şansölye Scholz'un Kiev hassasiyetine dikkat çekmişti.
Habere göre, Yeşiller partisinin Kiev'i ziyaret etmek isteyen üyeleri, şansölye ofisinin 'baskı' ve 'geciktirme taktikleri' ile karşı karşıya kalmıştı.
Henüz Ukrayna başkentine seyahat etmeyen Scholz'un ziyaretlerin Almanya'nın Rusya ile müzakere pozisyonunu zayıflatabileceğinden endişe duyduğu iddia edilmişti.
FRANSA VE ALMANYA'YI SUÇLAMIŞTI: BEDELİNİ BİZ ÖDÜYORUZ
2008 yılında Almanya ve Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik NATO dahilinde aldığı kararın hata olduğunu belirten Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba şu ifadeleri kullanmıştı;
'Almanya ve Fransa'nın 2008 yılında Ukrayna'nın NATO'ya girmemesi yönünde kullandıkları oy stratejik bir hataydı. Eğer NATO üyesi olsaydık bu savaş başlamazdı. Bu hatanın bedelini Almanya ve Fransa değil biz ödüyoruz.'
Yorumlar