Atatürk Havalimanı saldırısında zaman da mekan da çok şey söylüyor

Atatürk Havalimanı’nda 3 ayrı bombalı saldırıda 36 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı. Bombalı saldırı zaman ve mekan bağlamında adeta şok etkisi yarattı.

Türkiye’nin Rusya ve İsrail’le ilişkilerini normalleştirdiği ve turizmde olumlu gelişmelerden bahsedildiği bir ortamda ülkenin en büyük havalimanına yönelik saldırı ‘sembol’ olarak yorumlandı.

Saldırının nedeni ve olası sonuçları da bu anlamda yorumlandı.

AjansHaber’e saldırıyı değerlendiren Namık Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ensar Nişancı, Türkiye’nin dünyaya yeniden entegre olduğu bir süreçte entegre eden atar damarın vurulduğunu belirterek “Zaman da mekan da çok şey söylüyor” dedi.

Namık Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ensar Nişancı, şunları söyledi:

“TÜRKİYE DÜNYAYA YENİDEN ENTEGRE OLURKEN ENTEGRE EDEN ATAR DAMARI VURDULAR”

Türkiye dünyaya yeniden entegre olurken, Türkiye’yi dünyaya entegre eden atar damarı vurdular. Dış hatların vurulmuş olması Türkiye’deki dış politika hamlelerinin özgül ağırlığının ne kadar güçlü olduğunun göstergesi. Bölgede yapılan her bir eylemin yansımaları çok büyük olduğu için çok gergin bir ortam da gelişmiş oluyor. Aşırı duyarlaşmış bir ortam var.

“ZAMAN DA MEKAN DA ÇOK ŞEY SÖYLÜYOR”

Teröristin kimliği, zamanlaması ve mekanı da çok önemli. Hem zaman çok şey söylüyor hem de mekan. Bence yeniden entegre olurken damara torpil atıldı.

“TÜRKİYE GÜVENLİ DEĞİL ALGISI AMAÇLANIYOR”

Çok sıcak hamleler terörist organlar tarafından gerçekleşiyor. Bu Fransa’da, Brüksel’de görüldü. Paris kültür merkezi, Brüksel de AB’nin kurumsal başkenti. Havalimanının seçilmiş olması da çok büyük bir sembol. Türkiye güvenli bir ülke değil algısı da yaratılmaya çalışılıyor.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.