Yıldırım, "Bu seçimde kuralı genişleterek işlettik"

AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım katıldığı "Seçim 2023" canlı yayın programında açıklamalarda bulundu. Yıldırım, AK Parti'de 3 dönem kuralına ilişkin, "Bu seçimde kuralı genişleterek işlettik. Sahanın talepleri dikkate alınarak değişim ve gençleştirmeye gittik." ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım katıldığı "Seçim 2023" canlı yayın programında açıklamalarda bulundu.

Yıldırım'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

Üç dönemi geçenler de dahil toplam 65 arkadaşımız bu fasıldan liste dışı kaldı. 285 milletvekilimizden demek ki sadece 104'ü tekrar aday gösterildi. Yaklaşık olarak üçte ikisi değişti. Bu değişimde üç dönemin payı 65, geriye kalan 186 civarında da milletvekili olup da tekrar aday yapmadıklarımız var. Değişim ve gençleştirme. Sahanın talepleri dikkate alındı. Temayüller yapıldı, komisyonlar değerlendirme yaptı. Üçüncü bir gözle seçim bölgesinde yapılan araştırmalar, anketler dikkate alındı. İsim vermeden kimi milletvekili şehrinizde bölgenizde görmek ister misiniz sorular soruldu. Mülakatlarda 'siz olmasanız kim olurdu' diye sorular soruldu. Amaç sahada olabildiğince erişimi yaygın olan adaylar daha fazla destek sağlayacak adaylar belirlemek. Bu doğrultuda üçte iki civarında bir değişim oldu. Her seçim döneminde bu civarda olur bizde.

"Necmi Kadıoğlu’nun kendisi karar verdi"

Necmi Kadıoğlu Bey, Esenyurt'ta çok ciddi karşılığı olan, halk tarafından sevilen bir arkadaşımız. Onun özeliyle ilgili konu olmuştu geçmişte. Belediye başkanlığını bırakmıştı. Şimdi o konuları tekrar gündeme taşıdılar, bunun üzerine kendisi karar verdi.

"Grup başkanvekili olarak göreve devam ediyorum"

Üç dönemde istisna uygulanmadı. Bütün isimlere, grup başkanı, grup başkanvekilleri, genel başkan yardımcıları. Ben partinin genel başkanlığını da yaptım. Burada bir karar alınırsa bu kararın sonuna kadar arkasında olmak daha hakkaniyete uygun bir şey. O bakımdan herhangi sıkıntımız yok. Kaldı ki AK Parti'de siyaset sadece milletvekilliğiyle yapılmıyor. Ben genel başkanvekili olarak görevime devam ediyorum. Bizim partide milletvekili olursun, olmazsın, ara verip tekrar olursun. Siyaset uzun soluklu iştir. Kısa dönemli değişikliklere takılırsanız siyaset yapmanız gereği kalmaz.

"Her gün iki ile gidiyorum"

21 yıllık parti kuruculuğundan bugüne kadar devam eden yoğun çalışmam var. Aday olmadı vaziyeti idare ediyor gibi diye bir algı olmasın. Her gün iki ile gidiyorum. Dün Kars ve Muş'taydım. Yarın Bilecik, Burdur, bir sonraki gün Isparta. Vatandaş diğer seçimlere göre biraz daha sakin. Seçmen ittifaklara göre kendini konumlandırmış vaziyette. Son gün karar verecekler mutlaka vardır.

"İlk turda biz seçimi alırız"

Seçimin ilk turda Cumhur İttifakı lehine biteceğine düşünüyorum. İlk turda biz seçimi alırız. Yapacak her zaman yeni şeyler vardır. İhtiyaçlar değişiyor. İnsanların başlangıçta içme suyuna ihtiyacı vardı, köy yollarına, okula ihtiyacı vardı. Şimdi internet yetmiyor diyor. Kapasite artırın diyor köydekiler. İhtiyaç çok. İnsan var olduğu müddetçe ihtiyaçlar olmaya devam edecek. O ihtiyaçları da önemseyen, yapma azminde olan kadrolara da ihtiyaç var. Tecrübemiz var. Sadece söz veren kadrolar yok. Verdiği sözleri hayata geçiren iktidardan bahsediyoruz. 21 yıl dağ gibi sorunları dağ gibi projelere dönüştürmüşüz.

"İBB'de 21 bin kişinin işine son verdiler"

Yerel yönetimlerde kısmi başarıları var. İstanbul ve Ankara'da. Orada sözlerini yerine getirdiklerini düşünmüyorum. Projeler ne kadar gerçekleşmiş, açar bakarız. Performansları ölçecek veriler elimizde var. 'Biz belediyeleri kazandık ama namus sözü sayın Kemal Bey'in, 1 tane çalışanı işten atmayacağız' dediler. Sadece İBB'de 21 bin kişinin işine son verdiler. Yerine adam aldılar mı, aldılar. Bu hakkaniyete, adalete uygun bir şey mi? Çalışanların ekmeğiyle oynamak yakışmaz iktidar sahiplerine.

"Kızılay Başkanı’nın kenara çekilmesi yerinde olur"

Biz insanlarla uğraşmayalım, projelerle uğraşalım. Bir insanı ekmeğinden etmenin bize kazandıracağı bir şey yok. İşini yapmıyorsa, hak etmesi gereken maaşın gereğini yerine getirmiyorsa tabii ki ona işlem yapmak gerekir. Öbür türlü diğer çalışanlara haksızlık olur. Mekanizma belli disiplin soruşturması, hukuki yollar var. Kızılay 150 yıllık geçmişi var. Kızılay'la ilgili benim kafam çok berrak. Kızılay bu geçmiş içinde zaman zaman maalesef kötü durumlara düştü. Bizim iktidarımız öncesinde de Kızılay'da taht kavgaları çok oldu. Biz geldik kuruma ciddi saygınlık kazandırdığımız gibi imkanlarını da çok artırdık. Son depremde yaşanan olay hiçbir şekilde akıl sahibi insanın kabul edebileceği bir şey değil. Elindeki çadırları parayla başkasına vermek. Kendi ihtiyacın varken onun üzerinden ticaret yapma yoluna gitmek akla izana uyacak bir şey değil. Başkanın bu şartlar altında bırakması gerektiğini bakanlardan söyleyenler oldu. Benim k kanaatimde kurumu fazla yıpratmadan kenara çekilmesi iyi olur.

"Bize ihtiyaç olursa varız"

Hayatım boyunca kişisel hesap yapmadım, ihtiyaç neresiyse hizmete hazır olduğumu sayın Cumhurbaşkanımız da bilir, partimiz de bilir. Ben bakan iken istifa ettim, istifa etmem gerekmediği halde İzmir seçimlerinde belediye başkanı oldum. Daha sonra Meclis Başkanı iken yine istifa ettim İBB Başkanlığı'na aday oldum. Partimin hangi alanda ihtiyacım varsa hiç tereddüt etmeden o görevi yerine getirmek için elimden geleni yaparım. Önemli olan 21 yıldır iktidarda olan AK Parti'nin ülkenin sorunlarını çözecek kadrolar var. Bize ihtiyaç olursa biz de varız. Yoksa çok yetişmiş arkadaşımız var. Bizim de partide bir görevimiz var. Şahsımla ilgili hiçbir talepte bulunmadım, bundan sonra da bulunmam.

"PKK üst düzey temsilcileri Kılıçdaroğlu'na destek açıklaması yaptı"

Millet İttifakı'nın adayı sayın Kılıçdaroğlu. Kılıçdaroğlu'nun adaylığı konusu 6'lı Masa'da toplanan parti başkanlarının 2021'de başladılar, mart veya şubat sonu 2023'de bitirdiler. 21 ay toplandılar, dağıldılar. Aday belirlemek için. Baştan belli olan adaya karar verdiler, ortaklar şartlar ortaya koydular. Sayın Akşener'in masadan ayrılıp dönmesinin şartı olarak iki tane belediye başkanını da yapıya monte ettiler. Bu şekilde sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığını açıkladılar. Ne olduysa o andan itibaren oldu. Ondan önce HDP kamuoyuna 'adayımızı seçim tarihi belli olmadan açıklayacağız' dedi. Kılıçdaroğlu aday olduktan sonra aday çıkarmaktan vazgeçtiler. Dağdan, PKK üst düzey temsilcileri sayın Kılıçdaroğlu'na destek açıklaması yaptı. Suriye'dekiler açıklama yaptı. Avrupa'da, Amerika'daki yöneticiler açıklama yaptı. FETÖ'nün yurt dışındaki kaçakları açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu'nun kazanması için ne gerekiyorsa yapacağız dediler. Artık bu SİHA, İHA'lar tepemizde bizi mahvediyor, bunların ortadan kalkması için yerel özerklik, eyalet sisteminin gelmesi için. Hapishanelerin kapılarının kırılıp Öcalan başta olmak üzere bütün teröristlerin dışarı çıkması için.

"Bu ülkeye yapılacak en büyük kötülük"

Ortaklar içinde manevi, milli değerlere sahip çıkan da var. '40 bin insanımızın kanına girdiniz, 15 Temmuz'a bu ülkeyi yaşattınız, sizin desteğinizle mi iktidar olacağız'. Böyle bir şey duydunuz mu? Ortaklık yaptıklarının oylarına desteğine talip olmaları nasıl oluyor? Giriyorsunuz, anlaşma yapıyorsunuz, sizi destekleyeceğiz deniyor. Kim babası hayrına destek verir? Bu millet büyük bedel ödedi? Hem 15 Temmuz'da ödedi, 40 yılda ödüyoruz. Biz terörü 20 yılda ülkenin gündeminden çıkardık. Oy uğruna dağın desteğini, FETÖ'nün desteğine sessiz kalmak bu ülkeye yapılacak en büyük kötülük.

"HDP de, CHP’de 'hayır' oyu veriyor"

Hiçbir zaman HDP, Yeşil Sol Parti PKK'ya terör örgütü dememiştir ve PKK'nın eylemlerini de kınamamıştır. Millet İttifakı seçilirse silahlar bırakılacak diyor. Böyle bir kabiliyetiniz var idiyse bu kadar insanın hayatını kaybetmesine niye sebep oldunuz? Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü tehdit altında. Adamların şartı ortada. Yerel özerkliği istiyoruz dedi. HÜDA PAR'ın bir terör eylemi var mı? HÜDA PAR kim PKK kim? Özerklik istiyorsa halt etmiş! Bu milletin yüz yıl önce yaptığı ahit var. Üniter devlet yapısı. Vatan toprağı bütündür. Bu bugün de geçerli. Terör örgütleri ve onların arkasındakiler Türkiye'yi bölmek istiyorlar. Yüz yıl önce de bölmeye çalıştılar, bu millet şahlandı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yanında kenetlendi. Şimdi yarım kalan hayallerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bunu da içeriden adaylarla yapmaya çalışıyorlar. Terörle başaramadılar, 20 yıldır amansız mücadele yaptık. Topraklarımızın dışında güvenlik bandı oluşturarak bu başarıyı elde ettik. Şimdi Suriye'den asker çekeceğiz diyor. Irak'ta ne işimiz var diyor. HDP tezkereye hayır oyu veriyor CHP de hayır oyu veriyor. Dış politikada bakış açısı farklı değil.

"İstanbul seçimlerini konuştuğumuzda farklı yöne çekiyorlar"

Her şey seçim kazanmak değildir. Türkiye'nin vazgeçemeyeceği öncelikleri, esasları vardır. Buralarda taviz verirseniz telafisi olmayan büyük bir sıkıntı yaşarsınız. Bu görüşmenin çay kahve içmekten ibaret olmadığını normal insan zekâsı fark eder. Oturmuş, konuşmuşsunuz, 'adayımız sizsiniz sizi destekliyoruz' denmiş. Demek ki bir yerlerde anlaşıldı. İstanbul seçimleriyle ilgili konuşmak istemiyorum. Takip de etmedim. Ama o işle ilgili aralarında bir mutabakat olduğu haberlerini ben de duydum o dönem. Meclis üyelerine, belediye kadrolarına yönelik bir mutabakatları, onlara alan açacaklarına dair. Açtıklarını duyuyorum. İstanbul seçimlerini konuştuğumuz zaman farklı yöne çekiyorlar.

"Çocuk mu kandırıyorsunuz?"

Ankara'nın belediye iktisadi teşekküllerinde CHP üyelerinin yönetim kurulu üyesi olduğunu biliyorum. PKK'lı olup olmadığını güvenlik unsurları ortaya çıkarır. HDP terör örgütünden talimat alan yapı sadece iyilik olsun diye Kemal Bey'e destek oluyor. Çocuk mu kandırıyorsunuz, halka bu kadar hakaret olmaz.

"HDP 'unutmayın sizi kim kazandırdı' demedi mi?"

Bu seçim FETÖ'cüleri ve bölücü PKK terör örgütünü meşrulaştırma seçimidir dedim. Onların desteğini alarak seçim kazanmak onları meşrulaştırmaktır. Belediye seçimlerinden sonra HDP 'unutmayın sizi kim kazandırdı' demedi mi? Biz memleketin selametini, huzurunu, güvenliğini konuşuyoruz. HDP başından beri 'bizim terör örgütüyle alakamız yok, PKK; PYD; YPG; FETÖ terör örgütünü lanetliyoruz dese mesele yok.

"Bu seçimi beka meselesi olarak görüyorum"

İstanbul'a başkan seçiyoruz dedim. Söylediklerimden ben sorumluyum. İşi niye bu kadar farklı yönlere çekiliyor diye bizzat söyleyen benim. Genç seçmen kardeşimiz kararını rahatça verecek. Değişim istiyorsa, değişime, huzur, istikrar, tecrübe istiyorsa bize verecek. Biz kimseye 'illa bize oy vereceksin' diye iddia peşinde değiliz. Elbette herkesin aklı, fikri var. Bu seçimi beka meselesi olarak görüyorum.

"AK Parti’nin seçimi kazanması sıradanlaştı"

Bana göre kampanya sert geçmiyor geçmiş yıllara göre. İnsanlar daha sakin, bu iyi bir şey. Bunu iki türlü yorumlayabilirsiniz. Birincisi vatandaş emindir, kararını vermiştir. Kazanımlarını kaybetmek istemiyordur. Veya umudunu kesmiştir. Yine gününü bekliyordur. Biz birinci ihtimalin daha kuvvetli olduğunu görüyoruz sahada. AK Parti kazanmaya alışık parti olduğu için. 15 seçimi her seferinde çıtayı yükselterek kazanmış. Seçim kazanmak sıradanlaştı. Bağırarak, çağırarak, tehdit ederek psikolojik üstünlük olmaz. "Bizim PKK'nın, FETÖ'nün desteğine ihtiyacımız yok" İki kelime. Bu açıklamayı yapamazlar mı? Terör örgütünün siyasi temsilcileriyle anlaşıyorsunuz. Dağa haber gidiyor. Diyorlar ki bu söylemi şimdilik durduralım deniyorlar.

"Bizim pis işlerle işimiz olmaz"

İzah edemedikleri bir ilişki vardır. Bunların açığa çıkma endişesi vardır. Önceden kendileri faş edebilir. Pis iş çok kötü bir tabir. Bizim pis işlerle işimiz olmaz. Ama bu dark web denen dünyada olan şeyler. Parayı bastırıyorsunuz, birini infaz etmek istiyorsanız teknoloji müsait. Bizim böyle bir faaliyetimiz yok. Sayın Kılıçdaroğlu'nun söylemini sıkıntılı görüyorum. 'Ben YSK'ya güvenmiyorum' dedi. Bu fevkalade talihsiz açıklama. YSK çok partili hayatımızdan beri seçim yapıyor. İstanbul seçimlerinde benden önde olduğunu açıkladı. Böyle bir açıklama iktidara talip olan birinin söyleyeceği bir açıklama olmamalı.

Yeniden Refah Partisi ile görüşme

Fatih Erbakan'la, sayın genel başkanla görüşmeleri ben yürüttüm. Gittik, ziyaret ettik, birlikte yol yürüyelim dedik. Onlar da kabul ettiler. Bize iade-i ziyaret yapacaklardı. Parti yetkili kurullarında farklı sesler çıktı, işi biraz beklemeye aldılar. Kadına şiddetle ilgili, İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili farklı açıklamalar yapıldı. Mesajların karşılıklı iletişiminde yanlış anlaşılmalar olduğu ortaya çıktı. Tekrar devreye girdik, düzelttik. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a tam destek. Kendi arzuları, kendi amblemleriyle girecekler, kamuoyu güçlerini görmek istiyorlar.

"Onlar CHP’ye yaslanmış durumdalar"

HÜDA PAR'ın iki yahut üç arkadaşa biz listelerimizde yer verdik. Onun dışında ittifak ilişkimiz yok onlarla. Cumhur İttifakı olarak 4 parti giriyoruz. Bu partilerin her biri kendi amblemleriyle giriyorlar. Millet İttifakı'nda öyle değil; bağımsız giren hiçbir parti yok. Onlar CHP'ye yaslanmış durumdalar. CHP'nin vekil listesinden kontenjan aldılar. İYİ Parti de 7 yerde destek verecek, 9 yerde CHP'den destek alacak. Erzincan'da CHP güçlü İYİ Parti değil. Erzincan'dan CHP'de birinci sıra, ikinci sıra İYİ Parti. Orada ne İYİ Parti aldığı oyu ne CHP tam olarak aldığı oyu bilebilecek. Diğerleri seçime girmeden vekil çıkaran partiler.

"HÜDA PAR teröre bulaşsaydı yanımızdan yöremizden geçemezdi"

HÜDA PAR Başkanı çıkıp açık söyledi. 'Bizim terörle, Hizbullah'la bir alakamız yok, Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü, üniter yapısıyla sorunumuz yok" diye çıktı açıkladı. Bazen Hizbullah'la ilişkilendirilmeye çalışılıyor. Bir parti teröre bulaşmamışsa farklı bir şeydir. Terörün içinde parti olsa bizim yanımızdan yöremizden geçemez. Bize katkısı olacağını ümit ederek listelerimizde yer verdik. Göreceğiz. Tabii ki olacak. DSP de bizim listelerden girdi.

"Sen alevi misin diye sorduk mu?"

Doğru bir şey değil. Kimsenin etnik kimliğini sorgulayamayız ki. Kim Alevidir, kim Sünnidir, kim Şiidir, kim Türktür, kim Kürttür. Madımak'ı hatırlayalım. Kim sordu ki Kılıçdaroğlu'na 'sen Alevi misin' diye. Biz sorduk mu? Bizim böyle bir adetimiz yok. Bizi birleştiren yaratanımız bir Allah. Peygamberimiz Hazreti Muhammed, kitabımız Kur'an-ı Kerim. Bunların üçü hepimiz için birdir. Bizi birbirimize bağlayan, kardeş yapan bu değerlerimizdir. Bu esaslar üzerine beraberiz. Geçmişte mezhep savaşları, ta Kerbela, Avrupa'daki savaşlar. Bunların çok büyük bedelleri, yıkıcı sonuçlarını tarih boyunca yaşamışız. Küllenen yaraları açmanın yararı yok.

"Biri özelleştirmeden, diğeri devletleştirmeden bahsediyor"

Bunların aralarında birçok konuda mutabakat yok. Merak ediyorum, nasıl işleri yoluna koyacaklar. Biri özelleştirmeden biri devletleştirmeden bahsediyor. Ortaklık yapıyorlar. Yarın hasbelkader kazara iktidara geldiler. Mesela deprem konutlarını bedava vereceğiz diyor Kılıçdaroğlu. İYİ Parti 'olur mu öyle şey, bütçe gerektiriyor, zamana yayacağız parayla vereceğiz' diyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. Ali Babacan serbestleştirmeden yana. Bunlar bütün yap-işlet-devret’leri gözden geçireceğiz diyor. Buraya yatırımcı gelir mi? Hukuk devleti ilkeleri tartışmaya açıldığı zaman yabancı da yerli de kaçar. Küresel bir belirsizlik var. Pandemi var, Rusya-Ukrayna savaşı var, etrafımızda istikrarsızlık var.

"KPSS ile puan durumlarına göre ihtiyaçlar dikkate alınacak"

Biz bir 15 Temmuz yaşadık. Bu ülke uçurumun kenarından döndü. Maalesef yabancı istihbarat örgütlerinin kontrolündeki terör yapılanması ülkemizde bir kalkışma denemesi yaptı. Askerimizin tertemiz üniformasını kirletti. 251 insanımızı şehit etti. Bu yapılanma o kadar farklı bir yapılanma ki, bütün kurumlarda her yere nüfuz etmişler. Bu şartlar altında bir devletin çalışanların sadakatinden emin olması lazım. Siz kurumları teslim ettiğiniz, devleti teslim ettiğiniz kadroda sadakat yoksa o ülkeyi yönetemezsiniz. Olağanüstü şartlarda FETÖ yapılmasından kurumları kurtarmak için hem KHK kararları aldık, görevden uzaklaştırdık, itiraz komisyonlarımızı kurduk. Bu arınma işlemi tamamlandıktan sonra artık mülakat ihtiyacı kalmadı. Çok sınırlı özel alanlar haricinde. KPSS ile talepler ve puan durumlarına göre ihtiyaçlar dikkate alınacak.

"Kökten reddettiği şeye iktidar olmadan sahip çıktılar"

Muharrem İnce de nasibini arıyor, biz de nasibimizi arıyoruz. Bizim 20 yıllık tecrübemiz var. Daha iyi yönetiyoruz. Bunlar daha iktidar olmadan üleşmeye başladılar. Sayın Kılıçdaroğlu ne dedi? Partili cumhurbaşkanı olmaz, dedi. Ben tanımam dedim. Siz Türkiye'yi yönetmeye talipsiniz. Ben geleceğim, sistemi değiştirinceye kadar partimle ilişkim devam edecek. Kökten reddettiğin bir şeyi daha iktidar olmadan sahip çıkmak. Bunlar yine biz sistem değişikliğini yaparken birden fazla cumhurbaşkanı yardımcılığımızı öngörmemizi acımasızca eleştirdiler. Belki 100'e yakın cumhurbaşkanı yardımcısı atayacaksınız dedi sayın Kılıçdaroğlu. Daha seçim kazanmadan 7 tane dağıttılar. Sayın Cumhurbaşkanımız 1 tane yardımcı ile götürdü. Türkiye'nin kaynakları, ihtiyaçlarından çok daha fazla. Biz üç kat büyüdük. Büyümeyi yapmasaydık, yolarımızı yapmasaydık, ihracatı arttırmasaydık fakirlikte eşitliği sağlamış olurduk. Bizim derdimiz gelişmişlik, zenginlik ve adaleti sağlamak.

"Seçim bitti mi geçim derdine yoğunlaşırız"

Bana da Togg'u vermediler. Ben Başbakanlık yaptım. Paramla günü gelince alır kullanırım. Verseler olurdu. Zaten Togg'u reddediyorlar. Fabrika nerede diyor, nerede araba diyor, teneke diyorlardı. Her şey siyaset değil. Siyasetimizi yapalım ama ülkenin kazanımları. Savunma sanayinde destan yazdık. Savunma sanayi bağımsızlıktır. Seçim bitti gerginlik de biter, ondan sonra geçim derdine daha çok yoğunlaşırız.