"Vatandaşın avukatlığını yapıyoruz"
Oldukça hızlı çalıyoruz, dostane çözüm arıyoruz. İdareyle gidip görüşüyoruz, vatandaşın avukatlığını yapıyoruz, halkın derdine tercüman oluyoruz. Vatandaşın avukatıyız ama aynı zamanda idarenin dostuyuz.
Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, oldukça hızlı çalışarak, dostane çözüm aradıklarını belirterek, "İdareyle gidip görüşüyoruz, vatandaşın avukatlığını yapıyoruz, halkın derdine tercüman oluyoruz. Vatandaşın avukatıyız ama aynı zamanda idarenin dostuyuz." dedi.
"Ombudsman Antalyalılarla Buluşuyor" sloganıyla kentte bir otelde düzenlenen programda, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, muhtarlar ve engellilerle bir araya gelen Malkoç, burada yaptığı konuşmada, kamu denetçiliği kurumunun tanıtımı için Türkiye'nin 30 ilinde gerçekleştirecekleri toplantıları Antalya'dan başlattıklarını söyledi.
Malkoç, kurumun kökleri itibarıyla Selçuklular ve Osmanlı'dan bu yana var olduğunu ifade etti. Ombudsmanlığın tarihçesini anlatan Malkoç, kamu denetçilerinin TBMM tarafından seçildiğini ve yemin ederek göreve başladığını dile getirdi.
Yürütmenin her türlü eylem ve işlemlerini, insan hakları, adalet ve hakkaniyet açısından denetlediklerinin altını çizen Malkoç, "Bir yönüyle yürütmenin denetçisi. Mahkeme, yargı değil ama karar verirler. Kararları tavsiye niteliğindedir." diye konuştu.
Kendilerine gelen dilekçenin en geç altı ay içerisinde karara bağlandığına dikkati çeken Malkoç, şunları kaydetti:
"Oldukça hızlı çalıyoruz. Dostane çözüm arıyoruz. İdareyle gidip görüşüyoruz, vatandaşın avukatlığını yapıyoruz, halkın derdine tercüman oluyoruz. Vatandaşın avukatıyız ama aynı zamanda idarenin dostuyuz. Çünkü bizim kararlarımız idareye yol gösteren kararlar, bir bakıma onlara farklı bakış açışı sunan kararlar. Onların yoğun temposunda ihmal ettikleri veya gözden kaçırdıkları veya farklı bakış açılarını biz ortaya koyarak yardımcı oluyoruz."
Malkoç, insan haklarının yerleşmesi ve kökleşmesi, hukukun üstünlüğünü sağlamak için çalıştıklarını söyledi.
"UYGULANABİLİR KARARLAR VERİYORUZ"
Kurumun gücünün tavsiye kararı vermesinden geldiğine işaret eden Malkoç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Verdiği karar da kurumun yumuşak gücünü toplumda etkinleştiriyor. Toplumun bir bakıma vicdanı haline geliyor kurum. Bizim inceleme ve araştırmalarımız hukuka ve insan haklarına dayalı olduğu için idareye tavsiye kararı verdiğimizde buna uymayan kurum hukuka uymamış bir kurum addediliyor. Biz sivil toplum, medya ve kamuoyu aracılığıyla bu kararı takip ediyoruz. Anadolu'da 'Arkasına teneke takmak' tabiri var. Bir bakıma bizim karara uymayanların arkasına bu kararlar takılıyor, kurumlar hareket ettikçe hukuka uymayan kurum olarak toplumda tanınıyor. Hiçbir kurumun böyle olmasını arzu etmeyiz, dolayısıyla uygulanabilir kararlar veriyoruz."
Kurumlarına şu ana kadar 30 bin müracaat olduğunu ve bunların önemli bir kısmını dostane çözüm yoluyla hallettiklerini belirten Şeref Malkoç, "Geçen yıl 5 bin 600 civarında müracaat olmuştu kurumumuza, bu yıl nisan ayı sonu itibarıyla geçen yılın rakamı yakalandı." dedi.
ÖSYM'DEN YENİ UYGULAMA
En çok ÖSYM ile ilgili kararlarının tartışıldığına değinen Malkoç, ilaç ve nefes darlığı cihazı kullanan 100'e yakın çocuğun sınavının iptal edildiğini ve bu kişilerin kendilerine müracaatta bulunduğunu anlattı.
Görüşerek, konuşarak, iptal edilen sınavları geçerli hale getirdiklerini vurgulayan Malkoç, şunları kaydetti:
"Ardından YGS'de başarılı olan öğrenciler, LYS'ye girmeleri gerekiyor. ÖSYM belirli bir süre tanıdı, 13 gün içerisinde 'Şu kadar para yatırın' diye. Bu süre içerisinde annesi hasta olan, trafik kazası geçiren oldu, çocuklar yatıramadı. Bunların içerisinde ilk 2 bine, 5 bine giren var. ÖSYM'ye müracaat ettiler, 'Hayır biz süre tanıdık, yatırsaydınız' dediler. Biz onlarla görüştük, kendilerine değişik yollar önerdik ve çok şükür bu öğrencilere yeni bir hak tanındı. Ondan daha önemlisi, bundan sonraki uygulamalar şöyle oldu: Belirtilen süre içerisinde müracaatlarını yapıp, ücretlerini yatıramayanlar olursa, onlara ek süre tanınacak ve ek sürede iki misli para yatıracaklar. Olsun bu da bir çözümdür. Hiç sınava girmemekten daha hayırlıdır."