Uyku hastalıkları gündüz belirti veriyor
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Derya Karadeniz, uyku hastalıklarının sadece geceye özgü belirtilerle seyretmediğini, aslında hastalığın belirtilerinin gündüze ait olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Derya Karadeniz, uykunun yaşam için mutlak gerekli olan bir süreç olduğuna işaret ederek, bu sürecin, özelliklerine bakıldığında bebeklik, çocukluk, ergenlik, erişkin ve yaşlılık döneminde farklılıklar gösterdiğini aktardı.
Uykuda olan herhangi bir hastalık ya da bozukluğun, direkt olarak uyanıklığı etkilediğini ve birçok hastalığın ortaya çıkmasını tetiklediğini vurgulayan Karadeniz, normal uykunun süresinin, gelme zamanının, sabah uyanabilme hızının ve uyanma eşiğinin, her kişide farklılık gösterdiğini ifade etti.
Karadeniz, bunun doğuştan itibaren, genetik olarak farklı olduğunu ve uykunun kişinin parmak izi gibi görülebileceğini belirterek, uyku hastalıklarının psikiyatrik sorunlar olmadığına dikkati çekti.
Uyku hastalıklarının, uyku-uyanıklık mekanizmalarının bozulması sonucu ortaya çıkan sağlık sorunları olduğunu aktaran Karadeniz, bunların çeşitli kategorilere ayrıldığını ve bu anlamda 80 üzerinde hastalık tanımlandığını kaydetti.
Karadeniz, "Bunlar, tanıları net olarak saptanan ve tedavi edilebilir hastalıklar. Hastalıkların birçoğu kronik ama ömür boyu da tedavileri süren ve tedaviye çok iyi yanıt alınan sorunlar." ifadelerini kullandı.
Karadeniz, uyku hastalıkları arasında uykusuzlukla seyreden sorunlara ilişkin bilgi vererek, bunların uyku-uyanıklık mekanizmalarının bozulması sonucu ortaya çıktığını ve kendi içinde 8-10 hastalığı barındırdığını bildirdi.
Diğer kategoride ise uykuda solunum bozukluklarının yer aldığını anlatan Karadeniz, şu değerlendirmede bulundu:
"Genel olarak toplumda uyku apnesi ya da uyku apne sendromu olarak bilinen bir hastalık var. Uykuda solunum bozuklukları kendi içinde 18 hastalık barındırıyor. Uyku apnesi, uykuda kişinin farkında olmadığı, solunumda durma, azalma, zorlanma ve beraberinde oksijende düşme, kalp ritminde bozulma, kalbin kan atım gücünde azalma, beynin kanlanması ve oksijenlenmesinde bozulmayla seyrediyor. Dolayısıyla kalp ve beyin başta olmak üzere bütün vücuda hasar veren ve eğer tedavi edilmezse kişinin yaşam ömrünü kısaltan, başta hipertansiyon olmak üzere, kalp hastalıkları ve diyabete kadar gidecek sorunlara neden olan bir hastalık grubundan bahsediyoruz."
"HER UYKU HASTALIK GRUBUNUN FARKLI BELİRTİLERİ VAR"
Prof. Dr. Karadeniz, diğer sorunlar arasında ise kişinin gündüz uyanık kalamaması, uyanıklığı sürdürememesi ile şekillenen hipersomni, huzursuz bacak sendromu olmak üzere uykuda hareket bozuklukları, uykuda kalkıp yürüme, bağırıp çağırma, farkında olmadan yemek yeme, altına ıslatma olarak bilinen parasomni şeklinde sıralanabileceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Her uyku hastalık grubunun farklı belirtileri var. Uykuya dalmada zorluk, uykuyu sürdürmede zorluk, çok sık uyanma ya da sabah çok erken saatte uyanıp bir daha uyuyamama, yorgun uyanma, gün içinde uyku ihtiyacı ya da uyuklama, gün içinde konsantrasyon bozukluğu, dikkat azlığı, unutkanlık, normal beslenmeye karşın giderek kilo alma, çeşitli yöntemlere rağmen kilo verememe, cinsel fonksiyonlarda yaşa bağlı olmayan yani yaşla uyumsuz bozulma, unutkanlık, sinirlilik, gerginlik ve hatta sonuç olarak depresyon, bunların hepsi uyku hastalıklarının belirtileridir. Uyku hastalıkları sadece geceye özgü belirtilerle gitmez, tam tersi aslında hastalığın belirtileri gündüze aittir. Bu noktada eğer bir uyku hastalığından şüpheleniliyor ise uyku tetkiki yapmak gerekir. Tabii bunu da uyku konusunda uzmanlaşmış ve bu konuda eğitim almış hekimlerin yapması gerekiyor. Çünkü uyku artık tıbbi olarak bağımsız bir bilim dalı."
Uyku hastasının değerlendirilmesinin detaylı bir işlem olduğuna işaret eden Karadeniz, Türkiye'de uykunun tıbbi olarak çok hızlı bir ivmeyle ilerlediğini sözlerine ekledi.