"Türkiye'ye sığ görüşlüler çok şey kaybettirdi"

Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır programı Türkiye gündemindeki sıcaklığını koruyor. Diyarbakır eski Milletvekili Haşim Haşimi hafta sonu meydana gelen tabloyu AjansHaber’e değerlendirdi.

Fazlı ŞAHAN / ANKARA 

Diyarbakır eski Milletvekili Haşim Haşimi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın iki günlük Diyarbakır ziyareti ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ile görüşmesi başta olmak üzere genel af konularını Ajanshaber'e değerlendirdi.

“TARİHİ BİR DÖNEM”

Haşimi, Başbakan Erdoğan ve Mesud Barzani'nin buluşmasını milat denilebilecek bir buluşma olarak gördüğünü belirterek "Biz buna yeni dönem diyoruz. Tarihi bir dönem diyoruz. Bu dönemlere kolay gelinmedi." açıklamalarında bulundu. Çözüm süreci konusunda muhalefeti eleştiren Haşimi, "Türkiye'nin sorununa yanlış yerden bakıyorlar. Allah ıslah etsin, demekten başka bir şey kalmıyor." diye konuştu. Haşimi, genel af konusunda ise "Ben affı yıllar önce dile getiren bir siyasetçiyim. Fakat bir af çıkmasını ben düşünmüyorum. Terör ile mücadele yasasında bir iyileştirme yapılır." değerlendirmesini yaptı.

İşte Haşim Haşimi'nin açıklamaları:

Tarihi bir buluşma, önemli bir buluşma, milat olabilecek bir buluşma. Bunun hem ülkemiz için hem Kürt yönetimi için hayırlı, pozitif sonuçları olabilecek bir görüşme. Dolayısıyla biz buna yeni dönem diyoruz, tarihi bir dönem diyoruz. Bu dönemlere kolay gelinmedi. Daha birkaç yıl önce Türkiye’deki hükümetlerin Kürt yönetimi ile görüşleri belliydi. Nitekim sığ görüşler çok şey kaybettirdi. İki tarafa da kaybettirdi. Ancak özgüvene sahip iki siyasi idare ile yapabilecekleri bir şeydir bu görüşme. Bu gerçekleşmiştir bugün, inşallah hayırlısı olacaktır. 

‘‘MUHALEFETİ ALLAH ISLAH ETSİN’’

Bu görüşmeyi sadece bir madde ile sınırlamak doğru değildir. Zaten çok tarihi bir görüşme olduğunun en büyük kanıtı da hem bizim medyamızda hem dünya medyasında bu görüşmeye göstermiş olduğu ilgi ve alakaydı. İki lider de bölgenin sahibi olduğunu  ispat etmiştir. Bu sürece sağduyulu herkesin katkısı olmalıdır. Muhalefetin eleştirileri, gerçeklikten uzaktır. Muhalefet bu tavrıyla Türkiye’nin önemli sorunları ile ilgili hiçbir projelerinin olmadığını bir kez daha ortaya koymuştur. Muhalefet demek, sadece eleştirmekten ibaret değildir. Türkiye’nin sorununa  yanlış yerden bakıyorlar. ‘Allah ıslah etsin’ demekten başka bir şey kalmıyor. Türkiye’nin hem siyasi hem toplumsal hem ekonomik hem de Türkiye’nin geleceği ile ilgili bir projesi olmayan, bir siyasi partinin siyaset yapması zaten aldıkları oyla ilgilidir. 

‘‘HERKESİN BU BULUŞMAYA SAĞDUYU İLE YAKLAŞMASI GEREKİR’’

AK Parti hükümeti toplumun hassasiyetini görüyor. Bu buluşmayla ilgili muhalefet partilerin ortaya koymuş olduğu tavırdır. Onun için doğudan batıya kadar herkesin ama herkesin bu tarihi buluşmaya sağduyu ile yaklaşması gerekir. Çünkü yıllardır sorun yaşıyoruz. Bölgede kan gövdeyi götürüyor mu? Evet. Peki, bunlar nasıl çözülecek? Eğer hem ülkemizin hem bölgenin sorunları ile ilgili bir düşünceniz, çözüm yönünde bir projeniz yoksa nasıl eleştirirsiniz? İşin en kolay en basit yanı budur. Dolayısıyla bundan kurtulmak lazım. Fazla kale almamak lazım. İkili ilişkiler, doruk noktasını aşıyor. Ve tüm dünyanın zenginlikleri nedeniyle Orta Doğu’da bölgesel Kürt yönetimi ile ilgili ilişkilerde nasıl daha ince düşünebiliriz, ülkenin tarihi için nasıl bir siyaset geliştirebiliriz diye sık sık diyalog sürdürürken Sayın Başbakan’ın da bu konuyla ilgili bu siyaseti geliştirmesinin ne kötülüğü olabilir?

BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN KÜRDİSTAN KELİMESİ 

Başbakan’ın kullanmasıyla birlikte söz konusu edilen Kürdistan kelimesi, zaten merkezi Irak yönetiminin kendi anayasasında vermiş olduğu bir hak değil mi? Evet, vermiş olduğu bir haktır. Merkezi hükümet, devletin anayasasında bunu söylemişse Sayın Başbakan da verilen hakkın gereğini yapmıştır. Ve bütün dünyanın kullandığı bir tabiri Sayın Başbakan kullanmıştır. Muhalefet kullansa ne, kullanmasa ne? Kimin umurunda? Yok, böyle düz politikalı siyaset. Artık geçmişte kaldı. Türkiye’nin değiştiğinin farkına varmaları lazım. Onun için ister yaşandı sayın Barzani’nin de Diyarbakır’ın da onlarca insanın önünde “yaşasın Türk ve Kürt halkının kardeşliği” demesi, sevindirici olmaz mıydı? Bunlar yaşanıyor; o düz pencereden siyaset yapanlar, 90’lı yılların 80’li yılların demogojiye bağlı siyasetten başka bir şey değildir. Ülkemiz esnekse, bu vizyonda bu siyaset yürüyecektir. Ancak konuşarak, sorunların çözümleri ile ilgili kafa yorarak bir çözüm bulmak isteriz.

‘‘DİYALOG YAPILMASIN! VAR MI BÖYLE BİR DÜNYA?’’

Muhalefet diyor ki efendim siyaset yapılmasın, diyalog yapılmasın. Onların eleştirileri bu yönde? Var mı böyle bir şey dünyada. Onlarca yıl birbiriyle savaşan devletler dahi konuşarak barışı getirmiştir. Ben eminim onlar da bunun farkında. Fakat bu siyasi partilerimizin Türkiye’nin sorunları ile ilgili hiçbir projesi yok, e ne yapacaklar? Ucuz politika üretecekler. Bunlara karnımız tok. Bu toplumlar geçmişte gördü, yaşadı, neyin ne olduğunun farkına varıyor. 

‘‘KAN ÜZERİNDEN SİYASET YAPILMAZ’’

Görüşmenin tarihi değerinin altını çizmiştim. Bu manada Kürtlerin de Türkiye’nin de her bireyin, her kurumun bu buluşmaya gerçekçi bir perspektif ve sağduyu ile yaklaşması iyi olacaktır. Bölge insanı şiddetten kurtulmak istiyor. Kan üzerinden siyaset yapılmaz. Bölge insanımız ve tüm Türkiye, şiddetten kurtulmak istiyor. Şiddet ortamında bir nesil yetişiyor, yazık günah değil mi? Bölgenin sosyal siyasal ve ekonomik dengesi allak bullak oldu. Siz bu sorunlarla ilgili hiçbir şey ortaya koymayacaksınız, doğru veya yanlış proje yapmayacaksınız en ucuz yerden eleştiri ortaya koyacaksınız. 

Bunların değişen Türkiye’nin farkında olmaları mümkün değil. Böyle siyaset yapma tarzlar var. Büyük çelişki yaşanıyor. 

ATILAN ADIMLARI YERİN DİBİNE SOKACAKLAR 

24 yıl önce yazılmış bir rapordan bahsediyorlar, bu sorunla ilgili atılacak adımları yerin dibine batıracaklar. Siz toplumun hafızasıyla dalga mı geçiyorsunuz? O rapor yazılmış veya yazılmamış, o raporun resmi bir niteliği olmuş mu olmamış. O raporun beş kat daha önemli bir rapor daha yazılmış zaten. Sonra da 

çıkıp “efendim biz bu meseleyle ilgili  bir rapor hazırlamıştık, e ne zaman, 89 yılında” bir karşılığı var mı yok. Bari rapordan bahsetmeyin. 

‘‘SÜREÇ DEVAM EDECEK, ZAMAN ZAMAN SARSILMALAR OLACAK’’

Çözüm süreci, devam edecek. Sayın Başbakan’ın dün bu süreç kartopu gibi büyüyecek, açıklaması önemlidir. Bunu derken şunun da farkındayım, bu çözüm süreci ilahi sürecek de değil, bir yerde nihayetlenmesi lazım. Ama temasla bir sorun, iç dengelerin dış dengelerin etki ettiği bir sorun. Onun için  tartışmalar olacak. Bu doğal zaten. Kültürel, sosyal, toplumsal sorunların doğasında olan bir şey bu. Dönem dönem sarsılmalar yaşanır. 

BAŞBAKAN'IN 2005 DİYARBAKIR KONUŞMASININ DEVAMI GELİYOR 

Ama bakınız 2005’te Başbakan’ın Diyarbakır’da yaptığı konuşmanın devamı geliyor. Bu süreçte muhalefetin desteği olsaydı daha rahat olabilirdi. Eğer süreçle ilgili olan kurumlar, TSK-medya vs. çözüm sürecine destek verseydi belki binlerce insan yaşıyor olacaktı. Bugün insanlar ölmüyor, kötü bir şey mi bu? Elbette hayır. 

BARZANİ NE DİYOR; ‘BİZ KİMSENİN İÇ İŞLERİNE MÜDAHELE ETMİYORUZ’

Muhalefet diyor ki Türkiye bölünmez. Sayın Barzani, bunu net bir dille ifade ediyor. Bazı partilerin ‘bu kişi iç sorunumuza karışıyor’ açıklaması baştan sona kadar yanlış. Sayın Barzani diyor ki, biz Türkiye’nin iç işlerine müdahale etmiyoruz ama çözüm için yardıma hazırız. Sanırım herkes bir yerden, bir pencereden yaklaşıyor. Bundan sonra kimle muhatap olacak? Bu sorun yaşanıyor. Bakınız, dört siyasetçinin kendi Kürt’üne yaklaşımı farklıdır. Siz nasıl Barzani’yi iç meselelere karışmakla suçluyorsunuz? Böyle bir şey yok ki… 

Barzani diyor ki ‘bu, Türkiye’nin iç meselesidir. Bu konuda son derece pozitif bir süreç devam ediyor. Benden katkı beklenirse seve seve katkı sunmaya hazırım. Diyorum ki bir yıl sürecek bir barış görüşmesi, bir gün sürecek bir savaştan daha iyidir.’ Şiddetin ve silahın çare olmadığının altını çiziyor Barzani.

‘‘MİLLETİN NEZDİNDE KARŞILIK GÖREN HÜKÜMETE MUHALEFET EDİYORSUNUZ’’ 

İki önemli siyasi liderin -Kürt yönetimi ile Türkiye Cumhuriyeti yönetiminin- muhalefetin yanlış suçlamaları nedeniyle bu derece kapsamlı ve Türkiye’nin önünü açacak bu sürece, muhalefetin katkısı sadece ucuz bir eleştiri mi olacak? Her partinin bir siyasi görüşü olur ve bu görüşü doğrultusunda bir proje hazırlarlar. E projeleriniz yok, sadece hükümetin toplum nezdinde karşılık gören siyasetine muhalefet ediyorsunuz. 

‘‘GENEL AF ÇIKMASINI BEKLEMİYORUM’’

Ben affı yıllar önce dile getiren bir siyasetçiyim. Fakat ben bir af çıkacağını düşünmüyorum. Terör ile mücadele yasasında bir iyileştirme yapılır. Ben böyle tahmin ediyorum ve terörle mücadele yasasında yapılan bir değişikliğin ciddi bir rahatlama getireceği inancındayım.

‘‘SİYASİ KARARLAR DEVAM ETMELİDİR’’

Toplumsal barış ve uzlaşmanın önünü açacaktır ve bu yüzden çok önemlidir bu görüşme. Bu sorunun çözümü için a-b-c-d olsa olur, e-f-g olsa olsa olmaz diyemez. Yüzyılın ağırlığını taşıyan bir sorun… Dolayısıyla pata küte çözülmüyor sorunlar. Bütün bunları biz yaşadık. Çünkü bu sosyal siyasi sorun ve doğasında olduğu gibi birileri süreci provoke edecek. Sürecin başarılı olması için siyasi kararlar devam etmelidir.