Türkiye'nin ilk cep uydusunu tasarlayan uzay takımını "13 Ocak" heyecanı sardı
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencilerinden oluşan Grizu-263 Uzay Takımı, temel haberleşme olaylarının gerçekleştirilmesi amacıyla tasarladıkları Türkiye'nin ilk cep uydusu Grizu-263A'nın SpaceX Falcon 9 roketiyle uzaya gönderileceği 13 Ocak'ı iple çekiyor.
Yaklaşık 525 kilometre alçak dünya yörüngesinde 4 yıl 8 ay görev yapması planlanan 5x5x5 santimetre boyutlarındaki "Türkiye'nin ilk pocketqube uydu" için 25 bin avro fırlatma maliyeti bulunuyor.
Yetkili fırlatıcı firmaya teslim edilen cep uydusunun, Zonguldak'ta 3 Mart 1992'de meydana gelen grizu patlamasında yaşamını yitiren madencilerin isimleriyle 13 Ocak'ta Türkiye saatiyle 18.25'te Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Cape Canaveral Fırlatma Üssü'nden uzay yolculuğuna çıkması hedefleniyor.
Grizu-263 Uzay Takımı'nın danışmanı Prof. Dr. Bülent Ekmekçi, cep uydusu denilen mikro uydunun rokete entegrasyonunun sağlandığını söyledi.
Cep uyduyu uzaya fırlatabilmenin bile başlı başına bir başarı olduğunu dile getiren Ekmekçi, "Bu mikro uydunun özellikle günümüz teknolojilerinde fırlatma maliyetlerini düşürmeyi sağlamasının yanı sıra düşük maliyetlerle yüksek kapsama alanlarının elde edilebilecek olması ve özellikle takım uyduları kullanılarak global bir kapsama alanı sağlanmasında büyük bir işlev görecek." dedi.
Ekmekçi, elde edilecek verileri depolamak için üniversitenin misafirhanesinin üzerinde bir yer istasyonu kurduklarını aktararak, şunları kaydetti:
"Sinyal almada başarılı olduğumuz takdirde sadece biz değil, dünyada çeşitli lokasyonlarda bulunan bütün istasyonlar da dinleyebilecek. Bunu sağlamak için iletişimde 'decoder' dediğimiz yazılımları oluşturduk, paylaştık. Türkiye'den daha büyük boyutlardaki gönderilen küp uydusu standartlarında uydular var ancak bunlardan şu ana kadar çok sağlıklı sinyaller alınamadı. Bu başarılabilirse bu ölçekte ilk olmuş olacak."
Ekmekçi, olası bir sinyal alma durumunda önemli bir başarıya imza atılacağını belirterek, "Bir uydu yörüngede çok hızlı hareket ettiği için dünyanın çeşitli bölgelerinde kapsama alanına girer ve çıkar. Bir değil, örneğin 100 uyduyu fırlatıp ve çeşitli yörüngelere oturtulduğu zaman daha yüksek bir kapsama alanına ulaşmış oluyorsunuz çünkü global olarak bütün dünyayla iletişim sağlama kabiliyeti kazanabiliyorsunuz. Örneğin navigasyon cihazları belli sayıda uydu gördüğü zaman konum hesaplayabiliyor. Benzer bir mantık. Yalnız bunlar tamamen mikro ölçekte elde edilmiş oluyor." diye konuştu.
"Bizim uydumuz özünde deneysel bir uydu"
Takım üyesi Kerim Uslu da cep uydularının uzaya ulaştığı takdirde veri göndermesi için hiçbir engelin olmadığını ifade etti.
Büyük uyduların genel amaçlarının haberleşme üzerine kurulu olduğunu anlatan Uslu, şöyle devam etti:
"Cep uydumuz büyük uydular gibi çok fonksiyonel bir uydu olmasa da temel haberleşme olaylarını gerçekleştirebilecek bir uydu. Uydumuzun kapsamında bir yerden veri gönderdiğimizde onu tekrar dünyaya geri yansıtıp başka yerdeki insanların ulaşabilmesini sağlayacak. Uydumuz özünde deneysel bir uydu. Güneş panellerimiz, alt sistemlerimiz var. Bunların düzgün bir şekilde çalışabildiğini kanıtlamak istiyoruz. Uydumuz modüler bir uydu olduğundan ilerleyen dönemde revizyonla uzayda araştırılması gereken bir görev için özelleşmiş bir devre kartı tasarlanarak üzerine takılabilir. Temel alt sistemlerin düzgün bir şekilde uzay şartlarında o yörüngede çalışabileceğini kanıtlamak istiyoruz."
"Süreç başta öğrenciler olmak üzere herkes için yeni ufuklar açacak"
Uslu, cep uydunun birtakım çevresel testlerden başarıyla geçtiğini aktararak, "Şu an için bir problem yok. Çalışacağına inanıyoruz ama sonuçta roketle uzaya fırlatılacak. Orada hiç düşünmediğimiz noktalarda düşünmediğimiz şeyler olabilir. 'Yüzde 100 haberleşmesi olacak.' diye bir şey yok. Uzaya atılan her şey için bu geçerli. Bu konuda deneyim elde etmiş olacağız. En azından neyin nasıl yapılmaması gerektiğini de belki kavramış olacağız." ifadelerini kullandı.
Dünyanın herhangi bir yerinde amatör telsizciler veya kendi yer istasyonu olan insanların paylaştıkları frekansı ayarladıklarında sinyali dinleyebileceğini belirten Uslu, elde edilecek verilerin uydunun o yörüngede dolaşırken hareket durumlarını, kendi ekseni etrafında dönüş hızlarını ve güç tüketimini, güneş panellerinden ne kadar güç elde edildiği gibi konularda bilgi vereceğini, bu sayede uydunun görevini başarılı bir şekilde yapıp yapmadığını öğreneceklerini dile getirdi.
Uslu, sürecin başta öğrenciler olmak üzere herkes için yeni ufuklar açacağını vurgulayarak, kendilerine destek olan Zonguldak BEÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çufalı ve ana destekçileri çelik üreticisi Erdemir'e teşekkür etti.