Necmettin Erbakan'ı anma programında biraraya geldiler

Eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın vefatının 6. yılı dolayısıyla "İlim, Fikir, Devlet ve Dava Adamı Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ı Anma Programı" düzenlendi.

Bir otelde gerçekleştirilen programda konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Erbakan'ın hayatını ve yaptığı çalışmaları anlattı.

Erbakan'ın adalete dayalı dünya düzenini ilk hedef olarak belirlediğini vurgulayan Karamollaoğlu, Batı'da yaşananları eleştirerek Batı'nın kendi menfaatleri söz konusu olduğunda belirlediği kıstasları çiğnediğini ifade etti.

Karamollaoğlu, dünyada huzurun, barışın olması için hakkın ve hukukun üstün tutulması, adaletin sağlanması gerektiğini dile getirdi.

Necmettin Erbakan'ın, "Öyle önemli bir yola çıkıyoruz ki bu yolda mücadele edebilmek için sağlam bir inanca sahip olmamız lazım. Karşınızda gücü gördüğünüzde diziniz titreyecekse baskıya tahammül edemeyeceksiniz, böyle bir yola teşebbüs etmeyin. Ediyorsanız sonuna kadar dayanın." sözlerini hatırlatan Karamollaoğlu, Erbakan'ın ahlaki ve manevi değerlerin üstün tutulmasına önem verdiğini belirtti.

Karamollaoğlu, "Hocamız bize şunu gösterdi, biz bu ülkede yaşayan her insanla çok farklı görüşlerde olsak bile bu memleketin bekası söz konusu olduğu zaman bir araya gelip kucaklaşabilmeliyiz. Bundan dolayı da 70'lerde Cumhuriyet Halk Partisiyle koalisyon ortağı olmaktan çekinmedik." dedi.

- "KAMPLAŞIYORUZ, KUTUPLAŞIYORUZ"

Güçlenerek kalkınmanın Erbakan'ın en önemli hedefleri arasında bulunduğuna işaret eden Karamollaoğlu, Erbakan'ın İslam birliğine de önem verdiğini aktardı. Karamollaoğlu, şöyle devam etti:

"Bugün biz tarihe baktığımız zaman Hocamızı yad ederek problemlerimizi nasıl çözmeliyiz? Öyle zannediyorum ki onun kendi politikalarını tatbik etmesinden, ideallerinden ders alarak aramızdaki bağları pekiştirmeye ihtiyacımız var. Yaşadığımız ülke çok ama çok karmaşık bir yapıya sahip. Bu birliktelik geçmişte hiçbir zaman zedelenmemişti. Şimdi zedelenmeye doğru gidiyor. Kamplaşıyoruz, kutuplaşıyoruz. Bizim gibi düşünmeyenleri, inanmayanları, yaşamayanları adeta düşman, hasım ilan ediyoruz. Bu kamplaşma bize hayır getirmez. Yarın, Ortadoğu'da yanan ateş ki ucundan bize de sıçradı, eğer bizi de kucaklarsa birbirimizden başka dost yok."

Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, Erbakan'ın birlik ve beraberliği pekiştirebilmek için bir araya gelmenin elzem olduğuna inandığını aktardı.

Karamollaoğlu, programa katıldığı için CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve diğer katılımcılara teşekkür etti.

- "HERKESİN ORTAK HAYALİ"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise düşünce ve yöntemlerin farklı olabileceğini ama güçlü, saygın ve barış içinde bir Türkiye'nin herkesin ortak hayali olduğunu vurguladı.

Erbakan'ın mücadeleci kişiliğe sahip olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, Erbakan'ın hiçbir zaman kendi şahsi çıkarlarını, ülkenin çıkarlarının üzerine koymadığının altını çizdi.

Kılıçdaroğlu, kendisini değil Türkiye'yi zenginleştirmek, büyütmek amacıyla hareket eden Erbakan'ın bu hassasiyetinin bütün siyasetçilere örnek olması gerektiğini belirtti.

Erbakan'ın "hak terazisinde" doğru bildiğini söylediğini ve hiçbir suçlamadan, baskıdan asla yılmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, Erbakan'ın yaşadığı türlü zorluk ve haksızlıklara rağmen devletle milleti karşı karşıya getirmemeye özen gösterdiğini dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, Erbakan'ın siyasi menfaat için insanları birbirine düşman etmeye asla çalışmadığına, devlete ve kurumlarına olan saygıyı her zaman koruduğuna işaret etti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Bugün ülkemizin barışa ve diyaloğa ihtiyacı var. Her geçen gün şehit haberleri hepimizin içini yakıyor, şehirlerimizde patlayan bombalar, insanlarımızı tehdit eden terör ve ortaya çıkan güvenlik açığı hepimizi huzursuz ediyor. Nefrete, ötekileştirmeye ve düşmanlığa dayanan bir dil toplumsal barışımızı bozuyor. Kutuplaşmadan çıkar sağlamaya çalışan siyaset anlayışı, ülkemizin karşı karşıya olduğu sorunları çözme gücümüzü azaltıyor. Öyle bir ortamda tekrar akılla, mantıkla hareket etmek zorundayız. Yaşadığımız sorunları çözmenin tek yolu daha fazla demokrasidir. Dış politikada, ekonomide, adalet ve güvenlik alanında yaşanan sorunlar ancak ortak akılla çözülebilir. Siyasette de ortak aklın elzem olduğu yerlerin başında da Türkiye Büyük Millet Meclisi gelir. O nedenledir ki biz diyoruz ki yüzde 1'in üzerinde oy alan bütün siyasi partilerin Meclis'te temsil edilmesi bu açıdan gereklidir. Bu adım ile ortak akıl güçlenecek, sorunlarımızın çözümü içinde önemli bir kapı açılacaktır. Hiç kimse unutmamalıdır ki yüzde 10 seçim barajı darbecilerin darbe hukukundan kaynaklanmaktadır. Darbe hukukuna karşı çıkmak da demokrasiyi savunan herkesin ortak görevidir."

Özgürlüğün ve adaletin hakim olduğu bir Türkiye'de her görüşten, her inançtan, her yaşama biçiminden insanın özgürce kendini ifade edeceğini, toplumsal çatışma ve kutuplaşmaların azalacağını belirten Kılıçdaroğlu, darbelere karşı en büyük kalkanın gücü tek elde toplamak değil, demokrasi olduğunu anlattı.

Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyet hepimizin üstüne titremesi gereken temel bir değerdir. 80 milyon vatandaşımızın geleceğinin sigortası cumhuriyettir." değerlendirmesinde bulundu.

Erbakan'ın öğrencilik ve siyasi hayatını anlatan Kılıçdaroğlu, Sinop'ta mütevazı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Erbakan'ın cumhuriyet ve demokrasi sayesinde çalışarak, çabalayarak başbakanlık koltuğuna oturduğunu aktardı.

Kılıçdaroğlu, "Bu cumhuriyet ve demokrasi neden değerlidir diye sorarsanız, işte söylüyorum, bu yüzdendir, Erbakan Hocamızın Sinop'ta doğup, çalışıp yeteneklerini gücünü kullanarak başbakanlık koltuğuna kendisini taşımasıdır. Bu halkın bütün çocuklarına bu ülkenin bütün makamları açıktır, açık olmalıdır." dedi.

- "MİLLETİN MECLİSİNİ GÜÇLENDİRECEK ADIMLAR ATMALIYIZ"

Dünyada "Gazi Meclis" ünvanı taşıyan tek Meclis'in TBMM olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, Gazi Meclis'in, Milli Mücadele'yi, Kıbrıs Barış Harekatı'nı yönettiğini, 15 Temmuz darbe girişimine karşı bombaların altında parlamenter demokrasiyi savunduğunu vurguladı.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Milli olmanın önemine inanıyorsak her şeyden önce TBMM'yi zayıflatacak tutumlardan kesinlikle uzak durulmalı, tam tersine milletin Meclisini güçlendirecek adımlar atmalıyız. Bugünlerde şahit olduğumuz Meclisin yetkilerini kısıtlamaya dönük girişimler aslında milli gücümüzü yok etme sonucunu doğuracak talihsiz adımlardır. Eksikliklerimiz olabilir, yanlışlarımız da olabilir, önemli olan eksikliklerimizi tamamlamak, yanlışlardan da ders çıkarmaktır. Bütün bunları ortak akılla parlamenter sistem içinde hep birlikte giderebiliriz. Rahmetli Erbakan da başkanlık sistemine bu anlayışla karşı çıktı. Bütün yetkilerin tek elde toplanmasına karşı çıktı. Cumhuriyet ve parlamenter rejimden yana tavır aldı. 1996'da Başbakan sıfatıyla başkanlık sistemi tartışmasını değerlendirirken şunları söylüyordu Başbakan Erbakan: 'Sen hem istikrardan bahsediyorsun, hem şimdi işimizi gücümüzü bırakalım Türkiye'nin bütün rejimini değiştirelim diyorsun, kendine gel.' Bu sözlerin altına aynen imza atıyorum."

Geleceğe bırakılacak en büyük mirasın demokrasi ve cumhuriyet olduğunun altını çizen Kemal Kılıçdaroğlu, cumhuriyet demokrasiyle taçlandırıldığında bütün dünyanın saygınlığının kazanılacağını ifade etti.

"Yeni paylaşım, hırs ve hesapların dünyayı ve özellikle bölgemizi kan gölüne çevirdiğini üzüntüyle izliyoruz." diyen Kılıçdaroğlu, içinde bulunulan coğrafyanın şartlarının her geçen gün çatışma, savaş ve kıyımı artıracak yeni yapay gerekçeler ürettiğini dile getirdi.

 Millet olarak kirli ortama karşı, güçlü bir şekilde ayakta durabilmenin tek yolunun ortak değerlere daha fazla sahip çıkmak olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, milletlerin parçalanması üzerine kurulan hesapların güçlü bir milli duruşla boşa çıkarılabileceğini vurguladı.

Siyaset kurumunun çatışma ve kutuplaşma dilinden uzak, toplumsal uzlaşmayı teşvik eden kucaklayıcı bir tutum içinde olmasının şart olduğunu dile getiren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Unutmayalım ki dünyevi hırsların esiri olan siyaset dünyevi felaketlerin de sebebi olur. Savaş değil barış iklimine çatışma değil diyalog diline ihtiyacımız var bu duygu ve düşüncelerle 54. hükümetin Başbakanı aynı zamanda bürokratken benim de Başbakanlığımı yaptı, Prof. Dr Necmettin Erbakan'ı rahmetle anıyorum. Barış ve diyalog kapısını açık tutan çatışmadan değil birlikten yana olanlara yürekten teşekkür ediyorum."

- "BÜYÜK MÜCADELE VERDİ"

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ise partilerin ayrı olduğunu ancak inançlar, idealler, gönüller, acılar ve kaygıların bir olduğunu belirtti.

Destici, Refah-Yol hükümetinin kurulması döneminde askeri, bürokratik, siyasi bütün vesayetçilerin dayatmasına rağmen Muhsin Yazıcıoğlu'nun "Ben Müslümanların iktidarını engellettirmeme adına Refah-Yolu destekliyorum." dediğini hatırlattı.

Türkiye tarihine "post modern darbe" olarak geçen 28 Şubat sürecinde Erbakan ve Yazıcıoğlu'nun büyük mücadele verdiğini dile getiren Destici, "Aslında biz mücahidiz, siz de alperensiniz. Mücahit ve alperenin kelime olarak farkı var ama içeriğine baktığımız zaman aynı anlamı taşıdığını belirtmek isterim." şeklinde konuştu.

Erbakan'ın Türkiye'ye büyük hizmet ve emekleri olduğunu söyleyen Destici, Erbakan'ın yol gösteren düşünce ve davranışları bulunduğunu vurguladı.

- TBB BAŞKANI FEYZİOĞLU

Necmettin Erbakan'ın Türk siyasi yaşamın çok konuşulan, renkli ve çok yönlü bir lideri olduğunu anlatan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ise Erbakan'ın milli tavrından asla ödün vermediğini vurguladı.

Erbakan'ın konuşmalarındaki üslubunu anımsatan Feyzioğlu, "Günümüzde maalesef Türk siyaseti birbirlerine sayınla hitap eden, siyasi nezakete değer veren liderleri öyle çok aramaktadır ki. Toplumsal kutupsallaşma milli devlet yapısının en büyük düşmanıdır. Toplumsal kutuplaşmanın müsebbipleri üzülerek söylemek zorundayız ki siyasetçilerimizdir. Bu nedenle siyaset yapan herkes yakın tarihimizi, yakın siyasi tarihimizin liderlerini çok iyi tahlil etmekle yükümlüdür." dedi.

- "GECESİNİ GÜNDÜZÜNE KATMIŞ BİR LİDERDİ"

Saadet Partisinin Kurucu Genel Başkanı Recai Kutan, Erbakan'ın hiçbir zaman kirli siyaset yapmadığına dikkati çekerek şunları kaydetti:

"O ibadet aşkıyla ve cihat ruhuyla çalıştı. Bu yüzden 'Biz siyaset yapmıyoruz, Allah rızası için cihat ediyoruz' derdi. Hocamız Hakk'ın rızasını kazanmak, yer yüzünde hakkı hakim kılmak, yaşanabilir Türkiye ve yeniden büyük Türkiye'yi inşa etmek, bu ülkede herkesin inandığı gibi yaşayabilmesini sağlamak, hak ve adalet temelli yeni bir dünyayı gerçekleştirmek, kısaca cihat farzını yerine getirmek için gecesini gündüzüne katmış bir liderdi."

AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin de bir dava sahibi olmayı Erbakan'dan öğrendiğini söyledi. Erbakan'ın verdiği görevleri unutmadığını ve sürekli takipçisi olduğunu aktaran Şahin, Erbakan'la ilk tanışmasını anlattı.

Programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın gönderdiği telgraflar da okundu.

Karamollaoğlu, program sonunda, Kılıçdaroğlu, Destici, Feyzioğlu ve diğer katılımcılara Erbakan'ın yazdığı "Davam" isimli kitabı hediye etti.

Program çıkışında Saadet Partililerle fotoğraf çektiren Kılıçdaroğlu'na bir partili, "Teşkilat sizi çok sevdi, devamlı gelin." dedi.