Türkiye, Türkiye'den çok büyüktür
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Türkiye, Türkiye'den çok büyüktür. Dünyanın neresine giderseniz gidin, dünyada hangi mazlumun kalbine dokunursanız Türkiye'nin Türkiye'den çok büyük olduğunu görür ve müşahede edersiniz." dedi.
Mehmet Görmez, Altınova Mahallesi'ndeki İl Müftülüğü yeni hizmet binasının açılış töreninde yaptığı konuşmada, Bursa'nın İslam medeniyetinin ilim ve irfan merkezlerinden olduğunu söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak il müftülükleriyle beraber şehirlerin dini ve manevi hayatına hizmet eden bütün din gönüllüleriyle birlikte en büyük gayelerinin ve hedeflerinin şehirlerin manevi ruhunu korumak, şehirlerin kalbini muhafaza etmek olduğunu dile getirerek şöyle konuştu:
"Bursa ruhu olan, ruhu yüce olan bir şehir. Bursa kalbi olan ve kalbi 'Allah' diye atan bir şehir. Bursa İslam medeniyetinin ilim ve irfan merkezidir. Bursa aynı zamanda irfan mektebidir. Beton binalar çoğaldıkça şehirlerimizin bu ruhu, kalbi zaman zaman zayıflıyor. Şehirlerimizin ruhunu ve kalbini güçlü tutmamız lazım. İşte Diyanet İşleri Başkanlığı olarak il müftülükleriyle beraber şehirlerimizin dini ve manevi hayatına hizmet eden bütün din gönüllüleriyle birlikte en büyük gayemiz ve hedefimiz şehirlerimizin bu ruhunu korumak, kalbini muhafaza etmek. Semalara yükselen gökdelenler çoğaldıkça semadan gelen rahmete ihtiyacımız artıyor. Binalarımız çoğaldıkça asıl insanın ruhunu ve kalbini ayakta tutmak için daha büyük çabalara ihtiyaç duyuyoruz."
"TÜRKİYE, TÜRKİYE'DEN ÇOK BÜYÜKTÜR"
Görmez, Diyanet İşleri Teşkilatının dünyanın her yerinde hizmetleri olan büyük bir teşkilat olduğunu vurguladı.
Dünyanın her yerinden, Türkiye'nin Türkiye'den büyük olduğunu görülebileceğini ifade eden Görmez, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Son zamanlarda Türkiye ile ilgili kullanılan çok güzel bir ifade vardır, benimde hoşuma gidiyor: Türkiye, Türkiye'den çok büyüktür. Dünyanın neresine giderseniz gidin, dünyada hangi mazlumun kalbine dokunursanız Türkiye'nin Türkiye'den çok büyük olduğunu görür ve müşahede edersiniz. Onun için açıkça ifade etmek isterim ki Diyanet İşleri Teşkilatı da artık sadece Türkiye'nin Diyaneti değildir. Orta Asya'da 100 yıllık bir fetret döneminden sonra Müslüman kimliğini yeniden ayağa kaldırmak isteyen bütün dindaşlarımızın, milletdaşlarımızın, kardeşlerimizin da Diyanet İşleri Teşkilatıdır. Kafkasya'da yaşayan bütün Müslüman kardeşlerimizin, Balkanlarda Evladı Fatihan'ın tamamının da Diyaneti oldu. Din hizmetleri, din eğitimi alanında, dini ve manevi ilmi bütün hizmetlerde artık birlikte hareket ediyoruz. Cenabıhakk'a sonsuz hamdüsenalar olsun."
Avrupa'da yaşayan Türk sayısının 5 milyonu bulduğunu hatırlatan Görmez, Diyanet İşleri Teşkilatının bu topluluğun Müslüman kimliklerini koruyan, asimilasyona uğramadan içinde yaşadığı toplumlarla barış içerisinde yaşamasının teminatı olan bir kurum olduğunu anlattı.
Görmez, teşkilatın, son yıllarda ise iki asır sömürgeler altında inim inim inleyen Afrika'daki Müslümanların da Diyaneti olduğuna işaret ederek "Daha ötelere gitti, Latin Amerika'da yaşayan 7 milyon Müslüman kardeşimizin de ihtiyaçlarını karşılamaya başlayan bir Diyanet oldu. Karayip Denizi'nin bir ucunda Haiti'de Diyanet İşleri Teşkilatının 11 camisi oldu. Sadece yakın coğrafya değil, tüm gönül coğrafyamıza hitap eden bütün dünyaya hitap eden bir müesseseye dönüştü." dedi.
"DİYANET İŞLERİ TEŞKİLATINI GÖZÜMÜZ GİBİ KORUMALIYIZ"
Diyanet İşleri Teşkilatının muhafaza edilmesi gerektiğini vurgulayan Görmez, şunları söyledi:
"Güçlenmesi için yardımcı olmalıyız. Milletlerin siyasi, ekonomik istikrarı elbette önemlidir ama coğrafyamız bize bir şey daha gösteriyor. Müslüman milletler, dini ve manevi istikrarını, dini bütünlüğünü, din güvenliğini kaybettiği zaman siyasi istikrar da ekonomik istikrar da güven de barış da yok olur. Öyle her caminin bir hizbe, her okulun bir partiye ve gruba, her dini müessesenin bir fırkaya dönüştüğü bir Müslüman ülke olmak istemiyorsak coğrafyamız maalesef bu kötülükleri yaşıyor, hep birlikte Diyanet İşleri Teşkilatını gözümüz gibi korumalıyız ve muhafaza etmeliyiz."
Görmez, Diyanet İşleri Teşkilatının asla sıradan bürokratik bir kurum olarak görülmemesi gerektiğini ifade ederek şunları kaydetti:
"Sıradan bir devlet dairesine dönüştürmemeliyiz. Şanını daha da yüceltmeliyiz. Yapısını, anayasal konumunu, her yönünü çok daha güçlendirerek yoluna devam ettirmeliyiz. Bu hem milletimiz hem gönül coğrafyamız için hem de bütün insanlık için büyük önem arz ediyor."