“Türkiye, DAEŞ’i 10-15 gün içerisinde temizler ancak…”

Türkiye, TSK’nın başarıyla yürüttüğü Fırat Kalkanı Harekatı’yla birlikte DAEŞ unsurlarını ülke sınırlarından temizledi.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’nin kuzeyindeki Cerablus bölgesine başlattığı Fırat Kalkanı operasyonunda önemli bir adım atıldı. ÖSO, Cerablus'un batısında bugün DAEŞ'ten Ganime ve Süveyda köylerini de alarak, Çobanbey yönünden gelenlerle aynı anda, terörislerin sınır hattında elinde kalan son köy olan Kadıköy'ü (El-Kadi) kurtardı. Böylece ÖSO güçleri, TSK'nın desteğiyle Çobanbey ve Cerablus arasındaki Suriye-Türkiye sınırında, terörist unsurlardan arındırılmış bir kuşak meydana getirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri, Cerablus’a başlattığı operasyonla tartışılmaz gücünü bir daha kanıtladı. Hatta TSK’nın 10 gün gibi kısa bir sürede böyle önemli bir operasyonu gerçekleştirmesi dünyada da geniş yankı buldu.

Bu gelişmeyle birlikte Türkiye, sınırında başlattığı bu operasyondan istediğini aldı mı? Silahlı Kuvvetler'in bir sonraki adımı ne olacak? 10 gün gibi kısa bir sürede Türkiye sınırını DAEŞ tehdidinden temizleyen Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye’nin tamamından DAEŞ’i ne kadar sürede temizler? Tüm bu soruları Emekli Tümamiral Soner Polat, AjansHaber için yanıtladı.

İşte Emekli Tümamiral Soner Polat’ın AjansHaber’e yaptığı o çok çarpıcı değerlendirmeler;

Tartışmasız TSK’nın başarılı bir harekâtıdır çünkü ÖSO, bunu kendi imkânlarıyla asla başaramazdı. Askeri harekâtın hem taktik hem operatif hem de stratejik hedefleri vardır. Bu sınırın temizlenmesi ki şuanda sadece sınır boyu temizlendi. Netice olarak 10-15 kilometrelik derinliğe kadar operatif askeri hedefin elde edilmesi yönünde önemli bir aşama kaydedildi. Eğer stratejik askeri hedef ele geçirilmezse bu çok da fazla bir anlam ifade etmez.

“HAREKÂTIN BAŞARIYA ULAŞMASI İÇİN…”

Kobani kantonu ile Afrin kantonu arasındaki alan kapatılmazsa takribi 40-45 kilometrelik derinlikte bir denetim sağlanmadığı takdirde bu harekâtın Türkiye açısından olumlu etkileri hem sınırlı hem de geçici olur. Bundan sonraki aşama asıl gelişmelerin seyrini belirleyecektir. Türkiye, dar şeritte mi kalacak yoksa kendi birlik ve beraberliğine, ülkenin toprak bütünlüğüne kast eden bu koridoru engellemediği sürece bu harekât amacına ulaşmış sayılmaz.

“DAEŞ, TÜRKİYE’YE KARŞI TUTUNAMAYACAKLARINI ANLAYINCA ÜST AKLIN TALİMATIYLA BÖLGEYİ BOŞALTTI”

DAEŞ, aslında Batı ülkelerinin toprak alma-verme meseleleri için oluşturdukları bir örgüt. Dolayısıyla Batı hiçbir zaman hiçbir koşulda bunlarla ciddi anlamda mücadele etmedi. Bunlarla mücadele eden Suriye ve Irak merkezi hükümetleri oldu. Bu örgüt Batı’dan örtülü destek aldığı için ve çeşitli açılardan da desteklendiği için bu mücadeleler çok şiddetli bir şekilde cereyan etmedi. DAEŞ çok güçlü gözüktü ancak kime karşı güçlü gözüktü? Suriye ve Irak merkezi hükümetlerine karşı güçlü gözüktü. Görüldüğü gibi gerçek anlamda bir askeri kuvvet ortaya çıktığı zaman bunların çok fazla bir önemi olmadığı, askeri açıdan bir şey ifade etmediği net bir şekilde gözüktü. Dikkat edildiğinde Türkiye çok ciddi bir direnişle karşılaşmadan Cerablus’a girdi. Büyük ihtimalle bölgedeki DAEŞ unsurları, Türkiye karşısında tutunamayacaklarını anladıkları için üst aklın verdiği talimatla o bölgeyi boşalttılar.

“TÜRKİYE ADIM ATMAYA DEVAM EDERSE SONUÇ ALMAYA DA DEVAM EDER”

Türkiye’nin gerçek anlamda mücadelesinin DAEŞ’le olduğunu düşünmek bana göre yanıltıcı. Bütün dünyanın karşı olduğu bir örgüt ayakta kalabilir mi? Türkiye’nin karşısındaki esas unsur DAEŞ değil. Bunu algıladığımızda harekâtımızı daha güzel planlayabiliriz. Türkiye bu zilleti yıllarca çekti. DAEŞ olayları Mart 2011’de başladı. Jeopolitikte alan önemlidir. Bu bölgenin en önemli ülkesi Türkiye’dir. Türkiye istediği zaman, adım attığı zaman sonuç alır. Türkiye adım atmaya devam ederse sonuç alır.

“DAEŞ,  ASKERİ DEĞİL SİYASİ GÜÇ OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİ”

DAEŞ’le ilgili yaşanan sorun sanal bir sorun değil gerçek askeri bir güce dayansa en ufak bir sorun bile olmaz. Rusya, ABD ve BM’ye gelin DAEŞ’i beraber yok edelim dedi. Dünyanın bir numaralı askeri gücü ABD, iki numaralı askeri gücü Rusya neden anlaşmadı çünkü DAEŞ’i askeri değil siyasi bir güç olarak değerlendirmek daha doğru. DAEŞ’le ilgili her iki tarafın da planları var. DAEŞ belirli bir şekilde oluşturulmuş ve belli bir amaca hizmet eden bir örgüt.

“TÜRKİYE, DAEŞ’İ 10-15 GÜN İÇERİSİNDE TEMİZLER, SURİYE’DE DENETİMİ SAĞLAR, ANCAK…”

DAEŞ hava gücü olan bir örgüt değil. Hava desteği günümüz harplerinde çok önemli bir unsurdur. Türkiye eğer karşısında sadece DAEŞ olsa çok rahat bir şekilde çok yüksek bir süratle 10-15 gün içerisinde bütün Suriye’de denetimi sağlar. Bu konuda hiçbir tereddüt yok. Onlar sürpriz bir şekilde birkaç tankımıza zarar verebilirler ancak hızımızı bile kesemezler. Ancak işin özü DAEŞ’in çok değişik dengelerin sonucu olduğudur.

   YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.