Trump vs Biden! ABD Seçimlerini kim alacak?
ABD'de seçimler yaklaşırken, rekabet de kızışıyor. Mevcut başkan Biden ile eski başkan Trump yarışı kafa kafaya götürürken, anketler ne diyor? Biden'ın Trump'ın başkanlık dönemine gönderme yapan kampanyası işe yarar mı? Trump hüküm giymesine rağmen kazanabilir mi? Ajans Haber sizler için inceledi...
AJANS HABER / CANSU KURNAZ
Amerika Birleşik Devletleri’nde genel seçimler yaklaşırken, 2 başkan adayı, halihazırdaki başkan Joe Biden ve eski başkan Donald Trump, seçim yarışına son hızla devam ediyor. İki taraf da farklı iletişim stratejileri ve kampanyalarla seçmeni yanına çekmeyi hedefliyor. Peki yaklaşan ABD seçimlerinde anketler ne gösteriyor? 5 Kasım seçimlerinde adayları ne bekliyor? Yaşına ve 4 yıldır aldığı tüm eleştirilere rağmen Joe Biden seçimleri kazanabilecek mi? Sus parası verdiği gerekçesiyle mahkeme tarafından suçlu bulunan eski başkan Donald Trump seçim yarışının neresinde? Editörümüz Cansu Kurnaz Ajanshaber okuyucuları için ABD seçim anketlerini değerlendirdi; seçim kampanyaları üzerinden Amerikalı seçmenin yönelimlerini analiz etti. İşte Amerika Birleşik Devletleri seçim sürecinde son durum…
Şimdi akıllardaki soru, Donald Trump’ın sus payı davasında suçlu bulunması, seçim yarışını nasıl etkileyecek? Hukuki olarak seçimlere girmesine engel bir durum teşkil etmese de söz konusu "suçlu bulunma" ve potansiyel olarak hapis cezası alma durumu, Trump'ın lehine mi aleyhine mi olacak?
Reuters/Ipsos'un nisan ayında kayıtlı seçmenler arasında yaptığı bir ankete göre, her dört Cumhuriyetçiden biri Trump'ın ceza davasında suçlu bulunması halinde ona oy vermeyeceğini söylüyor. Aynı ankette bağımsızların yüzde 60'ı, Trump'ın bir suçtan hüküm giymesi halinde ona oy vermeyeceklerini belirtiyor. Buna karşılık Trump'a gönülden bağlı olan Cumhuriyetçi tabanın önemli bir bölümü, söz konusu yargılamanın "hileli" olduğuna ve Demokratlar tarafından organize edildiğine inanıyor.
Trump’ın güven oyları artıyor mu?
Öte yandan, eski Başkan Donald Trump'ın retrospektif onay oranlarının artması, Başkan Joe Biden için sürekli artan bir endişe kaynağı. Bu değişim, Biden'ın düşük seyreden onay oranları göz önüne alındığında, Demokratların gözünü korkutmaya yetiyor. Nisan ayında yapılan bir CNN anketine göre, Amerikalıların %55'i Trump’ın başkanlığını daha başarılı buluyor. Bu oranın Ocak 2021'de Trump görevden yeni ayrıldığında sadece % 41 olduğu düşünülürse, son zamanlarda oldukça yükseldiği görülüyor.
Genellikle ABD’de eski başkanlar görevden ayrıldıktan sonra onay oranlarında bir artış görülür, ancak Trump, Beyaz Saray'a dönmeyi aktif olarak istediği için ve tekrar aday olduğu için bu durum oldukça ilginç bir tablo oluşturuyor. Anketlerde Trump’ın bu olumlu gidişatı, 2024 başkanlık yarışını önemli ölçüde etkileyebilecek gibi gözüküyor.
Biden'ın kampanyası başlarda, Trump'ın ilk dönemini masaya yatırmaktan ziyade, ikinci bir Trump döneminin olası sonuçlarını vurgulamaya odaklanmıştı. Ancak, bu strateji, işe yaramadı. Örneğin, kilit eyaletlerde duygusal reklamlar yayınlamaya büyük yatırım yapıldı, bu reklamlarda özellikle de Trump’ın kürtaja olan bakışına odaklanıldı. Ama bu strateji umulan etkiyi yaratmadı.
Kamuoyunun Trump’ın yeniden başkan olmasına yeşil ışık yakması, ve Biden’ın mevcut onay oranlarıyla yaşadığı zorluklar, yaklaşan seçimin yüksek riskli ve dinamik doğasını gözler önüne seriyor. Biden'ın ekibi, Trump'ın diğer tartışmalı girişimlerine karşı kendilerini öne çıkarmak için çabalarını artırıyor. Örneğin, kampanya tarafından Siyahi seçmenlere yönelik yayınlanan bir reklamda, Trump'ın Uygun Fiyatlı Sağlık Yasası'nı (Affordable Care Act) yürürlükten kaldırma girişimi, Biden’ın bu yasa kapsamında kapsamı genişleten, primleri düşüren ve insülin fiyatını aylık 35 dolara sabitleyen politikalarıyla karşılaştırılıyor. Reklamda dış ses, "Trump sağlık konusunda başarısızdı" diyor ve ardından bir Siyahi kadın, "Geriye dönmemeliyiz" diye ekliyor.
Biden kampanyasının iletişim direktörü Michael Tyler, bu tür mesajların devam edeceğini söylüyor. Tyler’a göre, kampanya sürecinde insanlara önceki yönetimin neden olduğu zararları, neden olacağı zararları ve o zamanlar nasıl hissettirdiğini hatırlatmak gerekiyor.
Trump’a güven oranı, eskisinden fazla mı?
Abd ‘nin en büyük araştırma şirketlerinden Gallup, 2023'te eski başkanlara ilişkin görüşleri son ölçtüğünde, Bill Clinton dışında hepsi, Beyaz Saray’dan ayrıldıklarında aldıklarından daha yüksek onay aldı. Yani aslında, Trump’ın görevden ayrıldığından beri güvenilirliğinin yükselmesi tamamen yeni bir olay değil. Gallup’un geçen yılki anketinde Trump’ın retrospektif onay oranı %46 olarak belirlenmişti. Bunun, görevdeki son onay oranı olan %34'ten 12 puan daha yüksek olduğu göze çarpıyor.
Diğer anketler de, Trump hakkındaki geriye dönük değerlendirmelerin daha da iyiye gittiğini gösteriyor. Örneğin, nisan ayında yapılan bir New York Times/Siena College ulusal anketinde, kayıtlı seçmenlerin %48’i Trump’ın başkanlığı sonrası ülkeyi daha iyi durumda bıraktığını söylerken, sadece %46’sı daha kötü durumda bıraktığını belirtiyor.
Aynı ankette seçmenlerin neredeyse üçte ikisi, Trump’ın ekonomiyi yönetme şeklini onayladıklarını, yaklaşık yarısı ise göç ve suç konularındaki yönetimini onayladıklarını söylüyor.
Biden’ın “başarısız” imajı, Trump’a olan memnuniyeti artırdı mı?
Siyaset bilimci Alan Abramowitz, ABD’nin son derece kutuplaşmış siyasi atmosferinde, Biden’a olan memnuniyetsizliğin Trump’ı destekleme eğilimini hızla arttığını ifade ediyor Abramowitz, "Eğer mevcut durumdan memnun değilseniz, bu önceki başkanlığın değerlendirilmesini etkileyebilir." diyor.
Cumhuriyetçi stratejist Brad Todd da benzer şekilde, Biden’ın “başarısız” imajı nedeniyle Trump’ın birçok seçmen için eskiden olduğundan daha başarılı göründüğünü söylüyor. Todd, "İnsanlar, onu sevseler de sevmeseler de, Trump başkanken ekonominin daha iyi olduğunu düşünüyorlar, ve Trump’ın zayıf değil güçlü bir duruş sergilediğini düşünüyorlar” yorumunu yapıyor.
Biden'la karşılaştırılmak, Trump'a daha spesifik bir fayda sağlıyor olabilir. Zira hem Demokrat hem Cumhuriyetçi stratejistler, seçmenlerin bugün en çok ilgilendikleri konular olan enflasyon, göç ve suç gibi konulara odaklandıklarını ve Trump’ın başkanlığı sırasında onları rahatsız eden diğer unsurlara, örneğin ırkçı dil kullanımı veya genel kaos atmosferine, daha az odaklandıklarını belirtiyor.
2020'de Edison Research tarafından CNN dahil birçok medya kuruluşu için yapılan çıkış anketlerinde, seçmenlere yaşam maliyeti veya göç konusunda sorular sorulmamıştı. Bu eksiklik, o dönemde bu sorunlarla ilgili ne kadar az endişe duyulduğunu gösteriyordu. Ama bu konular 2024'te seçmenlerin endişeleri arasında üst sıralarda yer alıyor ve Biden da bu konularda en zayıf notları alan aday durumunda.
Birçok Demokrat anketçi, Trump hakkındaki fikir değişiminin özellikle Siyahi ve Hispanik seçmenler arasında belirgin olduğunu belirtiyor. Senatör Bernie Sanders’ın iki Demokratik başkanlık kampanyasında baş anketör olarak görev yapan Ben Tulchin, bu kesimin Trump’ın ırkçı, yabancı düşmanı, göçmen karşıtı, Latin karşıtı olduğunu düşündüklerini söylüyor. Ama buna rağmen, Trump’ın ekonomi konusundaki notunun Biden'dan daha yüksek olduğunu düşünüyorlar.
Nisan ayında yapılan New York Times/Siena anketinde, Hispanik seçmenlerin %70’i Biden’ın ekonomiyi yönetme şeklini onaylamadıklarını söylerken, %74’ü Trump’ın yönetimini onayladıklarını belirtti.
Demokratlar, Trump’ın ekonomik performansıyla ilgili olumlu görüşleri silmeye çalışmak yerine, Biden’ın seçmenlere Trump’ın başkanlığı sırasında hoşlanmadıkları diğer konuları hatırlatmakta daha başarılı olabileceğini düşünüyor. Demokrat anketör Jay Campbell "Ekonomi bir yana, insanlar Trump döneminde hayatın güllük gülistanlık olduğunu düşünmemeliler, çünkü öyle değildi. Onay oranı hiçbir zaman %50'yi geçmedi.” diyor.
Gerçekten de, Trump başkanken yapılan anketler Campbell’ın tarif ettiği dinamiği işaret ediyordu. Trump’ın görevden ayrılmadan önce yapılan son CNN/SRSS anketinde, Amerikalıların çoğunluğu onun ekonomiyi yönetme şeklini onaylasa da, %55’i başkanlığını bir başarısızlık olarak nitelendirmiş ve sadece %26’sı ülkeyi daha iyi bir hale getirdiğini söylemişti.
Seçmen, Trump döneminde yaşanan problemleri unuttu mu?
Demokratları kampanya sürecinde bekleyen en büyük zorluk, seçmenlerin Trump’ın başkanlığı döneminde yarattığı tartışmaları unutması…Demokrat anketör Tulchin, "Trump’ın başkan adayı olduğu sekiz- dokuz yıl süresince yaptığı korkunç şeyleri insanların gözüne sokmadıkça, bu olaylar iki hafta sonra unutuluyor," diyor. "İnsanlara Trump’ın korkunç biri olduğunu göstermemiz gerekiyor, çünkü Trump’ın karakter kusurları oldukça büyük ve göz ardı edilemez."
Siyahi seçmenlere yönelik yayınlanan yeni Biden reklamı, kampanyanın Trump’ın kirli geçmişini ele alma konusundaki iletişim stratejisini özetler nitelikte. Reklam, Trump’ın başkanlığının en tartışmalı bölümlerinden biri olan ACA'yı yürürlükten kaldırma girişimini ele alıyor ve bununla Biden’ın sağlık hizmetlerine erişimi genişletme ve tıbbi maliyetleri düşürme politikasını karşılaştırıyor. Aynı yaklaşım, Latino seçmenlere yönelik, Trump’ın göçmen çocukları ailelerinden ayırma politikasını, Biden’ın aileleri yeniden birleştirme çabalarıyla karşılaştıran yeni reklamda da görülüyor.
Biden’ın kampanyası neyi hedefliyor?
Biden’ın kampanyası, Amerikalılara Trump’ın bu konulardaki sicilini hatırlatarak, özellikle Trump’a yönelen genç Siyah ve Hispanik erkekler gibi çekirdek seçmen gruplarının oylarını yeniden kazanmayı hedefliyor. Örneğin, üniversite eğitimli seçmenlere Trump’ın kürtaja yönelik tavrını hatırlatmak, temel haklar ve demokrasinin ikinci bir Trump döneminde nasıl etkileneceğine dair fikirlerini etkileyebilir. Benzer şekilde, Latinlere Trump’ın aile ayrım politikasını ve yasa dışı göçmenleri toplu olarak sınır dışı etme planlarını hatırlatmak, seçmen üzerinde aynı etkiyi yaratabilir.
Amerikalı seçmenlerin 5 Kasım’da, enflasyon, sınır ve suç gibi konulara mı yoksa anketlerin gösterdiği gibi bu yeni oluşan güvene mi öncelik verecekleri belirsiz. Ama sonuç olarak, seçmenlerin Trump’ın başkanlığı hakkında ne hatırladıklarından ziyade, bugün neye öncelik verdikleri daha önemli olabilir. Demokratlar için asıl risk ise, Biden’a karşı azalan güvenin, kararsız seçmenin Trump’ın kötü sicili hakkındaki düşüncelerini değiştirmiş olması.