Topçu'dan "Demir yumruk kafalarına iner" çıkışına cevap

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’ın "demir yumruk kafalarına iner" çıkışı hakkında değerlendirmede bulundu.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu Kazakistan Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbeklı’yı makamında kabul etti. Ziyarette gündeme dair değerlendirmelerde de bulunan Topçu, CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’ın "demir yumruk kafalarına iner" çıkışı hakkında görüşleri sorulması üzerine şunları söyledi:

"Mevlana hazretleri diyor ki; ‘Her lafa verilecek bir cevabım var. Lakin, bir lafa bakarım ‘laf mı’ diye, bir de söyleyene bakarım ‘adam mı’ diye’. Benim siyasi bir laf yetiştirme gibi işim yok, söylediklerim kimsenin sözüne karşı söz değil, bir tespittir."

"GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK YALNIZCA ANADOLU İNSANINA GÜVENDİ"

"Cumhuriyetimizin kurucusu Kurtuluş Savaşımızın başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk sırtını Anadolu insanının derin ferasetine, engin irfanına, iman dolu sinesine dayayarak yedi düveli ve onun piyonlarını denize döktü. O hiç bir zaman yedi düvelin ocağında ve kucağında oturup ülkesinin güvensiz olduğunu söylemedi. Ülkesindeki siyasi rakiplerini yenmek için yedi düvelden yardım dilenmedi. Ülkenin milli çıkarlarını gözetmeyi gerektiren hususlarda gazetecilik kılıfı ile çaşıtlık yapıp yedi düvelin ekmeğine yağ sürerek, bir de zeytinyağı gibi üste çıkarak ‘adalet’ (!) yürüyüşü yapmadı."

"SURİYE'DE NE İŞİMİZ VAR‘ DİYENLERİ DİVAN-I HARB’A VERİRDİ"

“O Anadolu'nun yiğitleriyle yedi düvelin eniklerini önüne katıp ‘Ya istiklal ya ölüm’ diyerek, ‘hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır’ diyerek milli mücadelenin nirengi noktasını belirlemiş ve tam bağımsız güçlü Türkiye'yi kurmuştur. Şu an aramızda olsa yedi düvelin medeniyet coğrafyamızda bizsiz harita belirleme isteklerine karşı milli iradeyle bütünleşir ve Türkiye'nin düşmanı terör örgütlerini kollayan ülkelerin ocağında ve kucağında ülkesini yermez; onlara ‘yardım edin beni iktidar  yapın’ demezdi. Hele de Hatay’ı ölüm döşeğinde takip eden bir lider olarak bugün ikide bir ‘Suriye'de ne işimiz var‘ diyenleri Divân-ı Harb’a verirdi .”

Öte yandan Kazakistan büyükelçisinin ziyaretinden memnuniyetini dile getiren Topçu "ata yurdumuz dost ve kardeş ülke Kazakistan ile Türk dünyasının ak sakalı, bilge lider Nazarbayev’in Türkiye Büyükelçisi Abzal Saparbekulı kardeşimi anayurdunda, milletin evinde ağırlamaktan onur duydum” dedi.
 
"TÜRKİYE VE KAZAKİSTAN GLOBAL POLİTİK YAPIYI ETKİLEMEKTEDİR"

“Türkiye, kardeş ülke Kazakistan'ın bağımsızlığını ilanından on dakika sonra tanıyan ilk ülkedir.
Kardeş ülke Kazakistan Türkiye'nin bölgedeki en önemli stratejik siyasi ve ekonomik ortağıdır. İki ülkenin güçlü tarihi ve kültürel bağlarıyla birlikte güçlü liderleri var. Bu nedenlerledir ki; iki ülke hem bölgenin hem de dünyanın politik yapısını etkilemektedir.



"BİZ AYNI ATALARIN TORUNLARIYIZ"

“Ak sakalımız Nazarbayev’in dediği gibi; bizler Hunlar'ın, Göktürkler'in, Altınordu Devleti’ni kuranların çocuklarıyız. Bizler Hoca Ahmet Yesevi’nin bir ucu Balkanlar'da, bir ucu Afrika'da, bir ucu Ortadoğu ve Yemen'de olan Alplerin, Erenlerin nesilleri torunlarıyız. Türkiye Kazakistan ilişkileri büyüyerek her alanda hızla yükseliyor. Bu iyi ilişkiler iki ülkenin faydası yanında bölgenin de, dünyanın da güvenliğine, refahına, barışına katkısının olduğu bilinmektedir.”
 
NAZARBAYEV’E TEŞEKKÜR

Kazakistan Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbeklı nezdinde Kazakistan devlet başkanı Nursultan Nazarbayev’e teşekkürlerini ileten Topçu “Ankara-Moskova arasında yaşanan uçak krizinde, Suriye sorunu ile ilgili çözüm arayışlarında ve Kazakistan’da eğitim gören Manisalı gencimiz Nebi Kutay Şen’in tutuklanması olayının çözümünde özel ilgilerini esirgemeyen Türk dünyasının Aksakal'ı Kardeş ülke Kazakistan'ın bilge lideri sayın Nazarbayev’in uzlaştırıcı başarılı diplomasisi asla unutulmayacaktır” ifadelerini kullandı.

"YESEVİ BİZİ DAHA DA YAKINLAŞTIRACAKTIR"

Ziyarette Kazakistan Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbeklı Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu’yu Eylül ayında gerçekleştirilecek “Kazakistan-Türkiye Diplomatik İlişkileri’nin 25. Yıldönümü” etkinliklerine davet ederek “ortak değerlerimizin yaşatılması ve uzak kalmış kardeş ülkelerimiz arasındaki mesafelerin azaltılması için diplomasideki birlikteliğimizi Kazak -Türk işbirliği çerçevesinde ilk başta bilim, sanat ve günlük hayatlarımızda olmak üzere her alana yansıtmaya daha da özen göstermeliyiz. Ortak bilim faaliyetleri, ülkelerimizin önemli tarihi şahsiyetleriyle ilgili sinema filmleri ve romanlar gibi ortak çalışma alanları için girişimlerimizi artırmalıyız. Bu hususta örnek verirsek; ortak değerlerimizden Hoca Ahmet Yesevi’nin izlerini takip etmek bizi birbirimize daha da yakınlaştıracaktır” ifadelerini kullandı.

Abzal Saparbeklı: “Tarihimizi ve özümüzü bilmemiz ve bu temeller üzerine hayatımızı inşa etmemiz gerekmekte. Kazaklar artık ‘ben Kazak’ım, Türklük nereden çıktı’ demiyor.  Atamızın yurdundaki işgaller bizim hep birlikte Türk olduğumuz gerçeğini bir süre unutturmuş. Çok şükür ki; tarihini ve özünü araştıran ve bilen bir nesil yetişiyor. Bu açıdan ben çok ümitliyim.”