Terör örgütü ile mücadele çok anlamlı bir seviyede
Başbakan Yıldırım, "TSK ile diğer güvenlik birimlerimizin tam bir koordinasyon içerisinde çalışmaları, beklenen sonucu vermiş ve bölücü terör örgütü ile mücadelede çok anlamlı bir seviyeye gelinmiştir." dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, "Bölücü terör örgütü ile mücadele, özellikle son bir yıl içerisinde çok başarılı bir şekilde sürdürülmektedir. Özellikle geçen yıl ağustos başında karar verdiğimiz taarruz amaçlı mücadele stratejisi ve Türk Silahlı Kuvvetleri ile diğer güvenlik birimlerimizin tam bir koordinasyon içerisinde çalışmaları, beklenen sonucu vermiş ve bölücü terör örgütü ile mücadelede çok anlamlı bir seviyeye gelinmiştir." dedi.
Başbakan Yıldırım başkanlığında Çankaya Köşkü'nde yapılan Yüksek Askeri Şura toplantısı devam ediyor.
Çankaya Salonu'nda yapılan toplantıda konuşan Başbakan Yıldırım, 2017 yılının ilk YAŞ toplantısını gerçekleştirdiklerini bildirdi.
Türkiye'nin, bulunduğu coğrafya bakımından önemli siyasi, toplumsal, güvenlik olaylarının cereyan ettiği bir bölgenin merkezinde yer aldığını belirten Yıldırım, "Bu zor coğrafyada güvenliğimize yönelik iç ve dış tehditler söz konusudur." dedi.
ÜÇ TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELE SÜRMEKTEDİR
15 Temmuz alçak darbe girişimiyle birlikte bölücü terör örgütleri yanında, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) de mücadele edilmesi gereken en önemli konu haline geldiğini vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
"An itibariyle Türkiye, üç terör örgütü ile aynı anda amansız mücadele sürdürmektedir. Bunlar bölücü terör örgütü, FETÖ ve DEAŞ terör örgütüdür. Şu hususu özellikle ifade etmek isterim. Bölücü terör örgütü ile mücadele, özellikle son bir yıl içerisinde çok başarılı bir şekilde sürdürülmektedir. Özellikle geçen yıl ağustos başında karar verdiğimiz taarruz amaçlı mücadele stratejisi ve Türk Silahlı Kuvvetleri ile diğer güvenlik birimlerimizin tam bir koordinasyon içerisinde çalışmaları, beklenen sonucu vermiş ve bölücü terör örgütü ile mücadelede çok anlamlı bir seviyeye gelinmiştir."
Başbakan Yıldırım, son dönemde gençlerin dağa çıkışlarının önemli ölçüde azaldığına dikkat çekerek, teröre destek veren yerel yöneticilerin görevlerinden uzaklaştırılarak haklarında hukuki süreç başlatıldığını, diğer yandan bölücü terör örgütünün siyasi destekçilerine yönelik hukuki sürecin TBMM dokunulmazlıkları kaldırıldıktan sonra hız kazandığını, bu alanda elde edilen sonucun dikkat çekici olduğunu belirtti.
ENTEGRE SINIR GÜVENLİĞİ PROGRAMI SÜRATLE DEVAM EDİYOR
Bölgede proaktif mücadele devam ederken özellikle güney sınırlarından terör unsurlarının sızmalarının önlenmesine yönelik sınır güvenliği tedbirlerine de hız verildiğini vurgulayan Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:
"Entegre sınır güvenliği programı süratle devam etmektedir ancak fiziki sınır güvenliği tamamen bitirilinceye kadar karadan Fırat Kalkanı Operasyonu ile güneyden bölücü terör örgütü ve DEAŞ unsurlarının sızmasını önlemeye yönelik tedbirler alınmıştır. Aynı zamanda hava ve kara harekatları marifetiyle terör örgütü unsurları ülke sınırlarına girmeden etkisiz hale getirilmektedir. Bütün bu tedbirlere rağmen mücadele henüz bitmemiştir. Güney sınırlarımızdaki ülkelerde mevcut olan istikrarsızlık, otorite boşluğu ve iç savaş, terörle mücadelemizin önündeki en büyük tehdittir. Güvenlik esaslı mücadele devam ederken aynı zamanda ekonomik sosyal rehabilitasyon projelerinin hayata geçirilmesi de hayati öneme sahiptir. Bu cümleden olmak üzere cazibe merkezleri programı başlatılmıştır. Ayrıca çukur siyaseti sonucu ortaya çıkan tahribatın giderilmesine yönelik çalışmalar süratle devam etmektedir."
BAYRAK İNMEMİŞ, EZANLAR DİNMEMİŞTİR
15 Temmuz hain darbe girişimi ve 16 Nisan anayasa değişikliğinin, bu sürecin en önemli olayları olduğuna işaret eden Başbakan Yıldırım, "15 Temmuz hain darbe girişimi milletimizin cesareti, Cumhurbaşkanımızın liderliği, hükümetimizin kararlılığıyla püskürtülmüş ve ülkemiz büyük bir felaketin eşiğinden dönmüştür. Asker üniforması içerisindeki terörist caniler ne yazık ki vatansever şanlı silahlı kuvvetlerimizin silah ve mühimmatını gasp ederek ülkeyi işgale kalkışmışlar ancak bunu başaramamışlardır. Şehit ve gazilerimiz olmuş ancak bayrak inmemiş, ezanlar dinmemiştir." dedi.
Ülke savunmasında can veren bütün şehitlere Allah'tan rahmet dileyen Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sağlam siyasi irade ve vatan millet sevgisi ile bu yıkıcı süreçten hızlı bir şekilde çıkılması mümkün olmuştur. Bu vesile ile siz komutanlar başta olmak üzere bu kritik süreçte rol alan bütün TSK mensuplarına, jandarmamıza, polis teşkilatımıza, Bakanlar Kurulunda görevli arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum."
İÇ VE DIŞ TEHDİTLER HENÜZ BİTMEMİŞTİR
Yıldırım, Türkiye'yi ilgilendiren iç ve dış tehditlerin henüz bitmediğini, ve devam ettiğine değinerek, Yunanistan ile Ege'deki adalar konusu, Kıbrıs konusu, Kuzey Irak'ta referandum düşüncesi, Suriye'nin geleceği gibi konuların yakın vadede Türkiye'yi meşgul etmeye devam edecek sorunlardan sadece birkaçı olduğunu bildirdi.
Körfez krizi, Kuzey Kore'deki gelişmeler, Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri, Yemen, Libya, Filistin-İsrail konularının da bölgesel ve küresel sorunlar olarak önümüzdeki süreçte potansiyel riskler olarak varlığını sürdüreceğini vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Bütün bu zor şartlar altında gerçekleştirdiğimiz anayasa değişikliğiyle 94 yıllık yönetim geleneğimizde köklü bir değişikliğe gidilmiştir. Parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş olarak adlandırabileceğimiz bu değişiklik ülkemizin gelecek yıllarını istikrar ve güven bakımından teminat altına alacaktır. Yeni sistem üniter yapıyı daha da tahkim etmiş, sürekli iktidar, kalıcı istikrarı garanti altına almıştır. Bu değişik ülkemizin bulunduğu zor coğrafyada karşılaşabileceği kritik iç ve dış gelişmelere karşı koyabilmek için çok önemli bir imkan sağlamıştır. Hedefimiz Gazi Mustafa Kemal'in işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesinin daha da ilerisidir.
Bölgede ve dünyada gelişen tehditlere göre kendisini yenileme, savunma ve caydırıcılık kabiliyetini tamamlamaya deruhte etmiş bir TSK, hepimizin ortak hedefidir. Cumhuriyetimizin 100. yılına giderken güçlü millet güçlü ordu anlayışımızın gereğini her alanda yapmanın gayreti içerisinde olacağız. Bir yandan dostlarımızı arttıran, düşmanlarımızı azaltan dış politika eylemlerimize hız verirken diğer yandan savunma ve iç güvenlik ihtiyacımızı kendi kendimize yeterli olacak şekilde tahkim edeceğiz. Böylece sadece ülkemizin huzuru, milletimizin birliği ve kardeşliğini sağlamış olmayacak aynı zamanda da bölgesel ve küresel barış ile huzura da önemli katkı sağlamış olacağız. Bu düşüncelerle tekrar siz değerli şura üyelerimize teşekkür ediyor, şura kararlarımızın milletimiz, ülkemiz ve Türk Silahlı Kuvvetleri için hayırlı olmasını diliyorum."