Suriye'li bebek Türkiye'de yaşama tutundu
Halep'te, bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda yaralanan 9 aylık bebek, Gaziantep'te sağlık çalışanlarının çabasıyla yaşama tutundu
Halep'in batısında 18 gün önce bomba yüklü araçla düzenlenen terör saldırısında, seyir halindeki otomobilde bulunan Muhammed Hamdan, eşi Nede Kanavuş ile üç çocuğu yaralandı. Aile, Azez'de tedavi altına alınırken durumu ağır olan ailenin en küçüğü 9 aylık Abdulihal Kenavis Türkiye'ye getirildi.
Gaziantep'te özel bir hastanede tedavi altına alınan ve "yaşamaz" denilen minik Kenavis, doktor ve sağlık personelinin çabası ve şefkatiyle hayata tutundu. Türkiye'de kimsesi olmayan bebeğe sağlık çalışanları sahip çıktı. Yoğun bakım ünitesinin adeta maskotu haline gelen bebek, hemşirelerin kucağından inmiyor.
Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı Teyfik Güç, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, bebeğin hastaneye ilk getirildiğinde solunumunun çok zayıf olduğunu söyledi.
Bebeğin akciğerinden ağzına kan geldiğini belirten Güç, şunları anlattı:
"İlk önce hemen solunum cihazına bağladık. Yaklaşık 10 gün kadar solunum cihazında kaldı. Çocuğun tomografisinde beynin her tarafında kanamalar vardı. Özetle bebek geldiğinde kurtulacağını düşünmüyorduk. Fakat hem çocuğun hem ekibimizin çabasıyla hep beraber çocuğu sağlığına kavuşturduk. Yaklaşık 5-6 günde solunum cihazından ayırdık. Kurtulmaz dediğimiz bebeğin kurtulduğunu gördük. Mucize gibi geldi. Çok büyük bir çaba sarf etti. İlk başta çocuk geldiğinde hareketi yoktu, hepimiz çok üzüldük. Her hareketini gördüğümüzde, en ufak elini oynattığında mutlu olduk."
Anestezi uzmanı Dr. Ahmet Şükrü Denker çok zorlu bir ameliyat gerçekleştirildiğini ifade ederek, "Solunum cihazından ayırmak oldukça zorlu bir süreçti. Çok şükür şu an beslenebiliyor. Taburcu edecek duruma getirmek bizim için gurur vesilesi oldu." diye konuştu.
Yoğun bakım personelinden Erçin Sakatoğlu da şunları söyledi:
"Hiç umut yoktu ama ona umut olduk, o da bize umut oldu. Şimdi solunum cihazından ayrıldı, hayata döndü, gözünü açtı. Mamasını veriyoruz, emziriyoruz. Burada anne ve babası yok. Ziyaret saatinde herkesin ziyaretçisi geliyor ama bu çocuğun kimsesi gelmiyor. Üzülüyorduk. Onun için biz onun ailesi, ziyaretçisi, annesi, babası ve her şeyi olduk. Çocuğun üzerinde kıyafet yoktu, gittik kıyafetler aldık, biberon aldık, mamasını aldık. Bizim maskotumuz oldu."