Suriye'de savaş ve diplomasi eşzamanlı sürüyor

Suriye'de yaklaşık 7 yıldır süren iç savaşa siyasi çözüm bulmak için diplomatik çabalar devam ediyor. Astana süreciyle çatışmalar büyük ölçüde azalırken, tarafların siyasi geçişi görüşmek için gelecek ay bir araya gelmesi bekleniyor.

Suriye'de yüzbinlerce sivilin hayatına mal olan iç savaş, 7. yılına yaklaşıyor. Diğer yandan siyasi çözüm için rejim ve muhalifler arasında Birleşmiş Milletler (BM) gözetimindeki diplomatik süreç de devam ediyor.
Türkiye ve Rusya öncülüğünde, geçen aralık ayında yürürlüğe giren ateşkes, 1 yıl aradan sonra Cenevre'de yeni turların önünü açacak Astana sürecini başlattı.

İki ülkenin öncülüğünde 23-24 Ocak'ta Astana'da ateşkesin güçlendirilmesi ve uygulanmasının sağlanması için İran'ın da dahil edildiği üçlü mekanizma kurma kararı alındı.

Ateşkesin, Esed ordusu ve İran destekli militanlarca sık sık ihlal edilmesine rağmen ülke genelinde savaşın şiddetini azaltması, Cenevre sürecini canlandırdı.

Cenevre 4 toplantısı, 1 yılı aşkın aradan sonra 23 Şubat- 4 Mart'ta düzenlendi.

Rejimin BM Daimi Temsilcisi Beşşar Caferi başkanlığındaki heyetin ısrarı üzerine müzakerelere, yol haritasını çizen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) 2254 sayılı kararının dışında, "terörle mücadele" başlığı eklendi.

REJİMİN ZAMAN KAZANMA TAKTİĞİ

22 Mart-1 Nisan'daki 5. tur görüşmelerde rejim, diplomatik süreci oyalamak için kendi eklettiği "terörle mücadele" konusuna odaklandı.

Diğer yandan rejimin sivilleri hedef alan saldırıları da sürdü. Buna rağmen Nasır Hariri başkanlığındaki muhalefet heyeti, masadan ayrılan taraf olmama stratejisi izledi.

16 Mayıs'ta başlayan Cenevre 6 ve 10 Temmuz'da başlayan Cenevre 7 görüşmeleri ise yalnızca 4'er gün sürdü. Görüşmelerde muhalefet, BMGK kararının öngördüğü geçiş yönetimi, anayasa ve seçimler konularını ele almak için çabalasa da rejim, siyasi çözümü konuşmamak konusundaki ısrarını sürdürdü.

Son toplantıda, muhalefet heyeti başkanı Hariri, rejimin kimyasal silahla saldırmaya devam ettiğine dikkati çekti.

MUHALEFETİN MASADAN KALKMAMA STRATEJİSİ

Yeniden canlanan Cenevre sürecinde, muhalefeti en fazla zorlayan konu, Moskova ve Kahire yönetimlerine yakın olan ve kendilerini muhalif olarak adlandıran grupların BM'ye davet edilmesi oldu.

Rusya, bu iki grubu muhalif olarak kabul ettirip gerçek muhalefeti zayıflatmayı hedeflerken, rejim, gerçek muhalefeti parçalı göstererek “karşımda müzakere edecek muhatap yok” söylemiyle masadan kaçış yollarını denedi.

Muhalifler bu taktiğe, söz konusu grupları, tamamen reddetmeden, kendi bünyelerine katarak etkisizleştirmeye çalışarak yanıt verdi.

Son turda, Hariri başkanlığında Müzakere Yüksek Komitesi (MYK), Kahire ve Moskova platformlarıyla bir araya geldi. Moskova destekli grup, "Esed'in gitmesini şart koşmayalım ve mevcut anayasayı bazı değişikliklerle kabul edelim" yönünde tutum ortaya koydu.

Bu tavır, Kahire grubunun ılımlı duruşuna rağmen 3 tarafın birleşmesini şimdilik engelledi.

BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, son toplantının ardından yaptığı açıklamada, görüşmelerde dönüm noktası sayılabilecek bir gelişme yaşanmadığını söylemişti. Mistura, buna rağmen tarafların masadan kalkmamasının bir ilerleme olduğuna dikkati çekmişti.

Mistura ayrıca, rejim ve muhalefetin direkt görüşmelere geçmesi için üç "muhalif" grubun birleşmesini istiyor.

BM Temsilcisi, Cenevre'de bu ay içinde tarafların bir araya gelmesini planladıklarını, yeni tur için "ciddi görüşmelerin" ise ekim ayında gerçekleştirileceğini açıklamıştı.

ASTANA SÜRECİ

Cenevre toplantılarına paralel olarak, Kazakistan'ın başkenti Astana'da Türkiye, Rusya ve İran'ın garantörlüğünde 5 toplantı düzenlendi.

3-4 Mayıs'ta düzenlenen 4. turda, taraflar, Suriye'de çatışmaların en yoğun olduğu 4 alanda "çatışmasızlık bölgeleri" oluşturulmasına karar verdi.

Astana toplantılarının beşincisi, 4-5 Temmuz'da tarafların "çatışmasızlık bölgeleri"nin sınırların güvenliği ve idaresi konularını görüştü.

Toplantıya, ABD ve Rusya'nın Suriye'nin güneyinde, "güney cephesi" olarak bilinen Dera ve Kuneytra illerinde ayrı bir güvenli bölge kurma kararı damga vurdu.

9 Temmuz'da yürürlüğe giren ateşkesle birlikte bölgeye Rus askeri polisi intikal etti.

Son turun bitiminde garantörler, İdlib, Humus ve Şam'daki "çatışmasızlık bölgeleri"nin uygulanmasına dair Ortak Çalışma Grubu oluşturma kararı aldı.

14-15 Eylül'de düzenlenecek Astana 6 toplantısında, tarafların bu üç bölge için müzakerelere devam etmeleri bekleniyor.

Ülke genelindeki birçok cephede çatışmalar durmuş olsa da rejim, çatışmasızlık bölgelerine saldırılarını sürdürüyor.

SİYASİ GEÇİŞİN YOL HARİTASI

Cenevre müzakerelerinin zeminini, 2012'nin Haziran ayındaki ilk toplantıda kabul edilen Cenevre 1 Bildirisi oluşturuyor.

Söz konusu bildiri, ateşkes sağlanmasını, tutukluların serbest bırakılmasını ve abluka altındaki bölgelere insani yardım ulaştırılmasını hedefliyor. Ardından, muhalefet ve rejimin karşılıklı rızasıyla belirlenen isimlerden oluşacak tam yetkili geçiş yönetimi kurulması gerekiyor. Geçiş yönetiminin tam yetkili olması, devlet başkanının yani Esed’in üzerinde bir pozisyonda olmasını beraberinde getiriyor. Aralık 2015'te kabul edilen 2254 sayılı karar da muhalefet ve rejim heyetlerinin müzakereleri sonuçlandırmasının ardından geçiş yönetimi kurmasını öngörüyor. Buna göre, müzakerelerin 6 ay içinde tamamlanıp geçiş yönetimi kurulması, yeni yönetimin 12 aylık dönemde bir anayasa hazırlayıp ülkeyi adil seçime götürmesi gerekiyor.

Cenevre müzakerelerinin ilki 30 Haziran 2012'de yapılmıştı. Cenevre 2, 22 Ocak 2014'te başlamış ancak sonuçsuz kalmıştı. 29 Ocak 2016'da üçüncü kez başlayan görüşmeler, Esed rejiminin Halep'i kuşatmaya alması nedeniyle sona ermişti.