"Sorumsuz ve ilgisiz davranma" ilk sırada

TÜİK'in 2016 yılı Aile Yapısı Araştırması'nın sonuçlarını açıkladı.

Türkiye'de ilk evliliklerin yüzde 37,5'i 20-24 yaş aralığında yapılırken, bu evliliklerin yüzde 59,9'u görücü usulüyle gerçekleşti.

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) yayımladığı 2016 yılı Aile Yapısı Araştırmasına göre, hanelerin yüzde 86'sında 0-5 yaş aralığındaki çocukların gündüz bakımını anneler üstlendi. Gündüz bakım sorumluluğunu anneden sonra yüzde 7,4 ile en fazla anneanne veya babaanne aldı. Bakımın, kreşte veya anaokulunda sağlanma oranı yüzde 2,8, bakıcı tarafından yerine getirilme oranı yüzde 1,5 oldu.

Hanedeki badana veya boya dışındaki ev işlerini genellikle bir hanehalkı ferdi yaptı. Söz konusu işler sırasıyla yüzde 98 ile sofranın kurulup kaldırılması, yüzde 97,8 ile akşamları çay servisi yapma ve yüzde 97,5 ile bulaşık yıkama olarak belirlendi.

Hanede ücretli olarak yaptırılan işler en fazla yüzde 38,1 ile evin badana veya boyası, yüzde 11,3 ile küçük bakım, onarım, tamir yapılması ve yüzde 4,7 ile evin haftalık veya aylık temizliği oldu.

EN FAZLA HAFTA SONU AKŞAM YEMEĞİNDE BİR ARAYA GELİNİYOR

Araştırma sonucunda hanehalklarının en fazla hafta sonunda ve akşam yemeğinde bir araya geldikleri görüldü. Hanehalklarının akşam yemeğinde bir araya gelme oranı hafta içi yüzde 78,2, hafta sonu ise yüzde 83,1 oldu.

Akşam yemeğinden sonra en fazla sabah kahvaltısında bir araya gelindi. Hafta içinde sabah kahvaltısında bir araya gelme oranı yüzde 43,4 iken, bu oran hafta sonu yüzde 72,3 olarak hesaplandı. Öğle yemeğinde bir araya gelen hanehalkı oranı ise hafta içi yüzde 26,8, hafta sonu yüzde 57,2 oldu.

İLK EVLİLİKLERİN YÜZDE 37,5'İ 20-24 YAŞ ARALIĞINDA

Evlilik deneyimi yaşamış bireylerin araştırmada beyan ettikleri ilk evlenme yaşları incelendiğinde; ilk evliliklerin yüzde 37,5'i 20-24 yaş aralığında gerçekleştirildi. Bu yaş aralığından sonra ilk evlilikler en fazla yüzde 21,2 ile 25-29 yaş aralığında, yüzde 17,9 ile 18 yaşından önce yapıldı.

İlk evlilik yaşı cinsiyete göre incelendiğinde; kadınların ve erkeklerin ilk evliliklerini en fazla 20-24 yaş aralığında yaptığı görüldü. İlk evliliğini 20-24 yaş aralığında yapan kadınların oranı yüzde 34,3 iken, bu oran erkeklerde yüzde 41,3 oldu. Evliliğini 18 yaşından önce yapan kadınların oranı yüzde 28,2, erkeklerin oranı ise yüzde 5,6 olarak belirlendi.

Kadınlar için en uygun ilk evlenme yaşı yüzde 46,9 ile 20-24 yaş arası, erkekler için ise yüzde 53,9 ile 25-29 yaş arası olarak belirtildi.

İLK EVLİLİKLERİN YÜZDE 59,9'U GÖRÜCÜ USULÜ

Bireylerin eş seçimini nasıl yaptıkları incelendiğinde; ülke genelinde ilk evliliklerin yüzde 47,8'inin görücü usulü ve kendi rızası ile yüzde 12,1'inin ise görücü usulü ve kendi görüşü sorulmadan aile kararıyla gerçekleştiği görüldü. Eşini kendi kararı ve ailesinin rızası ile seçenlerin oranı yüzde 30,2, kendi kararı ve ailesinin rızası dışında evlenenlerin oranı yüzde 2,5, kaçma veya kaçırılma ile evlenenlerin oranı ise yüzde 7 oldu.

Görücü usulü ve kendi rızası ile evlenen kadınların ve erkeklerin oranı yüzde 47,8 iken görücü usulü ve kendi görüşü sorulmadan aile kararıyla evlenen kadınların oranı yüzde 14,8, erkeklerin oranı ise yüzde 9 olarak belirlendi. Eşini kendi kararı ve ailesinin rızası ile seçen kadınların oranı yüzde 27,1, erkeklerin oranı yüzde 33,8, kendi kararı ve ailesinin rızası dışında evlenen kadınların oranı yüzde 2,6, erkeklerin oranı ise yüzde 2,5 olarak kayıtlara geçti.

Bireylerin öğrenim durumu yükseldikçe kendi seçimi ile evlenenlerin oranının arttığı, görücü usulü ile evlenenlerin oranının ise azaldığı tespit edildi. Eşini kendi kararı ve ailesinin rızası ile seçen bir okul bitirmeyen bireylerin oranı yüzde 10,6 iken bu oran yüksekokul, fakülte, üniversite, yüksek lisans veya doktora mezunu bireyler için yüzde 67,1 oldu.

Araştırmaya göre bireylerin yüzde 97,1'i hem resmi hem de dini nikah yaptı. Sadece resmi nikah yapanların oranı yüzde 1,8, sadece dini nikah yapanların oranı ise yüzde 1,1 olarak hesaplandı.

EVLE İLGİLİ SORUMLULUKLAR SORUN HALİNE GELDİ

Evli bireylerin bazı belirlenmiş konularda eşleri ile sorun yaşayıp yaşamadıkları incelendiğinde, eşler arasında en fazla sorun yaşanan konu yüzde 5,9 ile evle ilgili sorumluluklar oldu. En fazla sorun yaşanan diğer konular sırasıyla yüzde 5,4 ile ailece birlikte vakit geçirmeme ve yüzde 5,3 ile sigara alışkanlığı olarak sıralandı.

Eşler arasında en az sorun yaşanan konular ise yüzde 1 ile eğlence alışkanlıkları, alkol alışkanlığı ve yüzde 1,1 ile arkadaşlar, görüşülen kişiler oldu.

SORUMSUZ VE İLGİSİZ DAVRANMA İLK SIRADA

En az bir kez boşanmış bireylerin boşanma nedenlerine bakıldığında Türkiye genelinde en fazla boşanma nedeni yüzde 50,9 ile "sorumsuz ve ilgisiz davranma" olarak belirlendi. Bunu, yüzde 30,2 ile "evin ekonomik olarak geçimini sağlayamama" ve yüzde 24,3 ile "eşlerin ailelerine karşı saygısız davranması" sorunu izledi.

Cinsiyetlere göre incelendiğinde ise en önemli boşanma nedeni her iki cinsiyette de sorumsuz ve ilgisiz davranma oldu. Bu oran, kadınlar için yüzde 61,5, erkekler için ise yüzde 40,2 olarak tespit edildi. Kadınlar için bunu yüzde 42,6 ile "evin ekonomik olarak geçimini sağlayamama", yüzde 36,4 ile "dayak veya kötü muamele" takip etti.

Erkekler için ise yüzde 24,5 ile "eşin ailesinin aile içi ilişkilere karışması" ve yüzde 24 ile "eşlerin ailelerine karşı saygısız davranması" diğer nedenler olarak sıralandı.

ÇOCUKLARA EN FAZLA VERİLEN CEZA AZARLAMA

Son bir yıl içerisinde anne ve babaların çocuklarına verdikleri en yaygın ceza türü yüzde 72,6 ile azarlama oldu. Bunu, yüzde 48,7 ile interneti yasaklama ve yüzde 40,8 ile televizyon izlemesine izin vermeme cezaları izledi. Anne ve babaların çocuklarına verdikleri cezalarda en düşük payı yüzde 8,9 ile odaya kapatma oldu. Bunu, yüzde 14,2 ile harçlığını kesme ve yüzde 14,3 ile arkadaşları ile görüştürmeme cezaları izledi.

Bireylerin şartları uygun olsa kaç çocuk sahibi olmayı istedikleri incelendiğinde, en fazla istenen ideal çocuk sayısının yüzde 32 ile 2 çocuk olduğu görüldü. Türkiye genelinde bireylerin yüzde 31,4’ü şartları uygun olduğunda 3 çocuk, yüzde 18’i 4 çocuk, yüzde 14,9’u 5 ve daha fazla çocuk, yüzde 3,4’ü tek çocuk isterken, yüzde 0,3’ü ise hiç çocuk istemediğini belirtti.

Kadınların en fazla istediği ideal çocuk sayısı yüzde 33,1 ile 2, erkeklerin en fazla istediği ideal çocuk sayısı ise yüzde 31,6 ile 3 oldu. Daha önce hiç evlenmemiş bireylerin şartları uygun olduğunda en fazla istedikleri ideal çocuk sayısı yüzde 46,7 ile 2 çocuk olarak belirlenirken, evli bireylerde yüzde 31,9 ile 3 çocuk, boşanmış bireylerde yüzde 44,2 ile 2 çocuk ve eşi ölmüş bireylerde yüzde 28,4 ile 3 çocuk olarak kayıtlara geçti.

YAŞLILIKTAKİ TERCİH ÇOCUKLARIN YANINDA KALMAK

Bireylerin kendilerine bakamayacak kadar yaşlandıklarında nasıl yaşamayı düşündükleri sorulduğunda, yüzde 37,6’sı yaşlandıklarında çocuklarının yanında kalmayı istediğini ifade etti. Diğer tercihler ise yüzde 29,4 ile evde bakım hizmeti almak ve yüzde 11'i ile huzurevine gitmek oldu.

Bireylerin yüzde 21,6’sı ise yaşlandıklarında nasıl yaşayacakları hakkında bir fikirlerinin olmadığını belirtirken, huzurevine gitmek istediğini belirten bireylerin oranının en az olduğu yaş grubu yüzde 7,7 ile 65 ve üzeri yaştaki bireyler olarak belirlendi.

Araştırma bireylerin aile ortamındaki yaşam biçimlerine ve aile hayatına ait değer yargılarına ilişkin bilgi derlenmesi amacıyla yapıldı.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının da katkıda bulunduğu araştırma sonucunda, İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (İBBS) 1. Düzey ve İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere üç büyük il ayrıntısında tahmin verildi.