Şenol Güneş Napoli'yi istiyor
Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, UEFA Şampiyonlar Ligi 2. turunda İtalyan bir rakiple eşleşmeleri halinde bu takımın Juventus değil, geçen yıldan tanıdıkları Napoli olmasını tercih edeceğini söyledi.
Şenol Güneş, İtalya'nın yüksek tirajlı spor gazetesi La Gazzetta dello Sport'a, verdiği özel röportajda, Beşiktaş ile hedeflerinden, futbola bakış açısına ve örnek aldığı isimlere kadar pek çok konuda değerlendirmede bulundu.
UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Beşiktaş'ın yanı sıra 3 İtalyan takımının da üst tura çıkması durumunda Juventus, Napoli, Roma'dan hangisiyle eşleşmek ya da eşleşmemek istediği sorulan Güneş, "Ben Napoli'yi alırım. Onları iyi tanıyoruz. Onlar bizim dostlarımız. Üç takım da çok iyi ama onca kupa kazandıktan sonra bu yıl bazı sorunlar yaşayan Juventus'u yine de tercih etmem. Bazen başarı, sizin mücadele etmeniz gereken gerçek rakibiniz olabiliyor." yanıtını verdi.
Güneş, Beşiktaş'ın hedefine yönelik "Beşiktaş ile uzun soluklu bir projemiz var, adım adım ilerliyoruz. Büyük yatırımlar için kulüple görüşüyoruz. Bir de tabi Türkiye'de baskı var. Örneğin, Monaco Keita'yı alabilir ama burada seni transfere çok para harcamakla ya da Negredo'yu alıp, Cenk Tosun'u oynattığın için eleştirip, transferde hata yaptığını söylüyorlar." değerlendirmesini yaptı.
"SAHAYA GİRECEK OYUNCUNUN AÇ OLMASINI İSTİYORUM"
Son maçta Şilili Gary Medel ile oyuna girişi sırasında bir polemik yaşadığı anımsatılan ve sert bir mizacı olduğu yorumu yapılan 65 yaşındaki teknik adam, "Ben, onu değişiklik için çağırdığımda yeterince hızlı değildi. Sahaya girecek oyuncunun aç ve istekli olmasını istiyorum. Sonrasında kendisiyle yapıcı bir konuşmamız oldu. Ben bu takımın iyiliği için çalışıyorum ve gerekli kararlar almak durumundayım." ifadelerini kullandı.
Portekizli stoper Pepe'nin 16 maçta 3 sarı kart görmesi de hatırlatılan Güneş, "El Clasicoları izlerken onu kötü biri olarak görür, beğenmezdim ama burada tam bir melek. Herkes için örnek biri. Takımda gençler gibi çalışan tecrübeli isimlere sahip olmak önemli bir silahtır. Türk takımlarının, altyapıdan yetiştirdiği yeteneklere öncelik vermesi gerektiğini savunsam da tecrübeli isimlerle kazanmaya çalışıyoruz. Lyon ve Monaco bunu yapıyor ve rekabet içindeler." dedi.
BALOTELLİ'YE "HAYIR" DEMESİNİN NEDENİ
Teknik direktörlerin genelde kompakt bir takım yaratma arzusu içinde oldukları ifade edilerek, kendisinin bu nedenle mi İtalyan forvet Mario Balotelli'ye "Hayır" dediği sorusu yöneltilen Şenol Güneş, şu cevabı verdi:
"Onu kişisel olarak tanımıyorum ama Fransa'da çok arkadaşım var ve onlardan kendisinin davranışlarına ilişkin olumsuz bilgiler gelince onu istemedim. Benim için sadece yetenek değil, davranış ve tutum da önem taşıyor. Bana söylenen saha dışındaki yaşantısıyla da sorunlar yaratabileceği yönündeydi. Burada Quaresma'ya yeni bir fırsat tanıdık. Bu riski aldık ama yeniden döndüğünde her şey harikaydı. Ayrıca her değişiklik yaptığımda bana kızma tavrını da bir kenara bıraktı. Belki Balotelli de böyle olabilirdi ama o tarz bir oyuncuyu istemedim."
"BİR ZAMANLAR TÜRKİYE'DE KALECİLER APTAL OLARAK ADDEDİLİRDİ"
Kaleci olmanın teknik direktörlüğe geçişte futbolculara katkısı olup olmadığı ve bu konuda emeklilik zamanı yaklaşan İtalyan milli file bekçisi Gianluigi Buffon'a bir mesajı olup olmadığı sorulan Beşiktaş Teknik Direktörü, "Bir zamanlar Türkiye'de kaleciler aptal olarak addedilirdi. Oysaki, topu veriyorsun ardından herkesi, tüm sorunları arkadan görebiliyorsun ve sorunlara çözüm düşünmeye başlıyorsun. Nasıl hücum edilir iyi öğreniyorsun. Buffon'un da büyük bir antrenör olmak için fazlasıyla imkanı olduğunu düşünüyorum. O, çok uzun süredir zirvede. Şimdi sadece çalışmalı ve fedakarlık yapmalı." dedi.
"EMEKLİYE AYRILMAYI DÜŞÜNÜYORUM"
Kısa süren Güney Kore deneyimi bir kenara bırakılırsa antrenörlük kariyerinin büyük bölümünü Türkiye'de geçirdiği hatırlatılan Güneş, neden hiç Avrupa'yı düşünmediği sorusuna karşılık "Oyuncuyken, tekliflere rağmen Trabzon'u hiç bırakmak istemedim. Kore'deki yıllarım kendimi ve düşüncelerimi tazelemem için fırsat oldu ama kariyerim hiçbir zaman düzen içinde seyretmedi. Belki düzene koysaydım yurt dışına giderdim ama artık yaşlandım ve emekliye ayrılmayı düşünüyorum. İtalya ile çok fazla temasım yok ama sadece halen 1983-84 sezonunda UEFA Kupası'ndaki Inter-Trabzonspor maçında Aldo Serena'nın dirseğinin izlerini taşıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
TRABZONSPOR'UN YENİ STADINA İSMİNİN VERİLMESİ
Güneş, Trabzonspor'un Akyazı'daki yeni stadına da isminin verilmesine dair ilginç bir çıkışta bulunarak, "Bakın ben bu olsun istemiyordum. Zira doğru bulmuyorum. Ben orada doğdum. Oyuncu olarak bütün kariyerim de orada geçti. Stada benim ismimin verilmesi sorun yaratıyor. İçinde dükkanlar var ve bazıları onların sahibinin ben olduğumu düşünerek, beni arayıp kira indirimi talep ediyor." diye konuştu.
FUTBOL ANLAYIŞI VE ÖRNEK ALDIĞI İSİMLER
Futbol anlayışının hep üst düzeyde mücadele ve coşkulu bir futbol oynama olduğunu belirten Güneş, sahada oyuncularını yaratıcı kılabilmek için onları özgür bıraktığını söyledi.
Avrupa futbolunda yenilikçilerin kimler olduğu sualine de deneyimli çalıştırıcı, "Bugüne kadar bundan hiç bahsetmedim ama Barcelona okulu büyük bir ilham kaynağı benim için. Johan Cruyff'tan Pep Guardiola'ya kadar bir model yarattılar. Her seferinde topu hücuma taşıdıklarında sen onlardan özel bir şey yapma beklentisi içerisine giriyorsun." ifadelerini kullandı.
İtalyan futbolunun son dönemde yenilik getirmekte zorlandığını, Portekizli teknik adam Jose Mourinho'nun ise her seferinde özel bir şeyler yapabildiğini dile getiren Şenol Güneş, "Ama Sir Alex Ferguson'dan çok şey öğrenebiliriz. O farklı kuşakların oyuncularıyla kazandı." dedi.
Kendisinin "Türk Ferguson" olup olmadığı sorusuna da Güneş, "Ferguson'u kendime örnek alıyorum. Ben Trabzon'dan geliyorum ki, İngiltere'den biraz farklı. Bu şehir dağlar ve deniz arasında. Doğadan çok şey öğrenebilirsiniz. Küçükken benim dünyaya dair fikrim Trabzon limanına gelen gemiler ve buradan giden gemilerdi." yanıtını verdi.