Bir projeden daha fazlası: Bir Kuşak Bir Yol

Çin'in en büyük projesi olan "Bir Kuşak, Bir Yol" projesi Avrupa ülkeleri ve Amerika ekonomisini ciddi oranda tehdit ediyor. Kontrolü batı hegemonyasında olan ekonominin Doğu'ya geçmesini sağlamayı hedefleyen proje Çin için yeterli olacak mı? İşte detaylar ..

Özellikle 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütü'ne üye olduktan sonra büyük bir ekonomik atılım yapan Çin, dünyanın en büyük üretim üstlerinden birisi haline geldi. Üretim üssü haline gelmesinde, ucuz işçi gücünün etkisi çok büyük. Bu nedenle de bugün dünyanın en büyük firmaları üretimlerini Çin’e kaydırdı. Sonuç olarak Çin dünyanın en büyük ikinci ekonomisi haline geldi. Doğru zaman, doğru yatırım ve doğru politikalarla kısa sayılabilecek sürede “süper güç” haline gelen Çin dünyanın en fazla ihracat gerçekleştiren ülkesi oldu.

Fakat 2020 yılında yaşanan Kovid-19 salgını nedeniyle dünyada ticaretin neredeyse durma noktasına getirdi. Bugün dünyanın en büyük ekonomisine sahip olan iki ülkesi Amerika ve Çin enflasyon, işsizlik ve ekonomik krizi aşmak için çare arıyor. Çıkış yolu olarak da “daha saldırgan” bir ekonomi politikası izliyorlar.

Çin devlet başkanı Xi Cinping’in 2013 yılı sonunda Orta Asya ve Güney Asya ülkelerine gerçekleştirdiği bir dizi ziyaret sırasında “Bir Kuşak, Bir Yol” ya da OBOR (One Beld One Road) olarak bilinen ve yüzyılın konseptini olarak açıkladığı projeyi hızlandırması krizden çıkış için çare olarak görünüyor. Çin, dünyanın en büyük ve en önemli ticaret projeleri arasında ilk sırada yerini alan “Bir Kuşak, Bir Yol” Projesi ile sadece kendi ekonomisini değil, dokunduğu ülkelerin ekonomisini de yeniden dizayn ediyor.

“Bir Kuşak, Bir Yol” tam olarak uygulandığı takdirde, ulaşım projelerinin dünya için ticareti %1,7 ila %6,2 arasında, küresel reel geliri %0,7 ila %2,9 oranında artırabileceği ve bu süreçte 7,6 milyon insanı aşırı yoksulluktan kurtarmaya yardımcı olabileceği düşünülüyor. Projenin ayrıca, küresel tedarik zincirlerindeki değişiklikler, diğer ülkelerle ortak faaliyetler yoluyla çeşitlendirme ve yeni fırsatlar getirmesi de bekleniyor.

TARİHİ İPEKYOLU CANLANDIRILIYOR

Orta - Güney Asya ülkelerinin yanı sıra Türkiye ve İtalya’nın da işbirliği ile 2049 yılında bitirilmesi planlanan proje, Çin-Roma medeniyeti birliği olarak da yorumlanan modern ipek yolu projesini ifade etmektedir.

Kuşak-Yol Projesi, karasal olarak kadim “İpek Yolu”nun Canlandırılması şeklinde özetlenebilecek şekilde, Çin’den bir malın demiryollarıyla Avrupa’ya ulaşmasını içermektedir. Deniz yoluyla kıyaslandığında ortalama 40 gün süren mesafeyi yarı yarıya indirmektedir. Hava yoluyla kıyaslandığında ise maliyetleri 5’te 1 oranına kadar düşmekte.

Projenin temelinde yeni tren yolları, limanlar, otoyolları, telekomünikasyon alt yapısının iyileştirilmesi, enerji-maden çalışmalarının yapılması bulunuyor. Birden fazla alt güzergâhların olduğu proje Bunlardan bir tanesi Çin-Moğolistan-Rusya güzergâhı. En çok rağbet görüleni ise Çin-Kazakistan-Rusya-Belarus üzerinden Avrupa’ya ulaşan güzergâh. Bir de tarihi olan Çin-Orta Asya-İran ve orta koridor olarak nitelendirilen Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşan güzergâh bulunuyor.

ALTYAPININ ÇOK ÖTESİNDE BİR PROJE

Bir Kuşak, Bir Yol projesi, kapsamının altyapı inşaatının çok ötesine geçeceğini vurgulanmaktadır. Proje aynı zamanda yabancı ülkeler tarafından daha fazla finansal entegrasyonu ve Çin Yuanı (Çin Para Birimi) kullanımını teşvik etme, bölgesel bilgi ve iletişim teknolojisi ağlarını birbirine bağlayan bir "Bilgi İpek Yolu" oluşturma ve bölgedeki sınır ötesi ticaret ve yatırımın önündeki engelleri azaltma çabalarını da içeriyor.

HANGİ ÜLKELER DAHİL

Konunu uzmanlarına göre küresel ekonominin ve hatta siyasetin geleceğini tepeden tırnağa değiştirecek Kuşak-Yol Projesi, Türkiye’yi de içine alan yapısıyla, önümüzdeki 50 seneyi şekillendirecek. 21 trilyon dolarlık yatırımı ve 3 milyardan fazla nüfusu bünyesinde taşıyan proje, 64 ülkeyi kapsıyor.
*Çin- Moğolistan- Rusya
*Çin- Merkez ve Batı Asya
*Çin- Hindi Çini Yarımadası
*Çin- Pakistan
*Çin- Bangladeş- Hindistan- Myanmar

Türkiye, bu koridorlar içinde Orta Koridor olarak adlandırılan Çin- Merkez ve Batı Asya Koridoru üzerinde yer alıyor.

Projede Türkiye dâhil 64 ülke bölge bölge şu şekilde sıralanmaktadır:

Doğu Asya: Çin ve Moğolistan
Güneydoğu Asya: Brunei, Kamboçya, Endonezya, Laos, Malezya, Myanmar, Filipinler, Singapur, Tayland, Timor-Leste, Vietnam
Orta Asya: Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan
Ortadoğu ve Kuzey Afrika: Bahreyn, Mısır, İran, Irak, İsrail, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Umman, Katar, Suudi Arabistan, Filistin, Suriye, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen
Güney Asya: Afganistan, Bangladeş, Bhutan, Hindistan, Maldivler, Nepal, Pakistan, Sri Lanka
Avrupa: Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Belarus, Bosna Hersek, Hirvatistan, Çekya, Estonya, Gürcistan, Macaristan, Letonya, Litvanya, Makedonya, Moldova, Karadağ, Polonya, Rusya, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, İtalya, Türkiye, Ukrayna

PEKİN’İN AMACI NE?

Projenin çok önemli ekonomik ve jeopolitik hedefleri amaçladığı bilinen bir gerçek. Spesifik olarak, bakıldığında ise Çin’in ekonomik olarak dünyanın en güçlü ekonomisi olmayı hedeflemesi olarak düşünülebilir. Diğer bir deyiş ile Batının ekonomik hegemonyasını yıkıp ticaretin Doğu ülkelerin elinde olması hedeflemekte.

Çin ayrıca, “Bir Kuşak, Bir Yol”un az gelişmiş güney ve batı eyaletleri, daha zengin kıyıları ve çevresindeki ülkeler arasındaki bağlantıyı iyileştirerek Çin'in iç ekonomik entegrasyonunu ve rekabet gücünü iyileştireceğini ve bölgesel olarak daha dengeli büyümeyi teşvik etmeyi amaçladı.

Proje aynı zamanda dış politika açısından, komşu devletlerle diplomasinin geliştirilmesine daha fazla odaklanmayı ve Çin'in siyasi diplomatik aracının bir parçası olarak ekonominin daha stratejik kullanımını içermekte. Böylece Asya'daki hükümetleri Pekin ile daha fazla işbirliği yapmaya teşvik etmek için büyük bir mali destek sağlamayı amaçlıyor.

Projenin orta ve uzun vadede başarılı bir şekilde uygulanması, bölgesel ekonomik entegrasyonun derinleşmesine, Avrasya ülkeleri ile dış dünya arasındaki sınır ötesi ticaretin ve finansal akışların artmasına yardımcı olacağı kesin.

Siyasi olarak bakıldığında ise Çin'in komşuları için ekonomik bir ortak olarak önemini güçlendirecek ve potansiyel olarak Pekin'in bölgedeki diplomatik gücünü artıracaktır. Özellikle Orta Asya'da olmak üzere enerji ve maden kaynaklarına yapılan yatırımların artması, Çin'in Malakka Boğazı'ndan geçen petrol de dahil olmak üzere denizaşırı ülkelerden ithal edilen mallara olan bağımlılığını azaltmaya da yardımcı olacak.

Sonuç olarak “Bir Kuşak Bir Yol” projesi Çin’den başlayıp Avrupa’ya, Afrika’ya kadar uzanacak olan bir ağ. Kuşkusuz bu Ağ’ın en çok kazananı Çin olacak. Nitekim, Orta ve Güney Asya başta olmak üzere Çin sermayesin yatırım yaptığı ülkelerde gözle görülür bir canlılık yaşanıyor. Kamboçya bunlardan biri. Yine Orta Afrika ülkelerinde Sömürgeci batının yerini, daha çok yaptığı yer altı yer üstü yatırımlarla Çin almaya başladı. Projenin etkileri bununla da kalmadı, Latin Amerika’ya kadar uzandı. Bölgede ABD’nin müdahale edemediği tek tek Sandinist ülke olan Nikaragua’da Panama kanalına rakip bir kanal projesi de Çin tarafından hayata geçirilecek.

Çinli çok uluslu şirketler Asya ve dünya genelinde yatırım yaptıkça, Çin üretimi küresel pazarda her zamankinden daha büyük bir rol oynayacak. Çin’in bu projeyle birlikte kısa vadede, soğuk savaş döneminin iki gücünden biri olan Rusya’nın yerini hem ekonomik hem de teknolojik olarak almasına kesin gözüyle bakılıyor.

Özetle Çin; Başkan Xi Cinping ile başlattığı ekonomik devrimin refahını “Bir Kuşak Bir Yol” projesi ile başka ülkelere de hissettirmeye çalışıyor.