PKK, 33 yıldır kan ve gözyaşından besleniyor
Terör örgütü PKK, 15 Ağustos 1984'te Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde gerçekleştirdiği ilk saldırılarının ardından 33 yıl boyunca alçakça saldırılarla, Türkiye'de huzur ve kardeşliği bozmayı hedefliyor.
Terör örgütü PKK, Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde gerçekleştirdiği ilk silahlı saldırılarının ardından 33 yıl boyunca düzenlediği alçakça saldırılarla, Türkiye'de huzur ve kardeşliği bozmayı planlıyor.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu başta olmak üzere PKK'lı teröristlerce ülke genelinde binlerce asker ve sivilin haince katledildiği saldırılar, 15 Ağustos 1984'te başlatıldı. Eli kanlı terör örgütü PKK, 15 Ağustos 1984 akşamı saat 21.30'da Eruh ve Şemdinli'de gerçekleştirdiği ve 1 askerin şehit olduğu, 9 asker ile 3 sivilin yaralandığı ilk saldırılarının ardından 33 yıldır kan ve gözyaşından besleniyor.
Terör örgütünün Eruh ve Şemdinli ilçesindeki saldırıları, katliam fişeğinin ilk işaretiydi. İlk silahlı saldırılarının ardından 33 yıl boyunca düzenlediği alçakça saldırılarla terör örgütü, Türkiye'de huzur ve kardeşliği bozmayı sürdürüyor.
Terör örgütü PKK, en önemli finans kaynaklarından biri olan uyuşturucu ticareti ve kaçakçılıktan yılda kazandığı 1,5 milyar dolar ve aldığı dış desteklerin yardımıyla saldırılarına devam ediyor.
Asker, polis, sivil, genç, yaşlı, çocuk, öğretmen, işçi ayrımı gözetmeden kendisine karşı çıkan herkesi hedef alan PKK terör örgütü, özellikle son dönemde yapılan başarılı operasyonlarla yok olmaya doğru gidiyor.
Eruhlular terör belasından kurtulmak istiyor
Babası 1994 yılında PKK'lı teröristlerce katledilen Eruh Belediye Başkan Yardımcısı Remzi Aksu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şehit çocuğu olarak her zaman devletin yanında, bir ve beraber olduklarını, kanlı terör örgütüne kimsenin prim vermemesi gerektiğini belirtti.
Her birlikte kardeşçe birlik içerisinde yaşayacaklarını dile getiren Aksu, "Terör örgütü 33 yıldır bu saldırılarına devam ediyor. Kesinlikle hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklarını bilmeleri gerekiyor. Terör örgütü babamı şehit etti. Bunu ne bizler ne çocuklarımız ne de torunlarımız unutacak." dedi.
10 yaşında ilk terör saldırısını yaşadı
Eğitim Bir-Sen İlçe Temsilcisi Mehmet Beştaş da 15 Ağustos 1984 tarihini unutamadığını, o gün büyük bir travma yaşadıklarını aktardı.
Terör saldırısının yaşandığı yıl 10 yaşında olduğunu, silah sesleriyle irkildiğini anlatan Beştaş, şunları anlattı:
"Silah sesleri o kadar çoktu ki ne olduğunu biz de bilmiyorduk. Bir anda caminin hoparlöründen sesler duymaya başladık. Meğerse sabah öğrendik ki teröristler propaganda yapıyormuş. Küçük bir çocuktuk ama olanları merak edip soruyorduk. Jandarma Onbaşı Süleyman Aydın adında bir askerimiz şehit edilmişti. Yaralıların da olduğunu öğrendik. 33 yıl geçti hala terör örgütüyle yatıp kalkıyoruz ama Allah'a şükürler olsun ki devlet büyüklerimizin de dediği gibi hala iriyiz, diriyiz, biriz ve bir olmaya da devam edeceğiz. Bunun aksini kimse düşünmesin. Ülkemiz daha da güçlendi, millet olarak daha çok kenetlendik. Bizler, yarınlarımıza umutla bakıyoruz. İnşallah daha güzel günlerimiz olacak. Bütün kalbimizle bu olayların sona ereceğine de inanıyoruz."
"BİZ TERÖRÜ DEĞİL HUZURU SEÇİYORUZ"
Eruh Şehit ve Gazi Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkan Vekili Beşir Yıldız ise 15 Ağustos 1984'te terör örgütünün ilk olarak ilçelerini seçtiğini, terör örgütünün saldırılarını lanetlediğini anlatarak, ilçelerinin böyle anılmasından rahatsız olduklarını söyledi.
Babasının gazi olduğunu, bunun acısını en derin şekilde yaşadıklarını kaydeden Yıldız, "Dış mihrakların amacı ülkemize zarar vermek. Ama biz buna izin vermeyeceğiz. Başta Cumhurbaşkanımızın dik duruşuyla ve bunlara fırsat vermemesiyle ülke olarak hepimiz buna karşı geleceğiz. Onlar belki bizim ilçemizi seçtiler ama biz terörü değil huzuru seçiyoruz. Her zaman da teröre karşıyız." ifadelerini kullandı.
"BİR DAHA BÖYLE OLAYLAR OLMASINI İSTEMİYORUZ"
Vatandaşlardan Osman Nas da ilçe halkı olarak devletin yanında olduklarını bildirdi.
Nas, "Bir daha böyle olayların yaşanmasını istemiyoruz. Huzur istiyoruz, terör örgütlerinin olmasını istemiyoruz. Kardeşlik içerisinde yaşamak istiyoruz. Çocukluğumuzda geçirdiğimiz travmaları hala içimizde yaşıyoruz. Çok etkilenmiştik. Gençlerimiz olayları belki bilmiyor ama onlara tavsiyem, terör örgütleri hiçbir zaman gelecek için bir şey yapmazlar, her zaman yıkıcı olurlar. Terör olmasaydı burada köprüler, yollar, kanallar, turizm ve gelişme seviyesi yüksek olurdu." diye konuştu.