Ölümden kaçanların kamplardaki zorlu yaşamı
Suriye'de rejim güçlerinin saldırılarıyla evleri yıkılan yüz binlerce kişi, Türkiye sınırına yakın bölgedeki 10-12 metrekarelik çadırlarda hayatta kalmaya çalışıyor.
Suriye'nin kuzeybatısında, muhaliflerin kontrolündeki İdlib ilinde kurulan çadır kentler, yüzbinlerce savaş mağdurunu barındırıyor.
Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde Suriye'ye açılan Cilvegözü Sınır Kapısı'nda karşı tarafa geçmek üzere bekleyen tırlar göze çarpıyor. Ticari mal ve insani yardım malzemeleri taşıyan bu tırlar, savaş mağdurlarının temel ihtiyacını karşılıyor.
Suriye topraklarında, sınır kapısının bir kilometre ilerisinde yer alan polis zırhlısının enkazı, ülkenin içinde bulunduğu koşulları özetler nitelikte. Suriye tarafındaki sınırın hemen bitişiğinde İHH'nın Babul Hava Lojistik Deposu yer alıyor.
Türkiye'den gelen insani yardım malzemelerinin sınıf ve cinsine göre ayrılarak tasnif edildiği depodan, kamplara dağıtım yapılıyor.
Gümrük kapısına yakın yerdeki ilk kontrol noktasında büyük direkte, beyaz zemin üzerine yeşil harflerle yazılmış Kelime-i Tevhid yer alıyor.
Sınıra yaklaşık 12 kilometre mesafedeki kamp güzergahında, belirli aralıklarda kontrol noktalarında silahlı muhalif askerler bulunuyor. Sadece şüpheli gördükleri araçları ve kişileri durduran askerler, hayatın akışını etkilememeye gayret gösteriyor.
BİR KAMPTA 150 BİN KİŞİ YAŞIYOR
Kampa yaklaştıkça yol kenarında dikkati çeken derme çatma barakalardaki sıralı dükkanlarda et ürünleri, gıda, elektronik eşya ile kıyafet satılıyor.
Güzergahın ilk durağı olan El-Kerame Kampı'nda yaklaşık 150 bin kişi yaşıyor. Türkiye'den gelen insani yardımların dağıtıldığı çadırlarda kalanlar, ihtiyaçlarını bu gıda yardımlarıyla karşılıyor.
Bölgenin yerlileri ise geçimini tarımdan karşılıyor. Nüfusun çok az bölümünü oluşturan İdlibliler, zeytin, narenciye ve çeşitli meyveler yetiştiriyor.
Tüm olumsuzluklara rağmen hayatın devam ettiğini gözlemlemek mümkün. Elektronik eşya tamircisi, ayakkabıcı, kasap, berber ve bakkalın yer aldığı iki büyük çadır kentte, İHH'nın desteğiyle eğitim hizmeti de veriliyor. Elektrik, su ve kanalizasyonun bulunmadığı çadır kentte, su ihtiyacı tankerlerle karşılanıyor.
ELEKTRİK İHTİYACI GÜNEŞ PANELLERİNDEN KARŞILIYOR
Elektrik altyapısının olmadığı çadırlarda güneş panelleri kullanılıyor. Hemen hemen her çadırın üstündeki bu panellerle aydınlatma sağlanıyor.
Sağlık hizmeti ise ambulans ve mobil muayene araçlarıyla veriliyor. İHH ve Türk Kızılayı'nın çalışmalarını bütün kamplarda görmek mümkün.
Gelişi güzel yerleşkedeki çadırların sayısı ise gün geçtikçe artıyor. Ortalama 6 kişinin yaşadığı 10-12 metrekarelik çadırların bir bölümü mutfak olarak kullanılıyor. Çadırların diğerine göre daha büyük olan bölümünden ise günlük oda olarak yararlanılıyor.
Yaklaşık 10-12 metrekarelik bu odanın ortasında bir halı, yer minderi, çevrili duvar yastıkları ile üst üste istiflenmiş yatak ve yorganlar var .
Burada yaşayanlar çadır kentlerin merkez noktalarına kurulan tuvalet ve banyolarda ihtiyacını gideriyor. Kadınlar, tankerlerden doldurdukları su ile hem çamaşır hem de bulaşıkları yıkıyor.
Yıkanan çamaşırların, çadırların arasına bağlanan iplere asılarak kurutulduğu yerleşkede, okul çağındaki çocuklar metruk binalarda eğitimine devam ederken, çadırlarda kalanlar ülkelerindeki gelişmeleri televizyondan takip ediyor.
Bölgedeki yardım faaliyetlerini sürdüren İHH yetkililerinden alınan bilgiye göre Lebbeyh Vetrük Eser, Kemmüne ve El Kerame gibi isimler verilen 25'i aşkın kampta 300 bine yakın savaş mağduru yaşıyor.
Rejim güçlerinin saldırılarında evini, işini, ailesini, anne-babasını ve yakınlarını kaybetmiş Suriyeliler, zafer işareti yaparak savaşın bitmesini umutla bekliyor.