Oktay:Rum-Yunan çabaları beyhude
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Rum-Yunan ikilisinin, Türkiye'nin kıta sahanlığı haklarını ve Kıbrıs Türkünün meşru hak ve çıkarlarını görmezden gelerek bölgeyi kendi çıkarları çizgisinde şekillendirme çabaları beyhudedir." dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Lefkoşa'da 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 46'ncı yıl dönümü dolayısıyla Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türkü'nün istiklalinin daim, istikbalinin de parlak olması dileğinde bulundu. Barış Harekatı başlayana kadar Kıbrıs Türklerinin mermilerin hedefi olduğunu, sokaklarda zulmün hüküm sürdüğünü ve Kıbrıs'ın bir çok noktasında Türklere karşı insanlık dışı sindirme çabalarının hakim olduğunu hatırlatan Oktay, bu çabaların bugün de Kıbrıs Türklerine yönelik ambargolarla sürdürüldüğünü belirtti. Kıbrıs Türk'ünün, mücahitlerin yıllar süren haklı direnişi ve Mehmetçiğin kahramanlığıyla, tüm dünyaya Kıbrıslı Türklerin özgürlüğünden asla ödün vermeyeceğini gösterdiğini kaydeden Oktay, Kıbrıs Barış Harekatı ile Mehmetçiğin havadan ve denizden Kıbrıslıların imdadına yetiştiğini anlattı. "TÜRK ASKERİ GELMİŞ ÇOK ŞÜKÜR" Gazilerin anılarını da paylaşan Oktay, şunları söyledi: "Hava indirme birliğinden bir gazimiz (Gazi Sabri Taş), harekatı şöyle anlatıyor: 'Paraşüt birliği olarak ilk indirmeyi yapacaktık. Uçaktan tam atlayacakken aşağı baktığımızda alevlerin içine atladığımızı gördük. Ekin tarlalarını yakmışlardı. Harekatın ilk şehitlerini orada verdik. Ardından Küçükkaymaklı tarafına geçtik. Köyde yaşayanlar Türk askeri gelmiş çok şükür diye koşup bize sarılıyorlardı.' Deniz çıkarma birliğinden bir gazimiz ise (Servet Eskiyurt), denizdeyken üzerlerine mermi yağdığını görünce rotanın şehadet olduğunu anlamıştı. 'Çıkarma yaptığımız yerde 10 gün boyunca yiyecek ve su bulamadık. Aç ve susuz geçen günlerden sonra Dargeçit Bölgesine asılan Türk bayrağı bize tüm bitkinliğimizi unutturan bir moral kaynağı olmuştu.' diyor. Harekat, işte böyle gözü kara mücahitlerimizin, Mehmetçiklerimizin bir an bile düşünmeden ateşin içine atladığı, mermi yağan sulara daldığı bir mücadeleydi." Kıbrıs Türk'ünün varlığı, hakları ve hürriyeti için Barış Harekatı'nda cesaretle savaşan ve bu uğurda gözlerini kırpmadan can veren Mehmetçik ve mücahitleri rahmetle anan Oktay, Kıbrıslı Türklerin özgürlük mücadelesine öncülük eden Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı şükranla yad etti, gazilere de sağlıklı uzun ömürler diledi. "KIBRISLI TÜRKLERİN YOLU, SİYASİ EŞİTLİK VE HÜRRİYET YOLUDUR" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, harekattan bu yana, zulüm ve baskı ne kadar büyük olursa olsun, Kıbrıs Türklerinin inandığı yoldan asla dönmeyeceğini dosta düşmana kanıtladığını ifade ederek, şunları söyledi: "Kıbrıs Türk'ünün hürriyet şiarını hala anlamak istemeyenler, bir kez daha duysun. Mücahitlerin yılmaz direnişleriyle açtıkları yol, Kıbrıslı Türklerin kendi kaderini tayin yolu, siyasi eşitlik ve hürriyet yoludur. Kıbrıs Türk halkı, yaşanan tüm zorluklara rağmen toplumsal varlığını en güçlü şekilde korumanın yanı sıra, kendi devletini kurmuş ve ona dirayetle sahip çıkmıştır. Çıkmaya da devam etmektedir. Bizim gönül birliği içerisinde her yıl kutladığımız Barış ve Özgürlük Bayramı, Kıbrıs Türk'ünün eşit ortaklığını tanımayan, 1963 yılında Kıbrıs Türklerini ortaklık devletinden çıkaran, 1963 yılından 1974 yılına kadar 11 yıl boyunca Kıbrıs Türk'üne bizzat Rum yönetimi tarafından uygulanan mezalimi unutturmaya çalışanlara en güzel cevaptır." Harekat ile barışın, adanın sadece kuzeyine değil, güneyine de Türk askeri sayesinde geldiğini vurgulayan Oktay, şunları söyledi: "Kıbrıs meselesinin çözümü her halükarda eşitlik temelinde gerçekleşecektir. Kıbrıs Rum Yönetimi'nin 2004 yılında Avrupa Birliği'ne kabul edilirken, çözüm istermiş gibi görünerek tüm dünyayı nasıl kandırdığını, üye olur olmaz da AB'nin sizlere verdiği sözleri tutmasını nasıl engellediğini, tabi AB ne kadar istiyor onu da bilmiyoruz. Onun da ne kadar doğruyu söylediğinden emin değiliz. Bunları hepiniz biliyorsunuz. Rum-Yunan ikilisinin Türkiye'nin kıta sahanlığı haklarını ve Kıbrıs Türk'ünün meşru hak ve çıkarlarını görmezden gelerek bölgeyi kendi çıkarları çizgisinde şekillendirme çabaları beyhudedir." Oktay, "Rumlar, kendi ürettikleri çözümsüzlüğün bedelini de Kıbrıs Türk'üne ödetmek istemektedir. Rum-Yunan ikilisinin Avrupa Birliği'ni suistimali ve AB zirvesinde talep ettikleri yaptırımlar ile Akdeniz Gaz Forumu ve kurulan üçlü iş birliği mekanizmaları bunun son örnekleridir." dedi. Geçmişte yapılan haksızlıkları ve zulümleri unutmanın, bugün oynanmaya çalışılan oyunları da görmezden gelmenin mümkün olmadığını vurgulayan Oktay, şöyle devam etti: "Namık Kemal'in vatan şarkısında ifade ettiği gibi; 'Ecdadımızın heybeti ma'ruf-ı cihandır, fıtrat değişir sanma! Bu kan yine o kandır.' Yani ecdadımızın heybetini bütün cihan bilir ve damarlarımızdaki akan kan da aynı kandır. Kıbrıs Türkünün geçmişte eşitlik ve hürriyet uğruna canını feda etmekten çekinmediğini, şehitlerimizin aziz hatıralarını unutamayız. Uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülüklerimiz çerçevesinde, geçmişte yaşanan derin acıların tekrarlanmasına asla müsaade edemeyiz. Türkiye, her alanda Kıbrıs Türk'ünün en büyük destekçisi olmuştur ve olmaya devam edecektir. Bunu herkes böyle bilsin."