Oktay, İmamoğlu değerlendirmelerine cevap verdi: “Siyasi akılsızlığın ta kendisidir”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için verilen mahkeme kararına yönelik değerlendirmelere cevap vererek, “Mahkeme kararlarının arkasında siyasi akıl aramak, siyasal akılsızlığın ta kendisidir” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 2023 bütçesine ilişkin son konuşmasını yapan Oktay, gündemde olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ilişkin yargı kararına yönelik bir değerlendirme yaptı. Konuşmasında karara ilişkin siyasi söylemleri değerlendiren Oktay, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının, yargılandığı bir davada aldığı ceza üzerinden, gerek kamuoyunda gerekse Meclis’te konunun kendisiyle ilgisi olmayan bir gündem inşa edilmeye çalışıldığını gördük” diyerek şöyle devam etti:
“Öncelikle şu hususları ifade etmek isterim; Anayasamızın “Yargı Yetkisi” başlıklı 9’uncu maddesinde, yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılmaktadır.
Yine, Anayasamızın 138. Maddesinde; Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili soru sorulamayacağı, görüşme yapılamayacağı veya herhangi bir beyanda bulunulamayacağı; yasama ve yürütme organları ile idarenin, mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği açıkça hüküm altına alınmıştır.
Anayasanın bu maddesinden anlaşılacağı üzere bizim bir yargı kararı hakkında beyanda bulunmamız mümkün değildir. Yargısal süreçler devam etmektedir. Yani karar henüz kesinleşmemiştir. Bu kararın daha istinaf ve Yargıtay aşamaları bulunmaktadır. Kararı verecek olan ne yürütme, ne TBMM ne de karalama siyasetiyle muhalefettir.
Siyasi akılsızlığın ta kendisidir
Şayet verilen kararda herhangi bir eksik veya yanlış varsa, bunun düzeltileceği yer yine yargı kademeleridir. Mahkeme kararlarının arkasında ‘siyasi akıl’ aramak, ‘siyasal akılsızlığın’ ta kendisidir.
Bugüne kadarki safahatı ve bundan sonraki süreci açıkça ortada olan bir konuyu, mitinglerle, ateşli beyanatlarla, asıl bağlamından kopartılmış çıkarsamalarla gündeme getirmek, niyetin başka olduğunun ifadesidir.
Adaylık kavgası
Bu konuda mağduriyet edebiyatı yapanları, yine bu kürsüde ‘biz mağduriyet edebiyatı yapmayız’ diye haykıran muhalefet milletvekillerine havale ediyorum. Siyasette söz millete karşı söylenir, milletin iradesi muhatap alınır. Muhalefetin kendi içindeki Cumhurbaşkanı adaylığı kavgasına, bu mahkeme kararının alet edilmesi trajikomik bir görüntüdür.
Mağduriyet ve siyasi oyun arıyorsanız kendi içinizdeki hizipleşmelere bakın sorumluları bulmak için… Hele hele adaylık kavgasının Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize yönelik kirli bir kampanya üzerinden yürütülmeye kalkılması, en hafif ifadesiyle, bunu yapanların kendi kifayetsizliklerini ikrarıdır.
Mahkeme kararına ihtiyacı yoktur
Cumhurbaşkanımızın, bugüne kadar ki tüm seçimlerde olduğu gibi, bu seçimde de siyasi rakiplerini yenmek için mahkeme kararına ihtiyacı yoktur. Cumhurbaşkanımız mücadelesini siyaset meydanında verir, desteği milletten ister, neticeyi sandıktan alır! Kendine güvenenleri, herhangi bir bahaneye sarılmadan delikanlıca adaylığını ilan edip meydana çıkmaya çağırıyoruz!”
Muhalefetin emir eri değildir
Muhalefetin kendisi ve hükümetin bakanlarına muhalefetin yaklaşımını da eleştiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Karşısında emir eri görmek isteyenlere bir kez daha hatırlatmak isterim ki: yürütmenin temsilcileri olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve bakanlar muhalefetin emir eri değildir" diyerek şunları söyledi:
"Anlamak istemediğiniz için size değil, Yüce Milletimize bir kez daha hatırlatmak isterim. 657’ye tabi bürokratlar da değildirler, siyasidirler. Siyasi parti üyesi, kurucusu, yöneticisi olabilir, siyasi açıklama yapabilirler. Mecliste and içerler, Anayasa’ya göre dokunulmazlığı vardır. Suç işlemeleri halinde de Yüce Divan’da yargılanırlar.
Yani özetle, Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize ve şahsıma yönelik eleştirilere aynı rahatlıkla cevabımızı alacaksınız. Sistem tabi ki geliştirilebilir. Biz hiçbir zaman statükocu olmadık ve hep ileriye baktık.
Terörle mücadele
Milletin kanını emen terör bataklığının kaynağı her nerede ise, orada bulup yerinde kurutacağız. Şehitlerimizin, masum insanlarımızın kanını hiçbir zaman yerde bırakmadık, bırakmıyoruz, bırakmayacağız! Güvenlik güçlerimiz tarafından sınır ötesinde icra edilen “terörle mücadele harekatlarını” “savaş” olarak nitelendirerek, terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürülmesini de kesinlikle kabul etmiyoruz! PKK/YPG/PYD, FETÖ ve DEAŞ olmak üzere terörün her türlü biçim ve tezahürüyle mücadelemizi hem sahada hem masada sürdürmeye devam edeceğiz.
İslam dışıdır
Bugün dünyanın neresinde olursa olsun başına bir iş gelen, hastalanan ya da herhangi bir afette zarar gören her bir vatandaşımız güvenle ve gururla arkamda devlet, Cumhurbaşkanımız var demektedir. Siz milletten kopuk olduğunuz için bunları göremiyorsunuz.
Yine küçük yaşta evlilikle ilgili Diyanet İşlerinin veya Diyanet İşleri Başkanının net ifadesi olmadığı ifadeleri kullanıldı. Bugün Cuma’ya giden ve hutbeyi dinleyen herkes Diyanet İşleri Başkanlığı’nın erken yaşta çocukların evlendirilmesinin ‘İslam Dışı’ olduğunu ifade ettiğine açıkça şahit olmuştur. Siz duymadı iseniz o sizin probleminiz."