Kurtulmuş: 50+1'de hiçbir sorun yok
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, 2023 seçimlerini değerlendirdi. Kurtulmuş, "50+1'de hiçbir sorunun olmadığını düşünüyorum." dedi.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Habertürk ekranlarında yayınlanan “Açık ve Net” programında canlı yayında Kübra Par’ın sorularını yanıtlıyor.
Kurtulmuş'un açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Türkiye'de başörtüsü meselesi fiilen çözülmüş bir meseleydi. Başörtüsü meselesini konuşurken farazi bir meseleyi konuşmuyoruz. Türkiye'nin geçmişinde önemli bir yer edinen meseleyi konuşuyoruz.
Başörtüsüne anayasl düzenleme
Parlamentoda gönlümüz arzu ederki böylesi hak ve özgürlük alanını genişleten bir düzenleme burada kabul edilsin. Başörtüsüyle ilgili hak ve özgürlüklerin genişletilmesi konusunda parlamentodaki tüm partilerlede oturup konuşulması, diyalog sürecinin açık tutulması son derece doğaldır.
Bahçeli'nin yaklaşımı
Sayın Bahçeli, Türkiye'nin hayrına olan, geniş kesimlerin bütünleşmesinden yana bir tavır içerisinde oldu. Farklı bir ses çıkacak mı diye ön kabulle ileri geri şeyler söyleyenler oldu. Bahçeli devlet adamı vasfına yakışır şekilde son derece yakışan bir şeyi ortaya koydu.
TBMM'de grubu bulunan bütün partiler bir samimiyet sınavından geçecek. Gelin bu sorunu ilanihaye sonlandıralım ve bu parlamentodaki herkesin ortak başarısı olsun.
"Terörle arasına mesafe koyması gerek"
HDP'nin içerisinde terör örgütüne yakın duran bazı unsurların varlığına şunu söylüyoruz; HDP'nin dağla, terörle arasına mesafe koyması gerek. HDP bu mesafeyi başarırsa Türkiye siyasetinde sorun kalmaz. Keşke dağla, terörle, silahla, bombayla arasına mesafe koyabilseler. Biz bunları konuşmaktan keyif alıyor değiliz.
Masanın yedinci ayağı olmaları bir suçlama değil. 6+1'lik masa ortak aday çıkaracaksa bu aday HDP'den oy almadan yarışa ortak dahi olamaz. HDP'nin desteğini çantada keklik olarak görüyorlar, hem de HDP ile görünmek istemiyorlar. HDP bu masanın bileşeni mi, değil mi? Ruhu var, kendisi yok.
Türkiye Yüzyılı
Türkiye Yüzyılı'ndan bahsediyoruz. Türkiye'nin güçlü büyük ülkesi demek topu tüfeği olan, ekonomisi güçlü olan Türkiye'den ibaret olmamalıdır. Türk toplumunun yapısının güçlü olmalıdır. Ailenin çeşitli tehditler karşısında korunması için anayasal güvence altına alınması lazım. Önümüzdeki dönemde, şu anda Türkiye'yi ölümcül şekilde ilgilendiren konu gibi görünmüyor aileye karşı saldırılar ama bunun bir sürü yansımalarını görüyoruz. Bunları özendirici tavırları görüyoruz. Yapmamız gereken zaten Anayasa'nın 41. maddesinde var olanı daha da tahkim ederek. Birtakım içeriden ve dışarıdan kişilere fırsat vermemek. İki teklifi birden getiriyoruz. Birisi özgürlük birisi ailenin korunması bakımından. Teklif bu şekilde gündeme gelecek.
"Aileyi güçlendirecek maddeleri düzenlemeye koymamız lazımdı"
İsteyen istediği hayatı yaşıyor. Herhangi şekilde baskı altına alınması gibi konu fiilen söz konusu değildir. Bu söylediğimiz konu yeni mesele değil. Batı ülkelerinde 1960'lardan beri devam eden süreç. Burada aileyle ilgili tehditler ortaya çıkıyor. Bu durumun yasalaşması, yasallaşması. Bunun meşru kabul edilmesi. İkinci adım da hemcins evliliklerinin meşrulaştırılması. Hemcins evlilikleriyle oluşan ailelerin çocuk edinme hakkına sahip olması. ABD'de bazı eyaletlerde Batı'da bazı yerlerde gerçekleşmiş vaziyette. Buna karşı tedbir almak. Aile bir toplum için anne ve babadan oluşur. Geleneklerde, örflerde, toplumlarda olmayan aile yapısının yasal hale getirilmesine karşı birtakım tedbirler alınması gerekir. Bunun için aileyi güçlendirecek maddeleri koymamız lazım. Biz aile yapımızın çok çok güçlü olduğu atalarımıza, köklerimize, tarihi kaynaklarımıza yaslanıyoruz, oraya güveniyoruz, özeniyoruz. Türk aile yapısının dünyanın en sağlam aile yapısı olduğuna inanıyoruz. Bunu güçlendiriyoruz.
AK Parti 20 yıldır iktidarda. Temel özellikleri var. Demokrat, reformcu parti. Türkiye'de toplumun çok farklı kesimlerinden oy alabilen parti. Bir sefer AK Parti'ye oy vermişlerin oranı yüzde 68. Türk, Kürt, Sünni, Alevi kesimlerin kendisini görebildiği kuşatıcı bir parti. Böyle olmayı başardığı oranda güçlü şekilde iktidara gelmiş, 20 yıl başarabilmiş. Farklı kesimlerin gönlüne girmeyi başarmış siyasi hareket. Siyaset dilini yeniden güçlü şekilde ortaya koyabilmemiz lazım. 20 yılda altyapısını neredeyse tamamladı. Bunu da vesayetle mücadele ederek gerçekleştirdi. Şimdi bir seviye yukarı çıkmak lazım. Türkiye Yüzyılı bu. Türkiye bundan sonraki süreçte de küresel ölçekte vesayet odaklarına mücadele ederek dünya ölçeğinde adaletin, hakkın mücadelesini vermek. İçeride desteği almak, en kalabalık toplum kesimleriyle hareket edebilmek. Bu kapsayıcı, kuşatıcı, demokratik, reformcu dille siyaset yapılmasını gerekli kılıyor. Bundan sonraki süreçte böyle bir tarzla ilerleyeceğiz. 2023 seçimleri Türkiye Yüzyılı kapısını açacak olan aralıktır, eşiktir.
Alevi açılımı
Şah Kulu dergâhında Sayın Cumhurbaşkanımızın Alevi yurttaşlarımızın beklentileriyle ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarıyla devrim niteliğinde adımlar atıldı. Biz hala reform, demokratik açılım, büyük Türkiye vizyonu diyoruz. Bahsettiğimiz sorun on yıllar boyunca gelmiş olan sorun. Bu adım atılmıştır. Olumlu, müspet adımdır. Alevi kardeşlerimizin büyük kesimi tarafından takdir edilmiş bir adımdır. AK Parti var olan sorunları eldeki imkânlarla mümkün olan en yüksek konsensüsle çözüyor. Bunun son açılımı da Alevi örneğidir.
İnşallah 2023'de milletimiz Türkiye Yüzyılı'nın kapılarını sonuna kadar açacak. Siyaset savaş alanı değil; rekabet alanıdır. Biz partilerle birbirimizin rakibiyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız ve AK Parti başından itibaren projelerle yarışma fikrini ortaya koymuştur. Karşı taraftan da aynı şeyi bekliyoruz. Siyaset kimlikler üzerinden, çatışmacı, kamplaştırıcı şekilde yapılırsa o siyasetten ülkeye hayır gelmez.
AK Parti'nin siyaset sempozyumları
Çok sayıda entelektüel tartışmanın içerisinde olmuş birisiyim. Yaklaşık 70 kişi katıldı, 9 panel yapıldı. Her panelin başında partimizden bir arkadaşımızın moderatör olmasını istedik. Dünyanın birçok yerinden araştırma merkezlerinden, üniversitelerden akademisyenlerden, tecrübeli siyasetçiler katıldı. 47 yabancı olmak üzere 70 bilim adamı sempozyuma katıldı. Çok sayıda çevre sorunlarından, demokratikleşme sürecine kadar dünyanın temel sorunlarına çözümler gündeme geldi. Katılımcılar 'tebrik ediyoruz, teşekkür ediyoruz, böylesine üst düzey dünyanın her tarafından insanı bir araya getirdiniz, partinizden hiçbir arkadaş da siyasal doktrin bize söylemedi' dediler. Sayın Cumhurbaşkanımız da ikinci gün oturumda gelen misafirlerle birlikte oldu. Onlarla Türkiye Yüzyılı'nın ipuçlarını paylaşmış oldu. Bundan sonra inşallah kalıcı hale getireceğiz bu forumları.
Kılıçdaroğlu'nun kara para iddiası
Bu iddia, Türkiye'nin uyuşturucu parasıyla ekonomiyi ayakta tuttuğu iddiası, Türkiye'nin ikinci partisinin genel başkanına yakışmaz. Bunlar doğru şeyler değil, vatanseverce sözler de değil. Türkiye'yi birtakım uluslararası alanda köşeye sıkıştırmayla ilgili çevreler var. Ana muhalefet partisi başkanının söylediği sözler Türkiye'ye hizmet etmez. Eğer bildiği bir şey varsa, kim getirdi, nereye getirdi, bunları savcılara verirsiniz. Bu sadece 'çağırsınlar beni mahkemeye' demekle olmaz. Türkiye terörle, suçla mücadele ediyor. Türkiye çok taraflı mücadeleyi sürdürüyor, kendi iç güvenliğini sağlayabilmesi bakımından. Türkiye'de çok sayıda uyuşturucu yakalanırken, bu Türkiye'nin hayrına olan bir iddia değil. Yurt dışından suçlama yapan çevrelerin ekmeğine yağ sürer. Türkiye'nin kötü gösterilmesinin altyapısını oluşturur. Burada çok vahim bir iddia var. Bu uluorta söylenebilecek iddia değildir. Mahkemeler bununla ilgilenir. Sayın Kılıçdaroğlu son zamanlarda kullandığı ekonomik terimleri bilerek kullanmasını tavsiye ederim. Kirli parayı, temiz parayı hangi ölçülerle ayırt ettiğini söylesin. Dünyada trilyonlarca dolarlık para var. Sıcak paranın ne kadarı kirli, ne kadarı temiz? Bunlar bilerek konuşulması gereken terimlerdir.
Mahir Ünal'ın görevden affı
Mahir Ünal Bey hakikaten AK Parti'ye fedakârca hizmet etmiş, değerli arkadaşlarımız. Çeşitli pozisyonlarda genel başkan yardımcısı, grup başkanvekili olarak, seçimlerde görev almış arkadaşımız. Cumhurbaşkanımız da zaten grup toplantısında bunu kamuoyuna ilan ederken bundan sonra da Mahir Ünal'la çeşitli platformlarda çalışmaya devam edeceğiz dedi. Mahir Bey hassasiyetle ortaya çıktı, Cumhurbaşkanımız da bu kararı almış oldu. Bizim Cumhuriyetle sıkıntımız yok. Başkalarının Osmanlı, Selçuklu ile sıkıntısı olabilir. Biz tarihi bütün olarak okuyoruz. Çok geniş coğrafyada bize ait olan tarihin her parçasını, bölümünü kabul ediyoruz. Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet bizim. Dedem Numan Kurtulmuş, Osmanlı subayı. 7 cephede savaşmış, malulen 39 yaşında emekli olmuş Cumhuriyet subayı aynı zamanda. Köksüz millet olmaz. Hiçbir zaman sorunumuz olmadı. Atalarımızın bir kısmı ile sorunu olanlar varsa onların bileceği iş.
AK Parti'nin Cumhuriyetin kurucu değerleriyle problemi olmamıştır.
Türkiye'de en çok spekülasyon yapılan konulardan birisi budur. Atatürk, Atatürkçülük, Cumhuriyet üzerinden yapılan spekülasyonlar var. Bir başka konusu da din meselesi. Nerede ise Atatürk ile peygamberimizi kıyaslayacak kadar maksadın dışına çıkacak kişiler olmuştur. Başından beri AK Parti'nin Osmanlı, Selçuklu, Cumhuriyet'le problemi olmadığı gibi Cumhuriyetin kurucu değerleriyle problemi olmamıştır.
Dezenformasyon yasası
Dezenformasyon yasası çok konuşuldu. Her yasanın ana fikri var. Sosyal medya alanının son derece aktif niteliği itibariyle yararlı olduğuna inanıyoruz. Ama maalesef aynı zamanda son derece kötü niyetli kullanıma açık olduğunu görüyoruz. Bir sürü hakaret sınırlarının da üstünde şeylerle de karşılaşıyoruz. Devletin varlığı ve birliği konularda çok ciddi dezenformasyon yapılıyor. Bunların bir kısmı yurt dışından yapılıyor. Sosyal medya alanının kirletilmesine müsaade edilmemesi lazım.
Yalan haber adı üstünde yalan haber. Dezenformasyon insanları yanlış bilgilendirmek demektir. Birisi kalkıp 'İstanbul'da şu kadar insan öldü, yaralandı' dese, bu yalansa, dezenformasyon olmaz mı? Bu yasayla birlikte ilk sefer sosyal medyanın legalleşmesi, internet yayıncıları bizi yıllardır düzenleme yapmamız için eleştirirlerdi. Bu yasa yapılırken AB'nin dezenformasyon yasaları ile arkadaşlar uzun uzun çalıştılar. Bazı konularda bazı Avrupa ülkelerinin bizden çok daha dikkatli mekanizmalar kurduğunu biliyoruz. Burada sosyal medyanın özgür şekilde, başkalarına zarar vermeden, tahribat ortaya çıkaracak şekilde zehirli alan oluşturulmasının önüne geçilmesi. Sosyal medya alanı aynı zamanda özgürlük alanıdır. Bir haber yalansa ayan beyan yalandır.
17 Aralık günü geçen sene ekonomide büyük altüst oluşların yaşandığı, Borsa İstanbul'da olumsuz yaşandığı süreçti. O süreçte dahi olumsuz olmadık. Sahada olmaya gayret ettik. Vatandaş haklıdır, kızabilir, yüksek perdeden eleştirebilir dedik. Arkadaşlarımız anlayışlı şekilde dinleyeceklerdir. Cumhurbaşkanımızın sıkça söylediği bir söz 'Biz millete efendi değil hizmetkâr olmaya geldik'. Hakem de hâkim de bizatihi milletin kendisidir. Çok şükür oldukça başarılı bir şekilde zor dönemi geride bıraktık. Son zamanlarda özellikle yaz sonundan itibaren AK Parti'nin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın oyları yukarıya doğru çıkıştadır.
50+1'de hiçbir sorunun olmadığını düşünüyorum.
Sayın Cumhurbaşkanımızın küresel liderliği, Türkiye'nin bölgesel aktör olarak ortaya çıkışı. Dolmabahçe'de Rusya ve Ukrayna'nın bir araya getirilmesi, arkasından esir takası, kesilmiş olan tahıl koridorun yeniden Cumhurbaşkanımızın gayretleriyle açılması, Türkiye'nin dünya ile ilgili sorunları çözebilecek güçlü bir ülke imajını pekiştirdi. Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal projesi olan toplu konut, ilk işyerim, ilk konutum projesinde başvurular 8 milyonu aştı. Bunun ortaya çıkmış olması. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun milletimiz tarafından milli vizyon olarak sahiplenilmesi, hemen arkasından TOGG'un açılışı. Bütün bunların hepsi üst üste yaptığı hizmetlerin, çalışmaların geniş kesimler tarafından görüldüğü Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı var. Diğer taraftan her gün dağınıklığı ortaya çıkan Altılı artılı ittifak var. Hayatım boyunca hiçbir anketin sonuçlarını söylemem. Önemli artış olduğunu, artış eğiliminin devam ettiğini görüyoruz. 50+1'de hiçbir sorunun olmadığını düşünüyorum.
Ekonomi gündemi
17 Aralık günü geçen sene ekonomide büyük altüst oluşların yaşandığı, Borsa İstanbul'da olumsuz yaşandığı süreçti. O süreçte dahi olumsuz olmadık. Sahada olmaya gayret ettik. Vatandaş haklıdır, kızabilir, yüksek perdeden eleştirebilir dedik. Arkadaşlarımız anlayışlı şekilde dinleyeceklerdir. Cumhurbaşkanımızın sıkça söylediği bir söz 'Biz millete efendi değil hizmetkâr olmaya geldik'. Hakem de hakim de bizatihi milletin kendisidir. Çok şükür oldukça başarılı bir şekilde zor dönemi geride bıraktık. Son zamanlarda özellikle yaz sonundan itibaren AK Parti'nin ve sayın Cumhurbaşkanımızın oyları yukarıya doğru çıkıştadır.
"50+1'de hiçbir sorunun olmadığını düşünüyorum"
Sayın Cumhurbaşkanımızın küresel liderliği, Türkiye'nin bölgesel aktör olarak ortaya çıkışı. Dolmabahçe'de Rusya ve Ukrayna'nın bir araya getirilmesi, arkasından esir takası, kesilmiş olan tahıl koridorun yeniden Cumhurbaşkanımızın gayretleriyle açılması, Türkiye'nin dünya ile ilgili sorunları çözebilecek güçlü bir ülke imajını pekiştirdi. Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal projesi olan toplu konut, ilk işyerim, ilk konutum projesinde başvurular 8 milyonu aştı. Bunun ortaya çıkmış olması. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun milletimiz tarafından milli vizyon olarak sahiplenilmesi, hemen arkasından TOGG'un açılışı. Bütün bunların hepsi üst üste yaptığı hizmetlerin, çalışmaların geniş kesimler tarafından görüldüğü Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı var. Diğer taraftan her gün dağınıklığı ortaya çıkan Altı artılı ittifak var. Hayatım boyunca hiçbir anketin sonuçlarını söylemem. Önemli artış olduğunu, artış eğiliminin devam ettiğini görüyoruz. 50+1'de hiçbir sorunun olmadığını düşünüyorum.
Siyasette kendinizden menkul gücünüz yoksa sonuç almak mümkün değildir. Seçim bir yarıştır. Seçime 7 ay kalmış. Hala bir aday üzerinde konuşamayan bir bloktan bahsediyoruz. Ben ona 6 artılı masa diyorum. Masayı bugüne kadar getiren sayın Kılıçdaroğlu. Masanın dağılmamasını sağlamaya gayret etti. HDP'nin oyu olmazsa o masadan çıkacak ortak adayın seçim yarışının kulpunu tutmaması mümkün değil. Masadaki sorun aday çıkaramamak değildir. Esas sorun ortak fikir etrafında bütünleşememek. Partilerin birçok konuda farklı olduğu. PKK ile mücadele, sınır ötesi mücadele. Mavi vatan konusunda CHP Libya tezkeresine hayır, İYİ Parti evet dedi. Birçok konuda farklı fikirleri olan masadan bahsediyoruz. Hangi konular etrafında bütünleşeceği açık görünmüyor. En azından biz ve Türk kamuoyu bilmiyor. İktidara gelirlerse hangi ekonomi politikayı izleyecekler, teröre karşı ne yapacaklar, Rusya ile Ukrayna savaşında Türkiye'nin konumunu nasıl belirleyecekler? AK Parti, MHP, BBP'nin ne yaptığı açık ve net. Karşı tarafın hangi konuda ne düşündüğü net değil.
Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın Kılıçdaroğlu'ndan ya da başka birisinden niye çekinsin? Girdiği bütün seçimleri kazanmış, halkın büyük desteğini almış. Aday olmak istemeyebilir. Önce Sayın Cumhurbaşkanımızın Kılıçdaroğlu'ndan çekinip çekinmediğini anlamak için 'ben adayım' cümlesini duymamız lazım. Söylediği cümleler adaylığa doğru yürüdüğünü gösteriyor. Masada bir kısmın istemediği anlaşılıyor. Bizim karşıda kimlerin aday olacağı ile ilgili herhangi endişemiz yok. Kim çıkarsa çıksın, bu bir yarıştırtır, kilidin anahtarı vatandaşın elindedir.
Ben partiye üye olmamıştım ama üye gözüküyorum diye bir durum varsa vatandaşlarımız bu konuda müracaatlarını yapsınlar. e devlet üzerinden üyelik kayıtlarını da sildirebilirler. Herkes gitsin bu konuda ilgili başvurularını yapsın.
Mülteciler meselesi
Türkiye'de 4-4,5 milyon mülteci var. Burada oturma izinleri olanlar var. Bu kadar kuyruklu yalan söylenmez. Vatandaşlık alan bu kitlenin çok az kısmıdır. Bunların üzerinden Suriyelilere vatandaşlık verip oy alacaklar iddiaları ne yanlış bir şeydir, ne aşağılık bir durumdur. Mülteciler konusunda, Suriyelilerin geri dönüşünde tavrımız belli. Suriye'de güvenli bölgeler oluşturulunca geri dönüş zaten sağlanıyor. 500 binin üzerinde Suriyeli kendi topraklarına geri döndü. Çatışma ortadan kalktıkça, rejimin baskısı azaldıkça insanlar dönmek için yol aramaya çalışıyorlar. İnşallah en kısa sürede burada misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizin önemli kısmı geri dönecekler.
Bu insanlara hadi geri gidin, şehirlerinizi bombalayacaklar, o bombalar altında yok olun mu denecek. Ege'de Akdeniz'de Yunanlar tarafından nasıl ölüme terk edildiklerini görüyoruz. Burada yapılabileceklerin azamisine gayret eden bir ülkeyiz. Bunu küçük göstermeye, karalamanın kimseye gücü yetmez.
Ekonomi toparlanma sürecine girecek. Karşı karşıya kaldığımız önemli kısmı Türkiye ekonomisinde dışsal nedenlerden ortaya çıktı. Enerji fiyatları, gıda fiyatlarının yükselmesi bütün dünya ekonomileri altüst oldu. Dünyada uzun on yıllar boyunca enflasyon lafını unutmuş ülkelerin bugün çok yüksek enflasyonla karşı karşıya kaldığını biliyoruz. Türkiye gaza basmayı tercih etti. Üreterek, istihdam arttırarak, ihracat yaparak, cari açığını düşerek birtakım rekabet avantajları elde etmeyle gelmek.
Türkiye ekonomisi fevkalade yüksek büyüme oranı yakalamıştır. Çok güçlü ihracat kapasitesine sahiptir. İstihdam pandemi öncesinden daha yüksek seviyeye çıkmıştır. İllere gidiyoruz, her ilde ya mevcut organize sanayi bölgesinin genişletilmesi ya da yeni organize sanayi bölgesi yapılması talebi var. Fiyatlar yukarı çıktı, konut fiyatları, mal hizmetlerin aşırı pahalandığını görüyoruz. Hükümet iki tercihte bulundu. Bir tezgâhı dağıtmamak, fabrikaların atölyelerin devam etmesi. Ücretler seviyesini yukarıya çekecek, vatandaşımızı enflasyonun altında ezdirmeyecek düzenlemeler yapılması. Geçtiğimiz yıl iki sefer asgari ücret düzenlemesi yapıldı. Bu yılsonunda asgari ücret, emekli ve memurda aynı şekilde düzenlemeler yapılacak. Vatandaşımızın düşük fiyatta konut alacak olması aslında dolaylı bir destektir. Devletin bazı vergilerden vazgeçmesi. Fiyatların yükünü hafifletmektir bu.
Asgari ücret mesajı
Fiyat söylemem. Ama kural söylüyorum. Bir kere vatandaşımızı enflasyonu ezdirmeyeceğiz. Asgari Ücret Tespit Komisyonu Aralık'ta toplanacak. Bu tür rakamların telaffuz edilmesi aslında vatandaşımıza haksızlık. Bu zor süreçte vatandaşlarımızın beklentilerinin altında adım atılmadı. Kimse de bol keseden rakamları telaffuz etmesin. Bütçe disiplini içerisinde vatandaşlarımızın alım gücünü yukarı çekecek bir çalışma olacak.
Demokrasinin gücü orta direğinin ne kadar güçlü olduğu ile ilgilidir. Maalesef son 3 yılda dünyanın içinden geçmiş olduğu olağanüstü ekonomik türbülanstan geçtik. Türkiye bu anlamda sorumlulukları yerine getirerek yoluna devam etmeye çalışıyor.
Aslolan tedarikin sağlanması. Türkiye inşallah kış aylarında doğalgaz ve petrol sorunu yaşamayacaktır. Avrupa ülkelerinin en büyük sorunu burası. Burada 2021 yılında milletimizin özellikle enerji ile ilgili faturaların dörtte üçü devlet tarafından sübvanse edildi. Vatandaşımızın bu konuda yaşayacağı konularda hükümetimiz şimdiye kadar vatandaşımızı destekledi. Eldeki imkânlarla, bütçe disiplinine riayet ederek vatandaşımızın ezilmemesi için üzerimize düşeni yapacağız.
İşsizlik oranı 9.8'lere düştü. Duyarlı işverenlerimizi tebrik ediyoruz. Aşırı fiyatlanma döneminde hep beraber sorumluluk içinde hareket eden iş dünyasının olduğunu söylemek isterim. Hatta asgari ücret açıklamasından önce kendi çalışanların ücretini artıran işverenlerimiz oldu. Sonuçta işsizlik oranları aşağıya indi.
EYT ile ilgili Çalışma Bakanlığımız çalışmayı yapıyor. Kapsamı Çalışma Bakanlığımızın yaptığı çalışmalarla ortaya çıkacaktır.
Sosyal konut projesi
Toplamda 500 bine yakın konut yapılacak. 1 milyona yakın arsa üretilecek. İşyeri olarak 250 bine çıkacak. Kuraları da çekildi. Burada büyük bir proje var. İnşallah, Allah imkan verir, vatandaşımız desteğini, iradesini yeniler. TOKİ 1 milyon 250 bin konut yapmış bir kurum. Hayali kurumdan bahsetmiyoruz. Önce şu projeyi uygulaması dolayısıyla hem Çevre Bakanlığımızı hem TOKİ'yi tebrik etmemiz lazım. Çok kısa sürede bir kısmı bitirilecek. Vatandaşın desteği ve güveni daha da artacak. Konut piyasasında oluşan artışlar dengeleneceği aşikar. Çok hayırlı proje. Eleştirisi olan daha yüksek bir proje açıklasın. Bu proje ilan edilmemiş olsaydı 8 milyon müracaat alınmamış olsaydı zaten bu insanlar aynı gelir seviyesinde değil midir? Bu çok değerli, olumlu adımdır.