'Nuh'un Gemisi'nin Kaşifi' görevini devrediyor
Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesine bağlı Telçeker köyündeki Nuh'un gemisine ait olduğu ileri sürülen kalıntıların gün yüzüne çıkmasında önemli rolü olan 5 çocuk babası, 38 torunu olan Hasan Özer, görevini sağlık sorunları nedeniyle oğlu ve torunlarına devretmeye hazırlanıyor.
Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesine bağlı Telçeker köyündeki Nuh'un gemisine ait olduğu ileri sürülen kalıntıların gün yüzüne çıkmasında önemli rolü olan 5 çocuk babası, 38 torunu olan Hasan Özer, görevini sağlık sorunları nedeniyle oğlu ve torunlarına devretmeye hazırlanıyor. Özer, "30 yıl boyunca emek verdiğim Nuh'un Gemisi ile sağlık sorunlarım nedeniyle eskisi gibi ilgilenemiyorum, ben de oğlum ve torunlarıma anlatarak gemiyi korumaları ve gelen ziyaretçilere anlatmaları için bilgi veriyorum" dedi.
Nuh'un Gemisi'nin silüetini ilk kez Harita Yüzbaşı İlhan Durupınar, 11 Eylül 1959 yılında Harita Genel Müdürlüğünde Doğubayazıt haritası üzerinde çalışırken keşfetti.
Doğubayazıt ilçe merkezine 25 kilometre uzaklıkta olan alanda, havadan yapılan keşfin ardından bölgeye gelen inceleme heyetine öncülük ettiğini anlatan ve bölgede "Nuh'un Gemisinin Kaşifi" olarak bilinen 83 yaşındaki Hasan Özer, "Dünyanın en önemli fotogrametri ve yer bilimcisi Ohio Üniversitesinden Prof. Dr. Arthur Brandenberger ile Washington Arkeolojik Araştırmalar Enstitüsünden Dr. George Vandeman, İsveçli bir gazeteci ile Avrupalı 3 iş insanı, Nuh'un Gemisi'ni incelemek için Doğubayazıt'a geldi. Heyet ve heyete başkanlık eden Durupınar, yaptıkları inceleme sırasında köylülerin, ekip biçtikleri bir tarlayken 1945 yılında bir toprak kayması sonucu bu şeklin ortaya çıktığını benden öğrendi" diye konuştu.
Gemi silüetini incelemeye gelen heyetlerle çekilmiş onlarca fotoğraf albümüm bulunan Özer, Harita Yüzbaşı İlhan Durupınar tarafından çekilen fotoğrafa yansıyan gemi silüetinin toprak kayması sonucu oluştuğunu ancak ne olduğunu bilmediklerinin aktardı. Fotoğraftan yola çıkarak araştırma heyetine silüetin bulunduğu noktayı gösterdiğini de ifade eden Özer, "Amerika Birleşik Devletlerinden gelen yabancı ekip, 18 gün boyunca köyde inceleme yaptı. İnceleme sonucunda yer altından bir tahta parçası çıkarıldı. Ben parçanın götürülmesine yasak diyerek müsade etmedim. Daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığından izin alınması gerektiğini söyledim. Ekip günler sonra resmi izin alarak köye geri geldi, tahta parçasını alarak Kalifornia Üniversitesine incelemek yapmak için götürdüler. İncelemenin ardından tahta parçasının 10 bin yıl öncesine ait olduğu şeklinde tespit edildiği bilgisini aldım. O günden beri gemi silüetinin koruyarak, bölgeye gelen yerli ve yabancı turistlere rehberlik yapıyorum" dedi.
'Babam ziyaretçilere gemiyi anlatırken, ben de yanında gidegele öğrendim'
Yetkililerin bölgeye ilgi göstermesi gerektiğine vurgu yapan Hasan Özer, "Bölgeye ilk gelen ekip olsun, ziyaretçiler olsun herkes benden bilgi alır. 30 yıl boyunca emek verdiğim Nuh'un Gemisiyle sağlık sorunlarım nedeniyle eskisi gibi ilgilenemiyorum, bende oğlum ve torunlarıma anlatarak gemiyi koruma ve gelen ziyaretçilere anlatmaları için bilgi veriyorum. Bugün kadar hiçbir ücret almadan bu işi gönüllü olarak yaptım. Ben aslında köyde besicilik yapıyorum" diye konuştu.
Hasan Özerin'in oğlu Yavuz Özer ise "Babam ziyaretçilere gemiyi anlatırken, ben de yanında gidegele öğrendim, en az onun kadar bilgi sahibi oldum. Babamdan sonra gemiyi ziyaretçilere anlatmak için elimden geleni yapacağım. Bu işi bende babam gibi hiçber ücret almadan gönüllü olarak yapacağım. Köyümüz buraya yakın olduğu için buranın güvenliğini de biz yapıyoruz" dedi.
Yaklaşık 150 metre uzunluğunda, 55 metre genişliğinde ve 13 metre derinliğindeki yapıyla ilgili araştırmalarını sürdüren Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Kaya ise, ünlü jeologların bölgede Nuh'un Gemisi'ne ait olduğu belirtilen kalıntıları araştırdıklarını söyledi.