Neden Fenerbahçe şampiyon olur?

Hafta sonu oynanacak Fenerbahçe - Galatasaray derbisini Erhan Seven AjansHaber okurları için yorumladı.

Erhan SEVEN / ANKARA

UEFA statüsüne göre Türkiye Süper Ligi’ni şampiyon olarak kapatan takım, Şampiyonlar Ligi’ne baraj maçı oynamadan doğrudan katılıyor.  

Süper Lig’i ikinci sırada bitiren takım ise Şampiyonlar Ligi’ne katılabilmek için iki ön eleme baraj maçı oynuyor. Bu iki turu geçerse lige katılma başarısı gösteriyor.

Birkaç yıldır uygulanan sistem hala geçerliliğini koruyor ama bu yıl otomatikman bir değişiklik olacak. Çünkü bu sezon Türkiye Süper Ligi’ni ikinci bitiren takım Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan gidecek.

Neden derseniz;  önümüzdeki sezon Fenerbahçe, Avrupa kupalarına cezası nedeniyle katılamayacak. Dolayısıyla ikinci olan takım Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan katılacak. İkinci olan takım kim olursa artık ona şimdiden hayırlı olsun diyoruz. Haa, bu arada üçüncü olana da piyango var. O da şampiyonlar ligi için baraj maçı oynayacak. Yani kısacası, yukarıdaki onca sözden de anlaşılacağı gibi Fenerbahçe şampiyon olacağı için ikinci takıma gün doğdu.

‘NEDEN DİĞERLERİ ŞAMPİYON OLAMAZ DA FENER OLUR’UN CEVABI BURADA

Aslında ligin henüz 10. haftası oynanmışken Fenerbahçe’yi şampiyon ilan etmem garip karşılanabilir. Geride oynanacak 24 maç ve 72 puan var. Doğrudur. Ancak Fenerbahçe’nin şampiyon olacağına inancım, sadece Fenerbahçe’nin başaracağına dair beklentimden mürekkep değil. Şampiyonluk adayları rakiplerinin durumu da benim kasımın ilk haftasında, mayısın ortasıyla ilgili tahmin yapmamı kolaylaştırıyor.

Çünkü sert erkeklerin sahayı basmasıyla birlikte çoluk çocuğa ve tiz sesli kızlara maç oynamak zorunda kalan Beşiktaş’ın, şampiyonluk yarışını sonuna kadar götüreceğini sanmıyorum. Kadrosu sanki bugünler için değil gelecek yılların şampiyonunu çıkarmak için oluşturulan Beşiktaş’ı, bu sezon Fenerbahçe’nin rakibi olarak görmüyorum. Beşiktaş’ın hafta sonu sahada alacağı sonuçların, hafta arasında Fernandes’in gece kulüplerindeki skorlarına bağlı olması da ayrı bir handikap. Bir takımın bir futbolcunun eğlence hayatına paralel olarak iyi ya da kötü sonuç alması, o takımın büyüklüğüyle ilgili soru işaretlerini de beraberinde getiriyor tabi. Ayrıca stat olarak İnönü’den Atatürk’e yönelmeleri, son olarak da Recep Tayyip Erdoğan’a gitmeleri takımın da insicamını bozdu fazlasıyla.

Galatasaray, şu anda futbolcularının tamamının isimlerini bile bilemeyen bir yabancı hocayla çalışıyor. Değil Galatasaray’ın; Türkiye’deki tüm futbolcuların yapısını, ruh halini bilen, bakışından futbolcusunun o gün topa nasıl vuracağını hisseden; ama Galatasaray Lisesi’nden olmayan, hatta motor sanat ikinci sınıftan terk olan Fatih Terim’in otobüsün ön koltuğundan şutlanması bu güzide kulübümüzün şampiyonluk yarışından uzak kalmasına neden olacak. Haa Mancini hangi lisedendi hakikaten? Galatasaray Lisesi’nin Roma ya da Milano şubesinden mi acaba? Galatasaray kültürü, dere geçerken atın değiştirilmemesi, Vefa’nın İstanbul’da semt olarak kalması gibi veciz söylemleri de yazının burasına eklemek isterdim ama çok da gerek görmüyorum açıkçası.

‘Trabzonspor hesapta yok mu kardeşim?’ diyenler olabilir. Ama bende değil, Trabzonspor’da şampiyonluk hedefi yok. Kendileri bu hedefi koymadan şampiyon da olamazlar. Zaten Trabzonspor’un bu yıl ve gelecek yılların şampiyonluklarına ulaşması için, 2011 yılının şampiyonluk kupası gölgesinden uzaklaşması lazım. Camianın, üzerinden Fenerbahçe fobisini atması lazım. 3 Temmuz sürecinden bu yana Fenerbahçe ile yaptıkları 8 maçın 5’ini kaybettiler, 3’ünde berabere kaldılar. Camiada birilerinin ‘Yeter artık kardeşim, yenelim şunları da rahat rahat konuşalım’ çıkışını yapmasını bekliyorum. Yoksa işleri hakikaten zor.  

Eski şampiyonlardan Bursaspor, bu sezon küme düşmez kanımca…

Türkiye’de hücum futbol adına güzellikler görmek isteyen, Kasımpaşa’yı izlesin. Bir gole ve bir gol pozisyonuna nasıl kolayca ulaşılır, derslik örnekleri var. Bu nedenle benim Şampiyonlar Ligi’ne bu sezon 2. olup da direkt gidecek takım adaylarım arasında Kasımpaşa ön sıralarda yer alıyor. Biraz da defans yapsalar daha iyi olacak.

SON DAKİKA GOLLERİ ŞANS MI, İŞTAHIN SONUCU MU?

Fenerbahçe oynadığı 10 maçta 8 galibiyet, 1 yenilgi ve 1 beraberlik aldı. Aldığı 8 galibiyetin 3’ünü 90 artı dediğimiz uzatma dakikalarında gelen gollerle buldu. Uzatma gollerinin hepsinin deplasmanda geldiğine de dikkat çekerim. Yani ev sahibi takımın baskı koyabileceği dakikalarda Fenerbahçe rakip kalede gol aradı. Kasımpaşa, Erciyes ve Bursa takımlarına karşı uzatma dakikalarında bulduğu gollerle ekstradan alınan 6 puan varmış gibi görünüyor.

Peki, bu bir şans mı yoksa iştahlılığın, isteğin sonucu mu? Bana göre b şıkkı. Galibiyeti bu kadar istemezsen, rakip kalede son saniyelerde 3 puan sondajına çıkmazsan, en değerli şans perisi kimse ismi aklıma gelmiyor, o bile size galibiyet hediye etmez. O yüzden Fener şanslı demek futbol analizi açısından zayıf kalır. Bu isteği veren unsurlardan en önemlisi, kesinlikle futbolcuların bu sezonu şampiyon olarak bitirmek isteği. İkinci sıradaki ihtimal de Ersun Yanal’ın takımı sürekli ileri çıkartmak isteği, oyunu ilerde tutma isteğidir.

Ancak Ersun Yanal ile ilgili bir eleştirimi dile getirmek istiyorum. Büyük hoca olmaya aday olarak yıllardır küçük takımlarda çalıştı. Trabzonspor’da kötü bir sınav verdi. Ben bir hocanın ‘yediğimizden bir fazlasını mutlaka atarız. Taraftar böyle gollü maçlara hazır olsun’ mesajını ve  ritüelini bir futbolsever ve Fenersever olarak çok kabul etmiyorum. Bir hocanın hocalığını gösteren ve takıma hakimiyetini hissettiren en önemli konu, defans yaptırabilmesidir. Defans yapmayı başaran hoca, benim gözümde daha da büyüyor. Gol bir şekilde atılıyor. Hele Fenerbahçe’de kesinlikle atılıyor ama yememeyi de, onunla ilgili varyasyonları da Ersun Hoca’dan bekliyoruz. Aykut Kocaman’dan gördüğümüz, bu anlamdaki başarılı çalışmaları Yanal’dan da bekliyoruz futbol adına.

GALATASARAY DERBİSİ 6-0 OLMAZ

Fenerbahçe ile Galatasaray bu hafta sonu Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda pazar günü karşılaşacak. Bazı Fenerbahçeli taraftarların takımın iyi gitmesi, Galatasaray’ın iyi futbol oynamaması ve sakatlıklarla boğuşması nedeniyle 6 Kasım’daki 6-0’ı hatırlatıp benzer skor bekliyorlar. Bence bu kez 6-0 olmaz. Ama Fenerbahçe maçı yine de 2 ya da 3 farkla kazanır. Ama 6 olmaz. Galatasaraylı arkadaşlarım,  tarihi fark gelmez korkmayın.