Musul’da katliam korkusu

Musul’u DEAŞ’tan temizleme harekâtı başladı. Operasyonun uzaması halinde kentteki sivilleri Şii milis katliamı ve yeni yönetimin zulmü gibi tehditler bekliyor

Irak'ın en büyük ikinci şehri olan Musul'u terör örgütü DEAŞ'ın elinden kurtarmak için dün başlatılan operasyon birçok endişeyi de beraberinde getirdi. Irak ordusu, ABD öncülüğündeki koalisyon, Peşmerge güçleri ve Şii milislerden oluşan kuvvetlerinin düzenlediği operasyonun haftalar sürebileceği söyleniyor. Operasyonun uzaması halinde 1.5 milyonluk nüfusunun yüzde 90'ı Sünni olan Musul'u bekleyen tehlikeler şöyle sıralanıyor:

Kenti kim yönetecek: Musul operasyonunun sonunda Türkiye'nin dile getirdiği "Şehri kim yönetecek" sorusu önem taşıyor. İran destekli Haşdi Şabi milislerinin ve intikam hissiyle güdülenen Şii yöneticilerin, Sünni nüfusa yönelik tehlike içerdiği yorumları yapılıyor. Benzer uygulamalar yüzünden Felluce operasyonunda Sünni halka uygulanan zulüm hafızalardan silinmemişti.

Şii milis katliamı: Musul operasyonuna katılan kuvvetler arasında, bölgedeki Şii milislerin çatı örgütü olan Haşdi Şabi de bulunuyor. Irak ordusunun kontrolü altında olduğu söylense de Haşdi Şabi militanlarının Sünni halka yönelik işkence, kaçırma, alıkoyma ve keyfi öldürme eylemleri düzenlediği raporlanmıştı. Irak Başbakanı Haydar el Abadi, Haşdi Şabi milislerinin Musul'a girmeyeceğini söylese de bu emrin uygulanıp uygulanmayacağına dair soru işaretleri varlığını sürdürüyor.

Tel Afer'de endişe: DEAŞ, Musul'un batısındaki Telafer ilçesini ele geçirdiğinde Şii Türkmenler güneye kaçmıştı. Şimdiyse bölgedeki Sünni Türkmenler, Haşdi Şabi militanlarının intikam almalarından endişe ediyor. Al Jazeera'ye konuşan Eski Musul Valisi Esil Nuceyfi "İntikam sadece Şiilerden gelmeyecek, Ezidiler de intikam isteyecek. PKK da bu Türkmenlerden intikam almak istiyor. Bunlar çok büyük sorunlar yaratacak" diyerek durumun vahametini gözler önüne serdi. Nuceyfi "En iyi çözüm Haşdi Şabi'yi bunun dışında tutmak" ifadelerini kullandı.

Baraj tehlikesi: DEAŞ'ın Musul'u ele geçirdiği günden beri tehlike içeren Musul Barajı'nın güvenliği bölgeyi yakından ilgilendiriyor. Bir saldırı sonucu barajın yıkılması, birkaç saat içinde tüm Musul'u su basması anlamına geliyor. Baraj yıkıldığı takdirde başkent Bağdat'ın bir bölümün bile sular altında kalabileceği ön görülüyor. Barajın yıkılmasıyla 500 bin kişinin ölmesinden endişe ediliyor.

100 bin kişi Türkiye'ye kaçacak: DEAŞ tarafından canlı kalkan olarak kullanılan sivillerin yanısıra Musul halkının akıbeti uluslararası kuruluşları endişelendiriyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Musul operasyonu ile 100 bin Iraklının Irak ordusundan kaçarak Türkiye ve Suriye'ye gidebileceğini söyledi. BM, Suriye'ye kaçan mütleciler için 90 bin kişiye kadar planlama yapıldığını ve 61 milyon dolarlık bütçeye ihtiyaç olduğunu duyurmuştu. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık da "Eğer Musul'un demografik yapısı dikkate alınmadan bir operasyon yapılırsa, 1 milyon kişi göç etmek zorunda kalabilir" demişti. Şehirde 600 bin çocuğun mahsur kaldığı söyleniyor.

IRAK ORDUSU DEAŞ'A DİRENMEMİŞTİ

Haziran 2014'te yaklaşık bin DEAŞ mensubu Musul'a girdiğinde, 60 bin kişilik Irak ordusu şehri savunmadan, silahlarını da bırakarak kaçmıştı.

BM, Musul'dan kaçması beklenen siviller için kamplar kurulduğunu 50 bin kadar acil barınma biriminin de hazırlandığını bildirdi. Irak Terörle Mücadele Güçleri Komutanı Abdülgani Asadi'de "Güvenlik güçleri Musul'un dış mahallerine ulaşır ulaşmaz sivillerin kaçması için koridor oluşturacağız" dedi.