Muharrem İnce'den çok konuşulacak sözler!

Muharrem İnce, Kemal Kılıçdaroğlu'na ağır yüklendi.

CHP Genel Başkanlığı’na aday olan Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Habertürk'ten Balçiçek İlter'e konuştu. İnce CHP ve rakibi Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili çok konuşulacak açıklamalarda bulundu.   İşte o röportaj....   -Ne oluyor CHP'de?   -Sessiz bir devrim olacağını görüyorum...    -Pek sessiz denemez. Yani siz sessiz değilsiniz....   -Bakın, insanlara baskı kuruyorlar, il başkanları başta olmak üzere... Zorla açıklamalar yaptırıyorlar. Ama delegeler arıyor, destekliyor... Üstelik toplumun da isteği bu yönde... Bir umut arayışı var. O umudu partiye verebilirim diye düşünüyorum.    -Uzunca bir süredir partidesiniz, 3 dönemdir vekilsiniz, sizi CHP'ye yakınlaştıran kim oldu?   -Köyde çobanlık yapıyordum. 80 öncesi siyaset çok ileri düzeydeydi bu köyde. Sağ sol kamplaşması... Abilerim vardıı. Kitaplar verirlerdi... Ömer Seyfettin, Peyami Safa, Yaşar Kemal Nazım Hikmet... Solcu yazarlar ağır bastı, o tarafa geçtim...     -Peki partide siz kimin adamısınız?   -Olmadım.Bir grubun adamı olmadım. Kendime fazla güvenirdim. Ertuğrul Günaya da, Deniz Baykal'a da, Karayalçın'a da oy verdim. Bir ekibin kamplaşmaış kemikleşmiş adamı olmadım. Hala da değilim.    -Partinin ulusalcı kanadı başkaldırdı, siz de onların adayı gözüküyorsunuz...   -Bu tanımlama kesinlikle doğru değil. Eğer 6 oktan biri olan milliyetçilikse anlatılan, o zaman ''ulusçuluk'' olması lazmı. Böyle bir tanım yok. Ben Cumhuriyetçi, sosyal demokrat, Atatürkçü'yüm. partinin yenileşmesine evet, başkalaşmasına hayır. Ulusalcılık tanımını beni küçültmek daraltmak için uyduruyorlar... Geçmişten beslenirim, ama geleceğe yönelik siyaset yaparım. 16 yıl öğretmenlik yaptım ben... Gençlere önem veririm.    ‘KASETLE CHP DİZAYN EDİLDİ’   -CHP'den Deniz Baykal'ın gidişini nasıl yorumluyorsunuz?   Deniz Bey bunu hak etmedi, donanımlı, birikimli, iyi bir siyasetçi. Beni de Kemal Bey'i de siyasete o kazandırdı, milletvekili yaptı. Hani Kılıçdaroğlu pişmanım diyor ya...     -Neye pişmanın diyor?   -Kendisini eleştiren bazı vekillere sizi ben vekil yaptım ama pişmanım dedi. Baykal bir gün bile böyle demedi.    -İçinden düşünmüştür belki?   -A bak onu bilemem, belki. Kısacası Baykal'ın gidişi, böyle ayrılması hoş olmadı.   -Siz ona muhalefet edenlerin içinde değil miydiniz? 31'ler hareketi? Zülfü Livaneli?   -Evet. Kılıçdaroğlu da vardı. Ben o dönem yönetim anlayışına karşı çıktım, o yönetimin bir parçası olmak istiyordum. Dogru bulmuyordum yapılanları. Şu anda çok daha kötü oldu. 10 kat daha kötü oldu. Daha sakin gözüküyor olmasına bakmayın, hiç paylaşımcı değil, hiç ortak aklı kullanmıyor. Baykalı eleştiriyordum bugün bin beteri var. Bakın, 2010 da Kılıçdaroğlu'nu genel başkan yapan kim? Önder Sav...    -Sahi niye destekledi onu sizce?   -(Uzun bir sessizlik) Hiç anlatmadım bunu, anlatacağım. Baylak istifa etti. Grup toplantı salonuna gittik. Önder sav çıktı, partinin ikinci aeamı o aman çok kuvvetli. ''Kimse konuşmayacak, kendi göbeğimiz kendimiz keseceğiz, bu partiyi selamete çıkaracağız.'' O anda, kensisi de dahil kimi aday gösterseydi o genel başkandı. Ve Kılıçdaroğlu'nu seçti. Bir iki gün geçti, yanına gittim.''Abi niye beni göstermedin, niye o?'' diye sordum.    -Gerçekten mi?   -Evet. O da 'çok popüler' dedi. O zaman dengir Mir mehmet fırat, melih gökçek düelloları vardı ekranlarda. ''Bu popülerliğin partide karşılığı vardı, partimi düşündüm'' diye cevap verdi.   -Yani yeni CHP başkanı politikası, vizyonu yüzünden değil popülerliği yüzünden mi seçildi?   -Bakın Önder Sav o gün kimi isteseydi o olurdu diyorum.    -Bugün? Önder Sav?   -Eski Genel sekreterimiz.   -O dönem çok konuşuldu. Siyaset bazı eller tarafından organize ediliyor diye. Baykal kasetle yollanıyor, ''Popüler'' diye Kılıçdaroğlu getiriliyor. Nasıl okumalıyız?   -Bazı konular var ki anılarda kalmalı, konuşamam. Incitmek, kırmak istemiyorum. CHP dizayn edildi ama evet. Bugün Baykal tek adamdı, Kılıçdaroğlu demokrat, Muharrem ona karşı diyenlere gülüyorum, yok öyle palavra...   ‘SUSAR, DİNLER, YORUMYAPMAZ, DURUR ÖYLE, KENDİ HESAPLARINI YAPAR’    -Dilek Akagün Yılmaz Kılıçdaroğlu partiyi ''ılımlı islamcılar''a yakınlaştırıyor diyor, sizce?   -Bakın, Kemal bey, sağcıları solculardan çok daha fazla seviyor. Hatta solcuları sevmiyor.    -Neden?   -Solcuları sevmiyor, güvenmiyor, uzak duruyor, onların gücüne inanmıyor, bunu da herkese hissettiriyor. Örneğin Ankara adayını hala kabul edemiyorum ben. Yoklamalarda bile ben çıkıyordum. Bunu bire bir görüştük. ''Partinin adayı yok gibi, ben burdayım'' dedim. Hatta popüler isimleri de önemli yerlere, Emine Ülker Tarhan, Kamer Genç, Gürsel Tekin, Umut Oran aday yapalım dedim. Ben Ankara'yı kazanırdım.   -Ne cevap verdi Kemal Bey?   -Kazanmak gibi bir derdi yok ki...Her zamanki gibi cevapsızlık. Susar, dinler, yorum yapmaz, durur öyle, kendi hesaplarını yapar, kendine göre karar verir. Herkes biliyor bu huyunu zaten.   -Diktatör suçlaması ağır olmadı mı peki?   -Diktatör demedim, ''siz korku imparatorluğunu yıkacağım diye geldiniz, blok liste merkez yoklaması konuşuluyor, bu yolla diktatörlüğe gidersiniz dedim.   -Aynı şey. Siz uzun yıllar yan yana odalarda çalıştınız...   -Kemal Abimin vicdanına sesleniyorum. ''Tıpış tıpış oy vermeye gideceksiniz'' ne demek yahu?   O sabah karşıladım asansörde, düzeltin çok yanlış dedim, sonra odada bir daha. Özür dileyin dedim. Sonra çıkıp ''Ben de tıpış tıpış o vereceğim'' dedi... Seçmen kızdı, kırıldı.     ‘AKP’LİLER KILIÇDAROĞLU’NU DESTEKLİYOR’    -Baykal gidiyor, Kılıçdaroğlu geliyor, size göre göz göre göre yapılan yanlışlar... Niye?   -Bu konuya girmek istemiyorum. Baykaldam egemen güçlerin rahatsız olduklarını biliyorum. Pek çok Akpli Kılıçdaroğlu'nu destekliyor. Yenemez çünkü iktidarı. Iyi de iktidar umudu veremezsek, niye oy versin bana? Bakın ben partinin grup başkanvekiliyim, televizyondan öğrendim, Cumhurbaşkanı adayımızı.   -Tanıyor muydunuz?   -Hayır, bir kez karşılaşmışlığım var. İsmini ilk duyduğumda şunu düşündüm. 81 il başkanı? Kim önerdi bu adamı? 130 vekil, 60 parti meclisi üyesi... Kim dayattı?   -Kim?   -Hiçbiri değil, onu biliyorum. Bu seçimi Erdoğan'a hediye ettiler. Artık siz düşünün küresel güçler... Bu lafın tamamlamayacağım, söylenmze bu laf...  Yine gittim yanlış yaptınız dedim. Öncesinde de gittim.Emine Ülker Tarhan, Sezgin Tanrıkulu, Mehmet Bekaroğlu aday yapalım, MHP'de Oktay Vural ya da Meral Akşener aday yapsın, ikinci turda en çok oy alanı destekleyelim dedim. Ya matematik bilmiyorlar ya da hediye ettiler. Birinci turda çatı aday matematik bilmeyenler işidir.   -Ne cevap aldınız?   Dinledi her zamanki gibi. Genelde başbaşa konuşuruz, bunda tanıklar da vardı.   -Niye İhsanoğlu ismini sevmediniz?   -Beyefendiliğne, entelektüel kişiliğine itiraz yok. Doku tutmaz doku...   -Neden? Örneğin Mehmet Bekaroğlu tutar mı?   -Ben siyasi seçim taktiği,strateji için ''Bekaroğlu'' dedim, o da tutmaz aslında. Ben katılımı arttırmak istiyordum. İhasanoğlu dokusu tutmaz çünkü bu parti Atatürkle sorunu olmayan, laiklik duyarlılığı yüksek bir partidir. Cumhuriyetçi, sol gelenek...   -Laiklik duyarlılığı dinden uzak parti algısı yaratmıyor mu?   -Kesinlikle böyle bir algı var ve yok etmemiz lazım. Ama duyarlılıklar..