Mehmet Görmez'den Mevlit Kandili mesajı
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez,Hz. Muhammed Mustafa'nın (sav) dünyaya gelişinin yıldönümü dolayısıyla mesaj yayımladı.
Görmez, Mevlit Kandili nedeniyle yayımladığı mesajında, 2 Ocak Cuma gününü cumartesiye bağlayan gecenin, alemlere rahmet olarak gönderilen Hazreti Muhammed Mustafa'nın dünyaya gelişinin 1444'üncü yıl dönümünün kutlanacağını anımsattı.
Hazreti Muhammed ile gelen vahiy ışığının gönülleri aydınlattığını belirten Görmez, "Bu vahiy ışığının bütün insanlığın muhtaç olduğu manevi huzura dönüşmesini, vatanımız, milletimiz, gönül coğrafyamız ve topyekun yeryüzü ahalisi için Mevlit Kandili'nin barış, bereket ve selamete vesile olmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Görmez, Hazreti Muhammed'in adalete ve merhamete dayalı kuşatıcılığının, birlikte yaşadığı ashabına olduğu kadar, gelecek ümmetini de kapsadığını bildirdi.
Hazreti Muhammed'in sözlerinin, insanı özüyle tanıştıran, kendisiyle barıştıran, tabiatla kaynaştıran ve Allah'a yönelten hatırlatıcı düsturlar içerdiğini kaydeden Görmez, hayatının ise insafın, vicdanın, affın, sabrın, hoşgörünün ve şefkatin örneği olduğuna dikkati çekti.
Görmez, Kur'an-ı Kerim'de "Size öyle bir peygamber gelmiştir ki sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatli ve merhametlidir" denildiğini hatırlatarak, şu ifadelere yer verdi:
"(Emin) olmak ve karşısındakine güven vermek insanlık değerlerinin en başında gelir. Kardeşin kardeşe, ebeveynin evladına, çocuğun ana-babaya, komşunun komşuya, toplumların diğer toplumlara karşı güven duygusu, toplumsal hayatımızın en temel vasfı olmalıdır. Dünyanın bir eman yurdu, bütün şehirlerin güvenlik beldesi ve yeryüzünün esenlik diyarı olması için 'Muhammedü'l Emin' olan o kutlu insanın özelliklerine ve örnekliğine bugün dünya Müslümanlığının ve insanlığın her şeyden çok ihtiyacı vardır."
"O, BİZİM İÇİN HER ŞEYİYLE ÖRNEKTİR"
"O'nun örnekliği sadece şekle dayalı sünnetlerin yaşatılması değildir" değerlendirmesinde bulunan Görmez, "O'nun örnekliği ahlaki vasıflarının tüm özelliklerini alabilmek ve bunları hikmetine uygun yaşayabilmektir. Sünneti sadece bedenimizi örtmek için giydiğimiz libasta arama ve yaşatma yerine, benliğimizi her türlü kötülüklerden koruyacak iyi davranışlarda arama ve yaşatmamız gerekir. Hazreti Peygamber'in her davranışı bize bir hikmeti öğretir. Bu hikmetlere dayalı yaşama ölçütleri ancak bizi bir adım daha O'na ve O'nun sünnetine yaklaştırmış olur. O, bizim için her şeyiyle örnektir. Baba olarak örnektir, eş olarak örnektir, öğretici olarak örnektir ve yönetici olarak örnektir" şeklindeki görüşlerini paylaştı.
Görmez, Hazreti Muhammed'in ırk, dil, renk, yaş, cinsiyet ve sosyal statü farkı gözetmeksizin insana yani yeryüzünün şerefli halifesine sorumluluklarını ve taşıdığı emaneti öğrettiğini aktardı.
İman, ahlak, adalet ve merhamet davası
"İnsanlık, bir olan Allah'a ubudiyeti, bu ubudiyet bilinciyle hayatı kavramayı, kainata hikmetle bakmayı, bütün mahlukata şefkatle davranmayı, hakkın ve hakikatin yolunda olmayı, adaletten ayrılmamayı, fazileti her türlü dünyevi hırsın önünde tutmayı ondan öğrenmiştir" ifadelere yer veren Görmez, açıklamasında şunları kaydetti:
"Müminler bütün zamanlarda hem emin olma hem de emaneti taşıma bilincini ahlakı Kur'an olan Peygamberimizin örnekliğiyle kavramışlardır. Bu emanet, fitne çıkarmak ve bozgunculuk yapmak yerine bilgi, hikmet ve marifetle yeryüzünü imar ve inşa etmektir. Bu bilince erenler insanları yönetirken zulüm, baskı ve zorbalık yerine adaletle ve merhametle yönetirler. Hiçbir zaman zulmün ve zalimin yanında değil her zaman mazlumun ve mağdurun yanında olurlar. Hazreti Peygamberi rehber kabul edenler, hırs ve iştahlarına yenilerek, doğayı tahrip etme yerine onu kendisinin emanetinde olan bir değer olarak, kabul ederler. Hasılı müminler bütün peygamberlerin ve Peygamberimizin davasının sadece ve sadece iman, ahlak, adalet ve merhamet davası olduğunu kabul ederler ve bu değerleri kendilerine dava yaparlar."
"PEYGAMBERİMİZ REHBERLİĞİYLE YENİDEN BİR DOĞŞA MUHTAÇ"
Mehmet Görmez, Hazreti Muhammed'i anmanın, bu duygu ve düşünceleri hatırlamaktan bağımsız düşünülemeyeceğine işaret ederek, şu değerlendirmeye yer verdi:
"Bugün körelmeye yüz tutmuş hassasiyetler, ubudiyeti unutmuş zihinler, hırs, tamah, kibir ve güç tutkusuyla kararmış kalpler, belleğini yitirmiş, medeniyetinin değerlerini heba etmiş toplumlar O'nun mevlidini idrak ederek Peygamber Efendimiz'in örnekliği ve rehberliğiyle yeniden bir doğuşa muhtaçtır.
Bu duygu ve düşüncelerle Mevlit Kandili'ni tebrik ediyor, başta ülkemiz ve İslam dünyası olmak üzere tüm insanlığın Peygamber Efendimizin yüce örnekliğinden nasibdar olmasını Cenab-ı Mevla'dan niyaz ediyorum."
Hazreti Muhammed ile gelen vahiy ışığının gönülleri aydınlattığını belirten Görmez, "Bu vahiy ışığının bütün insanlığın muhtaç olduğu manevi huzura dönüşmesini, vatanımız, milletimiz, gönül coğrafyamız ve topyekun yeryüzü ahalisi için Mevlit Kandili'nin barış, bereket ve selamete vesile olmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Görmez, Hazreti Muhammed'in adalete ve merhamete dayalı kuşatıcılığının, birlikte yaşadığı ashabına olduğu kadar, gelecek ümmetini de kapsadığını bildirdi.
Hazreti Muhammed'in sözlerinin, insanı özüyle tanıştıran, kendisiyle barıştıran, tabiatla kaynaştıran ve Allah'a yönelten hatırlatıcı düsturlar içerdiğini kaydeden Görmez, hayatının ise insafın, vicdanın, affın, sabrın, hoşgörünün ve şefkatin örneği olduğuna dikkati çekti.
Görmez, Kur'an-ı Kerim'de "Size öyle bir peygamber gelmiştir ki sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatli ve merhametlidir" denildiğini hatırlatarak, şu ifadelere yer verdi:
"(Emin) olmak ve karşısındakine güven vermek insanlık değerlerinin en başında gelir. Kardeşin kardeşe, ebeveynin evladına, çocuğun ana-babaya, komşunun komşuya, toplumların diğer toplumlara karşı güven duygusu, toplumsal hayatımızın en temel vasfı olmalıdır. Dünyanın bir eman yurdu, bütün şehirlerin güvenlik beldesi ve yeryüzünün esenlik diyarı olması için 'Muhammedü'l Emin' olan o kutlu insanın özelliklerine ve örnekliğine bugün dünya Müslümanlığının ve insanlığın her şeyden çok ihtiyacı vardır."
"O, BİZİM İÇİN HER ŞEYİYLE ÖRNEKTİR"
"O'nun örnekliği sadece şekle dayalı sünnetlerin yaşatılması değildir" değerlendirmesinde bulunan Görmez, "O'nun örnekliği ahlaki vasıflarının tüm özelliklerini alabilmek ve bunları hikmetine uygun yaşayabilmektir. Sünneti sadece bedenimizi örtmek için giydiğimiz libasta arama ve yaşatma yerine, benliğimizi her türlü kötülüklerden koruyacak iyi davranışlarda arama ve yaşatmamız gerekir. Hazreti Peygamber'in her davranışı bize bir hikmeti öğretir. Bu hikmetlere dayalı yaşama ölçütleri ancak bizi bir adım daha O'na ve O'nun sünnetine yaklaştırmış olur. O, bizim için her şeyiyle örnektir. Baba olarak örnektir, eş olarak örnektir, öğretici olarak örnektir ve yönetici olarak örnektir" şeklindeki görüşlerini paylaştı.
Görmez, Hazreti Muhammed'in ırk, dil, renk, yaş, cinsiyet ve sosyal statü farkı gözetmeksizin insana yani yeryüzünün şerefli halifesine sorumluluklarını ve taşıdığı emaneti öğrettiğini aktardı.
İman, ahlak, adalet ve merhamet davası
"İnsanlık, bir olan Allah'a ubudiyeti, bu ubudiyet bilinciyle hayatı kavramayı, kainata hikmetle bakmayı, bütün mahlukata şefkatle davranmayı, hakkın ve hakikatin yolunda olmayı, adaletten ayrılmamayı, fazileti her türlü dünyevi hırsın önünde tutmayı ondan öğrenmiştir" ifadelere yer veren Görmez, açıklamasında şunları kaydetti:
"Müminler bütün zamanlarda hem emin olma hem de emaneti taşıma bilincini ahlakı Kur'an olan Peygamberimizin örnekliğiyle kavramışlardır. Bu emanet, fitne çıkarmak ve bozgunculuk yapmak yerine bilgi, hikmet ve marifetle yeryüzünü imar ve inşa etmektir. Bu bilince erenler insanları yönetirken zulüm, baskı ve zorbalık yerine adaletle ve merhametle yönetirler. Hiçbir zaman zulmün ve zalimin yanında değil her zaman mazlumun ve mağdurun yanında olurlar. Hazreti Peygamberi rehber kabul edenler, hırs ve iştahlarına yenilerek, doğayı tahrip etme yerine onu kendisinin emanetinde olan bir değer olarak, kabul ederler. Hasılı müminler bütün peygamberlerin ve Peygamberimizin davasının sadece ve sadece iman, ahlak, adalet ve merhamet davası olduğunu kabul ederler ve bu değerleri kendilerine dava yaparlar."
"PEYGAMBERİMİZ REHBERLİĞİYLE YENİDEN BİR DOĞŞA MUHTAÇ"
Mehmet Görmez, Hazreti Muhammed'i anmanın, bu duygu ve düşünceleri hatırlamaktan bağımsız düşünülemeyeceğine işaret ederek, şu değerlendirmeye yer verdi:
"Bugün körelmeye yüz tutmuş hassasiyetler, ubudiyeti unutmuş zihinler, hırs, tamah, kibir ve güç tutkusuyla kararmış kalpler, belleğini yitirmiş, medeniyetinin değerlerini heba etmiş toplumlar O'nun mevlidini idrak ederek Peygamber Efendimiz'in örnekliği ve rehberliğiyle yeniden bir doğuşa muhtaçtır.
Bu duygu ve düşüncelerle Mevlit Kandili'ni tebrik ediyor, başta ülkemiz ve İslam dünyası olmak üzere tüm insanlığın Peygamber Efendimizin yüce örnekliğinden nasibdar olmasını Cenab-ı Mevla'dan niyaz ediyorum."