İşte Samast'ın fotoğrafının altında yatan gerçek...
Oğun Samast'ın Hrant Dink suikastı sonrasında Türk bayrağıyla çekilen fotoğrafının 'suikasti milliyetçiler işledi' algısı oluşturma gayesi taşıdığı ve yine bu fotoğrafın Ergenekon operasyonuna zemin hazırlanılması için bir 'kurgu' olduğu anlaşıldı.
Oğun Samast'ın Hrant Dink suikastı sonrasında Türk bayrağıyla çekilen fotoğrafının 'suikasti milliyetçiler işledi' algısı oluşturma gayesi taşıdığı ve yine bu fotoğrafın Ergenekon operasyonuna zemin hazırlanılması için bir 'kurgu' olduğu anlaşıldı. Fotoğrafta bulunan iki polis ise açığa alındı.
FETÖ'NÜN PLANLARININ BİR PARÇASI
Gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesinden sonra Samast'ın Türk bayrağıyla çekilen fotoğrafı FETÖ tarafından hazırlanan planının bir parçası olduğu ortaya çıktı. Fotoğrafta yer alan iki polis şefi FETÖ'den açığa alınırken, fotoğrafı servis eden gazeteci Ercan Gün tutuklandı ve ona bu talimatı verdiği belirlenen Ekrem Dumanlı ise aranıyor. Fotoğrafın 'suikasti milliyetçiler işledi' algısı oluşturma gayesi taşıdığı ve yine bu fotoğrafın Ergenekon operasyonuna zemin hazırlanılması için bir 'kurgu' olduğu anlaşıldı.
POLİS VE JANDARMANIN BULUNMASI DİKKAT ÇEKMİŞTİ
Tetikçi Ogün Samast'ın, 20 Ocak'ta Samsun Otogarı'nda durdurularak gözaltına alınmasından sonra götürüldüğü Terörle Mücadele Şubesi'nin çay ocağında elinde Türk bayrağı ile fotoğrafı çekildi. Samast'ın bir yanında emniyet müdürleri, diğer yanında jandarma bulunması dikkat çekmişti.
VERİLMEK İSTENEN MESAJ ATATÜRK POSTERİNDE SAKLIYDI
Fotoğraf çekilirken arkalarında Atatürk'ün "Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez" sözünün yer aldığı bir poster ve ellerinde Türk Bayrağı vardı. Bu tabloyla verilmek istenen mesaj: Hrant Dink, milliyetçi, ulusalcı, Atatürkçü yasadışı yapılanma tarafından öldürüldü ve bir katille bu böyle bir fotoğraf verecek kadar da devleti içinde uzantıları vardı.
Olayda çok sayıda polis ve jandarma tetikçi Samast ile fotoğrafı çektirirken ancak sadece dönemin Samsun Terörle Mücadele Şube Müdür Vekili Metin Balta hakkında "İhmal suretiyle görevi kötüye kullanma" suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası, komiser İbrahim Fırat hakkında ise "Soruşturmanın gizliliği ihlal etmek" suçundan 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandı.
YARGTAY'A TAŞINAN DAVA YILAN HİKAYESİNE DÖNDÜ
Balta hakkında "İhmal suretiyle görevi kötüye kullanma" suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası, komiser Fırat hakkında ise "Soruşturmanın gizliliği ihlal etmek" suçundan 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandı, yerel mahkemede beraat etti. Daha sonra Yargıtay'a taşınan dava 10 yıl boyunca yılan hikayesine döndü.
O süreç içinde terfi de ettirilen Balta 3.Sınıf Emniyet Müdürü olurken, Fırat ise emniyet amirliğine terfi ettiler. Ama 15 Temmuz darbe girişiminin ardından önce FETÖ üyeliğinden açığa alındılar, sonra meslekten ihraç ettirildiler.
Tutuklanan gazeteci Ercan Gün'ün kumpasın medyaya yayılması görevini yerine getirildiği iddia edildi. Dink süikastinin ardından dönemin Zaman Gazetesi Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ile yoğun telefon görüşmesi belirlenen Ercan Gün'ün ardından Samsun'a gittiği, Samsun İl Jandarma Komutanlığı santralini aradıktan sonra telefonunu kapatıp 'jandarmayla gizli görüşme yapıyor' algısı yarattığı ancak jandarma ile hiçbir buluşma yapmadığı ve FETÖ mensupları ile bir araya gelip bu fotoğrafları aldığı ve İstanbul'a dönüp fotoğrafları "Katil Ogün Samast'ın elinde Türk bayrağı bulunduğu halde Atatürk'ün bir sözü önünde çekilmiş fotoğrafının Samsun Emniyeti Terörle Mücadele Şubesi'nin çay ocağında çekilmiş" kurgusu ile servis ettiği belirtildi.
O dönemde bu olay üzerinde hazırlanan raporlarda şu ifadelere yer verildi:
"Esasen, Dink'i hedef haline getiren ve Hrant Dink'i öldüren kişinin eline bayrak vererek resim çektiren marjinal anlayışların ortaya çıkmasına yol açan bazı paradigmalarla yüzleşilmesi; bu tür ortamlardan beslenerek varlığını devam ettiren ve bazı kamu görevlilerinin de dahil olduğu hukuk dışı oluşumlarla ilgili mücadelenin sürdürülebilmesi ve 'demokratik devlet' olgusunun hayata geçirilmesine yönelik son yıllarda ortaya konulan çaba ve gayretlerin güçlendirilmesi açısından, bundan böyle benzeri durumlarda kamu görevlilerinin yargılanmasında izlenmesi gereken yöntem ile ilgili hususların, bu şekilde algılanması ve uygulanması gerekli görülmektedir."
FETÖ KAPSAMINDA İŞLEM YAPILDIĞINI BİLMİYORDUK
Dink ailesini avukatı Hakan Bakırcıoğlu, "O dönemde neden böyle bir fotoğraf çektirdiler anlaşılamamıştı. Bu fotoğraftaki polisler hakkında FETÖ kapsamında işlem yapıldığını bilmiyorduk. Bir değerlendirme için yapılan soruşturmanın sonuçlanmasını bekleyeceğiz" ifadelerini kullandı.