KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Türkiye garantör ülkedir, tarihten gelen hakları vardır

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, "Türkiye garantör ülkedir, tarihten gelen hakları vardır. Aynı zamanda bizim anavatanımızdır, bu bölgenin en büyük en güçlü ülkesidir." dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından KKTC Cumhurbaşkanlığı'nda ortak toplantısı düzenledi.

Tatar, Kıbrıs'ta uluslararası bölge dengesinin varlığına ve siyasi dengenin önemine işaret ederek, Türkiye'nin desteğini çok önemsediklerini belirtti.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, "Türkiye garantör ülkedir, tarihten gelen hakları vardır. Aynı zamanda bizim ana vatanımızdır, bu bölgenin en büyük en güçlü ülkesidir." dedi.

Türkiye ile büyük uyum içerisinde görüşme sürecini yürütürken sürekli istişare içinde olduklarını kaydeden Tatar, aynı değer ve anlayışları temsil eden, daha fazla ciddiye alınan bir taraf olduklarına dikkati çekti.

Tatar, Kıbrıs'ın esas mücadelesinin egemenlik meselesi olduğunu belirterek, Rum tarafının tek egemen gibi hareket ettiğini kaydetti.

Rum tarafının KKTC'ye azınlık haklarından başka bir şeyi layık görmediğini dile getiren Tatar, Avrupa Birliği'nin "en üst noktasındaki ilgili tarafların yaptıkları açıklamaların" Kıbrıs'ın gerçeklerini halen göremediklerini gösterdiğini ifade etti.

Tatar, "Kıbrıslı Rumların Kıbrıs'ın gerçeklerine göre hareket etmelerinin zamanı geldi, geçiyor." dedi.

Heyetler arası görüşmede, Cumhurbaşkanı Tatar ile Bakan Çavuşoğlu'nun yanı sıra KKTC Başbakanı Ersan Saner, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri ve Cumhurbaşkanlığı Müzakere Heyeti Üyesi Oğuzhan Hasipoğlu ve Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Ergün Olgun da yer aldı.

Çavuşoğlu: Kıbrıs Türk halkını azınlık olarak gören bu zihniyeti biz de artık yok sayıyoruz
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da yaptığı konuşmada, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, Cenevre'de yapılan Kıbrıs görüşmelerinde Kıbrıs Türklerini eşit toplum değil azınlık olarak gören bir yaklaşım sergilediğini belirterek, "Kıbrıs Türk halkını azınlık olarak gören bu zihniyeti biz de artık yok sayıyoruz. Rum tarafının raf ömrü dolmuş Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarının ardına saklanıp çözümsüzlüğü çözüm arayışı gibi takdim etmesini artık kabul etmiyoruz. Bu devir kapandı." ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, "Cumhurbaşkanımızın (Doğu Akdeniz konusunda) bölgesel konferans önerisi halen masadadır. KKTC'nin de hakça paylaşım konusunda, gelir paylaşımı konusundaki önerileri de masadadır." dedi.

Bakan Çavuşoğlu, hem Türkiye'nin hem de KKTC'nin hiç kimsenin hakkında gözü olmadığını belirterek şöyle devam etti:

"Ama şunu da herkes bilsin. Hakkımızı da kimseye yedirmeyiz. Ne Türkiye Cumhuriyeti'nin ne de KKTC'nin, Kıbrıs Türk halkının hakkını yediririz. Kıbrıs Türk halkının beka, istiklal ve istikbal mücadelesinde tüm imkanlarımızla KKTC'yi desteklemeye devam edeceğiz. Çünkü davamız ortak ve Kıbrıs Türk halkının hakkını, hukukunu garantör ülke olarak korumak bizim en doğal hakkımızdır."

"Şu anda bir özel temsilcinin atanması fikrini doğru bulmuyoruz"

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Kıbrıs Özel Temsilcisi atama fikrine de değinen Çavuşoğlu, müzakere başlama kararı alındıktan sonra özel temsilci atanmasının bir anlamı olacağını söyledi.

Çavuşoğlu, Jane Holl Lute'un Guterres'in Kıbrıs özel danışmanı olarak görev yaptığını hatırlatarak "Özel temsilcinin yapacağı bir görev yoktur, o nedenle biz şu anda bir özel temsilcinin atanması fikrini doğru bulmuyoruz." diye konuştu.

"AB ve BM hakça paylaşım konusunda gerekli adımı atmalı"

Çavuşoğlu, Kıbrıs konusunda hakça gelir paylaşımı yapılmasının önemini işaret ederek şunları kaydetti:

"Bu konuda KKTC'nin üç önerisi halen masada. AB ve BM, bu hakça paylaşım konusunda gerekli adımı atmalıdır. Aksi takdirde biz gerekli adımı attık ve atacağız. Bunda hiç kimsenin bir endişesi ya da tereddüdü olmasın. Türkiye olarak KKTC'nin lisans verdiği yerlerde, ruhsat verdiği yerlerde biz de gerekli faaliyetlerimizi sürdürürüz bugüne kadar olduğu gibi. Kıbrıs Türk halkının ve KKTC'nin haklarını da kimseye yedirmeyiz."

Tatar ve Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu'nun Antalya Diplomasi Forumu'ndaki (ADF) temaslarının başarılı geçmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Çavuşoğlu, "Sizin buraya katılmanızdan rahatsız olanlar oldu, evet. Esasen, bunların rahatsızlığı bizim Cenevre'de de ortaya koyduğumuz tezi destekliyor." dedi.

Herkesin özgürce düşüncesini söyleyebileceği, herkesin davet edildiği gayrı resmi bir forum olan ADF'ye Kıbrıs Türk halkının temsilcilerinin katılmasına ve düşüncesini paylaşmasına tahammül edemeyenlerin olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Hatta başkalarına da katılmayın diye telefon da açtılar. Esasen bu, bunu yapanları küçültücü bir davranıştır. Gerçek yüzlerini inşallah bu arkadaşlarımız da görmüş. Bu telefonlardan son derece rahatsız olduklarını Avrupalı dostlarımız da bize söylediler." ifadelerini kullandı.

"Cenevre toplantısı Kıbrıs meselesinde bir dönüm noktası oldu"

Çavuşoğlu, Cenevre'de düzenlenen gayriresmi toplantıdan sonraki gelişmeleri değerlendirdiklerini belirterek şöyle devam etti:

"Cenevre toplantısı Kıbrıs meselesinde bir dönüm noktası oldu. Artık bir dönem kapandı ve yeni bir dönem başlamış oldu. Kıbrıs Türk tarafı Cenevre'de gerçekçi, yeni ve sonuç odaklı bir öneri gündeme getirdi. 1960'ta kazandığı egemen eşitliği ve eşit statünün tescil edilmesini talep etti. Müzakerelerin ancak bundan sonra başlayabileceğini de gerek BM'ye gerekse tüm dünyaya ilan etmiş oldu."

Kıbrıs konusunda kalıcı çözümün ancak bu çerçevede mümkün olabileceğini söyleyen Çavuşoğlu, Rum tarafına ve uluslararası topluma bu fırsatı iyi değerlendirmeleri yönünde çağrıda bulundu.

Kapalı Maraş konusu

Çavuşoğlu, KKTC temaslarında Kapalı Maraş ve hidrokarbon kaynakların paylaşımı konularını da ele aldıklarını belirterek, "Biz Kıbrıs'ta iki halkın da yararını gözeten her türlü girişime destek verdik ve destek vereceğiz." dedi.

Kapalı Maraş bölgesinde Rum mülk sahiplerinin açılım sürecini ilgiyle takip ettiklerini, hatta başvuru sayısının arttığını da dile getiren Çavuşoğlu, "Maraş açılımı herkese söylediğimiz gibi şeffaf ve hukuki çerçevede olacaktır. BM Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal etmemiştir, etmeyecektir atılan adımlar. Aynı şekilde mülkiyet haklarını da ihlal etmemiştir. Bu konuda KKTC'nin atacağı her türlü adıma desteğimiz tamdır." diye konuştu.

"Hakça gelir paylaşımı olmadan atılacak her adıma karşı KKTC ve Türkiye gerekli adımları atacaktır"

Çavuşoğlu, toplantının soru cevap kısmında BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Cenevre'de yapılan Kıbrıs konulu 5+BM toplantılarında getirdiği Kıbrıs özel temsilcisi atama önerisine yönelik açıklamada bulundu.

Yapılan toplantıların amacının ortak bir zemin olup olmadığını görmek olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Şu ana kadar yaptığımız çalışmalarda henüz ortak bir zemin yok." derken Guterres'in Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute'un bu yaptığı görüşmelerle bu zeminin olup olmadığını tespit etmeye çalıştığını söyledi.

Çavuşoğlu, özel temsilci konusunun Cenevre'de gündeme gelmesi üzerine Guterres'e bunun kabul edilmeyeceğini söylediklerini de vurguladı.

GKRY Enerji Bakanı Nataşa Pilidou'nun sondajlara devam etme kararını açıklamasına da değinen Çavuşoğlu, "Burada gerek AB'nin gerek BM'nin Rum kesimine şu mesajı vermesi gerekiyor, hakça gelir paylaşımı olmadan atılacak her bir adıma karşı KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti gerekli adımları atacaktır." diye konuştu.

Geçmişte Türkiye'nin ve KKTC'nin telkinlerine rağmen GKRY'nin sismik araştırma ve sondaj çalışmalarına devam ettiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Biz de sahaya indik. KKTC'nin haklarını savunmak ve tabii ki kendi kıta sahanlığımızda Türkiye Cumhuriyeti'nin haklarını savunmak için sismik araştırma ve sondaj gemilerimizi sahaya sürdük ve çalışmalar yaptık. Burada yapılması gereken şey hakça paylaşım." ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, "Cumhurbaşkanımızın konferans teklifi masadadır, KKTC'nin de hakça gelir paylaşımı konusunda teklifi masadadır. Gereken esnekliği de göstermiştir. Bu çerçevede adım atılırsa problem yok. Aksi takdirde biz de gereğini yaparız." değerlendirmesinde bulundu.