Kılıçdaroğlu: Suç duyurusunda bulunacağız
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, halk oylamasına ilişkin, "Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunacağız." dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, halk oylamasına ilişkin, "Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Bir yargıcımız var, o yargıca saygı duyuyorum, gayet güzel bir muhalefet şerhi yazmış. Diğerleri hakkında, hem Danıştay hem YSK üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunacağız, çünkü yasaları açıkça ihlal etmişler." dedi.
Kılıçdaroğlu, NTV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
"Referandum sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, sandıklardan "Hayır" çıktığını bütün dünyanın kabul ettiğini, sonucun meşru olmadığını belirtti.
YSK'nın mühürsüz zarf ve pusulaları geçerli sayarak, yasalara aykırı karar verdiği değerlendirmesinde bulunan Kılıçdaroğlu, hukukun, kanunun, TBMM'nin iradesinin bir kenara atıldığını ifade etti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "O nedenle ben, YSK'da bu kararı verenlere 'çete' diyorum. Bir oluşum, grup bir araya gelir yasalara aykırı olarak karar verirler, onlara 'çete' denir bizim hukukumuzda. Benzer bir uygulamayı YSK kendisi yaptı. O nedenle ben, 'Hayır' çıktığına yüzde yüz eminim." diye konuştu.
Siyasi otoriteden talimat alınarak, yasalar çiğnenerek, "Evet"in çıkarıldığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu toplumun vicdanının, bunu kabul etmeyeceğini bildirdi.
"Elinizde, 'şu kadar oy mühürsüz çıktı' diyebileceğiniz bir veri var mı?" şeklindeki soru üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, "Başlangıçta mühürsüz zarflar ve oy pusulaları ayrılmıştı. Dolayısıyla onlar tutanağa daha sonra sayılıp, geçirilecekti. YSK bu kararı verip, bir mesajla 'bunlar sayılacaktır' dediği andan itibaren, hepsi sayıldı. Dolayısıyla kaç tane mühürsüz zarf, mühürsüz oy pusulası var kimse bilmiyor." yanıtını verdi.
"YSK BİR SEÇİMİ İPTAL ETTİ"
"Mühürsüz zarf ve pusulaların geçerli sayılmasının daha önceki seçimlerde de uygulandığı söyleniyor. Bu konuda ne diyorsunuz?" sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Hiçbir tutarlılığı yok. Versinler hangi örneği veriyorlarsa, 2010'dan sonra yok. 2010 öncesi var, doğrudur. 2010'dan sonra yok. Kaldı ki YSK, mühürsüz oy pusulaları kullanıldı diye bir ilçedeki seçimi iptal etti ve o seçim yenilendi. Yani kendi aldıkları kararlara bile kendileri uymadılar."
"YSK'ya yönelttiğiniz eleştirilerle ilgili suç duyurusunda bulunulacağı açıklandı. Bu kararı nasıl yorumluyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Çok memnun oldum. Eğer bu 'çete' sözcüğü dolayısıysa suç duyurusu, götürüp hakimin önüne bunu koyacağım. Aynı şekilde, hakimin önüne başka illerdeki hakimlerin yazdığı muhalefet şerhlerini de koyacağım. Çünkü YSK'nın bu talimatı gidince bazı hakimler muhalefet şerhi yazdılar bulundukları illerde. Dediler ki 'Yasa bu kadar açıkken, biz bunları nasıl sayarız, sayılmaması lazım.' Kanun böyle diyor, yayınladıkları genelge de böyle, sandık başındaki görevliler için hazırlanan eğitim filmlerinde de böyle, bütün uygulama böyle. 17.00'de bir talimat alıyorlar, bir kişinin başvurusu üzerine bütün bunları yok sayıp, yeniden sayıyorlar. Onun için burada kazanan 'Hayır.' Çalınan oy, YSK'da çalındı, milletin iradesi gasbedildi."
"GELECEK GÜNLERDE BAŞVURUYU YAPACAĞIZ"
Kılıçdaroğlu, "CHP olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuracaksınız. Beklentiniz nedir?" sorusuna, "Gayrimeşruluğun hukuki olarak onaylanmasını bekliyoruz. Gayrimeşru bir uygulama, yasalara aykırı. Çok açık." karşılığını verdi.
AİHM'nin önce yaptıkları başvurunun kendi konularına girip girmeyeceğine bakacağını anlatan Kılıçdaroğlu, bu konuda değişik kararlar bulduklarını, bir grup akademisyen ve uygulamacıyla çalışarak güzel bir dilekçe hazırladıklarını, gelecek günlerde başvuruyu yapacaklarını kaydetti.
Kılıçdaroğlu, AİHM bunu gündeme aldığında, olumlu bir sonucun geleceğini düşündüğünü ifade etti.
"AİHM'den beklentiniz yönünde bir karar çıkarsa ne olacak?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Şu andaki gayrimeşruluk bir kez daha onaylanmış olacaktır. Toplumun vicdanında bir gayrimeşru uygulama, düzenleme vardı, AİHM kararıyla da bu artık bütün dünyada kabul görecektir." yanıtını verdi.
Sadece "Hayır" oyu kullananların değil, "Evet" oyu kullananların da hakkını savunduklarına işaret eden Kılıçdaroğlu, halk oylamasına şaibeyi bulaştıranların, "YSK'da konumlanmış bir grup çeteci" olduğu iddiasında bulundu.
"BÜTÜN ARZUMUZ AİHM'NİN İNCELEMESİ"
CHP, AİHM'ye gideceğini açıkladığında bazı çevrelerin "Avrupa'ya gittiler, Türkleri, devleti şikayet ediyorlar." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Biz, devleti falan şikayet etmiyoruz. Orada bizim hakim de var. Biz, Yargıtay'a gittiğimiz zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni mi şikayet ediyoruz? Hak, adalet arıyoruz. Adalet herkesin görevi. Sandığa gidip 'Evet' veya 'Hayır' oyunu kullanan bütün vatandaşların hakkını korumak için AİHM'ye başvuracağız." diye konuştu.
"AİHM'den beklediğiniz yönde bir sonuç alamazsanız, bunu nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Onu bilemem. 'Değerlendiremeyiz' demesi buna meşruluk kazandırmaz zaten. Bizim bütün arzumuz, kendi görev alanına girdiğini görüp, bunu incelemesi. İncelediği andan itibaren zaten bütün gerçekler ortaya çıkacaktır." dedi.
Vatandaşlara "Sandığa gidin, oyunuzu kullanın" çağrısı yaptıklarını, vatandaşların bunun üzerine görevlerini yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, şu görüşlerini paylaştı:
"Şimdi siz, kullanılan bu oyların tamamını yasalara aykırı bir şekilde gayrimeşru hale getiriyorsunuz. YSK üyeleri hakkında ayrıca suç duyurusunda da bulunacağız. Bir yargıcımız var, o yargıca saygı duyuyorum, gayet güzel bir muhalefet şerhi yazmış. Zaten doğrusunu yapmış, hem anayasaya hem yasalara aykırılığı gayet güzel bir şekilde yazmış. Dolayısıyla diğerleri hakkında, hem Danıştay hem YSK üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunacağız, çünkü yasaları açıkça ihlal etmişler. Bunu anlamak için hukuk fakültesini bitirmeye gerek yok, ilkokulu da bitirmeye gerek yok. Sadece akıl sahibi olmak lazım."
"YASAYA UYGUN KARAR VERECEKSİN"
"Çete mensubu beyefendi diyor ki 'Hayır, bunlar geçerlidir.' Neye göre geçerlidir? 'Ben karar verdim, nihai karar bana aittir.' diyor. İyi de sen karar verdin ama Parlamento bir yasa çıkarmış, sen o yasaya uygun olarak karar vereceksin." diyen Kılıçdaroğlu, hak aramaya devam edeceklerini bildirdi.
"YSK, 'oy çalındığına dair bir kanıt konulmadığı' gerekçesiyle başvurunuzu reddetti." ifadesinin anımsatılması üzerine CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Birden fazla gerekçesi var, her gerekçede biraz daha batıyor. 'Tam kanunsuzluk hali oluşmamıştır.' diyor. Ne demek tam kanunsuzluk hali? Yarım kanunsuzluk hali mi var Allah aşkına? Böyle bir anlayış olabilir mi? Bunlar hangi hukuk fakültesinden mezun olmuş, emin olun anlamakta zorluk çekiyorum." karşılığını verdi.
Yüksek Seçim Kurulunun "Oy pusulaları filigranlı olduğu için geçerli saydık." açıklamasında bulunduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Kalpazanlıktan da bunların haberi yok anladığım kadarıyla. Adam sahte dolar, Türk Lirası basıyor, üstelik onların filigranı çok daha zor, senin oy pusulanın sahtesini mi basmayacaklar?" ifadesini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, "sahtecilik olmasın" diye oy pusulalarının mühürlü olduğunu kaydetti.
"CHP, seçimin meşruiyetini tartışıp vakit kaybetmek yerine, 2019 için bir an evvel çalışmaya başlasın yorumları yapılıyor. Gerçekten bu bir vakit kaybı mı?" şeklindeki soruya Kılıçdaroğlu, "Asla bir vakit kaybı değil. Gayrimeşru olan bir şeyi hep tartışacağız." yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, yüzde 90'ın üzerinde kabul edilen 1982 Anayasası'nın halen tartışıldığını vurgulayarak, "Bunun gayrimeşruluğunu, yeni bir anayasa değişikliği gerçekleşinceye kadar her platformda dile getireceğiz. Ama bu, 'Biz sadece bununla uğraşacağız, diğer konularla uğraşmayacağız.' anlamına gelmesin." diye konuştu.
"BİR PARTİNİN GENEL BAŞKANI OLAMAZSINIZ, DEVLETTE ÇİFT BAŞLILIK OLUR"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Eğer bir partili cumhurbaşkanı olursa ve partisiyle ilişkisini de sürdürürse o cumhurbaşkanı olamaz, adı cumhurbaşkanı olabilir ama toplumun, 80 milyonun cumhurbaşkanı olamaz, sadece kendisine oy verenlerin cumhurbaşkanı olur. Bu doğru mudur? Bana göre doğru değil, yanlıştır. Cumhurbaşkanı titrini alıyorsanız bir partinin genel başkanı olamazsınız, devlette çift başlılık olur." dedi.
Halk oylaması sonuçları göz önüne alındığında seçmenin nasıl bir mesaj vermek istediği, kimlerin "Hayır" oyu verdiğine ilişkin bir soru üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, demokrasiden yana olan herkesin "Hayır" oyu verdiğini, bu kesimin içinde farklı insanların bulunduğunu belirtti.
Herkesin düşüncesini özgürce ifade edebileceği Türkiye'nin ortak arzu olduğunu, "Hayır" oyu veren vatandaşların gerekçelerinin farklı olabileceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bir ülke, bir kişiye emanet edilemez, mümkün değil ama ettik bu Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararıyla." dedi.
"HDP İLE ÜLKÜCÜLERİN BİR ARADA OY KULLANMALARI ÇOK DEĞERLİ BİR OLAY"
Farklı gerekçelerle vatandaşın bir mesaj verdiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Sonuçta verilen mesaj şu, biz kendi ülkemizde demokrasi istiyoruz, biz kendi ülkemizde birlikte yaşamak istiyoruz, biz ayrılıklarımızı, farklılıklarımızı bir zenginlik olarak kabul ediyoruz ve bir ortak paydada yeri geldiğinde buluşabiliyoruz. HDP ile ülkücülerin bir arada oy kullanmaları, aynı paralelde oy kullanmaları Türkiye Cumhuriyeti için çok değerli bir olaydır."
Değişik gerekçelerle "Hayır" ve "Evet" oyu veren vatandaşlarla ilgili örnekler veren Kılıçdaroğlu, "Sonuçta ortaya çıkan tablo, Türkiye'nin demokrasiye olan bağlılığını kanıtlaması açısından çok önemli bir tablodur." değerlendirmesinde bulundu.
Kemal Kılıçdaroğlu, vatandaşların en azından yüzde 49'unun sandıkta anayasa değişikliğine "Hayır" dediğini belirterek, "Anayasa değişiklikleri toplumsal uzlaşma belgesidir, bu anayasa değişikliği Türkiye'yi ortadan ikiye karpuz gibi ayırmıştır ve bir toplumsal uzlaşma belgesi olmaktan çıkmıştır. Süratle Türkiye'nin siyaset kurumuna düşen görev, bir toplumsal uzlaşma belgesini oluşturmaktır." diye konuştu.
Siyasilerin bu konuda sorumluluğu bulunduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Binali Bey'in söylediği önemli iki cümlesi vardı, 'OHAL koşullarında referanduma gitmeyiz, bunu dedirtmeyiz' tam tersi oldu, OHAL koşullarında gidildi ve doğru değildi, tıpkı 12 Eylül'ün sıkıyönetim koşullarında gidilmesi gibi. Bir şey daha söyledi Binali Bey, 'Yapılan değişiklik, toplumun kahir ekseriyetinin çoğunluğunu almazsa, desteğini almazsa o anayasa değişikliği doğru olmaz' diye bir cümle de kurdu. Bugün toplum tam tersine ikiye bölünmüş vaziyette ve bunun düzelmesi lazım. Sakıncalarını önümüzdeki süreçten itibaren göreceğiz, ilk sakıncasını gördük, Cumhurbaşkanı partili oldu, bitti."
"BENİM HAKKIM DA DEĞİL, HADDİM DE DEĞİL"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Evet oyu verenler demokrasiden yana tavır koymadılar mı? Bunu mu anlamak gerekir?" şeklindeki soru üzerine, "Evet" oyu kullanan vatandaşların da saygın olduğunu ve bunun da değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, "Neden 'Evet' oyu kullandın, diye onlara özel bir suçlama getirmek benim hakkım da değil, haddim de değil. Ben bu ülkenin bütün vatandaşlarına saygı göstermek zorundayım ve seviyorum da." dedi.
Bazı vatandaşların "Evet" oyu verdiğine pişman olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, "Aşama aşama hayata geçince bu anayasal değişiklikler, sakıncalar ortaya çıkacak ve 'Neden Evet oyu kullandım' diye 'Evet' oyunu kullanan vatandaşlar kendilerini sorgulayacaklardır." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Evet" ve "Hayır" oyu kullanan vatandaşların hangi gerekçelerle oylarını kullandıklarının parti dışında kurulan bir ekiple inceleneceğini ve kendilerine sonuçların aktarılacağını söyledi.
Büyükşehirlerde "Hayır" oylarının önde çıkmasına ilişkin bir değerlendirme yapıp yapmadıklarına ilişkin soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, büyükşehirlerde yaşayanların hayatı daha hızlı sorgulayabildiklerini, bu yerlerde "Hayır" oyunun çıkmasının kendilerini şaşırtmadığını bildirdi.
"GÜVEN VERMEZ"
Kılıçdaroğlu, "Yüzde 48,6'lık blok var, siz 'bu bloğa referandum sürecinde ben liderlik ettim' diyor musunuz, kendi adınıza? Eğer diyorsanız 2019 için cumhurbaşkanlığına da adaylığınızı düşünüyor musunuz?" şeklindeki soru üzerine, kendilerinin partili birisinin cumhurbaşkanı olmasını istemediklerini, buna hep karşı çıktıklarını, cumhurbaşkanının tarafsız ve 80 milyonun başkanı olması gerektiğini ifade etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Eğer bir partili cumhurbaşkanı olursa ve partisiyle ilişkisini de sürdürürse o cumhurbaşkanı olamaz, adı cumhurbaşkanı olabilir ama toplumun, 80 milyonun cumhurbaşkanı olamaz, sadece kendisine oy verenlerin cumhurbaşkanı olur. Bu doğru mudur? Bana göre doğru değil, yanlıştır. Cumhurbaşkanı titrini alıyorsanız bir partinin genel başkanı olamazsınız, devlette çift başlılık olur. Bunu defalarca söyledim. Hem cumhurbaşkanı hem partinin genel başkanı, nasıl olacak? Hem vali temsil edecek, hem partisinin il başkanı temsil edecek aynı kişiyi. Vali mi etkili olacak, partinin il başkanı mı etkili olacak? İlçelerde kaymakam mı olacak, ilçe başkanı mı olacak, nasıl olacak bu? Partinin genel başkanı aynı zamanda cumhurbaşkanı, mahkemeye hakim tayin edecek, böyle şey olur mu? Biz bunları doğru bulmuyoruz. Parti kimliğini taşıyan birisinin, cumhurbaşkanı olmasını doğru bulmuyoruz. Ahlaki olarak da, vicdani olarak da doğru bulmuyoruz, adalet açısından da doğru bulmuyoruz. Ben bir partinin genel başkanı olarak bir mahkemeye hakim tayin edersem, o mahkeme adalet dağıtır mı? Adil olduğunu düşünelim, halka güven verir mi? Güven vermez. Ben şahsen güvenmem."
Cumhurbaşkanlığı yemin metninin son bölümünü okuyan Kılıçdaroğlu, "Bir partinin genel başkanı nasıl tarafsız olur? Ben tarafsız mıyım?" diye sordu.
"Bir partinin genel başkanı cumhurbaşkanı adayı olmamalı." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, şu görüşlerini aktardı:
"Bir partinin genel başkanı cumhurbaşkanı adayı olursa, velev ki seçildi, nasıl gidecek, namusu ve şerefi üzerine yemin edecek 'ben tarafsız olacağım' diye. Benim namusum ve şerefim bu kadar ucuz mu? Ben nasıl namusum ve şerefim üzerine, tarih huzurunda ve büyük Türk milletinin önünde diyeceğim ki 'tarafsız davranacağım' o zaman demezler mi, 'kardeşim tarafsızsan sen nasıl falan partinin üyesisin?' Bunun akılla, mantıkla bağdaşır yönü var mı? Namus ve şeref kavramı bu toplum için, bu topraklar için, hepimiz için çok değerlidir, bu kadar ucuzladığını emin olun anlamakta zorluk çekiyorum."
"NASIL TARAFSIZ OLACAKSINIZ?"
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün partisinden istifa ettiğini ve cumhurbaşkanlığı görevini yaptığını, buna kimsenin itiraz etmediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Yemin metni burada duruyor, geldiniz partiye üye oldunuz, nasıl tarafsız olacaksınız?" dedi.
Kılıçdaroğlu, benzer şeyleri söylediğinde "Yalan söylüyor" şeklinde eleştirildiğini de ifade ederek, "Şimdi 'Evet' oyunu kullanan bütün vatandaşlarımın vicdanına sesleniyorum, bu doğru mu, yanlış mı? 80 milyonun cumhurbaşkanı olacak bir kişi, nasıl olur da gider bir partinin üyesi olur? Bir partinin üyesi olursa nasıl tarafsız olur? Bir de ayrıca genel başkan olacak. Partinin genel başkanı olacak, partinin genel başkanı hakim tayin edecek. Buyurun şimdi, bizim tarihimizde hiç karşılaşmadığımız bir olay." diye konuştu.
"Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı sıfatını bir kenara bırakarak, cumhurbaşkanı adayı olmaya nasıl bakıyorsunuz? CHP'nin adayı ama genel başkanı değil" şeklindeki bir soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, 2019'a kadar uzun bir zaman olduğunu, partilerinin yetkili organları bulunduğunu anımsattı.
Cumhurbaşkanı adayını belirlerken, halk oylamasındaki yüzde 49'luk oyun öncelikle tahlil edilmesi gerektiğini, bu oyun yalnızca CHP'nin oyu olmadığını anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, farklı kesimlerin görüşlerinin alınması gerektiğini bildirdi.
Kılıçdaroğlu, "Yüzde 49 'Hayır' oyu veren vatandaşa bir partinin mensubunu götürüp 'ben işte buyum, ben bunu cumhurbaşkanı yapıyorum, bu aynı zamanda bizim partide kayıtlı olacak ve kalacak', o zaman dönüp, demezler mi (Kardeşim sen dün ne diyordun, bugün ne söylüyorsun?)" diye konuştu.
"ÇALIŞMALARINA BUGÜNDEN BAŞLADIK"
CHP Antalya Milletvekili ve eski genel başkan Deniz Baykal'ın "Eğer CHP Genel Başkanı olarak cumhurbaşkanlığına adaylığını koymuyorsa koltuktan insin, kurultay toplansın, yeni bir genel başkan seçilsin ve de o genel başkan yola devam etsin" şeklindeki ifadelerinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Sayın Baykal'ın açıklamalarını elbette saygıyla karşılarız ama bizi diğer partilerden ayıran temel bir özellik var, bizim yetkili kurullarımız var. Kimin cumhurbaşkanı adayı olacağı, cumhurbaşkanı adayının hangi strateji ile belirleneceğini oturup kurullar konuşurlar, belirlerler. Biz bunun çalışmalarına bugünden başladık zaten."
Bugün 50'nin üzerinde sivil toplum kuruluşunu başkanıyla bir araya geldiğini aktaran Kılıçdaroğlu, referandum sürecini değerlendirdiklerini, önümüzdeki haftadan itibaren de bazı siyasi parti liderlerini ziyaret edeceğini ve referanduma ilişkin gözlem ve önerilerini konuşacağını bildirdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Ben 'şöyle olacağız' diyeceğim ve öyle olacak, yok. Bizim yetkili kurullarımız var, yetkili kurullarda otururuz, konuşuruz, tartışırız, karar alırız ve kararı da uygulamaya koyarız." dedi.