Kılıçdaroğlu: "Lanet olsun..."

Diyarbakır 2. Hava Kuvveti Komutanlığı’nın sınırlarındaki direkten Türk bayrağının indirilmesi olayıyla ilgili CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Milliyet gazetesinden Serpil Çevikcan'a konuştu.

Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’daki bayrak indirilmesi olayına müdahale edilmemesini hükümetin talimatına bağlarken, askerin çok ciddi itibar kaybı yaşadığını savundu.   İşte o söyleşi:   Kontrolden çıkan bir süreç mi var? Ana muhalefet olarak bir çağrınız var mı?   Erdoğan bu olayların tamamını kişisel kariyeri için kullanıyor. Sorunu çözmeye değil, kendi ikbali için bir şeyler yapmaya çalışıyor. Olayı bu noktaya getiren anlayış da bu. Hatırlarsanız Taraf gazetesinde Karayılan’ın bir mektubu yayımlanmıştı. ‘Oturduk 3-4 sefer konuştuk, tarih verdiler, tarihler hep seçimden sonraya denk geldi, seçimden sonra da hiçbir şey yapılmadı’ diyor. Yani karşılıklı birbirini kullanan, güvensizlik esasına dayalı bir süreç var. Eğer güven olsaydı insanlar dağa niye çıksın ki? PKK kendisini tahkim ediyor. Güvensizlik baştan itibaren vardı, yeni değil. Erdoğan bir açıklama yaptı. ‘Silahlarını bırakıp çıkacaklar. Gömerler mi gömmezler mi bilmem’ dedi. Kandil açıklama yaptı, ‘Hayır, silahları bırakmayacağız’ dedi. O zaman Erdoğan, ‘Öyleyse silahlarıyla çıksınlar’ dedi. İşin geçmişi güvensizlik üzerine inşa edilmişti.   "LANET OLSUN DEDİK"   CHP olarak geçmişten bu yana çözüm için yaptığınız önerileri anlatıyorsunuz. CHP benzer bir çıkışı bu dönemde de yapmayı düşünüyor mu?   Ayrıntıları, nelerin olup olmadığını bilmeden bizim olayın özüne yönelik bir yorum ve değerlendirme yapmamız mümkün değil. Ama biz 17 maddelik özgürlük ve demokrasi bildirgesiyle olması gerekeni söyledik. Ve ben eminim o 17 maddenin tamamı gerçekleşebilseydi terör büyük ölçüde marjinalleşirdi.   BDP-HDP’liler, ‘CHP neden 3. bir taraf olarak bizimle ilişkiye geçmiyor’ diyor.   Süreç ve AKP-PKK arasındaki görüşmeler nedir, pazarlık nedir, hangi ödünler verildi bilmiyoruz. Bilmediğimiz bir konuda ne söyleyebiliriz? Her şeye rağmen, bakın bazı olumsuzluklar çıktığında bile biz, ‘Eğer sorun çözülecekse lanet olsun, biz buna itiraz etmeyelim, sesimiz çıkmasın’ dedik çoğu zaman. Çoğu zaman sessiz kaldık.   Özellikle çözüm sürecinin dışında tutulduğunuzu mu düşünüyorsunuz?   Onu Erdoğan bilinçli yapıyor. Mesela bu konuda bize hiçbir zaman bilgi verilmedi. Parlamentoda zorladık bilgi verilsin diye. Kapalı oturumda bir şey söylenmedi. Kendisi, ‘Çözüm yeri Meclis değildir’ diyor. Çözüm yeri Meclis değilse neresi?   "PROVOKASYON OLABİLİR"   Bayrak kullanılarak yapılan eylemler toplumsal tepkiler açısından tehlikeli oluyor. Örneğin Diyarbakır’a giden otobüs taşlanmış. Çağrınız nedir?   Bayrağın inmesi dolayısıyla bizim CHP olarak muhatap alacağımız hükümettir. Asker de değil. Ne diyor Arınç, ‘Talimatı biz verdik’ diyor. Ona uyulup uyulmaması ayrı bir şey. Bir bayrak indirilmez. Normalde müdahale edilmesi lazım. Ama hükümetin kesin talimatı var herhalde ki herhangi bir şey yapılmıyor. Bir kişi bayrağı indirdi diye bütün bölge halkını düşman ilan etmek veya karşımıza almak doğru değil. Tam tersine bayrak hepimizin ortak bayrağıdır. Herkesin bu duyarlılığı taşıması lazım. Erdoğan, toplumu ayrıştırıyor, bölüyor. Bu bir provokasyondur. Bölünme üzerine inşa etmiştir bütün politikalarını. Yurttaşların sağduyulu davranmaları gerekiyor.   Bayrağın indirilmesi de bir provokasyon mu?   Provokasyon olabilir.   İki kişinin ölümümün ardından askerlerle ilgili soruşturma başlatıldı. Bayrağı indirene müdahale edilmemesine yapılan eleştirilere ne diyorsunuz?   Bülent Arınç söylüyor zaten çok net. Siyasi iradenin direktifini uyguluyor. Siyasi irade bunu istemiş, ‘ateş etmeyeceksiniz’ demiş. Onlar da ateş etmiyorlar. Gayet net, hiçbir yoruma yer vermeyecek kadar açık bir şey.   "ASKER İTİBAR KAYBETTİ"   Askerin zor bir dönemden geçtiği yorumlarına katılıyor musunuz?   Asker bütün itibarını kaybetti. Gerçekçi olmak lazım. Asker, hükümet talimatını uygulamadığı durumda alacağı sorumluluğu gözetiyor olamaz mı?   Kanunsuz emre kimse uymaz. Kanunsuz emre uymak diye bir şey yoktur. ‘Bayrağın indirilmesine dahi müdahale etmeyin’ diye talimat gidiyorsa kanunsuz emirdir.   "İSİMLE GİTMEYECEĞİM"   Bu turda MHP’ye gideceksiniz. Bir de HDP’yle görüşeceksiniz. Bu hafta bir Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda bir isim götürecek misiniz?   Hayır, isim götürmeyeceğim. Şu aşamada yok. Tamamını bir bitirelim ondan sonra.   "İLK DÜĞME YANLIŞ İLİKLENDİ"   Süreç nereye gidiyor size göre?   Çok karamsar bir tablo çizmek istemiyorum, ancak baştan beri süreç yanlış yönetildi. İlk düğme yanlış iliklendi ve o yanlışlar devam edip gidiyor.   Peki, nasıl düzelecek?   Onu Erdoğan’a soracaksınız.   Kimilerine göre de bu süreç iki taraf arasında bir Cumhurbaşkanlığı pazarlığı. Pervin Buldan’ın açıklamaları da var. Ne diyorsunuz?   Kendi kişisel kariyeri üzerine inşa ediyor zaten bu süreci. Şu anda yaşananlar da onun bir başka göstergesi. Askere, ‘hiç dokunma’ diyorsun, bayrak indiriliyor, aslan kesiliyor. Neden? Belli bir tabana mesaj vermek için. O kendisini Cumhurbaşkanlığı’na taşıyacak süreci inşa ediyor. İnsanlar ölebilir, kavga edebilir, hatta iç savaş bile çıkabilir. Umurunda değil.