KGK: ''Depremi gündeminizden düşürmeyin''
Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK), Ankara'da 'Deprem Paneli' düzenledi. Depremin farklı boyutlarıyla ele alındığı panelde, ''İllerin risk haritaları çıkartılmalı'', ''Depremi gündeminizden düşürmeyin'' mesajları verildi.
Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK), Ankara'da 'Deprem Paneli' düzenledi. Depremin farklı boyutlarıyla ele alındığı panele TBMM eski Başkanı Bülent Arınç da katıldı
Panelin açılışında konuşan KGK Genel Başkanı Mehmet Ali Dim, “Ben depremin 2. gününden itibaren birer hafta arayla 3 kez o bölgeye gittim. ‘Devlet nerede’, ‘Devlet yoktu’ gibi serzenişler var. Ben onlara pek katılmıyorum. Devlet aslında biziz, hepimiziz. Devlet sadece oradaki vali, emniyet müdürü, AFAT, Kızılay değil. Ben şunu gördüm ki, devlet de halkımız da vardı.'' dedi.
''Ekonomi yüzde 10 olumsuz yönde etkilenecek''
KGK Meclis Üyesi Uzman H. Cesurhan Taş, deprem bölgesindeki incelemelerini aktararak katılımcılara "Depremin bilançosu" hakkında bilgi verdi.
Taş, yaşanan deprem felaketinin can kaybı bakımından dünyada meydana gelen doğal afetler arasında 3. sırada olduğunu belirtti. Taş, 81 vilayetin 55 tanesinin deprem fay hatları üzerinde olduğunu belirtti.
Taş, ''Türkiye’nin gayri milli hasılasının yüzde 10’u deprem bölgesi tarafından karşılanıyor. Buradaki kayıp ekonomik olarak 85-90 milyar dolar arası bir rakam olacak gibi görünüyor. Ortalama ekonomi yüzde 10 olumsuz yönde etkilenecek Bu kaybı azaltmak için çalışmalıyız. Bölgedeki 3 milyon konuttan 1 milyonu hasarlı. 1 milyon konteyner ihtiyacı var. Konut alanları ve imalat alanlarının aynı yerde olmasının sonuçlarını gördük. Üretim ve tedarik zinciri kırıldı. Bölgede ciddi anlamda iş gücü kaybı var. Ciddi anlamda konteyner ihtiyacı var” diye konuştu.
''Millet olarak savaş halindeyiz''
Deprem bölgesinden yeni dönen SODİMER Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan ise "Deprem ve iletişim teknolojisi" konusunda katılımcıları bilgilendirdi ve izlenimlerini aktardı. Eraslan, “İşimiz gereği gözlem ve dinlemede kaldık. Biz 40 gündür bir filim izlemişiz, öyle değilmiş. Tabiatımız gereği arka sokaklara girdik. Medyanın bu depremdeki tutumu ilerde bir master doktora tezi olur. Çünkü bize anlatılanlar izlediklerimiz değil. Planlama ve koordinasyon yok, 20 bin kişinin öldüğü kentin valisi siyaset için istifa ediyor. Üzüntüsünden değil. Yanına sağlık müdürünü de almış. Ben o caddelerde hala ceset gördüm, 40 gün geçmiş. Karot testini ilk kez duyduk. Üfleseniz dağılan bir çok bina var. Buna kim izin verdi, o belediye nerede, bakanlık temsilcileri bunu görmedi mi? Hatay’da 15 vali var. Kentin valisi var mı, yok, istifa etti. Yetkiyi kim kullanacak peki? Yetki kullanımı büyük problem. Şimdi daha çok yardıma ihtiyaçları var. Şehirler bomboş. İnsan yok. Çok ilginç durumdayız. Kime sorsanız biz yardımımızı yaptık diyor. Bu çok tehlikeli bir söylem. Bu dönemde 3 tane sosyal medya aracı öne çıktı. WhatsApp, Twitter ve Youtube. Baktığımızda Twitter ciddi anlamda ön aldı, yardım kampanyaları vesaire. Bu acı bu milleti birleştirmedi.
Hayırseverleri bile kamplaştırdık. 1999 depreminden sonra 24 yılda ders almamışız. Biz öğretim programlarına böyle bir dersi neden koymuyoruz. Bu arada, hep dedik ki, asla yattığımız yerde telefon olmasın. Oysa, depremde yanında telefon olanların çoğunun hayatı kurtuldu” ifadelerini kullandı.
''İllerin risk haritaları çıkartılmalı''
Panelde konuşan Şiddetle Mücadele Vakfı (HEGEM) Başkanı Adem Solak ise şu ifadeleri kullandı: “Bir toplumda sıra dışı bir olay olduğu zaman o toplumun sıra dışı olaya sıra dışı akılla mantıkla, bilgi ve beceriyle bakmasını bilmesi lazım. İkincisi ise sıra dışı değerlendirmeler sıra dışı uygulamalar ve sıra dışı çözümlere geçebilmesi lazım. 1 Kasım 1755’te yani 265 sene önce Lizbon’da büyük bir deprem oluyor. Portekiz’in başındaki yönetici toplumuna şu bildiriyi yayınlıyor: Ölüleri en uygun şekilde kaldırın. Sağ olanları taşıyın ve besleyin. Güvenliği sağlayın.
Marmara eksenli depremlerden sonra Türkiye’de bir şey yapılmış mı? Örneğin, 50 tane doçent ve profesör toplanmış. Deprem sonrası travma alanında dünyadaki kaynakları kullanarak eğitim verilmiş ve uluslararası seviyeye yükseltilmişler. Peki siz hiç duydunuz mu bu hocalardan bir açıklama. Kimisi ölmüş, kimisi emekli olmuş. Bazı STK’lar deprem bölgesine 3 bin, 4 bin psikolog gönderdiklerini söylüyorlar. Deprem travmaları alanında eğitimli Türkiye’de 50 tane hoca var. 3 bin taneyi nerden buldunuz?
Bizi gerçekten 21. YY ülkesi ya da insanı olmak istiyorsak 21. YY bilim disiplinlerini bilmemiz lazım. Bırakalım birbirimizle uğraşmayı, bırakalım siyasetle uğraşmayı. Yok böyle bir dünya. Diğer taraftan risk hazırlığı diye bir şey var. Yeniden bizim bunları değerlendirmemiz lazım. İllerin, bölgelerin risk haritalarını çıkartırken bilim disiplinlerinin bakış seviyesiyle ortaya koymamız gerekiyor.”
''Burada depremin açık bir röntgeni çekildi''
Panele dinleyici olarak katılan TBMM eski Başkanı Bülent Arınç da söz alarak, “Burada sadece kusurlu olan müteahhit mi? Evet ilk planda tutuklananlar onlar, ceza da alacaklar. Ama düşünün ki herkes imar affını ister. Hatta deprem olmasaydı seçim öncesi de bir arkadaşın getirdiği teklifle kanunlaşacaktı. Her parti de bu konuda el kaldırır. Herkes yaptığının kusurlu olduğunu bilir ve bekler. Bir şekilde. Sadece müteahhide kalacak bir şeyden bahsetmiyoruz, bir tarafta belediyesi var diğer taraftan inşaat mühendisinin oluru var. Kontrol edilmiştir her şey çok mükemmeldir diyen insanlar var. Bunlara uzanacak illiyet bağını kurabilecek mi? Biz hakikaten ekranlardan izliyoruz. 2. günden sonra o bölgede yaşan yakınlarıma ulaşmaya çalıştım. Ben bireysel olarak ailesiyle yollara düşen elindeki her şeyi paylaşmaya giden insanların oluğunu biliyorum. Onu bunu kötülemenin bölgeye hiçbir faydası yok. Burada depremin açık bir röntgeni çekildi. Bu depremin her yönüyle ele alındığı çok yararlı panel için ve tartışmaya imkan tanındığı için KGK’ya çok teşekkür ediyorum” dedi.
''Krizi yönetemedik''
Arınç’ın konuşmasının ardından panele kısa bir ara verildi. Panelin ikinci oturumu TV program yapımcısı ve KGK Dış Medya Meclis Başkan Vekili Benan Kepsutlu’nun moderatörlüğünde başladı.
22 yıllık meslek hayatı boyunca onlarca savaş gördüğünü söyleyen Kepsutlu konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Tabi biz sahada gördüğümüz her şeyi ekrana yansıtamıyoruz. Ben 22 yıllık meslek hayatımda hiç bu kadar etkilendiğimi, hatta gözyaşı döktüğümü hatırlamıyorum. İlk defa duygularımı katmadan duramadım. İlk etapta depremin olduğu gün Hatay’a gitme planı yapıyorduk. Hatay’la ilgili bir belgesel için oraya gitmeye planlıyorduk. Fakat öncesinde karar değiştirip Bağdat’a gittik. Ve o günün sabahında deprem olduğunu öğrendik. 1 hafta 10 gün kadar o bölgeden o kadar çok telefon aldık ki. O kadar çok yardım talebi aldık ki arkadaşlarımızdan. İçlerinde Hatay’ın ileri gelen aileleri de vardı. Sıfırı tükettik dediler. Döndüğümüz günün hemen ertesi günü bölgeye gittik. Yıkılmış, yok olmuş bir Hatay’ı çekmek zorunda kaldık. Bir gazeteci olarak ben gerek oradayken gerek döndükten sonra, şunu söyleyememek durumunda kalan arkadaşlarım adına çok üzüldüm. Sanki her şey güllük gülistanlıkmış gibi, sanki yapılması gereken her şey yapılmış gibi, bunu söylemekten asla çekinmiyorum. Karşılaştığımız bazı depremzedeler hayatınızın kıymetini bilin dediler. İnsanların nasıl inleye inleye enkaz altında öldüklerini anlattılar. Yani bu krizi çok başarılı yönetemedik.”
''Türkiye'de sık imar affı çıkıyor''
Bağımız Arabulucu Avukatlar Derneği (BADER) Başkanı Avukat Dursun Yassıkaya "Depremin hukuksal sonuçları ve çözümler" hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Yassıkaya, “Biz bilimi terk etmişiz. Yetkiye herkes talip ama kimse sorumluluğa talip değil. Biz bugün sonucu konuşuyoruz. Yaşanmışlıkları paylaşıyoruz. Bizim her şeyden önce ölene saygı göstermemiz gerekiyor. Eğer yanlışlıkları kamuoyuyla paylaşamıyorsak yanlışlıkların suç ortağıyız. Kimse kusura bakmasın. Manzaraya bakıyoruz herkes müteahhidi konuşuyor. Sosyal medyada paylaşılan karot kesitlerinin alındığı paylaşımları gördüm. Burayı imara açan kim, bu imar planını onaylayan kim. Buranın mimarı ve statik projesini çizen kim? Bunu onaylayan kim? Buranın yapı denetimini yapan firma kim, kullanılan malzemeyi üreten fabrika kim, satan kim, imar affı veren kim? Herkes vitrine oynuyor. Boşalmış şehirlere geri götürebilecek misiniz insanları? Ben bu ülkenin vatandaşıyım ve hukukçuyum. Gördüğümü söylemekle yükümlüyüm. Biz bu enkazın altında kaldık. Bu ülke bu kadar mı talihsiz olur? Bizim kendi mühendislerimiz keşfetmiş bunu Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu. Peki bir o kadar zamandan beri ne yaptık? Türkiye’de neden çok fazla vergi affı ve imar affı çıkar.”
''Depremi gündeminizden düşürmeyin''
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici ise "Depremde kaybettiğimiz gazeteciler ve medya kuruluşları" konu başlıklarında katılımcıları bilgilendirdi.
Bildirici, “Konuşmanın zor olduğu günlerden geçiyoruz. Birisine iyiyim derken kendimi çok daha kötü hissediyorum. Biz gazeteciler sanatçılar gibiyiz toplumun gözü önündeyiz. Ama biz görünmeziz. Bizim başımıza gelenler haber olmuyor. Görünmüyor. Deprem felaketi olduğunda da yerel gazeteci arkadaşları düşündüm ama gazeteciler yok. Depremde 32 medya mensubunu kaybettik. İstedim ki bu gazeteci arkadaşların bir listesi olsun. KGK ile birlikte bir liste oluşturduk. Yerel medyada işler her zaman zordu ama şimdi daha da zor onlar için. Son zamanlarda çözüm gazeteciliği, dünyada da çok daha fazla konuşulmaya başladı. Bunu yaptığımız zaman bir buradan çıkabiliriz. 1999’da biz gazeteciler ne yaptık? Yetkililer o kadar önlemli kararlar aldı, ne yaptıklarını sorguladık mı, takip ettik mi? Şimdi gene aynısı olacak aradan 3-5 gün daha geçecek ve depremi unutacağız. Sizden ricam haberlerinizde deprem bölgelerine hep yer vermeye çalışın. Bunu yapmadığımız sürece unutulacak” diye konuştu. Daha sonra depreme Malatya’da yakalanan KGK Yönetim Kurulu Üyesi Malatyalı yerel gazeteci Mehmet Duran Özkan, yaşadıklarını aktardı ve deprem bölgesinde gazeteci olmanın zorluklarına değindi. Panel sonunda KGK Genel Başkanı Dim, katılımcılara teşekkür belgelerini verdi.
Katılım yüksekti
Çok sayıda gazeteci ve vatandaşın izlediği panele, KGK Genel Başkan yardımcıları Bülent Aydemir ve Kahraman Halisçelik ile KGK Genel Sekreteri Lütfü Karakaş, yönetim kurulu üyeleri Yusuf Ziya Çakır, Sertaç Virancık, Ercan Arslan ve Mehmet Duran Özkan da katıldılar. KGK Danışma Kurulu Başkanı Dr. İmbat Muğlu ile KGK il temsilcileri Hacı Odabaş (Çorum), Kemal Özdilek (Tokat), Ahmet Külekçi (Trabzon) ve Aydın Tatar (Artvin) da hazır bulundular.