Kalp yetersizliğinin görülme oranı arttı
Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) Gelecek Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, kalp yetersizliğinin görülme oranının dünyada olduğu gibi Türkiye'de de giderek arttığını belirtti.
TKD tarafından Kalp Yetersizliği Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan Erol, amaçlarının kalp yetersizliği semptomlarının erken fark edilmesinin önemiyle doğru teşhis konusunda toplumu ve politika belirleyicileri bilinçlendirmek olduğunu söyledi.
Erol, TKD'nin tüzüğünde belirtilen amaçlara uygun olarak halka yönelik eğitim faaliyetleri de yürüttüğünü dile getirerek, "kalbinidinlesen.com" sitesinde kalp-damar sağlığına ilişkin her türlü doğru bilginin bulunabileceğini anlattı.
Kalbin vücudun en ağır işçisi olduğunu, sağlıklı şekilde atması için ona iyi bakılması gerektiğini aktaran Erol, şöyle devam etti:
"Kalp yetersizliğinde ayaklarda şişme, yemekten sonra şişlik, nefes darlığı, halsizlik, iştahsızlık gibi belirtiler görülüyor. Bu hastalık nedeniyle hastaneye yatış ve ölüm oranları çok yüksek. Kalp yetersizliği son derece ölümcül bir sorun. Ölümcül olmasının ötesinde insanın yaşam kalitesini de bozan bir hastalık. Dolayısıyla bunu oluşturacak faktörlerin ortadan kaldırılması gerekiyor. Birçok faktöre bağlı olarak kalp yetersizliği oluşabiliyor. Başta kroner kalp hastalıkları olmak üzere hipertansiyon, kapak hastalıkları, alkol tüketimi, toksik maddeler ve bazı enfeksiyonlar da kalp yetersizliği oluşmasına neden oluyor. Kalp yetersizliğinin görülme oranı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek artmaktadır. Ülkemizde 1,5 milyon civarında kalp yetersizliği hastamız mevcut. Ayrıca, ilerde hastalığın görülme ihtimali yüksek olan 3-3,5 milyon kişi de risk altında bulunuyor. Yıllık olarak ise 1000 kişiden 1-5'i kalp yetersizliği hastası oluyor. Her yıl kalp yetersizliği havuzuna birçok yeni hasta katılıyor."
"KALP YETERSİZLİĞİ BAZI DİĞER HASTALIKLARIN ÖNÜNE GEÇMEYE BAŞLADI"
TKD Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Yüksel Çavuşoğlu, kalp yetersizliğinin artık hipertansiyon, kalp krizi, şeker gibi hastalıkların önüne geçmeye başladığını belirterek, hastalığın, yaşam beklentisinin yüksek olduğu ülkelerde başlı başına bir toplum sağlığı problemi haline geldiğini söyledi.
Kalp yetersizliğinin çok fazla bilinen bir konu olmadığını, bu nedenle toplumdaki bireylerin hastalığa ilişkin farkındalıklarının oluşturulması için önemli kampanyalar düzenlendiğini vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Genel olarak tüm kalp-damar sistemi hastalıklarının en son geleceği durak kalp yetersizliği durağıdır. Kalp yetersizliğine geldikten sonra artık hayat çok değişiyor. Bu noktadaki hasta popülasyonunu artırmamak ve bu noktaya gelmeyi azaltmak için hastalığı erken tanıyıp, erken tedavi edebilmek için gerekli önlemleri zamanında almamız gerekiyor. Kalp yetersizliği, önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde toplumun en önemli sağlık problemlerinden biri haline gelecek. Hastalığın toplum sağlığını tehdit eden boyutlara ulaşacağı tahmin edilmektedir."
"HASTALIK ÇOCUK VE GENÇLERDE DE GÖRÜLEBİLİR"
Prof. Dr. Çavuşoğlu, hastalığın çocuk ve gençlerde de görülebildiğini anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Özelikle yaşla birlikte hastalığın görülme oranlarının arttığını unutmamak gerekir. Bizim toplumumuzun diğer toplumlardan en önemli farklarından biri, diğer toplumlara baktığımız zaman kalp yetersizliği görülme yaşı ortama 70 yaş civarındayken, bizde kalp yetersizliği görülme yaşı neredeyse 10 sene daha erken. Bizim toplumumuzda sigara içme oranları, kalp-damar hastalıklarına yakalanma, obezite görülme oranları yüksek. Tüm bu nedenlerden dolayı kalp-damar hastalıklarına ve kalp yetersizliğine yakalanma yaşımız da biraz daha erkene denk gelmiş oluyor."
Çavuşoğlu, nefes darlığı, ayak bileği ve bacaklarda şişlik, çabuk yorulma, çarpıntı, gece uykudan öksürükle uyanma, gece sık idrara çıkma, iştahsızlık ve bulantı, karında şişlik ve rahatsızlık, hızı kilo alımı ve baş dönmesinin hastalıktan erken şüphelenmek için dikkate alınması gereken en önemli belirtiler olduğunu ifade etti.
TKD Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Üyesi Doç. Dr. Hakan Altay da doktor, hasta ve hasta yakını ilişkisinin tedavinin başarısında çok büyük bir rol oynadığına dikkat çekti.
Altay, "Kalp yetersizliği tedavisinde amaç mortaliteyi, hastaneye yatışı azaltmak ve fonksiyonel kapasiteyi artırmaktır. Bu hastalıkta takip çok önemli. Doğru merkezde doğru doktor ile tedavi edilebilir hatta önlenebilir bir hastalık, ancak çok zorlu bir yol. Bu zorlu yolda doktor, hasta ve hasta yakını ilişkisi tedavinin başarısı için kritik." dedi.
Toplantıya katılan kalp yetersizliği hastaları 78 yaşındaki Avni Hak Yazır ile 64 yaşındaki Kadir Tural da teşhis ve tedaviden önceki dönemde yaşadıklarına ilişkin bilgi verdi.