"İzinsiz su çekme" davasında karar çıktı
Davada yargılanan eski Tüpraş Genel Müdürü Erkut ve eski İzmit Rafineri Müdürü İlter beraat etti.
Sapanca'dan "izinsiz su çekme" davasında karar açıklandı
Sapanca Gölü'nden izinsiz su çektikleri iddiasıyla haklarında dava açılan eski Tüpraş Genel Müdürü Yavuz Erkut ve eski İzmit Rafineri Müdürü Mustafa Mesut İlter beraat etti.
Körfez 1. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, şikayetçi Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürü Rüstem Keleş ile tarafların avukatları katıldı.
Duruşmada söz alan sanık avukatları, "katılan tarafın idare ve çevre hukuku yönününde konuyu ele aldığını belirterek, ceza hukuku bakımından konunun irdelenmesi" gerektiğini kaydetti.
Bu hususta suç unsurlarının somut olarak oluşmadığını ifade eden sanık avukatları, şu şekilde savunma yaptı:
"Tüpraş özelleştirilmesine rağmen kamu hizmeti görmektedir. Bu hususta özelleştirme idaresince tanzim edilmiş dosyada bulunan belge ve özelleştirme kanunu açıktır. Gölden paydaş saikiyle su çekildiği bu belgeye göre bellidir. Yine 1956'da yapılan Milletler Arası Antlaşma'da Sapanca Gölü'nde su çekimine ilişkin açıkça hüküm bulunmaktadır. Katılan tarafın bahsettiği gibi Tüpraş'ın ulaşım yönünden söz konusu bölgeye kurulması tercihinin yanında tatlı su yakınlığı da tercih edilmiştir. Atılı suçun yasal unsurları oluşmadığı kanaatindeyiz. İSU'ya Tüpraş tarafından ödenen bedel, sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde Sapanca Gölü'nün ıslahına yönelik bir bedeldir. Sayaçlar mevcuttur. İlgili kurumlar bu sayaçlar üzerinde denetim yapma yetkisine haizdir. Bu bakımdan kontrolsüz su kullanımı söz konusu değildir. Katılan tarafın belirttiği üzere bir abonelik de söz konusu değildir. Bu nedenlerle konunun ceza hukuku açısından ele alınarak müvekkillerin beraatına karar verilmesini talep ediyoruz."
"TESİS ÜZERİNDE SAYAÇ YOKTUR, SADECE DEBİMETRE TAKILMIŞTIR"
SASKİ Genel Müdürü Keleş de Sapanca Gölü'nün kullanımına ilişkin planlama yetkisinin yasal olarak genel müdürlüklerinde bulunduğunu belirterek, Tüpraş'ın gölden kontrolsüz şekilde su çektiğini savundu.
Kontrolsüz su çekilmesi tüketim değerleri açısından gölün ekolojik, insancıl dengesine ve kullanım amacına zarar verdiğini anlatan Keleş, gölden su alınmasının prosedüre tabi tutulduğunu söyledi.
Keleş, gölden hiçbir prosedüre tabi olmadan su kullanımının yasal olmadığını belirterek, şöyle konuştu:
"Zaten herhangi bir baraj ya da su kaynağından bu şekilde bir prosedür ve kontrole tabi olmadan su çekilmesi mümkün değildir. Tüpraş Genel Müdürlüğünün ilgili idareyle (İSU Genel Müdürlüğü) yapmış olduğu sözleşme neticesinde ödemiş olduğu bedeli kabul etmiyoruz. Bu bedel su kullanımına ilişkin değildir. İSU Genel Müdürlüğünün abonelik tesisi de yoktur. Tesis üzerinde sayaç yoktur. Sadece debimetre takılmıştır. Bu da dava açıldıktan sonra takılmıştır. Özelleştirme kararından sonra herhangi bir ölçüm yapılmamıştır. Tüpraş kamu hizmeti yapmamaktadır. Ürettiği hizmetin bedelini nasıl tahsil ediyorsa kullandığı suyun da bedelini ödemesi gerekmektedir. Bu gerekçelerle sanıkların atılı suçtan cezalandırılması ve Tüpraş işletmesinin Sapanca Gölü'nden su çekiminin durdurulmasını talep ediyoruz."
SASKİ avukatları da ortak savunmalarında, olay yerinde keşif yapılması gerektiğini aktararak, "İşletmenin tatlı su kaynağına yakın olması sebebiyle değil kara, deniz ve demiryolu bakımından uygun nokta olduğu için İzmit Körfezi'nde kurulduğu da gözetilmelidir. Göl, bölgenin insancıl kullanımına yönelik önemli bir su kaynağıdır. Göldeki su seviyesi belirli bir su kotunun altına düştüğü taktirde gölün ekolojik dengesi bozulacak ve kullanılamaz hale gelecektir. Bunlar değerlendirilerek sübut bulan suç yönünden sanıkların cezalandırılmasını talep ediyoruz." ifadelerine yer verdi.
Konuyla ilgili kararını açıklayan mahkeme, atılı suçun "tipe uygunluk, kusurlu hareket ve hukuka aykırılık yönünden yasal unsurlar oluşmadığı" kanaatiyle sanıkların beraatına karar verdi.