İtirafçı savcı tahliye oldu
FETÖ'nün yargı yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan sanık eski savcı Turhan Turunç'un yargılanmasına başlandı. Mahkeme heyeti, Turunç'un tahliye edilmesine karar verdi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) yargı yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, dönemin HSYK Başkanının çağrıları üzerine etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan tutuklu şüpheli eski savcı Turhan Turunç'un yargılanmasına başlandı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık Turunç ve avukatı katıldı.
Duruşmada savunma yapan sanık Turunç, örgütle 1994 yılında staj döneminde tanıştığını, ancak kurgu soruşturmalar açmadığını, örgüt okullarında okumadığını, çocuklarına isim koyulmasına izin vermediğini, ışık evlerinde yetişmediğini belirtti.
Hiçbir mahrem toplantıya katılmadığını ifade eden Turunç, 1991 yılında yapılan hakimlik sınavlarına kendisinin çalıştığını, FETÖ soruşturmalarında görev almadığını, hiçbir yargı derneğine üye olmadığını, örgütün yaz kampı toplantılarına bir kez katıldığını söyledi.
"GİZLİ HABERLEŞME AĞI OLDUĞUNU BİLMİYORDUM"
HSYK 2014 seçimlerinden önce örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullanmaya başladığını belirten Turunç, "Dua mahiyetinde yazılar geliyordu. Gizli haberleşme ağı olduğunu bilmiyordum. Yapıyla tanıştığımda Kuran okumayı bilmezdim. Son dönemde öğrendim. Örgütün istişare toplantılarına katıldım. Bu toplantılarda dini konular, gündeme ilişkin konular konuşulur. Fetullah Gülen'in CD'leri izletilirdi" dedi.
Turunç, seçimler için aynı adliyede görev yapan 5-6 meslektaş için oy istediğini ve hakim, savcıların kimlere oy vereceğini bilgisini örgüte verdiğini anlattı.
15 Temmuz darbe girişimin ardından örgütün gerçek yüzünü gördüğünü ifade eden Turunç, şöyle devam etti:
"Sosyal medya hesaplarımdan 15 Temmuz'u kınayan mesajlar attım. Eşim ve kızımı üzmemek için meydanlara inmedim. Sırf dini duygularla bağlı olduğum bir yapıydı, PKK gibi açık hedefleri yoktu. Suç işleme amaçları, devleti ele geçirme amacı olduğunu bilmiyordum. Suç işlemek amacıyla bu yapıyla yan yana gelmedim. Bu yapının silahlı terör örgütü olduğunu bilerek içerisinde bulunmadım. 17-25 Aralık'ın yolsuzluk dosyası olduğunu sanmıştım. 15 Temmuz'da bunun bir darbeye giden adımlardan olduğunu anladım. Yapının darbeye karıştığını öğrenince hayal kırıklığına uğradım. Mahkeme salonunda şüpheli olarak bulunmaktan acı ve üzüntü duymaktayım. Dini duygularım istismar edilerek aldatıldığımı düşünüyorum. Keşke bu yapıya hiç yaklaşmasaydım."
Darbe girişimi esnasında oğlunun Yalova'da Hava Harp Okulu'nun yaz kampında olduğunu kaydeden Turunç, "O gece kamptan çıkarılmamış. 100-150 kişiyle beraber orada kalmış. Böylece hiçbir şekilde darbeye karışmamış. Sorgusunun ardından serbest kaldı" ifadelerini kullandı.
BYLOCK İLE BİN 315 KEZ BAĞLANMIŞ
Mahkeme Başkanı Cem Karaca'nın "ByLock ile bin 315 kez bağlantı sağladığına dair tespit var. Ancak bu bağlantılar 13 Kasım 2014'te gerçekleşiyor. Sen savunmanda 2014 Ekim'de gerçekleşen HSYK seçimleri için ByLock'u kullandığını söylüyorsun. Bu çelişkiyi nasıl açıklayacaksın?" şeklindeki sorusu üzerine sanık Turunç , bu çelişkiyi kendisinin de düşündüğünü söyledi.
ByLock programının HSYK seçimleri öncesinde savcı Esat Faruk Benli tarafından telefonuna yüklendiğini söyleyen Turunç, kendisine 1-2 kez buluşmak için bu program üzerinden mesaj attığını kaydetti.
Tutuklu sanık Turunç ve avukatı tahliyeye ilişkin talepte bulundu.
Talepleri değerlendiren mahkeme heyeti, Turunç'un tahliye edilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
İddianamede, örgütün toplumun dini duygularını kullanarak ''himmet'' adı altında topladığı finans kaynaklarını istişare kurulu, ülke, bölge, il, ilçe, semt, ev imamları gibi hiyerarşik bir yapı içeren insan gücünü, örgütsel menfaat ve ideolojisi çerçevesinde kullanarak, devletin kurumlarına sızmak ve bunun için yabancı ülkelerden bir takım kişi ve kuruluşların desteğini alarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm anayasal kurumlarını ele geçirmek olduğu belirtilerek, FETÖ'nün aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili siyasi/ekonomik güç haline gelmek ve siyasi/sosyal konularda kendi düşünce ekseni etrafında bir kamuoyu oluşturmak, tüm toplumu hedef alıp kendi anlayışınca terbiye etmek, karar alıcı ve politikacıları etkilemek, ulusal ve uluslararası politikalara yön vermek amacıyla hareket ettiği kaydediliyor.
Sanık savcı Turunç'un, 1988 yılından bu yana terör örgütünün hiyerarşik yapılanması içerisinde bilerek ve benimseyerek yer aldığı, görev yaptığı her yerdeki silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'nin yargı yapılanması içerisindeki hakim ve savcılarla düzenli olarak bir araya gelerek silahlı örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in vaazlarını dinledikleri anlatılan iddianamede, sanığın terör örgütü üyesi olmayan meslektaşlarının özel yaşamı ve kişisel bilgilerinin toplantıya katılan grup sorumlusuna aktarılarak adeta fişleme yapıldığı, himmet, bağış, sadaka ve benzeri isim altında örgüte kaynak temin edildiği toplantılara katıldığı ve bu toplantılarda alınan kararları uyguladığı belirtiliyor.
İddianamede, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyelerinin 2014 HSYK seçimleri öncesi oluşturduğu gizli haberleşme ağıyla kendi mensubu olan hakim ve cumhuriyet savcılarını tespit ederek, Haimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliğine aday olan sözde bağımsız adayların alacağı muhtemel oyları hesaplamak ve seçimlerde üyelerinin kendi talimatları doğrultusunda oy kullanmasını ve örgüt içi iletişimi sağlamak amacıyla kullandıkları ByLock uygulamasını kullandığının tespit edildiği vurgulanıyor.