İstanbul'un ilk otobüsleri
13 ayrı hatta birden servis veren tramvaylar, dönemin İstanbul’unun kentiçi ulaşımına hatırı sayılır bir katkıda bulunsa da, şehrin inişli çıkışlı coğrafi yapısı gereği birçok semte hizmet götürmek yine de imkânsızdı. Raylı sistem araçlarının yüzde altıdan fazla eğimi tırmanmakta güçlük çekmesi dolayısıyla, İstanbul’un merkezi çekim alanlarından bazı semtlere ve banliyölere tramvay arabaları çalıştırılamıyor; bu da kentiçi ulaşım yelpazesini sekteye uğratıyordu. Kimi zaman birbirlerine oldukça kısa mesafelerde bulunan çeşitli merkezler arasında seyahat edebilmek için, gereksiz yere uzun ve aktarmalı bir yolun kat edilmesi gerekiyordu.
Söz konusu açık, 1920’lerin ilk yarısında oldukça kısıtlı sayıdaki hususi otomobillerle ve günümüz minibüslerine eşdeğer kapasitedeki birkaç hususi otobüsle kısmen kapatılmasına rağmen, şehir halen dişe dokunur kapsamlı bir ulaşım ağına sahip değildi.