İsrail'den Filistin'e yaptırım

İsrail hükümetinin Filistin'e karşı yaptırım kararları kapsamında insani yardım kuruluşları da hedef alındı.

İsrail, Birleşmiş Milletlerde (BM) Tel Aviv'in işgal ve ihlallerine karşı girişim başlatan Filistin'e yönelik 5 maddelik yaptırım kararı aldığını duyurdu.

İsrail hükümetinden yapılan yazılı açıklamada, Ulusal Güvenlikten Sorumlu Bakanlar Komitesi "Güvenlik Kabinesi"nin Filistin'e ilişkin yaptırım kararı hakkında bilgi verildi.

Açıklamada, Güvenlik Kabinesi'nin dün "Filistin yönetiminin İsrail devletine karşı siyasi ve hukuki savaş açma kararına verilecek cevap için toplandığı" ifade edildi.

Hükümetin "bu savaş karşısında eli boş durmayacağı ve gereken tepkiyi vereceği" savunulan açıklamada, Filistin yönetimine karşı atılacak bir dizi adımın onaylandığı aktarıldı.

Beş maddeden oluşan bu adımlar, şu şekilde sıralandı:

1. "Filistinli terör saldırılarında öldürülen (İsrailli) kurbanların ailelerine tazminat ödenmesini içeren Litvak kararını uygulayarak, Filistin yönetimi fonlarından terör kurbanlarına yaklaşık 139 milyon şekel (yaklaşık 40 milyon dolar) aktarılması"

2. "Savunma kuruluşunun raporuna göre, Filistin yönetimi tarafından 2022'de teröristlere ve ailelerine yapılan ödemelerin derhal tazmin edilmesi"

3. "Filistin yönetimi tarafından uluslararası anlaşmalara aykırı olarak Batı Şeria'nın C Bölgesi'ndeki yasa dışı inşaat planlarının durdurulması"

4. "İsrail'e karşı siyasi ve hukuki savaşa liderlik eden üst düzey Filistinlilere yönelik imtiyazların kaldırılması"

5. "İnsani yardım kisvesi altında İsrail'e karşı siyasi ve hukuki işlemler dahil olmak üzere, Yahuda ve Samarra'da (Batı Şeria) terörist faaliyetleri veya herhangi düşmanca bir eylemi teşvik eden kuruluşlara karşı işlem yapılması"

BM Genel Kurulu, geçen hafta, Uluslararası Adalet Divanı'ndan (ICJ) İsrail'in Filistin topraklarını işgalinin hukuki sonuçları hakkında "istişari görüş vermesini" isteyen kararı kabul etmişti.

BM Genel Kurulunun söz konusu kararı, Filistin yönetiminin, Filistin halkının geleceğini belirleme hakkı, işgal, yerleşim ve ilhak gibi ihlallere maruz kalmasına ilişkin ICJ'den görüş talep edilmesine ilişkin girişimde bulunmasının ardından gelmişti.