IMF: Gelişmekte Olan Ülkelerin Dostu mu Düşmanı mı?

İzzat Dajani iletisim@ajanshaber.com.tr

IMF ve Dünya Bankası, 2. Dünya Savaşı sonrası, Temmuz 1944'te küçük bir ABD eyaleti olan New Hampshire'deki Bretton Woods'da düzenlenen konferansta, savaş sonrası uluslararası para sisteminin kilit kurumları olmak üzere kuruldular. 

Buna göre; IMF, döviz kurlarını izleyecek ve ödemeler dengesi açığı olan ülkelere ödünç rezerv para verecekti. Ayrıca makroekonomik ve finansal istikrarı teşvik etmesi ve ülkelerin ekonomik zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olacak politika tavsiyeleri sağlaması gerekiyordu. Öte yandan Dünya Bankası, savaş sonrası yeniden yapılanma ve az gelişmiş ülkelerin ekonomilerinin inşası için de mali yardım sağlayacaktı.

Ancak; Dünya Bankası başkanının ABD başkanı tarafından atanan bir ABD vatandaşı olması ve IMF genel müdürünün de Avrupa Komisyonu tarafından atanan bir Avrupa Birliği vatandaşı olması, ön yargıya açık bir durumdu. 

Gelişmekte olan ülkeler yıllar boyunca, IMF'nin yeniden yapılandırma programlarından ve kurtarma paketlerinden fayda elde etmesine rağmen IMF, aynı zamanda ağır ve düzenli olarak eleştiriliyordu.  Bu eleştirilerden bazıları;

- Gelişmiş ülkeler tarafından yoğun kontrol

- Bağımsız ülkeleri hem siyasi hem de ekonomik olarak etkilemek,

- Ağırlıklı olarak ABD ve AB'nin hakim olduğu şeffaf olmayan ve taraflı karar alma süreçleri

- IMF borç verme kurallarının gelişmekte olan ülkelere karşı ağırlıklı olduğu kredilerin elverişsiz koşulları

- Üye ülkelere hesap verebilirliğin olmaması

Mart 2023 sonu itibarıyla IMF'ye olan toplam küresel ödenmemiş borç 155 milyar ABD doları tutarında. Toplam 93 ülke IMF'ye borçlu olmasına rağmen, borcun %70'inden fazlası ilk 10 ülkeye ait. 

Arjantin 46 milyar dolarla en büyük borçlu durumunda. Onu 18 milyar dolarla Mısır, 12,2 milyar dolarla Ukrayna, 8,2 milyar dolarla Ekvador ve 7,4 milyar dolarla Pakistan takip ediyor.

Ve şu soru hep sorulmaya devam ediyor; IMF: Gelişmekte Olan Ülkelerin Dostu mu Düşmanı mı?

Tüm yazılarını göster