İlber Ortaylı'dan Kanal İstanbul'a destek

Geçtiğimiz günlerde devasa geminin tarihi yalıya çarpıp enkaza çevirmesinin ardından, Boğaz'ın güvenliği yeniden gündeme geldi. Tartışmalara ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı da katıldı.

"BÜYÜK BİR DEĞERDİ"

Kazaya ilişkin değerlendirmede bulunan tarihçi yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı’nın İstanbul’un en önemli yalılarından olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

"Kazayla İstanbul Boğazı büyük bir değerini kaybetti. İkinci kanalın lazım olduğu görülüyor. En azından bu tür kazaların yaşanmaması için ikinci bir kanal gerekli. Halkın anlayabileceği bir dil kullanılarak doğru bir iletişimle bu projeler açıklanmalı. Türkiye ve dünya jeolojisini çok iyi bilen Prof. Dr. Celal Şengör de bu projeye taraftar. Artık iş yalıdan çıktı. Boğaz’da her gün işine, okuluna giden vatandaşlar, çocuklar var. İki yakada 20 milyona yakın insan yaşıyor ve kıtalar arası gidip geliyor. İstanbullular denizi kullanmak zorunda ve kullanıyorlar. Beykoz, Yeniköy gibi bir sürü hat çıktı, dolayısıyla küçük gemiler de tehlikede. Başıboş, dikkatsiz ve personeli üzerine hiç iyi şeyler düşünemeyeceğimiz gemiler söz konusu. Sintine bırakıyorlar ve çöp döküyorlar. Boğaz’ın ekolojisini değiştiriyorlar. Harekete geçmek için yeni facialar beklemenin manası yok."

"MONTRÖ BÜYÜK SORUN"

Transit gemi geçişlerinde Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nden kaynaklanan sorunlar olduğunu belirten Prof. Dr. Ortaylı, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni değiştirmenin kolay olmadığını vurguladı: "Akdeniz’de birçok ucuz şirketin elinde sayısız gemi var. Bunlar takip edilemiyor. Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne göre Boğaz’dan geçen gemilerin kılavuz alma mecburiyeti bile yok. Oysa bunlar çok kontrole muhtaç geçişler. Mesela bu gemide anlaşılan hiçbir şekilde teknik donanım, teknisyen donanımı falan yok. İstanbul’un yakın gelecekte bunlarla baş etmesi mümkün değil."

"YILDA 20 MİLYON TON PETROL ÜRÜNÜ VE KİMYASAL GEÇİYOR"

Boğaziçi Enerji Kulübü Başkanı Mehmet Öğütçü, yaşanan gemi kazasının ardından boğazlardaki enerji trafiğini değerlendirdi. Öğütçü, boğazlardan serbest geçişi düzenleyen 1936 tarihli Montrö Sözleşmesi’nin İkinci Dünya Savaşı öncesindeki dönemin koşullarını yansıttığını vurgulayarak, "Aradan geçen sürede deniz trafiği inanılmaz ölçüde arttı. 1930’larda yıllık 4 bin 500 gemi olan geçiş sayısı, geçen yıl 87 bin gemiye yükseldi. Gemilerin büyüklüğü artarken kullanım amaçları da değişti. Şu anda boğazlardan günde 3 milyon varil petrol, yılda 20 milyon ton petrol ürünü ve çeşitli kimyasallar geçiyor. Türk boğazları artık Hürmüz, Malakka, Süveyş ve Danimarka boğaz ve kanalları ile aynı kategoride anılıyor. Türkiye’nin Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerle danışarak kazan-kazan anlayışı temelinde uzlaşmacı çözümler üretmesi, boğazlarının ve vatandaşlarının güvenliğini sağlaması gerekiyor” dedi. Ocak ayında güzergâhı açıklanan Kanal İstanbul projesine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Öğütçü, Kanal İstanbul’un boğazlardaki yoğunluğa karşı kısmi bir rahatlama sağlayabileceğini belirterek, “Boğazlardan herhangi bir ücret ödemeden geçen gemilerin de kendilerine ilave külfet yaratacak Kanal İstanbul’u kullanmak istemeyecekleri varsayılabilir" diye konuştu.