İBB'nin ölü hayvanları gömülmeden bekletmesine tepkiler sürüyor
İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait Tepeören Sahipsiz Hayvan Geçici Bakımevi ve Bahçeli Yaşam Alanı yakınlarında bir alanda, hayatını kaybeden hayvanların açılan bir çukura atılarak üstü açık bir şekilde gömülmeden bekletilmesine tepkiler sürüyor.
Pendik'teki Tepeören Sahipsiz Hayvan Geçici Bakımevi ve Bahçeli Yaşam Alanı yakınlarında bir alanda, hayatını kaybeden hayvanların açılan bir çukura atılarak üstü açık bir şekilde gömülmeden bekletilmesine ilişkin görüntüler dün sosyal medyada yer alınca kamuoyunun tepkisine neden oldu.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da Twitter hesabından "Tepeören Hayvan Bakımevi'nde hayatını kaybeden hayvan dostlarımızın defin edildiği alandaki görüntüleri asla kabul edemeyiz. Şehrimizi paylaştığımız canlı dostlarımıza yapılan bu uygulamayı yapan kişiler hakkında soruşturma açılmıştır. Gelişmeleri paylaşacağız." paylaşımını yaptı.
Sokak Canlıları Çevre ve Doğayı Koruma Sosyal Yardımlaşma Derneği (SOÇED) Başkanı Jale İyem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, olayın çok vahim bir durum olduğunu ifade ederek, İBB'ye bağlı Tepeören'deki barınakta pek çok usulsüzlüklerin olduğunu sivil toplum kuruluşları (STK) ve gönüllüler olarak her zaman dile getirdiklerini kaydetti.
Usulsüzlüklerle ilgili tepkilerini hayvan dostu arkadaşlarıyla sosyal medyada dile getirdiklerini, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na ulaşmak için türlü yolları denediklerini fakat başarılı olmadıklarını anlatan İyem, "Yine de maille de olsa bir şekilde Ekrem Bey'e ulaşarak olayın vahametini ilettik. Ekrem Bey de koşulların düzeltileceğine dair söz vermişti ancak son yaşanan olayda da maalesef gördük ki canlar katlediliyor ve hiçbir şekilde gönüllüler içeri sokulmuyor, en büyük sıkıntımız içeriye dahi girememek." dedi.
İyem, söz konusu barınak hayvanseverlere ve gönüllülere kapalı olduğu için müdahale edemediklerini dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Birkaç gün önce ortaya çıkan görüntüler de bu durumun ispatıdır. Ben bu olayın altından daha farklı ve daha başka olayların da olabileceğini ve çıkabileceğini düşünüyorum. Tepeören çok sıkıntılı. Bir canımız (tedavi amacıyla götürülen hayvanlar) oraya götürüldüğü zaman nedense hepimiz büyük bir acı çekiyoruz. Bir can tedaviye alınsa bile Tepeören'e götürüldüğü zaman 'Aman Allah'ım Tepeören'e mi gidecek?' diye korkuyoruz ve var gücümüzle savaşıp o canımızı oradan kurtarmaya çalışıyoruz. Bu ilk değil, inşallah son olur. Konunun araştırılacağı söylendi. İhmali olan görevlilerin görevden alınmasını istiyoruz. Tepeören barınağındaki bu olayların bir an önce durmasını istiyoruz. Haber çıktıktan sonra toplu mezarın üstünün kapatılması da kamuoyu vicdanını rahatlatmak için yapılmış bir harekettir. Bunun, hayvanseverlerin gözünü boyamak için yapıldığını düşünüyorum. O canların hangi şartlarda o hale geldiğini, toplu mezarda çürümeye bırakılmasını tahmin etmek biz hayvanseverleri ziyadesiyle huzursuz etti, üzdü ve yaraladı. Mezarın kapatılması çok da bir şey ifade etmiyor. Bu olayın ilk olmadığını, araştırıldığı zaman çok farklı şeylerin ortaya çıkacağını düşünüyorum."
- "Ne şekilde öldü o canlar?"
STK'lar ve derneklerin sorunlarını dile getirmek için İBB Başkanı İmamoğlu'na ulaşmalarının zor olduğunu, daha önce defalarca ulaşmak istemelerine rağmen iletişime geçemediklerini anlatan İyem, şu görüşleri dile getirdi:
"İBB Başkanı İmamoğlu'nun, hayvanları koruyan hiçbir STK'ya da randevu vermediğini biliyorum, biz şu ana kadar hiçbir görüşme yapamadık. Her şeyden önce Ekrem Bey'in belediye başkanı olurken hayvanseverlere verdiği söyler, vaatler var ancak bu vaatlerin hiçbiri maalesef yerine getirilmedi. Tepeören gibi Kısırkaya'daki hayvan barınağında da pek çok can içeri girdiği zaman kayboluyor. Nereye gittiğini ve ne olduğunu bu toplu mezarda görmüş olduk. Ne şekilde nasıl öldü o canlar? Bu büyük bir muamma ve soru işaretidir. Çok üzülerek söylüyorum, çok umutluyduk ama Ekrem İmamoğlu Bey maalesef biz hayvanseverlere, gönüllülere, gece-gündüz can kurtarmaya çalışan bizlere verdiği sözlerin hiçbirini tutmadı. İstanbul gibi Türkiye'nin kalbi olan bir şehrin belediyesinin böyle katliamlara çanak tutması hiç kabul edilebilir bir durum değil, bu İstanbul'a yakışmadı."
- "Şikayette bulunduk"
Marmara Hayvan Hakları Federasyonu Başkanı Nihal Kasa, Tepeören'deki vahşet tablosunun İBB'nin yıllardır yaptığı veterinerlik uygulamalarından kaynaklı olduğunu söyledi.
İBB'nin hayvan mezarlığı olan alana girişin yasak olduğunu belirten Kasa, "Sokakta kedisi, köpeği ölmüş olan bir hayvansever oraya götürüyor, kapıdan teslim ediyor ve 'İçeri girmek yasaktır.' deniliyor. Biz o kapalı kapılar ardında, gizlilik içerisinde bir şeyler olduğunu biliyorduk. Nitekim bu görüntülerde de yakılmış hayvanları gördük ki, bunlar oradaki hayvanların sorgulanmasından ziyade İBB veterinerliğinin, ilçelerle olan protokolleri nedeniyle bütün İstanbul'un hayvanlarının geldiği son noktanın bir karesidir." dedi.
Özellikle mesai saatleri sonrası ilçelerden yaralı ve hasta hayvanların İBB'ye götürülme kılıfı akıbetlerinin Tepeören’deki mezarlık olduğunun görüldüğünü ifade eden Kasa, bu konuda federasyon olarak İstanbul Valiliğine, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne şikayetlerde bulunduklarını dile getirdi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na seslenen Kasa, “Bu vahşetlerin son bulması için, İBB veterinerlikten kaynaklı sorunların çözümü için biz sokağın gerçeklerini bilen, sahayı bilen sivil toplum kuruluşlarının görüşlerinin alınmasını ve bu vahşetlerin son bulmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Hayvanları Koruma Kanunu'na göre hiçbir hayvanın görüntülerde görüldüğü gibi o şekilde açıkta bırakılamayacağını, kireçlenerek gömülmesi gerektiğini anlatan Kasa, bu şekilde açıkta bırakılmasının ayrıca Çevre Kanunu’na da aykırı olduğunu ve belediyenin burada suç işlediğini kaydetti.
- "Ekip ve ilgisizlik devam edecekse hayvan bakımları özelleştirilsin"
İstanbul Sokak Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği (İSHKYDER) Başkanı Yılmaz Solmazoğlu, görüntülere akseden "toplu mezar faciası"nın ve yapılanların insanlık suçu olduğunu söyledi.
Olayı hem hayvanlara hem çevreye verilmiş en büyük saygısızlık olarak kabul ettiklerini vurgulayan Solmazoğlu, telef olan hayvanların gömülme sistemine işlenmediğini savundu.
Solmazoğlu, yaşananları görevlilerin iş bilmezlik ve eğitimsiz olmalarına bağlayarak, "İş ehline verilmeli ya da elemanlar eğitilmeli. Bu kontrolsüz ve işgüzar oluşlarından ötürü İBB ve tüm sorumluları şiddetle kınıyoruz ve bu tür olayların tekrar yaşanmaması için çaba sarf edilmesini arzu ediyoruz. Barınakların sıkça kontrol edilmesini istiyoruz. Ekip ve ilgisizlik devam edecekse hayvan bakımlarının özelleştirilmesi gündeme gelmelidir." diye konuştu.
- "Biz konuyu takip ediyoruz, şikayetçi olduk ve olmaya devam edeceğiz"
Sokak Hayvanlarını Koruma Yaşatma Rehabilitasyon ve Eğitim Derneği (SOHAYKO) Kurucu Başkanı Elçin Yasin Yılmaz, İBB'nin toplu halde ölü hayvanları toplamasını ve gömmesinin kabul edilemez olduğunu ifade ederek, sorunun tüm Türkiye'de dikkat edilmesi gereken bir sorun olduğunu söyledi.
Yılmaz, İstanbul'un tek ölü hayvan gömme merkezi olan Tepeören'e 39 ilçenin hayatını kaybetmiş hayvanlarının getirildiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Yolda, klinikte, belediye barınaklarında veya İBB'nin kendi barınaklarında ölmüş hayvanlar buraya bırakılıyor. Bırakılmadığında da belediye soruyor, 'Nerede ölen kedi-köpek?' diye. Nereye defnettiğinizi belgeleyemeseniz ceza veriliyor. Özel hayvan mezarlıkları 2 bin 500 liradan başlıyor ve kimse hayvanını oraya gömmüyor, belediyeye götürüyor. Bu sistem yanlış, üst üste vahşi şekilde gömülmeleri asla kabul edilemez. Bu hayvanlar içinde de emin olun yüzlerce sahipli hayvanlar vardır ama şimdi onlar da ses çıkartmıyor. Biz konuyu takip ediyoruz, şikayetçi olduk ve olmaya devam edeceğiz. Gerekirse Türkiye'de hayvan mezarlığının doğru kullanması hususunda gömü işlemleri hususunda da adımlar atacağız. Burada Ekrem İmamoğlu'na çok görev düşüyor, makamından kalkıp, barınakları dolaşmasını tavsiye ediyoruz."
- "Suç duyurusunda bulunduk"
Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HayKonfed) Başkan Yardımcısı Haydar Özkan, konunun İstanbul Valiliği tarafından araştırılması ve sorumluların bulunması için paylaşımlar yaptıklarını ve suç duyurusunda bulunduklarını bildirdi.
Suç duyurusunu İBB ya da bir başka belediyenin ismini kullanmadan yaptıklarını anlatan Özkan, "A ya da B belediyesi fark etmez, bu durumda bütün belediyelerin haberi vardır. Hiçbir belediyenin kendisini aklamaya hakkı yoktur. Bütün belediyelerin kabahatli olduğunu düşünüyoruz. Kanunlara göre o hayvanların nasıl gömüleceği bellidir. O hayvanların bir atık gibi atılması ne vicdana ne insanlığa sığar. İstanbul gibi medeniyetin beşiği denen bir yerde İstanbul belediyelerin bunu yapması çok kötü." değerlendirmesinde bulundu.
Dayanışma Hayvan Hakları Federasyonu (DAYANIŞMAFED) Yönetim Kurulu Başkanı Timur Ugan, "Konuyu basından gördük ve ekip arkadaşlarımız konunun detaylarını öğrenmek için yakından ilgileniyor. Meselenin şüpheli bir vaka olduğunu düşünüyoruz ve araştırıyoruz, şimdiden bir şey söylememiz doğru olmaz." dedi.
Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kemal Şenpolat da ellerinde bu konuyla ilgili somut delil ve veri olmadığı için açıklama yapmak istemediklerini söyledi.
Ayrıca Küresel Çevre Derneği ile Hayat Hayvanları ve Doğayı Koruma Derneği yetkilileri, olayla ilgili konuşmak istemediğini belirtti.