Hüseyin Çapkın'ın mal varlığına el konuldu!
Fethullahçı Terör Örgütü'ne karşı yapılan soruşturma kapsamında tutuklanan eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın mal varlığına el konuldu.
Fethullahçı Terör Örgütü'ne karşı yapılan soruşturma kapsamında tutuklanan eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın mal varlığına el konuldu. Çapkın FETÖ ile hiç bir bağının olmadığını iddia etse de tutuklanmaktan kurtulamamıştı.
HÜSEYİN AVNİ MUTLU İLE AYNI DÖNEMDE GÖREV YAPMIŞTI
15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ'ye yönelik operasyonlar tüm hızıyla sürerken eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun ardından birlikte aynı dönemde görev yaptığı İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın tutuklandı. Hüseyin Çapkın, “Bunlar kripto şeklinde çalıştılar” diyerek, MİT, 17/25 Aralık, Selam Tevhid, Tahşiye ve Şike soruşturmalarından hiç haberdar olmadığını savunsa da tutuklanmaktan kurtulamamıştı.
FETÖ'nün bürokrasi ayağına yönelik soruşturmada tutuklanan eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın hakimlik sorgusunda, FETÖ'nün 7 Şubat MİT operasyonu, 17/25 Aralık darbe girişimi, Selam Tevhid, Tahşiye ve Şike operasyonlarından önce kendisine bilgi verilmediğini öne sürdü. Çapkın, "1.5 yıl öncesine varan teknik takiplerle bu kumpasların yapıldığı anlaşılmıştır. Bunların çalışma şekli 'kripto' şeklindedir. Haberimin olmaması doğal" dedi.
Suçlamaları kabul etmeyen Çapkın, özetle şu ifadeleri verdi:
HİÇBİR BİLGİM YOKTU
* 17 Aralık darbe girişimine kadar, 'Gülen cemaati' olarak adlandırılan FETÖ/PDY silahlı terör örgütü himmet, kurban, burs ya da başka bir yardım kisvesi adı altında herhangi bir nedenle benden para talebinde bulunmadı.
* Şube müdürleri kumpas kurmak isterse bilgi ve belge saklayabiliyor. 7 Şubat'ta MİT Müşteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağırılmasından hiçbir bilgim yoktu. Haberim olsa bu hususu başbakana bildirirdim.
* 17 Aralık olayı akabinde Selam Tevhid dosyasını, medyaya sızmasından sonra öğrendim ve soruşturmanın bir kumpas olduğunu gördüm.
* 17-25 Aralık soruşturmasını o sabah, dönemin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun aramasıyla öğrendim. Sırasıyla müdürleri aradım.
HER ŞEYİ GÖZE ALMIŞLAR
* Yakup Saygılı ve Nazmi Ardıç ellerinde daha önceden hazırlamış oldukları 20-25 sayfalık bilgi notları ile geldiler. 'Bana nasıl haber vermeden böyle bir iş yaparsınız' dediğimde savcının böyle istediğini ve bu yönde talimat verdiğini, yaptıklarının yasal olduğunu söylediler.
* Bu iddiaların Türkiye'yi derinden sarsacağını ve herkesin bunun altında kalacağını söylediğimde, ikisi de 'Biz her şeyi göze aldık' dediler. İki şube müdürünü de yanımdan kovdum. 18 Aralık'ta konuyla ilgili olan şube müdürlerini görevden alarak yerlerine yeni müdür atadım.
* 25 Aralık dosyasından ise hiç haberim yoktu. Benim yanıma sabah geldiklerinde de hiç bu husustan bahsetmediler. Bu da kendilerinin ne kadar art niyetli olduklarının açık göstergesidir.
* 17 ve 25 Aralık olaylarından benim haberimin olmadığı nettir. 1.5 yıl öncesine varan teknik takiplerle bu kumpasların yapıldığı anlaşılmıştır. Hatta bu kumpaslardan başsavcımızın bile haberi yoktu.
KRİPTO ŞEKLİNDE ÇALIŞIYORLAR
* Yumuşak görünüşlü, adı cemaat olan, siyaseten herkesin yan yana durdukları bir yapı vardı. Böyle bir kumpasa doğru gidebileceklerini düşünmedim.