Hollanda ile üst düzey ilişkiler askıya alındı
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Hollanda, yaptıklarını bir şekilde telafi edene kadar üst düzey ilişkilerin ve planlanmış toplantıların, üst düzey resmi görüşmelerin askıya alınması, bunların bir müddet tehir edilmesi kararlaştırılmıştır." dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "Bu gerilim, bu kriz, bu kaos adına ne derseniz deyin, bizim çıkardığımız bir kriz değildir, bunun sorumlusu Türkiye değildir. Türkiye, bu krizin sorumlusu olmamasına rağmen, bundan sonraki süreçte sorumlu ama kararlı bir şekilde hareket edecek ve Türkiye ile Hollanda halkının karşı karşıya kalmaması için önemli gayret sarf edecektir." dedi.
Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken, gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Şırnak, Cizre, Yüksekova, Silopi, Sur, Nusaybin ve İdil ilçelerinin tek tek ele alınarak buralardaki mevcut imar faaliyetlerinin ve bundan sonra yapılacak işlerin değerlendirildiğini ifade eden Kurtulmuş, "Toplam maliyeti 9,2 milyar doları bulan buradaki imar faaliyetlerinin yaklaşık 2,1 milyarlık kısmı tamamlanmış, 25 bin konut vatandaşlarımızın kullanımına hazır hale getirilmiştir. Bundan sonraki süreçte hızlı bir şekilde geri kalan işler tamamlanacaktır." diye konuştu.
Bakanlar Kurulunda Türkiye kamuoyunu yakından etkileyen Hollanda'daki son gelişmeler karşısında Türkiye'nin takınacağı tavır ve alacağı kararların her alanda ciddi bir şekilde masaya yatırıldığını vurgulayan Kurtulmuş, "Yapılanlar hiçbir ölçüye uymayan, hadsizlik ve terbiyesizlik içeren davranışlardır. Bunların kabul edilmesi, hiçbir ölçü bakımından mümkün değildir." ifadelerini kullandı.
"AŞIRI SAĞCI, IRKÇI, İSLAM VE GÖÇMEN KARŞITI"
Bakanlara yönelik tavırların insan haklarına, siyasi katılıma, demokrasiye ve Avrupa'da başından itibaren dile getirilen Avrupa'nın ortak değerlerine uygun olmadığının altını çizen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada hem bakanımıza yapılan hadsiz ve terbiyesiz tavır hem de oraya bakanımızla buluşmak üzere gelen sivil vatandaşlarımızın üzerine vahşice ve barbarca atlarla köpeklerle yapılan tavır asla kabul edilemez. Türkiye olarak bu davranışı hiçbir platformda kabul etmediğimizi bir kez daha dile getirmek isteriz. O akşam yaşananlar çerçevesinde oraya gelerek demokratik tepkilerini olgunluk içinde gösteren vatandaşlarımıza da teşekkür ediyoruz. Bu olayda bizi rahatsız eden; üzülürüz, gerekli tepkiyi veririz, tedbirleri alırız ama daha çok üzülmesi gerekenlerin de maalesef Avrupa'da yükselen bu faşist, ırkçı, Neonazist etkinin altında kalan Avrupalı siyasetçiler olduğunu da ifade etmek isteriz. Aslında Hollanda'da yaşadıklarımız sadece Hollanda'da değil Avrupa'nın birçok ülkesinde gelişen aşırı sağcı, ırkçı, İslam ve göçmen karşıtı, yabancı düşmanı ve özellikle Türkiye düşmanı bir takım zihin yapısının o gün dışa vurmuş şeklidir. Bunların kabul edilmesi mümkün değildir. Bunun tesadüfi olmadığını açıkça görüyoruz."
"ORADA 460 BİN KİŞİLİK BİR DİASPORAMIZ VAR"
Kızgın ve üzgün olduklarına, yaşananlara anlam veremediklerine dikkati çeken Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Hem Türkiye'nin hakkını, onurunu, izzetini koruyacak bir kararlılığa sahibiz hem de vereceğimiz bütün cevapları ve reaksiyonları herhangi bir refleksle değil devlet aklıyla ve Türkiye Cumhuriyeti'ne yakışan bir tavır içinde koyuyoruz. Bu gerilim, bu kriz, bu kaos adına ne derseniz deyin, bizim çıkardığımız bir kriz değildir, bunun sorumlusu Türkiye değildir. Türkiye, bu krizin sorumlusu olmamasına rağmen, bundan sonraki süreçte sorumlu ama kararlı bir şekilde hareket edecek ve Türkiye ile Hollanda halkının karşı karşıya kalmaması için önemli gayret sarf edecektir. Türkiye ile Hollanda arasında karşılıklı ilişkiler var. Orada yaşayan 460 bin kişilik bir diasporamız var. Bu insanların her birinin hakkını, hukukunu koruyacağız. Ciddi şekilde Türkiye, Hollanda'ya gerekli cevabı verecek tedbirleri de ortaya koyacaktır."
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "Geçen yıl, 27 Aralık 2016'da diplomatik uçuşlara toptan verilmiş olan yani Hollandalı resmi zevatı Türkiye'ye getirecek olan uçuşlara verilmiş olan izinler, bugün itibarıyla iptal edilmiştir. Bu yanlış anlaşılmasın, Hollandalı vatandaşları ilgilendiren bir husus değildir, resmi ziyaretler için Türkiye'ye gelecek ya da Türkiye hava sahasını kullanacak diplomatlarla ilgili bir kısıtlamadır. Hollanda, bu yaptıklarından vazgeçip yaptıklarını tamir edene kadar Türkiye, diplomatik uçuşlara izin vermeyecektir." dedi.
Bakanlar Kurulu'nda Hollanda'ya karşı alınacak tedbirlerin konuşulduğunu ve tedbirlerin ağırlıklı noktasını siyasi tedbirlerin oluşturduğunu dile getiren Kurtulmuş, Dışişleri Bakanlığı tarafından Hollanda'ya nota verildiğini, notada, Hollandalıların ortaya koydukları davranışların kabul edilmediği ve kınandığını, Hollandalıların özür dilemesi gerektiğinin ifade edildiğini söyledi.
Kurtulmuş, olayların ortaya çıkmasına neden olan yetkililer hakkında bir takım idari ve hukuki soruşturmaların başlatılması talebini de ilgili Hollanda makamlarına ilettiklerini ifade ederek, "Israrla bu notada altını çizdiğimiz husus, Türk diplomatlarının ve oradaki diplomatik misyonumuzun her türlü güvenliğinin garanti altına alınması gereğidir. Buna karşı ilave adımlarımızı da atmaya devam ediyoruz." diye konuştu.
"HOLLANDA BÜYÜKELÇİSİ'NİN TÜRKİYE'YE DÖNÜŞÜNE İZİN VERİLMEMESİ KARARLAŞTIRILMIŞTIR"
"Toplantımızda şimdilik siyasi çerçevede kalmak şekliyle alınacak tedbirlerin bazılarını paylaşmak istiyorum." ifadesini kullanan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öncelikli olarak, şu anda izinli olarak yurt dışında bulunan Hollanda Büyükelçisi'nin bizim söylediğimiz hususlar yerine getirilinceye kadar Türkiye'ye dönmesinin yasaklanması, yani Türkiye'ye dönüşüne izin verilmemesi kararlaştırılmıştır. Ayrıca ikinci olarak bundan sonraki süreçte, Hollanda bu yaptıklarını bir şekilde telafi edene kadar üst düzey ilişkilerin ve planlanmış olan toplantıların, bakan ve üstündeki toplantıların, üst düzey resmi görüşmelerin askıya alınması, bunların bir müddet tehir edilmesi kararlaştırılmıştır.
Yine aynı şekilde geçen yıl, 27 Aralık 2016'da diplomatik uçuşlara toptan verilmiş olan yani Hollandalı resmi zevatı Türkiye'ye getirecek olan uçuşlara verilmiş olan izinler, bugün itibarıyla iptal edilmiştir. Bu yanlış anlaşılmasın, Hollandalı vatandaşları ilgilendiren bir husus değildir, resmi ziyaretler için Türkiye'ye gelecek ya da Türkiye hava sahasını kullanacak diplomatlarla ilgili bir kısıtlamadır. Hollanda, bu yaptıklarından vazgeçip yaptıklarını tamir edene kadar Türkiye, diplomatik uçuşlara izin vermeyecektir. Dördüncü önemli atacağımız adım ise Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Hollanda Parlamentosu arasındaki Dostluk Grubu'nun Türkiye kısmının lağvedilmesi, iptal edilmesi konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne tavsiye edilmesi yolunda bir karar alınmıştır."
Kurtulmuş, "Bu siyasi kararlar eğer bu tavırlarımız dikkate alınmaz, ciddiye alınmaz, bu krizi ortaya çıkaran Hollanda çıkardığı krizin sonuçlarının ortadan kaldırılması için gerekli adımları atmazsa Türkiye diğer alanlarda da düşündüğü, üzerinde konuştuğu konuları konuşacak, gerekirse ilave bir takım tedbirlerle Hollanda'nın bu yaptığı yanlışlıktan dönmesini sağlamaya çalışacaktır." dedi.
"HOLLANDA'DAKİ VATANDAŞLARIMIZA HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİZ"
Bir gazetecinin "Hollanda ile yaşanan diplomatik krizin ardından Türkiye uluslararası hukuk yollarına başvuracak mı?" şeklindeki sorusu üzerine Kurtulmuş, "Orada gerçekten hem Türkiye'nin karşılaştığı, devlet olarak karşılaştığımız, bir bakanımızın karşılaştığı, Viyana Sözleşmesi'ne aykırı. Böyle bir şey olamaz. Siz, diplomatik koruma altında olan birisini tabiri caizse ülkenizden sınır dışı ediyorsunuz. Maalesef bir yerde, bir sokakta, bir arabanın içinde saatlerce tabiri caizse gözaltında tutuyorsunuz. Bu kabul edilemez ve uluslararası hukukun ihlalidir." yanıtını verdi.
Kurtulmuş, bunun için Hollanda'nın tüm yaptıkları yanlışları görmeleri ve telafi etmeleri gerektiğinin altını çizerek, "Ayrıca orada yaralanan vatandaşlarımız, ifade özgürlüklerini kullanırken her türlü hakarete, her türlü vahşete maruz kalan vatandaşlarımız, onlar da herhalde haklarını, hukukunu arayacaktır. Türkiye'de bu konuda vatandaşlarının haklarının aranması konusunda her türlü desteği verecektir." dedi.
Açıklanan yaptırımlara rağmen geri adım olmaması halinde Hollanda'ya ekonomik herhangi bir yaptırımın görüşülüp görüşülmediğine ilişkin olarak da Kurtulmuş, şu anda yapılanlara misliyle mukabelede bulunulduğunu dile getirdi.
Kurtulmuş, konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
"Dışişleri Bakanımızın uçağına iniş izni verilmemiştir. Biz de bu yıl içerisinde topluca yılbaşında verdiğimiz bütün diplomatik uçakların yani Hollandalı bakanları, diplomatik personeli taşıyan uçakların Türkiye'ye inmesi ya da Türk hava sahasını kullanmasını yasaklıyoruz.
Onlar bizim Bakanımızı Hollanda sınırının dışına attılar, çıkardılar. Biz de Hollanda'nın şu anda yurt dışında olan Ankara'daki misyon şefini yani Hollanda Büyükelçisinin, Hollanda bu durumu düzeltene kadar Türkiye'ye gelmesine izin vermiyoruz. Dolayısıyla şimdi bakacağız, onların bu durumu düzeltmek için hangi adımlar atacağını gözden geçireceğiz. Ona göre gerekiyorsa Türkiye ilave kararlar da alır."
Bir gazetecinin, "Türkiye'nin özür tarafı var ama bir taraftan da Hollanda Başbakanından gelen 'özür dilenmeyeceğine' dair bir açıklama var. Türkiye'nin beklediği özür sözlü ya da yazılı olarak gelmezse Türkiye'nin tavrı ne olacak?" sorusu üzerine Kurtulmuş, "Tekrar söylüyorum. Ortada bir kriz var. Çok derin bir kriz, öyle az buz bir kriz değil. Bu krizi biz çıkarmadık, işin bu noktaya gelmesini biz istemedik, biz planlamadık. Bu işin bu noktaya gelmesini sağlayanlar, bu krizi ortaya çıkaran sebepleri de ortadan kaldırmakla yükümlüdür. Dolayısıyla ben bu işi telafi edecek adımları Hollandalıların atacağını düşünüyorum, atacağını görüyorum. Ümit ederim ki en kısa zaman içerisinde bu adımları atarlar." diye konuştu.