Hıncal Uluç Selçuk İnan'a "el freni" dedi

Hıncal Uluç, Sabah Gazetesi'ndeki yazısında Galatasaray'ın farklı galibiyetini Selçuk İnan'ın forma giymemesine bağladı. Selçuk'un Galatasaray için ağır kaldığını iddia etti.

HINCAL ULUÇ'TAN SELÇUK İNAN'A EL FRENİ BENZETMESİ

Selçuk Galatasaray'ın el freni gibi

Maçın sonunda; Galatasaray'ın yüzde 58, rakibin yüzde 42 topla oynadığını yazan istatistiklerin, nasıl palavra olduğunu gördük. Mesele yüzde 58 topa hâkim olmak değil... O yüzde 58'in yüzde 58'ini, kendi sahanda yan topla oynuyorsan; zaten ne fark eder topun sende olması!.. Bir de o arada, kendi sahanda topu rakibe kaptırırsan...
Selçuk oynamadığı için Galatasaray, ilk defa derinlemesine, hızlı hücuma kalkma şansı buldu. Galatasaray'ın iki stoperi topu aldığında yan yan çevirip Selçuk'un gelmesini bekliyorlardı, yan yan çevirip Selçuk'a veriyorlardı, Selçuk da tekrar onlara veriyordu, onlar tekrar Selçuk'a veriyordu, Selçuk hatta Muslera'ya bir daha veriyordu.
Böyle dönüp dururken, o stoperler artık olmayan Selçuk'un gelmesini beklemek yerine; topu kendileri oyuna sokmaya başladılar ve bir tanesi de gol oldu işte... Galatasaray'ın çok tehlikeli forvetleri var; çok tehlikeli hücum kozları var. Drogba'sından Sneijder'ine, Burak'ından Umut'una; orta sahada çok iyi şutlar atan isimler var, Yekta'sından Ceyhun'una kadar... Galatasaray'ın oyunu hızlandığı zaman bunlar daha etkili oluyorlar.

Oyunu felaket halde geciktiriyor

Selçuk, oyunu felaket şekilde geciktirdiği için ve buna, Fatih hocadan başlayarak kimse ses çıkarmadığı için; hatta belki de 'Böyle oyna' diye tavsiye ettikleri için, Galatasaray'ın hücum gücü yüzde 10'a düşüyordu. Çünkü rakip yerleşiyor; Galatasaray topu aldığı zaman, rakip kendi sahasına dönüyor. Adamları da markaja alıyor; sahayı da parselliyor. Sen, topu atacak yer bulamıyorsun. Hadi tekrardan, yana ve Muslera'ya atıyorsun. Bunu oynuyordu Galatasaray Selçuk yüzünden!..
Hızlı oynayan ve rakip geri çekilmeden, geride yerini almadan, geride hazırlığını yapmadan oynayan Drogba'yı, Burak'ı ve Sneijder'i düşün; bir de 10 kişinin arasında boğulmuş Drogba'yı, Burak'ı ve Sneijder'i düşün. İşte fark bu...