Hanefi Bostan: Müftüler de fişleniyor
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hanefi Bostan, kamu kurum ve kuruluşlarında yapılan fişlemelerin 28 Şubat dönemini aratır hale geldiğini söyledi. Diyanet İşleri Başkanlığı'nda da fişlemelerin yapıldığını öne süren Bostan, "Şu anda müftüler, hükumet yanlısı olma
İSTANBUL (CİHAN)- Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hanefi Bostan, kamu kurum ve kuruluşlarında yapılan fişlemelerin 28 Şubat dönemini aratır hale geldiğini söyledi. Diyanet İşleri Başkanlığı'nda da fişlemelerin yapıldığını öne süren Bostan, "Şu anda müftüler, hükumet yanlısı olmadığı için görevinden alınıyor. Müftüler hükumetin emir kulu mu? Öğretmeler, öğretim görevlileri hükumetin emir kulu mu?” dedi.
Hanefi Bostan, kamu kurum ve kuruluşlarında yapılan fişlemelerle ilgili Cihan Haber Ajansı’nın (Cihan) sorularını cevapladı. Bostan, AK Parti hükumetinin 12 yıldan beri kamu çalışanlarına yönelik başta fişlemeler olmak üzere birçok hak gasbı uyguladığını söyledi. Bostan, “İnsanların haklarını alarak hak etmeyenlere vererek büyük bir vebalin içerisindedirler. 12 yıldan beri sesimizi duyuramıyoruz. Bu noktada büyük sıkıntımız var. Milli Eğitim Bakanlığı’nda bir öğretmen okul müdürü olmak istiyor, sınavlara giriyor. Sınavdan 90 - 100 alıyor ancak yeni çıkardıkları yönetmelikle sözlü sınavı da buna dahil ediyorlar. Sözlüden 27-30 vererek çalışkan, hak eden insanların hakkını başkasına veriyorlar. Bu doğru değil, Cumhurbaşkanın devreye girmesi gerekir. Cumhurbaşkanın önemli görevlerinden birisi de bu tür haksızlıkları ortadan kaldırmaktır. Cumhurbaşkanını bu noktada göreve çağırıyoruz. Bütün bakanlıklarda, bütün devlet kuruluşlarında bu tür zulümler devam ediyor.” diye konuştu.
Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun son tweetleriyle kamuda zulümlerin devam ettiğinin açık bir şeklide ortaya konduğunu belirten Bostan, şunları kaydetti: “Kamuoyuna açıkça şunu söylüyor; 'şu anda 2 bin kişiden oluşan bir istihbarat raporu Başbakanın önüne konmuştur. Bunların içerisinde polis memurları, polis müdürleri, akademisyenler, savcılar, hakimler, üst düzey bürokratlar bulunmaktadır. Bunların canına okuyacağız’ diyor. Bu ne demektir? Biz hukuk devletinde yaşamıyor muyuz? Eğer hukuk devletinde yaşıyorsak insanların bir kusuru, yanlışı, hatası varsa hukuk devreye girmeyecek mi? Yine 28 Şubat sürecindeki zulümleri mi yaşayacağız? Halbuki bu iktidarın ileri sürdüğü en önemli iddialardan birisi; 28 Şubat sürecinde meydana gelen zulümleri ortadan kaldırmaktı. Maalesef kendisi de bu zulümleri daha fazlasıyla sürdürüyor. Böyle bir fişleme hareketinin kabul edilmesi hiçbir şekilde mümkün değil.” ifadelerini kullandı.
'YOLSUZLUKLAR, ZULÜMLER MEŞRU HALE GETİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR'
"Bir yerde zulüm varsa o ülkenin ileriye gitmesi mümkün değildir." diyen Bostan, “Bugün yapılanlar 28 Şubat’ı çağrıştırıyor. 28 Şubat sürecinde biz bu kadar zulüm görmedik, bu kadar haksızlık görmedik. O zaman da büyük haksızlıklar yapıldı ama bunlar kadar olmadı. Artık 28 Şubat’ı arar noktaya geldik. Bizi bu zulümden artık birilerinin kurtarması gerekir.” şeklinde konuştu.
Fişlemelerin hukuk devletine yakışmayan bir uygulama olduğunu aktaran Bostan, “Zulümler ortadan kalmadan yolsuzluğun meşrulaştırılmaya çalışıldığı bir dönemde insanların fişlenmesi, hükümet ile aynı görüşü paylaşmıyorlar diye kadrolarından alınmaları hukuk devletine yakışmayan bir uygulama. Bugün yolsuzluklar, zulümler meşru hale getirilmeye çalışılıyor. Haksızlıkların, zulümlerin boy gösterdiği, insanların haklarının gasp edildiği, yolsuzlukların meşru kabul edildiği rezilliği bizim yarınlara taşımamız söz konusu olamaz. Bütün vicdan sahibi insanların harekete geçmesini istiyoruz. Bu zulümler, haksızlıklar fişlemeler sona ermelidir." dedi.
Fişlemelerin tüm bakanlıklarda yapıldığını belirten Bostan, "Hatta hiç olmaması gereken Diyanet İşleri Başkanlığı’nda bile fişlemeler yapılıyor. Şu anda müftüler, hükumet yanlısı olmadığı için görevinden alınıyor. Müftüler hükumetin emir kulu mu? Öğretmeler, öğretim görevlileri hükumetin emir kulumu?” diye sordu.
‘MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NDAKİ FİŞLEMELERİ YARGIYA TAŞIDIK’
Fişlemelerin hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini vurgulayan Bostan, şöyle konuştu: “Milli Eğitim Bakanlığı’nda yapılan fişlemeleri yargıya taşıdık. Fişlemelerin olması 28 Şubat sürecini hatırlatıyor, Hatta daha ileriye gidilerek bugün Milli Eğitim Bakanlığı’nda, Sağlık Bakanlığı’nda, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda fişlemeler son hız devam ediyor. Bu doğru bir uygulama değil. Bu, 28 Şubat sürecindeki zulüm hareketini anımsatıyor. Bu nedenle biz Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen olarak bu tür fişlemelere 28 Şubat sürecinde olduğu gibi bugün de karşıyız. Bunu bir zulüm hareketi, haksızlık ve hak gasbı olarak görüyoruz. Bu tür uygulamalara biran önce son verilmesini istiyoruz."
Fişlemeleri zulüm ve haksızlık olarak değerlendiren Bostan, “Milli Eğitimde en son gördüğümüz fişlemelerde ‘MHP’li, solcu veya Fethullah Gülen cemaatine mensuptur. Mevzuatta bilgisi iyi ancak gruplara mensup olduğu için kesinlikle kadro verilmemeli, yükseltilmemeli’ diye notlar konulmuş. Bu ne demektir? İnsanlar kazandıkları halde 'siz bunları üst rütbelere atamayacaksınız veya kadrosunu iptal edeceksiniz' diyorlar. Biz üniversitelerde bu durumu fazlasıyla yaşıyoruz. O kadar ileri düzeye varıldı ki 12 yıldır profesörlük kadrosu bekleyenler var. Kadroları bu insanlara keyfi olarak verilmiyor. Bu bir zulümdür, haksızlıktır.” şeklinde konuştu.
'FİŞLEME YAPANIN CEZASI 3 YILA KADAR HAPİSTİR'
Türk Ceza Kanunu’na göre fişlemelerin suç teşkil ettiğinin altını çizen Bostan, “Bu fişlemeleri yapanlar 6 ay ile 3 yıl arasında hapis cezasına çarptırılır. Bu tür fişleme yapanları mahkemelere gidilerek şikayet edilmesini istiyoruz. Hatta özel bilgilere ait fişleme söz konusuysa Cumhuriyet savcılarının hemen devreye girmesi gerekiyor. Savcıların bu konuda duyarlı olmasını istiyoruz. Kamuda insanlar büyük bir baskı ve mobing içerisinde. Bu sadece bugün değil 12 yıldır böyle, sadece bugün ortaya çıktı. İnsanlar sıkıntı ve mağduriyet içerisinde hakları ellerinden alınıyor. Hak etmedikleri muameleye maruz kalıyor, kendilerine zulüm yapılıyor.” dedi.
CİHAN
Hanefi Bostan, kamu kurum ve kuruluşlarında yapılan fişlemelerle ilgili Cihan Haber Ajansı’nın (Cihan) sorularını cevapladı. Bostan, AK Parti hükumetinin 12 yıldan beri kamu çalışanlarına yönelik başta fişlemeler olmak üzere birçok hak gasbı uyguladığını söyledi. Bostan, “İnsanların haklarını alarak hak etmeyenlere vererek büyük bir vebalin içerisindedirler. 12 yıldan beri sesimizi duyuramıyoruz. Bu noktada büyük sıkıntımız var. Milli Eğitim Bakanlığı’nda bir öğretmen okul müdürü olmak istiyor, sınavlara giriyor. Sınavdan 90 - 100 alıyor ancak yeni çıkardıkları yönetmelikle sözlü sınavı da buna dahil ediyorlar. Sözlüden 27-30 vererek çalışkan, hak eden insanların hakkını başkasına veriyorlar. Bu doğru değil, Cumhurbaşkanın devreye girmesi gerekir. Cumhurbaşkanın önemli görevlerinden birisi de bu tür haksızlıkları ortadan kaldırmaktır. Cumhurbaşkanını bu noktada göreve çağırıyoruz. Bütün bakanlıklarda, bütün devlet kuruluşlarında bu tür zulümler devam ediyor.” diye konuştu.
Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun son tweetleriyle kamuda zulümlerin devam ettiğinin açık bir şeklide ortaya konduğunu belirten Bostan, şunları kaydetti: “Kamuoyuna açıkça şunu söylüyor; 'şu anda 2 bin kişiden oluşan bir istihbarat raporu Başbakanın önüne konmuştur. Bunların içerisinde polis memurları, polis müdürleri, akademisyenler, savcılar, hakimler, üst düzey bürokratlar bulunmaktadır. Bunların canına okuyacağız’ diyor. Bu ne demektir? Biz hukuk devletinde yaşamıyor muyuz? Eğer hukuk devletinde yaşıyorsak insanların bir kusuru, yanlışı, hatası varsa hukuk devreye girmeyecek mi? Yine 28 Şubat sürecindeki zulümleri mi yaşayacağız? Halbuki bu iktidarın ileri sürdüğü en önemli iddialardan birisi; 28 Şubat sürecinde meydana gelen zulümleri ortadan kaldırmaktı. Maalesef kendisi de bu zulümleri daha fazlasıyla sürdürüyor. Böyle bir fişleme hareketinin kabul edilmesi hiçbir şekilde mümkün değil.” ifadelerini kullandı.
'YOLSUZLUKLAR, ZULÜMLER MEŞRU HALE GETİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR'
"Bir yerde zulüm varsa o ülkenin ileriye gitmesi mümkün değildir." diyen Bostan, “Bugün yapılanlar 28 Şubat’ı çağrıştırıyor. 28 Şubat sürecinde biz bu kadar zulüm görmedik, bu kadar haksızlık görmedik. O zaman da büyük haksızlıklar yapıldı ama bunlar kadar olmadı. Artık 28 Şubat’ı arar noktaya geldik. Bizi bu zulümden artık birilerinin kurtarması gerekir.” şeklinde konuştu.
Fişlemelerin hukuk devletine yakışmayan bir uygulama olduğunu aktaran Bostan, “Zulümler ortadan kalmadan yolsuzluğun meşrulaştırılmaya çalışıldığı bir dönemde insanların fişlenmesi, hükümet ile aynı görüşü paylaşmıyorlar diye kadrolarından alınmaları hukuk devletine yakışmayan bir uygulama. Bugün yolsuzluklar, zulümler meşru hale getirilmeye çalışılıyor. Haksızlıkların, zulümlerin boy gösterdiği, insanların haklarının gasp edildiği, yolsuzlukların meşru kabul edildiği rezilliği bizim yarınlara taşımamız söz konusu olamaz. Bütün vicdan sahibi insanların harekete geçmesini istiyoruz. Bu zulümler, haksızlıklar fişlemeler sona ermelidir." dedi.
Fişlemelerin tüm bakanlıklarda yapıldığını belirten Bostan, "Hatta hiç olmaması gereken Diyanet İşleri Başkanlığı’nda bile fişlemeler yapılıyor. Şu anda müftüler, hükumet yanlısı olmadığı için görevinden alınıyor. Müftüler hükumetin emir kulu mu? Öğretmeler, öğretim görevlileri hükumetin emir kulumu?” diye sordu.
‘MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NDAKİ FİŞLEMELERİ YARGIYA TAŞIDIK’
Fişlemelerin hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini vurgulayan Bostan, şöyle konuştu: “Milli Eğitim Bakanlığı’nda yapılan fişlemeleri yargıya taşıdık. Fişlemelerin olması 28 Şubat sürecini hatırlatıyor, Hatta daha ileriye gidilerek bugün Milli Eğitim Bakanlığı’nda, Sağlık Bakanlığı’nda, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda fişlemeler son hız devam ediyor. Bu doğru bir uygulama değil. Bu, 28 Şubat sürecindeki zulüm hareketini anımsatıyor. Bu nedenle biz Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen olarak bu tür fişlemelere 28 Şubat sürecinde olduğu gibi bugün de karşıyız. Bunu bir zulüm hareketi, haksızlık ve hak gasbı olarak görüyoruz. Bu tür uygulamalara biran önce son verilmesini istiyoruz."
Fişlemeleri zulüm ve haksızlık olarak değerlendiren Bostan, “Milli Eğitimde en son gördüğümüz fişlemelerde ‘MHP’li, solcu veya Fethullah Gülen cemaatine mensuptur. Mevzuatta bilgisi iyi ancak gruplara mensup olduğu için kesinlikle kadro verilmemeli, yükseltilmemeli’ diye notlar konulmuş. Bu ne demektir? İnsanlar kazandıkları halde 'siz bunları üst rütbelere atamayacaksınız veya kadrosunu iptal edeceksiniz' diyorlar. Biz üniversitelerde bu durumu fazlasıyla yaşıyoruz. O kadar ileri düzeye varıldı ki 12 yıldır profesörlük kadrosu bekleyenler var. Kadroları bu insanlara keyfi olarak verilmiyor. Bu bir zulümdür, haksızlıktır.” şeklinde konuştu.
'FİŞLEME YAPANIN CEZASI 3 YILA KADAR HAPİSTİR'
Türk Ceza Kanunu’na göre fişlemelerin suç teşkil ettiğinin altını çizen Bostan, “Bu fişlemeleri yapanlar 6 ay ile 3 yıl arasında hapis cezasına çarptırılır. Bu tür fişleme yapanları mahkemelere gidilerek şikayet edilmesini istiyoruz. Hatta özel bilgilere ait fişleme söz konusuysa Cumhuriyet savcılarının hemen devreye girmesi gerekiyor. Savcıların bu konuda duyarlı olmasını istiyoruz. Kamuda insanlar büyük bir baskı ve mobing içerisinde. Bu sadece bugün değil 12 yıldır böyle, sadece bugün ortaya çıktı. İnsanlar sıkıntı ve mağduriyet içerisinde hakları ellerinden alınıyor. Hak etmedikleri muameleye maruz kalıyor, kendilerine zulüm yapılıyor.” dedi.
CİHAN