Haluk Bayraktar ATAK ve İHA'nın başarısını anlattı
SAHA İstanbul Başkanı ve Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, "Bugün ATAK varsa, milli gemimiz varsa, İHA'larımızı konuşuyorsak ve Afrin'de bu kadar başarıya imza atabiliyorsak hepsi 2004 yılında ortaya konan irade sayesinde" dedi.
SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, 2004 yılında "yurt dışından hazır İHA'yı, savaş gemilerini, tankları alacağız" şeklinde projeler olduğunu belirterek, "Hepsi bir anda, bir toplantıda iptal edildi. 'Kendi İHA'mızı, tankımızı, savaş gemimizi yapacağız' denildi. Bugün ATAK varsa, milli gemimiz varsa, İHA'larımızı konuşuyorsak ve Afrin'de bu kadar başarıya imza atabiliyorsak o irade sayesinde." dedi.
Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı da olan Bayraktar, Sultangazi Belediyesi tarafından Sultangazi Belediyesi Nikah ve Konferans Sarayı'nda düzenlenen Türkiye'nin Yüzyılı ve Geleceği Uluslararası Gençlik Sempozyumu'na katıldı.
Türk havacılığının gelişim serüveni ve karşı karşıya kaldığı engellere değinen Bayraktar, Marshall yardımları gibi etkenlerle uçak ve diğer havacılık araçları konusunda üretimlerin engellendiğini, genellikle yurt dışından distribütörlük yapanların önünün açıldığını aktardı.
Bayraktar, "Daha yeni bunların değerini anlıyoruz. Yeni yeni milli teknoloji alanında başarılı sonuçları gördükçe bunun önemini ve geçmişte yaşadıklarımızın ne anlama geldiğini anlıyoruz." diye konuştu.
"SAVUNMA SANAYİSİYLE İLGİLİ İRADE 2004'TE ORTAYA KONULDU"
Haluk Bayraktar, Türkiye'nin savunma sanayisinin yurt dışına bağımlı hale gelmesinin zararının Kıbrıs Barış Harekatı'nda görüldüğünü, o zaman bu konuda uyanış başladığını ve savunma sanayisinin o dönemde temellerinin atıldığını anlattı.
ASELSAN ve TAI'nin o dönemdeki kuruluş serüvenine değinen Bayraktar, "Ondan sonra 2004'e geliyoruz. 2004'te bir irade ortaya konuluyor. Bugün savunma sanayisinde başarı örnekleri varsa o iradenin bir sonucu... O irade de şu; biz artık yurt dışından hazır alım yapmayacağız, kendimiz için kritik olan teknolojileri bağımsız ve hür bir şekilde kendi mühendislerimiz, firmalarımız ve girişimcilerimizle geliştireceğiz. Bizim de aslında insansız hava araçlarını geliştirme aşaması o sürece denk geliyor." şeklinde konuştu.
2004'te ilk ekiplerinin bir bilgisayar ve az sayıdaki mühendisle işe başladığını anlatan Bayraktar, 2018'de ekiplerinin geldiği noktadan bahsetti.
Bayraktar, bundan 15 yıl önce İHA'ların o kadar bilinmediğini, artık marketlerde bile drone satıldığını, o dönemde kendilerinin, "Türkiye, havacılık arenasında bu alana odaklanırsa, bu alana teşvik olursa burada şansımız olur. Havacılığı son noktada burada yakalayabiliriz" dediklerini söyledi.
Teknolojik gelişmelerin bu şekilde yaşandığını, kendilerinin de ufaktan başlayarak adım adım bugüne geldiklerini anlatan Bayraktar, Şırnak'ta, Güneydoğu'da aylarca, yıllarca sahada kalarak tamamen kendi imkanları ile havacılık araçlarını ürettiklerini bildirdi.
Bayraktar, "En son geliştirdiğimiz ürün Bayraktar TB2 Silahlı İnsansız Hava Aracı... Onun haricinde mini İHA var. O mini İHA, belki ufak bir uçak ama Türkiye Cumhuriyeti'nin silahlı kuvvetlerinin envanterine giren ilk insansız hava araçları ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ihraç edilen ilk insansız hava aracı." dedi.
"TB2, 70 BİN SAATTEN FAZLA UÇUŞ GERÇEKLEŞTİRDİ"
SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Baykar Genel Müdürü Bayraktar, TB2'nin son dönemde operasyonların vazgeçilmezi haline geldiğini ve sıkça isminin duyulduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Özellikle Afrin operasyonunda çok öne çıktı ama öncesinde de vardı. Biz şu an burada konuşurken belki de ülkemizin, askerimizin, polisimizin emniyetini sağlamak için 10-15 tanesi havada ve bu geliştirdiğimiz teknoloji sadece uçağın gövdesi değil, elektroniğiyle, yazılımıyla her şeyi ile milli ve özgün bir tasarım... Bu tasarım, kendi sınıfında teknolojik anlamda da dünyanın en ileri teknolojisine sahip. Bugün itibarıyla 70 bin saatin üzerinde uçuşu gerçekleştirmiş bir sistem. Her ay takribi en az 6 bin saat uçuş yapıyoruz ki bu en az 8-10 hava aracının devamlı havada olması demek. Yoğun bir kullanım söz konusu ki etkisi çok yüksek.
2004 yılında Türkiye'nin bir irade koyması bu işin bu noktaya gelmesi için çok önemliydi. Biz kendi hayatımızda yaşadığımız tecrübelerle çok engellemelerle karşılaştık, badireler atlattık. Birçok noktada, 'Tamam bu iş bitti' dedik. Ancak sonuçta bu noktaya eriştik. Demek ki erişilebiliyor, böyle bir sistem mevcut... Siz gençlerin görevi bunu daha ileriye taşımak."
"BUGÜNLERE 2004'TEKİ İRADE SAYESİNDE GELDİK"
Haluk Bayraktar, önceden girişimcilere bu kadar destek verilmediğini belirterek, "2004 yılında 'Yurt dışında hazır İHA'yı, savaş gemimizi, tankımızı alacağız' şeklinde projeler vardı. Hepsi bir anda, bir toplantıda iptal edildi. 'Kendi İHA'mızı, tankımızı, savaş gemimizi yapacağız' denildi. Bugün ATAK varsa, milli gemimiz varsa, İHA'larımızı konuşuyorsak ve Afrin'de bu kadar başarıya imza atabiliyorsak o irade sayesinde. Afrin'de sadece bu geliştirdiğimiz, milli uçaklarımız uçabildi. Yurt dışından satın alınanların hiçbirisi uçamadı. Çünkü kullanıcı talimatnamesinde 'bulut varsa, yağmur varsa, kar varsa uçma' diyor. Uçma da askerimiz, polisimiz, kar kış demeden sahada... Biz de dedik ki 'her türlü riski alırız, buyurun uçun.' İsterseniz bin adet üretiriz." şeklinde konuştu.