Gökçek: Onları mahkum ettirmek boynumun borcu!
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, otobüs alım ihalesinde rüşvet iddialarını ortaya atan iki milletvekilini de mahkemeye verdiğini belirterek, “O milletvekillerini hem maddi hem de cezai yönden mahkum ettireceğim. O, benim boynumun borcu” dedi.
Başkan Gökçek, katıldığı bir televizyon programında hem Başkent hem de ülke gündemine ilişkin önemli açıklama ve değerlendirmelerde bulundu. Programda “Hem çok seviliyorsunuz, hem sıkı eleştiriliyorsunuz, bunun niye ortası yok?” sorusu üzerine Gökçek, 21 yıllık Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevi süresince 8 hükümet, 4 cumhurbaşkanı değişikliği yaşadığını belirterek, “Ben tarafım. Taraf olduğum için de bir taraf beni sevmiyor, bir taraf da çok seviyor. Bu siyasetin tabiatında var” dedi.
Ankara’da belli çevrelerin projeleri engellemek için sürekli olarak engeller çıkarttığını söyleyen Başkan Gökçek, bu engellerden birinin de Ankapark projesi ile ilgili olduğunu belirtti. “Bir Mimarlar Odası, bir de Çankaya Belediyesi var. Bunlar, kendi beceriksizliklerini, bizi hizmet ettirmemek suretiyle örtmeye çalışırlar. Ankapark’ı inşallah 2015 sonuna kadar bitirmeye çalışacağız. Ama aksarsa mecburen gelecek seneye kalacak. Allah’ın izniyle aksamaz, şu anda yüzde 70’lerdeyiz. Çoğu gitti azı kaldı. Tabiri caizse şu anda oranın makyajını yapıyoruz” şeklinde konuştu.
ULUS TARİHİ KENT PROJESİ
Ulus Tarihi Kent Merkezi Projesi’nde de hukuki engellerle karşılaştıklarına işaret eden Gökçek, “Hacı Bayram Projesi eğer mahkeme kararları olmasaydı yüz defa bitmişti. Halen 20’ye yakın binanın davası devam ediyor” dedi.
“Şimdi esas Ulus Meydanı’nın tanzimi yapılacak. Orada 4 bina Sosyal Sigortalar Kurumu’nun. Onlarla bir takas işlemi yapılacak. Bu arada Özel İdare bize geçtiği için otomatikman 100. Yıl Çarşısı da bize geçti. Bu çarşıyı tamamen yıkacağız ve oraya yeni bir proje ile dev bir meydan kazandıracağız” diyen Gökçek, “Bu arada oraya da yürütmeyi durdurma, arkasından iptal kararı geldi. Şimdi yeniden plan yapıyoruz. O planı yaptıktan sonra yüzde 1 trilyon Mimarlar Odası yeniden mahkemeye gidecek ve yeniden bir süreç yaşayacağız” diye konuştu.
“ZÜBEYDE HANIM İSMİ CADDEYE VERİLECEK”
“Zübeyde Hanım Sokağı’nın isminin Cumhurbaşkanlığı Caddesi olarak değiştirilmesinin nedeni nedir?” şeklindeki soruya ise Başkan Gökçek, sokağın bulunduğu yere çok geniş bir cadde yapıldığını ve bu caddenin Atatürk Orman Çiftliği Kavşağı’ndan başlayıp Jandarma’ya kadar 4 geliş-4 gidiş devam ettiğini kaydetti. Başkan Gökçek, şunları söyledi:
“Bulvara bağlanan yeni bir yol açtık ve bu yol da Zübeyde Hanım Sokağı’ndan geliyor. Arkasından AŞTİ’ye doğru yeni bir yer yaptık, alt geçit yaptık, direkt Konya Yolu’na çıkılıyor. Orada inanılmaz bir trafik rahatlığı sağladı. Bu yol toplam 650 metre falan ama bunun 250 metresi Zübeyde Hanım Sokağı, 400 metresi de AŞTİ’ye doğru yeni yapılan yol. Burası çok küçük bir sokak, Zübeyde Hanım’ın ismini de geniş bir caddeye verelim diye düşündük. Arkadaşlar kendi aralarında konuştular; yani buna CHP de, MHP de, AK Parti de okey dedi. Bir ihtilaf konusu olarak değil. Önümüzdeki ay Zübeyde Hanım ismini geniş bir caddeye vereceğiz. Yani bu oradan yanlışlıkla kaldırılmış filan değil. Cumhurbaşkanlığı Bulvarı’nın devamı Cumhurbaşkanlığı Caddesi oldu. Bunda bir kasıt yok. CHP oy verir mi öyle bir şey olsa, oyunu vermez. Zaten medyanın da ellerine koz geçmedi, CHP oy verince iş bozuldu.”
“ASFALT PARALARI MAHSUP EDİLEBİLİR”
Asfalt parasını ödeyenlerin geri almasının yasal olarak mümkün olmadığını kaydeden Başkan Gökçek, “Bu ancak ve ancak kanunla olur. Kanun dahi olsa, o da büyük bir ihtimalle Anayasa Mahkemesi’nden döner gibi geliyor. Çünkü kamunun parasını, yeniden iade, yani meşru bir yoldan alınan bir hak olan bir şeyin ileride affedilip de geri iade edildiğine dair bir kanun yok” dedi.
Bu noktada kendi tezinin asfalt parasının kullanandan alınması olduğunu söyleyen Başkan Gökçek, şöyle devam etti:
“Ben diyorum ki kullanandan alalım asfalt parasını. Arabanız var, ayda 15 lira gibi, yılda 180 lira gibi alalım. Yarım depo parası veyahut iki tane otopark parası gibi 15 lira. Böyle bir para alınırsa hallolur. Ben onu teklif edeceğim. Kabul ettirebilirsem, eskiden alınmış olanlar varsa, onların da arabaları varsa onlara bir mahsup etme, belli bir süre almama gibi bir ara formül bulunabilir. Çünkü veren ‘ben verdiğimden dolayı suç mu işledim’ diyecek. Doğru, aslında alkışlanacak olayı bir noktada cezalandırma gibi yapıyoruz, bu yanlış. Böylece düzeltebiliriz.”
OTOBÜS İHALESİNDE RÜŞVET İDDİASI
Otobüs alımında rüşvet iddiasına ilişkin soru üzerine Başkan Gökçek, şunları kaydetti:
“ABD’ye avukat gönderdim, avukat ilk aşamayı aştı. ‘Bizde böyle bir şey yok’ dediler. Ana merkeze gittik. Bugün itibariyle ana merkezde devam ediyorlar. Bakalım onun cevabı nasıl gelecek. İkincisi Adalet Bakanlığı’na müracaat ettim. Onun cevabı da bir-iki gün içinde gelecek. O milletvekillerini hem maddi hem de cezai yönden mahkum ettireceğim, bu benim boynumun borcu. Ben Melih Gökçek isem bugüne kadar ne söylediysem Rabbime hamdolsun söylediğimi ispat etme hakkı verdi. Şimdi direkt ispat edeceğim bir şey değil. Kimin ispat etmesi gerekir, her zaman iddia edenin ispat etmesi gerekir. İddiada bulunan iki milletvekilini de mahkemeye verdim. Bu davaların sonucunu da inşallah kamuoyu ile paylaşacağız.”
MOGAN VE EYMİR GÖLLERİ
“ODTÜ’den Eymir Gölü’nü alacağız inşallah, çünkü bakamıyorlar Eymir’e” diyerek sözlerine devam eden Gökçek, “ Moğan’a bakamadığımız iddiası doğru değil. Ben belediye başkanı olduğum tarihte zaten Mogan elden çıkmıştı. Belediye başkanlığımın ilk 9 yılında oranın mesuliyetini, sorumluluğunu alabilmek için çaba gösterdim. Ama maalesef sorumluluğunu bize vermediler. Orası eskiden yüzülen, rahatlıkla içerisinde kayıkların yarış yaptığı bir yerken bataklık haline geldi. Sazlıklar büyüdü, ben o dönemde sazlıkları temizlemeye kalktım. Oradaki balıkları ve kuşları ürküteceği, onların zararına olacağı gerekçesiyle önüme çıktılar. Neyse ki AK Parti iktidara geldi, AK Parti iktidarında ilk olarak kıyıdaki sazlıkların belli bir kısmını temizleme hakkını zorla aldık ve oraları temizledik. Ve göl kendisini göstermeye başladı. Gölde su kalmadı, biliyorsunuz Ankara bir susuzluk döneminden geçti. Kesikköprü’den su getirmiştik, gelen suyu direkt Mogan’a verdik ve yeniden Mogan’ın seviyesini yükselttik. Eymir de aynı şekilde elden çıkmış vaziyette. Eymir’i de alacağız, Eymir’i de kurtaracağız, onun devamına da boğaz yapacağız” diye konuştu.
Eleştiriyi alışkanlık haline getirenler bulunduğunu belirten Başkan Gökçek, yapılan giriş kapılarına yönelik eleştirilere ilişkin de, “Bir kulağımdan giriyor bir kulağımdan çıkıyor. Hiç kıymeti harbisi yok. Girenler, görenler o kadar çok beğeniyor ki benden ‘Başkanım bize hediye olarak bir giriş kapısı yaptır diyenler’ oluyor” dedi.
“TÜRKİYE’NİN EN UMUTLU İNSANLARI ANKARA’DA YAŞIYOR”
“Türkiye’nin en umutlu insanlarının yüzde 39 gibi bir oranla Ankara’da yaşıyor olmasını neye bağlıyorsunuz?” şeklindeki soruya da Başkan Gökçek, “Acizane bunda bir parça payımız var. Herkesin payı vardır. İlçe belediyelerinin de payı var ama Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin payı en üsttedir. Bu arada umutsuzların en büyük oranı da İzmir” yanıtını verdi.
Ankara’da belli çevrelerin projeleri engellemek için sürekli olarak engeller çıkarttığını söyleyen Başkan Gökçek, bu engellerden birinin de Ankapark projesi ile ilgili olduğunu belirtti. “Bir Mimarlar Odası, bir de Çankaya Belediyesi var. Bunlar, kendi beceriksizliklerini, bizi hizmet ettirmemek suretiyle örtmeye çalışırlar. Ankapark’ı inşallah 2015 sonuna kadar bitirmeye çalışacağız. Ama aksarsa mecburen gelecek seneye kalacak. Allah’ın izniyle aksamaz, şu anda yüzde 70’lerdeyiz. Çoğu gitti azı kaldı. Tabiri caizse şu anda oranın makyajını yapıyoruz” şeklinde konuştu.
ULUS TARİHİ KENT PROJESİ
Ulus Tarihi Kent Merkezi Projesi’nde de hukuki engellerle karşılaştıklarına işaret eden Gökçek, “Hacı Bayram Projesi eğer mahkeme kararları olmasaydı yüz defa bitmişti. Halen 20’ye yakın binanın davası devam ediyor” dedi.
“Şimdi esas Ulus Meydanı’nın tanzimi yapılacak. Orada 4 bina Sosyal Sigortalar Kurumu’nun. Onlarla bir takas işlemi yapılacak. Bu arada Özel İdare bize geçtiği için otomatikman 100. Yıl Çarşısı da bize geçti. Bu çarşıyı tamamen yıkacağız ve oraya yeni bir proje ile dev bir meydan kazandıracağız” diyen Gökçek, “Bu arada oraya da yürütmeyi durdurma, arkasından iptal kararı geldi. Şimdi yeniden plan yapıyoruz. O planı yaptıktan sonra yüzde 1 trilyon Mimarlar Odası yeniden mahkemeye gidecek ve yeniden bir süreç yaşayacağız” diye konuştu.
“ZÜBEYDE HANIM İSMİ CADDEYE VERİLECEK”
“Zübeyde Hanım Sokağı’nın isminin Cumhurbaşkanlığı Caddesi olarak değiştirilmesinin nedeni nedir?” şeklindeki soruya ise Başkan Gökçek, sokağın bulunduğu yere çok geniş bir cadde yapıldığını ve bu caddenin Atatürk Orman Çiftliği Kavşağı’ndan başlayıp Jandarma’ya kadar 4 geliş-4 gidiş devam ettiğini kaydetti. Başkan Gökçek, şunları söyledi:
“Bulvara bağlanan yeni bir yol açtık ve bu yol da Zübeyde Hanım Sokağı’ndan geliyor. Arkasından AŞTİ’ye doğru yeni bir yer yaptık, alt geçit yaptık, direkt Konya Yolu’na çıkılıyor. Orada inanılmaz bir trafik rahatlığı sağladı. Bu yol toplam 650 metre falan ama bunun 250 metresi Zübeyde Hanım Sokağı, 400 metresi de AŞTİ’ye doğru yeni yapılan yol. Burası çok küçük bir sokak, Zübeyde Hanım’ın ismini de geniş bir caddeye verelim diye düşündük. Arkadaşlar kendi aralarında konuştular; yani buna CHP de, MHP de, AK Parti de okey dedi. Bir ihtilaf konusu olarak değil. Önümüzdeki ay Zübeyde Hanım ismini geniş bir caddeye vereceğiz. Yani bu oradan yanlışlıkla kaldırılmış filan değil. Cumhurbaşkanlığı Bulvarı’nın devamı Cumhurbaşkanlığı Caddesi oldu. Bunda bir kasıt yok. CHP oy verir mi öyle bir şey olsa, oyunu vermez. Zaten medyanın da ellerine koz geçmedi, CHP oy verince iş bozuldu.”
“ASFALT PARALARI MAHSUP EDİLEBİLİR”
Asfalt parasını ödeyenlerin geri almasının yasal olarak mümkün olmadığını kaydeden Başkan Gökçek, “Bu ancak ve ancak kanunla olur. Kanun dahi olsa, o da büyük bir ihtimalle Anayasa Mahkemesi’nden döner gibi geliyor. Çünkü kamunun parasını, yeniden iade, yani meşru bir yoldan alınan bir hak olan bir şeyin ileride affedilip de geri iade edildiğine dair bir kanun yok” dedi.
Bu noktada kendi tezinin asfalt parasının kullanandan alınması olduğunu söyleyen Başkan Gökçek, şöyle devam etti:
“Ben diyorum ki kullanandan alalım asfalt parasını. Arabanız var, ayda 15 lira gibi, yılda 180 lira gibi alalım. Yarım depo parası veyahut iki tane otopark parası gibi 15 lira. Böyle bir para alınırsa hallolur. Ben onu teklif edeceğim. Kabul ettirebilirsem, eskiden alınmış olanlar varsa, onların da arabaları varsa onlara bir mahsup etme, belli bir süre almama gibi bir ara formül bulunabilir. Çünkü veren ‘ben verdiğimden dolayı suç mu işledim’ diyecek. Doğru, aslında alkışlanacak olayı bir noktada cezalandırma gibi yapıyoruz, bu yanlış. Böylece düzeltebiliriz.”
OTOBÜS İHALESİNDE RÜŞVET İDDİASI
Otobüs alımında rüşvet iddiasına ilişkin soru üzerine Başkan Gökçek, şunları kaydetti:
“ABD’ye avukat gönderdim, avukat ilk aşamayı aştı. ‘Bizde böyle bir şey yok’ dediler. Ana merkeze gittik. Bugün itibariyle ana merkezde devam ediyorlar. Bakalım onun cevabı nasıl gelecek. İkincisi Adalet Bakanlığı’na müracaat ettim. Onun cevabı da bir-iki gün içinde gelecek. O milletvekillerini hem maddi hem de cezai yönden mahkum ettireceğim, bu benim boynumun borcu. Ben Melih Gökçek isem bugüne kadar ne söylediysem Rabbime hamdolsun söylediğimi ispat etme hakkı verdi. Şimdi direkt ispat edeceğim bir şey değil. Kimin ispat etmesi gerekir, her zaman iddia edenin ispat etmesi gerekir. İddiada bulunan iki milletvekilini de mahkemeye verdim. Bu davaların sonucunu da inşallah kamuoyu ile paylaşacağız.”
MOGAN VE EYMİR GÖLLERİ
“ODTÜ’den Eymir Gölü’nü alacağız inşallah, çünkü bakamıyorlar Eymir’e” diyerek sözlerine devam eden Gökçek, “ Moğan’a bakamadığımız iddiası doğru değil. Ben belediye başkanı olduğum tarihte zaten Mogan elden çıkmıştı. Belediye başkanlığımın ilk 9 yılında oranın mesuliyetini, sorumluluğunu alabilmek için çaba gösterdim. Ama maalesef sorumluluğunu bize vermediler. Orası eskiden yüzülen, rahatlıkla içerisinde kayıkların yarış yaptığı bir yerken bataklık haline geldi. Sazlıklar büyüdü, ben o dönemde sazlıkları temizlemeye kalktım. Oradaki balıkları ve kuşları ürküteceği, onların zararına olacağı gerekçesiyle önüme çıktılar. Neyse ki AK Parti iktidara geldi, AK Parti iktidarında ilk olarak kıyıdaki sazlıkların belli bir kısmını temizleme hakkını zorla aldık ve oraları temizledik. Ve göl kendisini göstermeye başladı. Gölde su kalmadı, biliyorsunuz Ankara bir susuzluk döneminden geçti. Kesikköprü’den su getirmiştik, gelen suyu direkt Mogan’a verdik ve yeniden Mogan’ın seviyesini yükselttik. Eymir de aynı şekilde elden çıkmış vaziyette. Eymir’i de alacağız, Eymir’i de kurtaracağız, onun devamına da boğaz yapacağız” diye konuştu.
Eleştiriyi alışkanlık haline getirenler bulunduğunu belirten Başkan Gökçek, yapılan giriş kapılarına yönelik eleştirilere ilişkin de, “Bir kulağımdan giriyor bir kulağımdan çıkıyor. Hiç kıymeti harbisi yok. Girenler, görenler o kadar çok beğeniyor ki benden ‘Başkanım bize hediye olarak bir giriş kapısı yaptır diyenler’ oluyor” dedi.
“TÜRKİYE’NİN EN UMUTLU İNSANLARI ANKARA’DA YAŞIYOR”
“Türkiye’nin en umutlu insanlarının yüzde 39 gibi bir oranla Ankara’da yaşıyor olmasını neye bağlıyorsunuz?” şeklindeki soruya da Başkan Gökçek, “Acizane bunda bir parça payımız var. Herkesin payı vardır. İlçe belediyelerinin de payı var ama Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin payı en üsttedir. Bu arada umutsuzların en büyük oranı da İzmir” yanıtını verdi.