Fransa otoriter rejime sürükleniyor
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile eski Başbakan Edouard Philippe'in arasında ortaya çıkan anlaşmazlık, Başbakan'ın istifasını getirdi. Bu noktada ortaya çıkan süreç Macron'un giderek güç kaybettiği bir zemini, demokrasiden uzak otoriter bir yapıya taşıdığını ortaya koydu.
Fransa Başbakanı Edouard Philippe'in, önceki gün bir süredir beklenen istifa kararını Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a sunmasının ve kabul edilmesinin ardından, Macron'un Başbakanlığa atadığı isim sürpriz oldu. Başbakanlık görevine sık sık eski Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian'ın adı geçiyordu. Ancak Macron, yeni başbakan olarak 2011 ve 2012'de Nicolas Sarkozy'nin cumhurbaşkanlığı döneminde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcılığını yapan Jean Castex'i seçti. Macron'un bu seçiminde zaman zaman fikrine danıştığı Sarkozy'nin etkisi olduğu belirtiliyor. Castex'in yerine ise eski Cumhurbaşkanı François Hollande dönemindeki Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Nicolas Revel getirildi. Macron, göreve geldiğinden bu yana sarı yeleklilerin gösterileri, emeklilik reformuna karşı yapılan eylem ve grevler ile yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının yol açtığı krizlerin üstesinden gelmeye çalışıyor. Macron güç kaybediyor Anketler ve özellikle son yerel seçimler Macron'un Fransızların nezdinde itibar kaybettiğine işaret ediyor. Cumhuriyet Yürüyüşü Haraketi (LREM) ile Ulusal Meclis'te çoğunluğu kaybeden, yerel seçimlerde de hezimete uğrayan Macron, gözünü 2022 seçimlerine çevirmiş durumda. Macron'un Philippe ile yolları ayırmasının da bu çerçevede değerlendirilmesi gerekiyor. Macron'un popülaritesi kendisinden yüksek olan ve ileride güçlü bir rakip teşkil etme potansiyeli olan Philippe'i devre dışı bırakmak istediği düşünülüyor. Demokrasi değil "otoriterlik" yolunda Cumhurbaşkanı'nın aynı zamanda birçok konuda görüş ayrılığı bulunan Philippe yerine "daha söz dinleyen" bir başbakanı tercih ettiği belirtiliyor. Macron'un benimsediği devlet yönetimi biçimi ikilinin arasının açılmasına neden oldu. 2017'de Fransızların lehine büyük değişim ve demokrasinin güçlenmesi vaadiyle Cumhurbaşkanlığına gelen Macron, belirlediği politikaları yoğun eleştirilere rağmen uygulamaya koymaktan vazgeçmedi. Ülkedeki sorunların çözümünde demokratik olan diyalog yolunu seçen Philippe ile yollarını ayıran Macron'un demokrasiyi değil daha "otoriter" bir devlet yönetimi biçimini seçtiği değerlendiriliyor. İstifaya giden süreç Philippe'in ülkede yaşanan önemli krizlerin çözümüne ilişkin Macron ile derin görüş ayrılıklarına sahip olması da görevinden ayrılması etkili oldu. Sarı yeleklilerin eylemleri ile emeklilik reformuna karşı yapılan grev ve gösteriler nedeniyle ülke kaosa sürüklenmişti. Kovid-19 salgını nedeniyle de ülke bu yıl, 1975'ten bu yana en büyük ekonomik durgunluğa girdi. Macron ve Philippe, Fransızları yakından ilgilendiren sorunları çözüme kavuşturmak için birlik oluşturmak yerine sıklıkla birbirlerine aykırı açıklamalarda bulundu. İkili arasında ilk görüş ayrılığı akaryakıt zamlarına ilişkin oluştu. Philippe, sarı yeleklilerin şiddetli gösterilerine neden olan akaryakıt zamlarının meclis nezdinde tartışılmaya açılması gerektiğine yönelik açıklamalarda bulunurken, Macron Başbakanı'nı göz ardı ederek akaryakıt zamlarının iptal edildiğini duyurdu. Macron ve Philippe, yine grev ve eylemlere sebep olan emeklilik reformu konusunda da fikir ayrılığına düştü. Kovid-19 salgınının yol açtığı ekonomik krize ilişkin de farklı açıklamaları bulunan ikili arasındaki gerginlik, Philippe'in pandemiyle mücadele kapsamında almak istediği tedbirlerin Macron tarafından iptal edilmesi veya yeniden düzenlenmesiyle iyice arttı. Philippe, normalleşme sürecine daha tedbirli girilmesini ve gerektiğinde uygulamaya konulan tedbirlerin süresinin uzatılması yolunu benimserken, Macron ekonomik kaygılarla tedbirlerin 11 Mayıs'tan itibaren daha hızlı şekilde kaldırılmasına yönelik adımlar attı. Siyasetçi Philippe de Villiers, BFMTV kanalında Macron ile Philippe arasında yaşanan görüş ayrılıklarına ilişkin, "17 Mayıs'ta Emmanuel Macron ile bir görüşmem oldu. 'Edouard Philippe neden böyle yapıyor, neden normalleşme sürecine daha hızlı girmiyoruz?' diye sordum. Macron bana 'Edouard Philippe ceza riskini tartıyor' şeklinde cevap verdi." ifadelerini kullandı. Yeni Başbakan Jean Castex kimdir? 55 yaşındaki Jean Castex, ülkede eski Başbakan Philippe gibi "sağcı siyasetçi" olarak tanınıyor. 2008'de ülkenin güneyindeki Prades semtinin belediye başkanlığını yapan Castex, 15 Mart'ta düzenlenen yerel seçimlerin ilk turunda yaklaşık yüzde 75 oyla yeniden Prades Belediye Başkanı seçilmişti. Castex, 2019'dan bu yana ise Ulusal Spor Ajansı Başkanlığı görevini yürütüyordu. Yakın dönemde Kovid-19 salgını kapsamında normalleşme sürecini yönetmek için nisanda Macron tarafından görevlendirilen Castex, Nicolas Sarkozy'nin cumhurbaşkanlığı döneminde 2011 ve 2012'de Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcılığı görevini yürütmüştü.