FETÖ'nün Arnavutluk'taki son çırpınışları
Arnavutluk'ta 1990'lı yılların başından itibaren filizlenip kök salan FETÖ, 15 Temmuz sonrası çöküş sürecine girdi.
Arnavutluk'ta 1990'lı yılların başından itibaren filizlenip kök salan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), Türkiye'de geçen yıl 15 Temmuz'da 249 kişinin şehit edildiği kanlı darbe girişiminin tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi Arnavut halkına da anlatılması ve Türkiye'nin diplomatik girişimleriyle zor günler yaşıyor.
Terör örgütünün Balkanlar yapılanmasında önemli bir yere sahip olan Arnavutluk, halkın dini ve manevi duygularını istismar eden faaliyetler yürüten FETÖ yapılanmasıyla 1990'lı yılların başında tanıştı.
FETÖ, 1993'te oluşturulan bir vakıf aracılığıyla kurduğu okullarla yaklaşık 25 yıllık süreçte ülkeye adeta kök saldı.
Başkent Tiran ile İşkodra ve Draç şehirlerinde ilköğretim okulları ve liseleri bulunan FETÖ, bu okullarda ülkenin önde gelen iş adamları ve siyasetçilerinin çocuklarına eğitim verdi. Örgüt bu yolla yıllarca iş, siyaset ve ekonomi çevrelerini etkisi altına almayı başardı.
Dini eğitimi de gelir kapısı gören FETÖ, Arnavutluk'ta yüksek öğretim alanında iki üniversiteyi kontrolüne aldı. Örgüt, 1994'te kurulan bir başka vakıf aracılığıyla da dini eğitime el attı. FETÖ, Kavaja, Korça, Berat, Elbasan ve Tiran'daki ücretsiz eğitim veren okulları özelleştirip idaresi altına aldı ve "bağış" adı altında velilerden topladığı paralarla kendine yeni bir gelir kapısı açtı.
DİNİ EĞİTİME FETÖ DAMGASI KMSH İLE VURULUYOR
Örgüt, Türkiye'de eğitim alan örgüte yakın Arnavut öğrencileri, ülkelerine döndüklerinde Arnavutluk İslam Birliği (KMSH) içine yerleştirerek, Birliği de kontrol altına aldı. Terör örgütünün, ilahiyatçı olmayan mevcut birlik başkanının seçilmesinde de etkisi olduğu belirtiliyor.
FETÖ ülkede, okul öncesi eğitim kurumlarından yabancı dil kurslarına, sivil toplum kuruluşlarından turizme, medyadan yayınevlerine kadar birçok alanda faaliyet gösteren kurum ve kuruluşla irtibat halinde.
Kuruluşlarının elde ettiği gelirin yanı sıra yıllarca "himmet" paraları ile halkın dini duygularını kullanarak topladığı fitre, zekat gibi yardımlarla kendisine büyük bir finansal güç sağlayan FETÖ için 15 Temmuz 2016'da Türkiye'de gerçekleştirilen kanlı darbe girişimiyle işler tersine dönmeye başladı.
Yıllarca Arnavut halkına "Türkiye'nin desteğiyle ülkede faaliyet gösterdiğini" anlatan FETÖ, darbe girişiminden sonra elindeki medya organlarını da kullanarak "kara propaganda" yapmasına karşın Arnavut halkını kandıramadı. Türkiye sevdalısı Arnavutlar, özellikle Türk televizyonlarından ve haber sitelerinden olayın gerçek yüzünü öğrenerek, FETÖ'nün yalanlarına itibar etmedi.
FETÖ, halkın desteğini kaybetmeye başladığında Türkiye'nin diplomatik girişimleriyle de büyük bir darbe yedi. Arnavutluk Eğitim ve Spor Bakanlığının talimatıyla, FETÖ'nün kamuoyuna "Türk okulu" olarak lanse ettiği eğitim kurumlarında Türk simgelerinin kullanılması yasaklanırken, "hiçbir şey olmamış gibi" astığı Türk bayrakları da indirildi.
MAARİF VAKFI FETÖ'NÜN HESAPLARINI ALT ÜST ETTİ
Bu büyük girişimin de halk üzerinde etkili olduğu Arnavutluk'ta örgüt, ekonomik zorluklar yaşamaya başladı. Bilinçlenen halkın "himmet" vermeyi kesmesi, nerede kullanılacağı belli olmayan fitre, zekat, kurban gibi bağışları yapmaması örgütün finans kaynaklarını kuruttu.
Eğitim kurumlarını "son kale" olarak gören FETÖ, Maarif Vakfının ülkede çalışmalara başlamasıyla iyice çıkmaza girdi. Elindeki eğitim kurumlarını kaybetmek istemeyen örgüt, okullara yeterli öğrenci kaydı alamaması üzerine dini mekanları reklam için kullanmaya başladı.
FETÖ OKULLARININ DİPLOMALARI TÜRKİYE'DE TANINMIYOR
FETÖ ile irtibatlı okulların diplomalarının Türkiye tarafından tanınmaması kararının da veli kanaatleri üzerinde etkili olduğu Arnavutluk'ta, cami cemaatine cuma hutbelerinde ve vaazlarda, örgütle irtibatlı okullara öğrenci gönderilmesi konusunda telkinde bulunuluyor.
Özellikle örgütün kontrolündeki Arnavutluk İslam Birliğine (KMSH) bağlı 5 medreseye öğrenci çekilmesi yönünde camiden yapılan çağrılara, darbe girişiminde "ölüme neden oldukları" için dini itibarı da yerle bir olan FETÖ'ye karşı çıkan halk itibar etmiyor.
ESKİ BAŞARILARI YENİ KAZANILMIŞ GİBİ GÖSTERİYORLAR
Örgüt mensupları için durumun vahametini gösteren örneklerden biri de artık başarı sağlayamadığı okullarda yıllar önce eğitim alarak belli başarılar elde etmiş öğrencilerin reklamının, yerel gazetelerde "yeni kazanılmış başarı" gibi gösterilmesi.
Arnavutluk halkı, Türkiye örneğinden hareketle, benzer olumsuzluklarla karşılaşmamak için ülkenin bir an önce FETÖ'den temizlenmesini bekliyor. Başta Arnavutluk İslam Birliğinin FETÖ unsurlarından temizlenmesi, ücretsiz medreseleri "bağış" yoluyla ücretli hale getirerek vatandaşı mağdur eden, dini değerlerden uzaklaştıran birliğin bir an önce asli görevine dönmesi bekleniyor.
GÜVENLİK ANLAŞMASININ GEREĞİ YAPILMALI
Arnavutluk hükümetinin de üzerine düşeni bu noktada yerine getirmesi beklentiler arasında. Dost ve müttefik ülke Türkiye ile Arnavutluk arasında imzalanan ve ülkenin Resmi Gazetesi'nde 9 Temmuz 2015'te yayımlanan "güvenlik iş birliği" anlaşmasının hayata geçirilmesi isteniyor.
Tarafların kendi kanunları çerçevesinde, yetkili kurumları vasıtasıyla tehditlerin önüne geçilmesi, kamu güvenliğinin sağlanması ve suç önleme ile aranan kişiler konusunda birbirine yardımcı olmalarını kapsayan anlaşma, yaşam, sağlık ve özgürlük gibi temel haklar ile insan onurunu çiğneyen şahıslar, organize suç örgütleri, terör ve finansmanı, yasa dışı girişler ve insan kaçakçılığı, dış yatırımcı olarak işlenebilecek suçlar ile kara para aklamaya yönelik suçlara karşı ve kaybolan ya da aranan insanların bulunması yönünde iki ülkenin iş birliğini gerektiriyor.
İş birliğinin artırılması amacıyla büyükelçiliklere sorumlu kişilerin atanması ve bu şekilde koordinasyonun daha iyi sağlanmasının da imza altına alındığı anlaşma, "organize suçlar nezdinde kullanılan finansların ortaya konulması ve el koyma işlemlerinin gerçekleştirilmesi" maddesini de içeriyor.
FETÖ yapılanmasının yoğun şekilde bulunduğu Arnavutluk'ta anlaşmaya göre harekete geçilmesiyle, ülkedeki FETÖ varlığının tamamen sonlandırılabileceği belirtiliyor.