'Evet'in vebali ağırdır

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yeni anayasa paketine ilişkin, "Bu anayasa geçerse, devletin yapısı ve işleyişiyle ilgili bütün yetkileri bir kişiye veriyoruz." dedi.

Kocaeli'nin Gebze ilçesindeki bir otelde muhtar ve azalarla bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, muhtarların sorunlarının farkında olduğunu, nasıl çözüleceğini bildiklerini, bu konuda gerekli hazırlıkları yaptıklarını söyledi.

Halk oylamasının, parti, hükümet veya cumhurbaşkanlığı seçimi olmadığını, anayasada yapılan değişikliklerin oylanacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, bu nedenle sürecin herkesi ilgilendirdiğini, herkesin siyasi kimliğini, siyasi görüşünü bir tarafa bırakarak karar vermesi gerektiğini dile getirdi.

"BU TAMAMEN BİR DEMOKRASİ TERCİHİ"

"Türkiye'nin, seçimle gelmeyen kişilerle yönetildiği süreçlerin darbe dönemleri" olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"O zaman şu soruyu kendimize soracağız; 'Sayın Cumhurbaşkanını milletin seçtiği, aynı zamanda parlamentonun seçtiği TBMM Başkanı mı temsil etmeli, yoksa seçimle gelmeyen biri mi temsil etmeli?' Diyorsanız seçimle gelmeyen birisi temsil etsin, gideceksiniz 'evet' oyu kullanacaksınız, seçimle gelen biri TBMM Başkanı, milli irade temsil etsin diyorsanız, gideceksiniz 'hayır oyu' kullanacaksınız. Bunun partilerle ilgisi yok, bunun kişilerle de ilgisi yok Bu tamamen bir demokrasi tercihi. Oturacaksınız, düşüneceksiniz, vicdan terazisinde tartacaksınız, oyunuzu öyle kullanacaksınız. Devletin yapısı ve işleyişiyle ilgili bütün yetkileri bir kişiye veriyoruz, Bu anayasa geçerse, devletin yapısı ve işleyişiyle ilgili bütün yetkileri bir kişiye veriyoruz. Devlete kim müsteşar olur, kim kaymakam olur, kim vali olur, kim hakim olur, bütün bunları TBMM belirler. Yeni modelde kimin müsteşar, kimin vali, kimin kaymakam, kimin müftü olacağına bir kişi karar verir, yani başkan. İster ilkokul mezunu olsun, ister üniversite mezunu olsun, ister amcasının oğlu olsun, ister dayısının oğlu olsun. Gelecek diyecek 'seni müsteşar tayin ettim, nitelikleri ben belirliyorum' diyecek."

Kılıçdaroğlu, devletin liyakat sistemiyle yönetilmesi gerektiğini düşünenlerin 'hayır' oyu vermesi gerektiğini vurgulayarak, "Bunun partilerle ilgisi var mı? Hayır. Kişilerle ilgisi var mı? O da hayır. Çünkü anayasa bir kişi için yapılmaz ki 30 yıl, 40 yıl, 50 yıl, 100 yıl devam eder anayasalar. Bugün bir kural gelir, birisi değiştirir, yarın bir başka başkan gelir, tamamen kuralı ters düz eder, değiştirir. Sorun şu, kuralları bir kişi mi belirlesin, 550 kişi mi? Kuralları bir kişi mi belirlesin, milli iradesi mi?" ifadelerini kullandı.

"BU MEMLEKET HEPİMİZİN MEMLEKETİ"

Kılıçdaroğlu, liderlerle televizyonda canlı yayına çıkma teklifini yeniledi.

Konunun anayasa konusu olmasına rağmen farklı konulara girildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Vatandaş niye 'Evet' diyecek sen onu anlat. Ben neden 'Hayır', neden 'Evet' demesi gerektiğini bütün ayrıntılarıyla anlatıyorum. Akıl süzgecinden geçirip, vicdan terazisinde tartabiliriz. Yüce Rabbimiz der ki 'Aklınızı kullanmıyor musunuz?' Bir yer de değil, birden fazla yerde söyler. Allah'ın bize verdiği en değerli hazine insan aklıdır, çünkü hayatı sorgular, doğruyu, eğriyi sorgular. Bize şimdi deniyor ki 'Hiç aklınızı kullanmayın. Bir kişi kullanacak. Hiç düşünmeyin, bir kişi düşünecek. Hiç karar almayın, bir kişi alacak.' Allah'ın verdiği en değerli hazineyi ne yapacağız biz? Kullanmayacak mıyız? Niye ortak akıl, niye siyasi partiler var? Benim gibi düşünmeyen bir vatandaş, düşüncesini ifade edemezse biz ne diyeceğiz? Zorla demokrasi olur mu? İşin özü şu değerli arkadaşlar; Bu memleket hepimizin memleketi. Sağcısı, solcusu, milliyetçisi, ülkücüsü, mütedeyyini, hepimizin ortak vatanı. Bayrak ortak vatanımızı temsil eder. Doğuda, batıda, güneyde, kuzeyde yaşayan vatandaş da bizim vatandaşımız. Gidecek yerimiz var mı? Yok. Bu memleket güzel mi? Evet güzel. Dünyanın hemen hemen çoğu ülkesine gittim. Emin olun Türkiye'den daha güzel 2. bir ülke görmedim."

Kılıçdaroğlu, Hollanda'daki bir resim sergisinden örnek vererek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Akıl, akıldan üstündür. Benim göremediğimi bir başka arkadaşım görebilir. Benim fark etmediğimi bir başka arkadaşım fark edebilir. Benim bilmediğimi bir başka arkadaşım bilebilir. Anayasa referandum değişikliğini çocuklarımızın geleceği için, torunlarımızın geleceği için, oturup düşünmeliyiz. Kararımızı ona göre vermeliyiz. Bunun partilerle şununla bununla ilgisi yok. 'Efendim, ben vatanseverim, diğerleri değil.' Öyle bir şey yok. Bu ülkenin 80 milyonu da vatanseverdir. Demokratik bir ortamda yaşamalıyız. Ben de düşüncemi söylemeliyim. Benim gibi düşünmeyen de düşüncesini söyleyebilmeli. Bir araya gelmeliyiz. Medeni insanlar gibi konuşmalıyız. Bunu yapmak zorundayız. Bunu yaparsak emin olun çocuklarımıza güzel bir Türkiye bırakmış oluruz. Tercih milletin tercihi, hangisini tercih ederseniz? Bana sorarsanız, 'Evet'in vebali ağırdır. Neden ağırdır? 1982 anayasası oylanırken İstanbul'da Fikirtepe'de bir okulda oy kullandım ve o anayasaya ben 'Hayır' oyu verdim. Bugün çocuklarıma ve torunlarıma o anayasaya 'Hayır' oyu verdiğim için bunu da anlatıyorum. O anayasa Türkiye'yi bu hale getirdi. Şimdi Türkiye'yi daha da geriye doğru götüren bir referandumun önündeyiz. Hepimizin düşünmesi lazım."